• felixis'in biraz daha kurcalamasi halinde bir kac saate kalmaz ilkokul diplomasini yirtar kendisi. güleyim mi aglayayim mi sasirdim valla.
  • evet, intihalcidir.

    bu bahsettiğim makale bizim matematik dehasının:
    - http://onlinelibrary.wiley.com/….1002/fld.2211/full

    bu da kopyalandığı makale:
    - http://www.sciencedirect.com/…pii/s0960077905011148

    adam almış, birebir değişkenleri filan değiştirip (x'i a yapmak gibi, ortaokulda yapardık) yeni makale diye sunmuş. biraz baktım, lakin tatilde evde olduğum için enstitünün vpn bağlantısı ile uğraşamadım, sadece 3-5 makaleye baktım. bu yukardaki örneği bulmak hiç zor olmadı. gelişigüzel bir makale seçtim, birebir intihal çıktı. diğer bir kaç tanesinin de giriş kısımları, bazı tanımlar filan paso kopya. web of science'a bakıldığında atıf almış biraz, doğru, ama bu intihalci olduğu gerçeğini değiştirmez kesinlikle. zamanım olduğunda diğer makalelere de bakıcam.

    ek: şimdi farkettim, bu bahsettiğim makalede "alıntı" yapılan makaleye bir kere atıf verilmiş, ama makalenin neredeyse tamamında cümleler, denklemler vs tıpa tıp aynı.benim bildiğim intihal tanımına göre bu intihaldir.
  • evet, türkiye'dedir. meşhur olan en psikopat biliminsanları bile bu kadar makaleyi kariyerleri boyunca ancak yazabilirken, güzel ülkemizde farkedilmeyen dehalar bu sayıyı 5 yıla sığdırabilmekte. o değil de haftada bir bilimsel makaleye denk geliyor, çok merak ediyorum "buradan da bir skandal patlar mı acaba" diye (nitekim bkz: fizikte bilimsel aşırma skandalı) , umarım öyle bir şey değildir ama yine de bunca zamandır mustafa saltı da dahil olmak üzere bu derece kısa zamanda bu kadar fazla makale yazan birini görmemiştim.

    http://fen.ege.edu.tr/~jfourier35/

    edit: bu başlığı açtıktan sonra sayfa içeriği nedense uçuverdi.

    edit2: "editör"ü olduğu dergilerden birinin sayfasındaki makale listesi:
    http://www.sapub.org/…journalid=1070&personid=16145

    edit3: 1 haziran 2012 itibari ile universite ile ilisiginin kesildigi haberleri dolasmakta. bolum websayfasindan ismi de silinmis.

    edit4: doktora tezinin tamamen kopyala-yapıştır olduğu ortaya çıktı*. tezi de iptal edilmiş. ama hiç bir resmi kurumdan, tek bir resmi açıklama gelmedi. intihalin kendisinden ziyade bu sessizlik türkiye akademisinin utancı olarak hatırlanılmalıdır. bir makalesi çok prestijli bir dergi olan journal of mathematical physics'ten geri çekildi.

    edit5: leiden ranking'e göre ege üniversitesi matematik ve bilgisayar bilimlerinde kendisinin makaleleri ile dünya ikincisi oldu. olay türkiye'den insanların leiden ranking'i uyarması ile dikkatleri çekti, en sonunda milliyet ege'ye manşetten haber oldu: http://i.imgur.com/ew2pe0p.jpg (bkz: #35638118)
  • 4 bucuk yildir nanoteknoloji alaninda yurtdisinda doktora yapiyorum. yayimlanmis 5 makalem var. hepsinin impact factor'u 3'un uzerinde. hatta bir tanesi dunyanin en onemli kimya journal'i. ama 3 aydir bursumun suresi bittigi icin karin tokliguna, sirf doktorami tamamlayabilmek icin tabiri caizse kivraniyorum cunku son bir makaleye daha ihtiyacim var.. depreyona girmis bile olabilirim. simdi ben ulkeme donmek istesem, yayim sayima bakip bunu az bulduklarinda, bana ornek olarak bu insani gosterip "makale sayin az, seni kabul edemeyiz" derlerse, bu insan benim hakkimdan calmis olmuyor mu? ben de intihar mi etsem acaba? sonucta intihal yapip yapmadigina kurul karar verir ancak bunun gibi bir suru ornek varken ben ne edeyim? para ile makale yayimlayan var be! sokayim bilimsel anlayisiniza...
  • hakkında intihal olduğunu iddia ettiğim makale ve "benzediği" makaleye şuradan ulaşabilirsiniz:

