• sap içerisinde uygulama geliştirmeye yarayan dil...

    abap ile ilgili olarak, abapçı olacağıma kebapçı olurum deyimi yaygındır...
  • açılımı, advanced business application programming'dir.
  • kullandıkça ve inceliklerini öğrendikçe, "keşke bu özellik diğer programlama platformlarında da olsa" cümlesini daha çok sarf ettiğim dil...
  • eski dilde hesap defteri.
  • oop bir dil olmasida guzel ozellikleri arasindadir.
  • (bkz: asap)(bkz: as busy as possible)
  • if statement ın comparison bölümünde aritmetik işlem kullanılamayan dil
  • adamı almanca kelimelerin kısaltmaları arasında boğan cryptic dil. internal editörün hiçbir özelliği yok. insan tireyi koyunca structure elemanlarının listesini gösterir hiç olmazsa.
    (bkz: intellisense)

    düzelti: yeni versiyonlarda artık var.
  • köklerinde c kullanılarak oluşturulmuş programlama dili.
  • bulaşılmaması gereken dil. şöyle ki,

    abap'ta program yazmak, eğer programı sıfırdan oluşturuyorsanız, başarısızlıkla sonuçlanır. hiçbir kodun/fonksiyonun/subroutine'in dokümanı yoktur. çoğu zaman bunların isimleri de karmaşık tasarlanmıştır ki kimse birşey anlamasın, fazla abapçı yetişmesin.

    b planı, sap çalışırken debug'a düşürmek ve kodları inceleyip gerekli olan mantığın / fonksiyonların yakalanıp yeni üretilen programda kullanılmaya çalışılması. kolay gibi görünür, başlarsın, fakat anlarsın ki programın neredeyse tamamının dahil edilmesi gerekir.. bu da zaten c planıdır.

    c planı, varolan bir programın veya sap'ın mevcut programlarından birinin z'li kopyasının üretilmesi ve modifiye edilmesidir. yalnız bu modifiye işlemi de öyle basit bir şey değildir. obfuscated bir kodu hacklemek, yemezse reverse engineer etmek, o da yemezse genel mantığa bakıp daha sonra kodda değişiklik için en iyi atışları yapıp outputlara bakmak ve yeterince kabul edilebilir outputlar ürettiriliyorsa orada bırakmaktır.
    hadi kodu bir şekilde çözüp bir şeyler karaladınız diyelim. development ortamında işle alakalı yeterince veri bulamazsanız test de edemeyeceksiniz. bu durumda olası verileri ve programın akışını kafanızda kurgulayıp bir abap compiler gibi çalışacaksınız. evet itiraf edin, zaten uzun süredir içinizdeki compiler depreşiyordu.

    hadi diyelim herşey yolunda gitti. debug yapayım dediniz. bikere conditional breakpoint yok. a > 5 ise dur diyemezsiniz, siz elle açıp kapayacaksınız breakpoint'leri. aynı anda 4 adet field'ın içeriğini görebilirsiniz. daha fazlası için sarma düğmeleri işin içine girer. watchpoint diye bir kavram vardır. aslında point falan değildir. bir field'ın içeriğinin sürekli gözetlenmesi ve istenen koşul sağlandığında break edilmesi. belki gözetleyen abi duruyordur o bakımdan point denebilir. aha buradan gözetleniyorsunuz. farklı bir yerden değil. ben hep buradayım, beklerim, der bu abi.

    bazen de debug sırasında her statementta birkaç saniye beklemenizi gerektiren overloaded server'lar olur. neşenize neşe katar bunlar.

    abap geliştirme tool'larında bazı yerleri çok eski görürsünüz. mesela code compare edilen yerde (se39) çift tıklayınca ilgili satıra gidemezsiniz. bunları yazan abiler de tabiki dokümante etmemiştir zamanında. daha kapasiteli coder'lar gelene kadar buralar geliştirilemeyecektir.

    bir de sırf bir başkası benim kodumu değiştirmesin diyerek alabildiğine komplike kasanlar vardır. bunları budaklı meşe odunuyla pataklamak lazımdır.

    fakat bir süre sonra başta obfuscated gibi gelen tüm field'lar, fonksiyonlar, tablo isimlerini ezberlersiniz, artık onlar yaşamınızın bir parçası olur. filmlerde lips lafını duyunca belki heyecan duymazsınız çünkü o an aklınız sevkiyat kalemleriyle meşguldür. ama bir abap koduna baktığınızda the woman in red'i görürsünüz herkez yukardan aşağı düşen yeşil harfleri anlamaya çalışırken...
hesabın var mı? giriş yap