• adı konulmamış (aslında ak faşizm olarak konmuş) sıkıyönetim tipi.
  • "idamın kalktığını biliyoruz maksat o değil, 12 eylül’ün haksızlıklarıyla, 12 eylül’ün zulmüyle hesaplaşmak deniliyorsa..
    hedef işkencecilerden hesap sormaksa..
    insanlara bu zulmü yapanların yakasına yapışmaksa..
    yani başta kenan evren’in..
    bir hatırlatma yaparım..
    akp sıralarından çankaya’ya çıkan cumhurbaşkanı abdullah gül geçen yıl köşk’te kenan evren’i ağırlamadı mı?
    evren, geçen yıl 12 eylül cuntasının lideri değildi de bu yıl mı oldu..
    köşk’te ağırlandığında zulmeden değildi de bu yıl mı zulmeden oldu..
    sorum şu..
    anayasa değişikliği kabul edilirse 13 eylül günü evren’in yakasına yapışılacak mı?
    yooo...
    (...)
    12 eylül kuralı bugün de geçerli
    başbakan konuşmasında zulümlerin, işkencelerin, insanlık dışı uygulamaların en yakın şahitlerinden birinin kültür ve turizm bakanı ertuğrul günay olduğunu söyledi..
    o günkü zulüm ortamını anlatırken şu örneği verdi:
    ‘ertuğrul günay’a 12 eylül’de hapisteyken vefat eden babasının cenazesine katılmasına bile izin verilmedi.’
    * * *
    aklıma ergenekon davasında tutuklu başkent üniversitesi kurucu rektörü prof. dr. (bkz: mehmet haberal) geldi..
    81 yaşındaki babası altı ay önce vefat etti.. cenazesine katılmasına izin verilmedi..
    aklıma doç. dr. (bkz: ümit sayın) geldi.. ölüm döşeğindeki 85 yaşındaki annesini son kez görmek istedi ama izin verilmedi..
    (bkz: kuddusi okkır)'a ne diyelim?
    tutukluyken kanser oldu, tedavisine doğru dürüst izin verilmedi.. eridi, bitti suçunun ne olduğunu bile öğrenemeden öldü..

    30 yıl önceden bir örnek daha..
    başbakan 12 eylül dönemini anlatırken şu örneği verdi..
    dedi ki; (bkz: necdet adalı)’yı yargılayan mahkeme reisi adalı’nın masum olduğunu iddia etti, karara şerh koydu ancak fayda etmedi..
    bugün de benzer bir durum var.. birçok tahliye talebini o kişiyi yargılayan mahkemenin reisi haklı buluyor*,. karara şerh koyuyor ama fayda etmiyor.."
  • % 47'nin yaklaşık % 4'lük kesimini oldukça bahtiyar ve zengin etmiş bir sıkıyönetimdir.
    e haliyle o % 47'ye bir selâm göndermek farz olur.
    (bkz: balık düşünmez çünkü balık her şeyi bilir)
  • "sanki bizzat başbakan tayyip erdoğan tarafından verildiği ileri sürülen talimat sonucu gazeteci ufuk akkaya ile deniz yıldırım'ın on aydır “tutuklu” olduğu ülkede yaşayan biz değilmişiz gibi...
    yeri gelmişken anımsatalım:
    bu iki gazetecinin tutukluluklarının “ergenekon”la, “balyoz”la, “islak imza” ile, “poyrazköy mühimmatı” ile, “örnek paşa anıları” ile “bülent arınç'a suikast tertibi” iddialarıyla, “kozmik oda” ile, “danıştay” cinayetiyle, “cumhuriyet gazetesi'ne atılan bombalar”la veya hrant dink cinayeti ile ilgisi yok.
    onlar, aynen vakit isimli basılı kâğıt parçasının ve star, bugün, yeni şafak, zaman, taraf gibi gazetelerin zaman zaman yaptığı gibi, ellerinde bulunan bir ses kaydını yayınladılar.
    ne var ki ötekiler başbakan erdoğan'ı memnun eden yayınlardı. bunlarınki erdoğan ile işadamı remzi gür arasındaki bir telefon konuşmasını kamuoyuna duyuruyordu.
    konuşmanın içeriğinde de fazla bir şey yoktu. sadece erdoğan'ın, gür'den, o sırada abd'de okuyan kızına 20-25 bin dolar kadar bir para göndermesine ilişkin bir ricada bulunduğu anlaşılıyordu.
    tutuklanmalarına bu kadarı yetti.
    ama işte biz bunu bile göz ardı edip, “yargının işi başka, askerinki başka” havasında laflar ediyorduk."
  • menderes'in 10, deniz gezmiş'in 15 ay yargılandığı bir ülkede 3 sene tutuklu kalmaktır.
  • bunu söyleyenler hakikaten 12 eylül'ün ne olduğunu bilmiyorlar.
hesabın var mı? giriş yap