    http://www.2shared.com/file/kc92p5fa/makale.html

    aynı alanda çalışmaya da gerek yok bunu görmek için. bunları yazarken de olabildiğince dikkatli yazdım ki biliyoruz bunlar ciddi iştir... madem mesele buraya geldi iki kelam da ben edeyim,

    fizik alanında yurtdışında doktora yapıyorum, kendimce bir kaç yayınım da var. yani bu işler nasıl işler, nedir ne değildir, biliyorum. yılbaşı tatili için buraya geldiğimde bir hocamla türkiye'deki akademik ortamın kalitesini konuşurken "böyle böyle ege'de biri varmış mesela, 5 yılda 300'e yakın makale koymuş cv'sine" diye bahsetmişti, merak ettim, neymiş ne değilmiş diye, garip geldi buraya koydum. akademik arkadaşlar incelesin baksın, görsün neler oluyor diye. sonra tek tek makalelere bakmaya başladım, bulduğum yamuklukları da koydum. bu kadar. net bir şey bulamadıklarım hakkında bir şey denmedi.

    şimdi şöyle düşünün, siz işi kurallara göre yapıp ekmeğinizi kazanmaya çalışıyorsunuz, ailenizden sevdiklerinizden uzak kalıp saçma sapan sıkıntılar çekiyorsunuz. çevrenizde sevdiğiniz kişilerin bu sistem yüzünden depresyona girip, işlerini /kariyerlerini bıraktığını, üniversite sınavında derece yapmış insanların söndüğünü görüyorsunuz ve sonra bir anda tutup 5 yılda cv'sine 300'e yakın yayın eklemiş birini görüyorsunuz. haliyle şüphelenip bakıyorsunuz..

    bir de olayı sözlük perspektifinden değerlendiren arkadaşlar var; öyle popüler bloglara filan sahip olmadığımdan öyle bir yerde yazsam kimsenin dikkatini çekmeyecekti. o yüzden arada hiç bir fark göremiyorum ben.

    bir de bu meseleden ilk bahsetiğim için bana şikayet ettin mi, niye etmedin diye kızan arkadaşlar var. o konuyu da yazayım:

    buraya intihal olduğunu düşündüğüm makaleyi yolladıktan sonra, sözlükten bir arkadaş makalelere bakmışlar, editörlere haber vermişler. cevap bile gelmiş, "gözümüzden kaçmış, bilmiyorduk" diye.

    yök ve üniversiteye şikayet içinse, bu arkadaş bu kadar makale yazıp bir kıdem almamış henüz. almaya teşebbüs etmiş, o ayrı. bir de meseleyi keşfeder keşfetmez şikayet etmedim, çünkü yine de o kadar soğukkanlı olamadım, belki burayı görüp farkedip, makaleleri çeker vs bir şey yapar herhalde diye düşündüm, yahut o bahsettiğim makale için teknik bir cevap verir kendi sayfasından vs diye...

    kendisi umarım bu durumu atlatır, eski sağlığına kavuşur.

    sözlük dışından ulaşmak isteyenler içinse: felixisphys@gmail.com
  • facebook'ta yazdigi intihar mektubunun aynisi daha once ingiliz matematikci alan turing tarafindan ...

    ehe saka lan.
  • bir tane daha buldum:

    http://onlinelibrary.wiley.com/….1002/fld.2315/full adresindeki makale ile aşağıdaki arasında "excessive overlap" var:

    http://iopscience.iop.org/…349785c9b34336086aeb1.c1

    buldukça yazarım daha. ayrıca web of science'daki çok atıf alan makaleleri de scientific and academic publishing adındaki bir grubun dergilerinde. işin ilginç tarafı, bu adamların websayfasında makale arama butonu yok, ve bu 270 makaleli abi o dergilerin editör kurulunda*. zamanında waset vardı, 3. 5. sınıf bilimcilerin cv'lerini şişirmeleri için kendileri yayınlayıp, kendileri kontrol ettikleri pek bir ciddiyeti olmayan bir grup. bu da öyle bir şey olabilir belki.. kendin çal kendin oyna durumu. içerde aynı makalenin farklı isimlerle tekrar yayınlanması mı derseniz, intihalin dibine vurulması mı dersiniz, hepsi var...

