• tüm ahlaki değerlerin yıkılıldığı bir nietzsche başyapıtı.
  • nietzsche'nin amacı ahlakımızın değerini sorgulamaktır. nihayetinde, şu anki ahlakımızın güçlü veya sağlıklı olan her şeye karşı hissedilen bir kızgınlık ve nefretten doğduğunu savunuyor. dolayısıyla mevcut ahlakımızın, türümüzün gelecekteki sağlığı ve refahına zararlı olacağını öngörüyor.
    ilkel ana ahlakın, "sarışın canavarlar" ve barbarların efendi ahlakına sahip olan, hayvani ve kaba kişiler olarak adlandırılmalarına rağmen, en azından güçlü ve sağlıklı odluklarını söylüyor.

    öte yandan, şuanki çılgın ahlakımızın ise, saldırgan içgüdülerimizi içe çevirerek ve kendimizi mücadele edilecek, yeni bir vahşi doğa olarak görerek bizi “derinleştirdiğini” vurguluyor. nietzsche'nin ideali bu derinliği korumak ve hayvani içgüdülerimizden veya içimizde parlayan yaşamdan utanmamak. yani güçsüzün gerçekleştirmiş olduğu köle ahlakını terk etmek.

    nietzsche’ye göre hiçbir şey kutsal değildir, hiçbir şey mutlak değildir, söyleyebileceğimiz hiçbir şey doğru bile değildir. ahlakımız, tanrı'dan gelen bir dizi görev değil, insan türünün kendisi kadar rastgele gelişen keyfi bir kodlamadır. tek sabit, biziz ve diğer her şeyin sürekli olarak daha fazla güç için çabalıyor olması ve tek sabit erdemin güçlü ve kötü vicdan, nefret ve öc alma duygusundan arınmış bir istenç olmasıdır.

    öyleyse nietzsche'nin eleştirisinin merkezindeki, “geneoloji” (soyağacı) dolambaçlı ve yönlendirilmemiş rotayı gösterir: farklı ahlaki konseptlerimizin bugünkü hallerine ulaşmak için gösterdiği bir girişimdir. ahlak, genellikle kutsal sayılır, çünkü ahlâkımızın aşkın bir zeminden kaynaklandığını varsayıyoruz. tanrı, akıl, gelenek gibi. yine de, "iyi", "kötünün” her zaman aynı anlama geldiği varsayımımızın aksine, nietzsche'nin soykütüğü yöntemi, bu terimlerin nasıl geliştiğini, mevcut ahlaki kavramlarımızın devamlılığı veya mutlak gerçeği ile ilgili herhangi bir yanılsamayı parçaladığını göstermektedir.

    nietzsche, bir anlamın uzun ömürü boyunca, farklı, hatta çelişkili, dönemeçlere sahip olabildiği için, kavramların veya şeylerin gerçeği oluşturan temeller olduğuna inanmıyor. bunun yerine, zaman içinde benimsedikleri farklı anlamları, onları neyin değiştirdiğini görmek için derinlemesine bir bakış açısı geliştirir. tüm bunların altında yatan şeyin güç ve irade olduğunu bulur. tüm varoluş, nietzsche için, iktidar hissi için duyulan farklı istekler arasında bir mücadele olduğunu ileri sürer. bu "güç istenci", insanların birbirlerinden daha üstün olduğunu hissetmek için, sürekli olarak birbirleriyle rekabet ettiğini gördüklerimizde, insan düzeyinde en belirgin olduğunu söyler.

    bir şeyin hiç bir anlamının olmayışı, bir kısmının egemen olacağı ve belli bir yoruma doğru büküleceği anlamına gelir. bir şeyin zaman içinde farklı anlamlara sahip olabileceği, farklı isteklerin kendisine hükmettiğini göstermektedir. örneğin, “iyi” kavramı bir zamanlar sağlıklı, güçlü barbarların iradesine hükmediyordu ve şimdi bunun zayıf, “hastalıklı” münzevi iradenin egemenliğine hükmettiği anlamına geliyor.

    nietzsche'ye göre, o zaman mutlak bir hakikat veya mutlak bir şeye inanma, bir şeye belirli bir yorum, belirli bir şekilde anlam vermektir. temel olarak, kişinin belirli bir istenç tarafından tahakküm edilmesine izin vermesidir. özgür kalmak isteyen bir istenç, her türden mutlaklıktan uzak duracak ve bir konunun kendisine ulaşmak için mümkün olduğunca farklı bakış açılarından bakmaya çalışacaktır. postmodern düşünceyi derinden etkileyen bu doktrin "perspektifcilik" olarak adlandırılıyor.
  • yeni bitirdiğim ve nietzsche’nin muhtemelen çalışmalarının en sistematik ve tutarlı kitabı, übermensch yaklaşımını çok beğendim.
  • sağlam bir sebebi var bunun.
    hiç aramadık kendimizi.
    nasıl olacak da bulacağız?
  • nietzsche'nin herkesi ve her kavramı sikerttiği eseri.
  • arkadaşlar kitabı tek part olarak seslendirdim.
    işte link: https://youtu.be/f-xrtuydyro
  • nietzsche'ye göre köle ahlakı: daima başkalarını memnun etmeye çalışma, uyumlu biri olup kendi düşüncelerini inşa etme cesaretine sahip olmama, geleneklere aşırı bağlılık, soru sormada isteksizlik, başarılı insanlara yönelik kıskançlık, vasatlık ve sıradanlığa abartılı övgü.

    nietzche, köle ahlakını yığınlarla özdeşleştirir;
    sizi akılsız sürüler olarak hareket ettirir ve “uslanmış” bireyler kılar. kesinlikle konforlu bir hayat yaşatır. ama uyuşturulmuş bir konfordur bu. yüzünüz gülerken içten içe daima kendiniz olamamanın sancısını hissettirir.
    içinize gömdüğünüz hayalleriniz, köşeye sakladığınız istekleriniz daima sızlamaya devam eder.

    işte bu ikiyüzlülüğe karşı çıkanlar, diyor nietzche. efendi ahlakına sahip olanlardır.
    hayır demeyi bildikleri için, korkakların erişemediği gerçek mutlu hayat onların olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap