• her yönde kullanılabilinen bir eylem. sag gösterip sol vurmak. bir şeyi bir şekilde yapacağınızı belli edip, başka şekilde yapmak ya da yapmamak, ya da tam tersi.
  • çeşitli hilelerle insanları kandırmak veya dolandırmak.
    örn:
    postadan bir mektup gelir. (adresinizi bir alışveriş merkezinde doldurduğunuz anketten araklamışlardır)
    mektupta şunlar yazılıdır:

    aşağıdaki 4 hediyeden birini kesin olarak kazanmış durumdasınız. hediyenizi hemen öğrenmek için 0900 xxx xxxx nolu telefonu (dakikası falanca ücretle) arayınız. eğer postayla öğrenmek istiyorsanız 3-4 hafta beklemeniz yeterlidir.

    hediyeler:

    a) 1 ad. pioneer müzik seti
    b) 1 ad. philips radyo
    c) 1 ad. arçelik mutfak robotu
    d) 1 ad. xxx marketten %10 indirim kuponu

    telefonla aranır ve (d) şıkkındaki hediyenin kazanıldığı öğrenilir. kupon bilahare adrese postalanacaktır diye de eklenir
  • aldatmak için yapılanların bütünü. (bkz: kandırmaca)
  • "yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı bilgi patlaması ve yepyeni meydan okumalar, "olay bolluğu", "mekan bolluğu" (marc augé), teknik fetişizmi, teknik bilgi yollarının görkemli bir şekilde yayılmasının sunduğu aldatmacalar_ bilgisayarlar, elektronik medya, internet ki bu şüphesiz yalnızca bir başlangıç_ deney yitimiyle, duyulur olanla ve somut gerçekle temas yitimiyle, artan bir edilginlik ve duyumsamazlıkla,_ örneğin okumanın gerektirdiği_ gerçek imgeleme ve düşünme deneyine, hatta kendi duygularının deneyine, gerçekten kendisinin olan arzu ve gereksinimlerin tatminine sırt çevirmeyle beraber gelir." thomas de koninck

    hepimiz bu edilginliğe teslim olmadık mı? duyumsamamızı dışardan getirdiğimiz üşümüş ellerimiz gibi kaybetmedik mi? şimdi o elleri biri ısıttığında somut gerçekle temastan korkar olduk
  • "her şey bir aldatmacadır: en az yanılmaya bakmak, normal ölçüler içinde kalmak, en aşırının peşinden gitmek. birinci durumda ona ulaşmayı kendisi için kolaylaştırmaya çalışarak insan aldatır iyi'yi ve eline yetersiz silahlar vererek aldatır kötü'yü. ikinci durumda, dünyevi işlerde bile ele geçirilmeye uğraşılmadığı için aldatılır iyi. üçüncü durumda ise, kendisinden olabildiğince uzaklaşılarak aldatılır iyi ve en aşırıya vardırılarak güçsüz kılınacağı umulduğu için aldatılır kötü. bunların içinde yeğlenebilir olarak ikinci durum görünüyor, çünkü her durumda iyi aldatılırken, hiç olmazsa bu durumda, en azından görünüşte, kötü aldatılmamaktadır."*
  • (os. iğfal, ing. subreption)

    duyuların yanıltması...

    alman düşünürü immanuel kant tarafından bu anlamda kullanılmıştır. kant, nesnelerin gerçek nitelikleri saydığı renk, ses, ısı vb. gibi belirtileri duyuların aldatmacası sayar. kant'a göre bunlar, önsel olmadıkları için böyledirler.
  • "tarihin en acı derslerinden biri şudur: yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz. gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz artık. aldatmaca bizi kafeslemiştir. tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir çünkü."

    carl sagan
  • --- spoiler ---

    krista: artık eskisi gibi bağırmıyorsun ki bu çok iyi. ama buna hâlâ tutunduğunu söyleyebilirim. ve öfke sorunlarının üzerine düşmeliyiz, elliot. herkese öfkelisin, topluma... öfkelenecek çok şeyin olduğunu biliyorum ama bunu kendine saklaman ve hep yaptığın gibi sessiz kalman sana bir fayda sağlamayacak. derinlerdeki acı. işte üzerinde çalışmamız gereken yer orası. toplumda seni bu kadar hayal kırıklığına uğratan şey ne?

    elliot: bilemiyorum. hepimizin çocukların sırtından milyarlar kazandığını bilmemize rağmen steve jobs'ın harika biri olduğuna inanmamız mı?

    ya da belki tüm kahramanlarımızın sahte olduğunu hissetmemizdir. dünyanın kendisi bile büyük bir aldatmaca. birbirimizi fikir gibi maskelediğimiz saçmalıklarla doldurmaktan, sosyal medyada samimiyet taklidi yapmaktan başka ne yapıyoruz? yoksa buna oy verdiğimiz için mi?

    hileli seçimlerimizden değil, mal, mülk, paramızdan bahsediyoruz. yeni bir şey söylemiyorum. bunu neden yaptığımızı biliyoruz. açlık oyunları romanının bizi mutlu ettiği için değil uyuşturulmuş olmak istiyoruz diye yapıyoruz. çünkü bu gerçek bir acı, kendimizi kandırmayalım.

    çünkü biz korkağız.
    --- spoiler ---

    mr. robot
  • gazeteci/yazar wednesday martin'in dünyada değişen cinsel eğilimler hakkındaki tuhaf kitabı.

    3 binden fazla kadınla yaptığı ankete göre kadınların tümü erkeklerden daha çok sekse düşkünmüş sadece güvenlik kaygısı onları baskılıyormuş. hatta evli, eşinden hem cinsel anlamda, hem aşk anlamında gayet memnun kadınların yarısı sürekli başka erkeklerle de yatmayı arzuluyormuş, bunların da yarısı bu fantazilerini gizlice en az birkaç kez gerçeğe döküyormuş, bunların da yine en az yarısı gizleme gereği duymadan kocasıyla anlaşıp eve erkek veya çift getiriyormuş beraber ilişkiye giriyorlarmış falan..

    hatta seks tedavi psikologlarıyla yaptığı ankette de müşterilerinin çoğu çiftler değil kadınlar oluyormuş, 10 senedir her gün kurufasülye yemekten bıktım kocamı da çok seviyorum, kalbini kırmadan biraz değişikliğe nasıl ikna ederim diye sormaya gelen evli kadınlarmış. hayatlarında herşey tamamış eksik olan tek şey yeni bi penismiş:)

    böyle bir kesim insan olduğu kesin ama kitapta verilen orantıların abartılı olduğu da kesin. diyeceksiniz ki orası amerika ama ben antalya'da yaşıyorum dışarısı amerikalılar dahil batılı yüzbinlerce turist dolu, ne bileyim kadınların yarısı bile erkekler kadar iştahlı olsa benim tinderin hiç susmaması lazımdı:) hatta bekar erkeklerin dünyada hiç cinsel sıkıntı yaşamaması lazımdı, dünyada genelev diye bir kurum da olmaması lazımdı falan ama gerçekler öyle değil. erkek abazalığından faydalanıp para kazanmak için verileri abartmış.
hesabın var mı? giriş yap