    http://www.sapub.org/journal/index.aspx bu grubun bir sürü dergisi hala "coming soon". ve ayrıca whois bilgilerine göre ise site nisan 2011'de oluşturulmuş.

    bu da waset:
    http://www.waset.org/

    *http://www.sapub.org/…journalid=1070&personid=16145

    ayrıca şu anda üniversitenin akademik sistemindeki makale listesi giderek azalmakta. sayfayı her yenilediğimde 5 makale filan uçuyor, şu anda 270'den 180 civarına inmiş durumda :)
  • bugün yaptığı uzun açıklamasına cevap olarak az önce kendisine aşağıdaki e-maili gönderdim:

    "ahmet bey merhaba,

    hakkınızda matematik camiasında zaten bilinen şüpheleri ekşisözlüğe taşıyan kişi benim. öncelikle şundan emin olmanızı rica ediyorum, kimsenin adamı değilim, kendim ve beni tanıyan insanların yazdığı gibi işini düzgün ve dürüst yapmaya çalışan meraklı bir doktora öğrencisiyim. ne ege'den tek bir kişiyi tanıyorum, ne yolum oradan biriyle kesişti. yani olay kesinlikle ve kesinlikle politik vs. değil, buna lütfen inanın.

    yazdığınız açıklamaya kendimce cevap vermeye çalışacağım.

    1- "internet ortamindan neyi nasil anlatacaksin tam anlamiyla, kafa kafaya konusarak halletcek felixis ile umarim. bu teklifim kabul gormezse kendisinin birilerinin adami oldugunu ve kendisine gorev verildigini dusunecegim. boyle iddialari varsa arkasinda durup bu teklifi kabul edecegini dusunuyorum."

    internet üzerinden pekala bir şeyler anlatılır. nasıl ki siz bütün dünyadan onlarca kişiyle birbirinizin yanınıza gitmeden makaleler yazdıysanız, diğer şeyler de internet üzerinden tartışılabilir. bunda hiç bir beis görmüyorum.

    2- "h-index’imi merak eden vatanadasa soyleyeyim, h-index degerim 14, hayatinda h-index’i 5’in uzerinde olan kac kisi gordun acaba."

    ben de h-indexinizi merak ettim, baktım fakat en çok atıf alanlar yine kendi yayınlarınızdı. ayrıca yüksek lisans hocamın h-indexi xx, doktora hocamın h-indexi yy civarında (.......)

    3- "ben uygulamali matematikci olarak pur matematikteki birseyi cok fazla anlamam, ama insanlar nasil oluyor da kendi alanlari disinda birsey icin boyle ahkam kesiyorlar, atip tutuyorlar. bilip bilmedigin bir konuda insani hirsiz diye nitelendiriyorsun"

    zamanında serkan anılır'ın astronot olduğunu iddia ettiği resmi, astronot olmayan kişiler tarafından montaj olduğu ortaya çıkarılmıştı mesela. herhangi bir kopya-yapıştırı yakalamak için illa o alanda doktora yapmış olmaya gerek yok. yahut, mesela hidrojeoloji alanındaki bir yayındaki datanın, yahut cümlenin düzgün alıntılanıp alıntılanmadığını belirlemek için de hidrojeoloji doktorasına gerek yok. "intihal"in evrensel tanımı bellidir.

    bu tanım için de intihal olduğunu iddia ettiğim makalenizin yayınlandığı derginin bağlı bulunduğu wiley yayın grubunun tanımını koyuyorum (siz yök tanımını almışsınız. bu noktada beni ve wiley'in editörlerini yök'ün yaptığı intihal tanımı bağlamaz). wiley diyor ki:

    "as an author, it is your responsibility to paraphrase adequately each and every sentence. even paraphrased material must be cited by source. if you must take information word for word, it should be in quotation marks with appropriate bibliographical citation (which your editor can help you with). word-for-word quotations should be kept to a minimum."

    http://eu.wiley.com/…ileycda/section/id-301884.html

    yani diyor ki, bütün ama bütün cümleleri düzgün bir şekilde "paraphrase" etmek yazar olarak sizin sorumluluğunuzdadır. devamında da bir bilgiyi kelimesi-kelimesine alacaksanız, o kelimelerin tırnak işareti içinde ve düzgün (appropriate ve adequately diye özellikle üstüne basılıyor. yani makale başında bir kere atıf vermek "appropriate" bir atıf değildir) bir şekilde atıflı olması gerekir. ayrıca bu tip kelimesi-kelimesine aynı olan alıntıların olabildiğince minimuma indirgenmesi gerekir. yani, tırnak içinde düzgün atıflı da olsa koca bir paragrafı aynen alamazsınız.

    ayrıca bütün makalelerinizi yoruma açacağınızı söylemişsiniz. bunu doktora teziniz için de yapabilir misiniz?

    neyse, şimdi bu tanım karşısında benim için bu mesele burada son buluyor. yök'te yahut üniversitelerde kurullar kurulur mu, mesele incelenir mi bilemem. ama yök'ün intihal tanımı yukarda yazdığınız gibi olduğu sürece yök'ün ve üniversitenin kararı beni bağlamaz. beni bağlayan tanım, yukarda yapılan tanımdır. dediğim gibi bu mesele benim için burada bitiyor, çünkü tatil dönüşü tamamlamam gereken deneylerim ve benim de bir dergiye yollamam gereken bir yayınım bekliyor. buradakilerin aksine o makalede tek bir açık bile bulunamayacak.

    size naçizane tavsiyem biraz dinlenmeniz, ve "paraphrasing", "self-plagiarism" "duplicate publication" gibi şeylerin ne olduğuna bakmanızdır. hatta çeşitli yayın gruplarında (wiley, springer yahut elsevier'in websayfalarında) "title" kısmına "retracted" yahut "retraction" gibi şeyler yazıp aratarak ne gibi şeyler yüzünden makalelerin geri çekildiğine bir göz gezdirmeniz de bundan sonraki zaman için yararlı olabilir.

    lütfen kendinizi psikolojik ve mental olarak hırpalamayın. unutmayın, gördüğümüz kadarı ile sizi seven bir eşiniz ve bir çocuğunuz var. hiç bir şey kendi sağlığınız ve ailenizden değerli değildir.

    iyi günler."

    edit: "en çok atıf alanlar yine kendi yayınlarınızdı" gibi saçma bir cümle kurmuşum. "kendi yayınlarınız tarafından atıf verilmiş" olacak tabi ki.
    edit2: benim hocaların ve hocalarımın hocalarının h-indekslerini sildim entryden.
    edit3: bu maile cevap verdi sagolsun, iceriginin simdilik cok onemli olmadigi ikinci mailimden sonra da websayfasindaki kamuoyu duyurusunu silmis, facebook duvarini da ya kapatmis ya da oradakileri de silmis.
  • çok saçma bi hikaye oldu.

    ilk önce ekşi sözlük'te birileri "bakın böyle bi durum var, adamın makale sayısı çok fazla geliyor bana, bi terslik olmalı diye araştırdım, bu bu makaleler şuradan alıntı gibi" diyor.

    ardından destek ve ekstra araştırma geliyor ki hakkaten de ben tamamında olmasa da bazı makalelerinde öyle bir durum olduğuna inandım buradaki entryler sayesinde.

    ardından akademisyen yavaş yavaş sitesindeki makalelerini temizlemeye başlıyor, sayı git gide düşüyor.

    hemen ardından konuyla alakası 1 cümle olan 3 sayfalık bi facebook mesajı yayınlıyor akademisyenimiz. sağlık sıkıntıları yaşayan çocuğunu, amerikan ermenilerinin ona uyguladığı baskıyı, ilgisiz kalan eşini falan filan anlatıyor.

    sağlıklı bir ortamda, yapması gereken yalnızca "bu makale intihal değildir, zira sizin bilmediğiniz/konuya uzman olan birinin anlayamayacağı şu şu parametreler farklıdır, konu şu açıdan farklı ele alınmıştır" demesi gerekirdi. ya da "hayır kardeşim bu intihal değildir, şu şu danışman hocalarım da dahil olmak üzere makalelerimi incelenmesi için istediğiniz herhangi bir bilirkişi kuruma bırakalım bakalım" demeliydi, fakat bakıyoruz elimizde vicdan sömürüsünden öte bir şey yok.

    e doğal olarak elimizde sağlam, yıllara yayılmış bi intihal olduğunu düşünmekten başka bi şey kalmıyor ki... şimdi de intihar mevzuusu çıktı ortaya, ulan ne alaka demekten kendimi alamıyorum, üstüne üstlük "ulan bu iş bu kadar duygusallaştığına göre kesin intihal var" düşüncesi iyicene güçlendi kafamda.

    not: öğrenciyim, bilirkişi veya akademisyen değilim, o yüzden tamam budur diyecek bilgi birikimine sahip değilim.

    not 2: ilk kurşunu atan suserlerin suçlu olduğunu kesinlikle düşünmüyorum, onlar böyle böyle dedi, onlar da yanlış yapmış olabilir, olması gereken eğer intihal durumu yoksa yani mevzu yanlışsa adamın gidip üstte de yazdığım gibi yok abi böyle bir şey demesi ve bunu kanıtlamasıydı.
  • ne simdi bu?

    "korktugum oldu", "yargisiz infaz ediyorsunuz, intihar etmesi sizin yüzünüzden", "sanki cok dürüst bi ögrencilik hayatiniz oldu, recmediyorsunuz" vs. vs.

    ve bu yüzden bu ihtimali yazan insan suclu olmali? cünkü hicbir somut delil olmasa bile bir insan 270 makale yaziyorsa 5 senede hicbir süphe uyandirmamali? cünkü türkiye'de normali bu?

    bu adam, gazetelere cikip, hakki(!) oldugu iddia seyin pesinden kosuyor, demek öyle susan biri degil. bu adam yine aciklama yaziyor ve aciklamasi tamamen tribünlere: cocuk, fakirlik, amerika macerasi, ermeniler, allah... yani yok yok. toplumsal, dinsel, milliyetci her sey var icinde. ama bir tek bilimsel bir sey yok. hatta tek yapilmasi gereken aciklama bile yok: "bütün bunlar komiktir, makalenin savunmasi yapilacaktir." bu bile yeterliydi aslinda, sonra da savunurdu makalesini.

    intihara tesebbüs etmis.
    1. bana ne? kendi kücük cocugunu bu kadar kolay arkada birakabiliyorsa, iyi olmayan aslinda o, burada bunu teshir eden insanlar degil.
    2. baskalarini suclamak her zaman daha kolay. "o"nun yüzünden intihara tesebbüs etti. yani kendi karakterinden degil, ya da "270 makaledeki diger intihaller de ortaya cikacak rezil olacagim" düsüncesinden degil.
    3. bu yüzden burdaki bazi tiplerin gelip polyannacilik oynamasi, "ama cocugu var, intihal etmisse de etmis, deger mi bir cana" muhabbetine girmesi tamamen komedi. o zaman herkes istedigini yapsin ve intihar edecegim deyince, akan sular dursun... deger mi hic? bence hitler de intihar etmeseydi, degmezdi cünkü... (biz nasilsa asardik, tamam lan saka, abarti örnek olsun diye verdim)

    türkiye ne kadar ucuz bir ülke gercekten. biraz agla, her sey yoluna giriyor. ibrahim tatlises gibi bir adam bile sempatik oluyor: "ama öyle demeyin, adam kursunlandi, oglu da var :("

    eger yoksa intihal, akademik olarak bu kanitlanir, zaten burdaki yazilarla olmaz bazi seyler, bu islerin icinde olanlar da akademik olarak intihali göstermeliler. bunun da herkes farkinda.
hesabın var mı? giriş yap