• "türkiye'de x liraya çalışacak çok insan var, onlar ise ısrarla y lira maaş istiyor. y > x ise o halde tekel işçileri haksızdır."

    kafaları matematiğe ancak "bu kadar" basan insan topluluğundan oluşan harekettir. x liranın insan hayatını geçirmek için ne kadar yeterli olduğu onlar için önemli değildir. onlar sadece karşılaştırma işlemini uygular ve buna göre yorum yaparlar.
  • devletin kar elde etme amaçlı üretim yaptığını zannedenlerden oluşmakta. açlık sınırı ve yoksulluk sınırı'nın da ne olduğunu bilmiyorlar bunlar galiba.
  • 3h hareketi tekel için diyor ki:

    sırf oy alabilmek uğruna bu işçilere normalin çok üstünde maaş ve haklar verilmiştir.
    bunun ceremesini de yıllarca cebimizden çıkan vergiler ve düşük büyüme oranlarıyla hep beraber ödedik.
    şimdi soruyoruz ; birileri sırf “devlet memuru” diye neden diğer çalışanlardan farklı ücretlere sahip olmalıdır?
    neden bazı insanlara, ‘ömür boyu iş garantisi’ verilmelidir?
    bu mudur hak? bu mudur adalet?

    şu yukarıdaki satırları yazabilen hürriyet hoşgörü hukuk hareketine sormak lazım: normalin çok üstündeki maaş ve haklar nedir yahu? bana bir izah edermisiniz? size ömür boyu iş garantisi vermeyelim o zaman. gidelim taşeron firmalarda 11 ay çalışıp bir ay işten atılan, ayda 500 lira para alan bir güvenlik görevlisi yapalım.

    hoşgörürsünüz o zaman değil mi bizi?

    ........ (cevab veremedi)
  • bu hareketin liberalem adında bir dergisi var. bu dergide akıllara zarar şeyler yazılmış. sinirleri sağlam olanlar okusun:

    "işsizliği artıran bir nedende devletin kendiliğinden işleyen bir sisteme müdahalesi yoluyla olur. devlet, hiç bilmediği bir konuya el atarak son bir asırdır, işsizliği azdırmıştır.
    iktisadi krizler, kapitalizmde sadece tek tük şirketler bazında gerçekleşirken, devletçi bir sistemde bir ülkenin iflası yoluyla olur.devletçi sistemin ürettiği asgari ücret, toplu sözleşmeler ve sosyal yükümlülükler, yüzyıllardır kapitalizmin kendi ürettiği sermaye birikimi, teknolojik yenilikler ve iş ahlakını yerle bir etmiştir. devlet, şirketlerin ürettikleri artıkları haksız bir şekilde dağıtmakla kalmamış. kendi çıkarı için avanesine dağıtmak zorunda kalmıştır."

    bunu yazan şahsın;

    1. vicdana dair hiçbir kırıntısı kalmamış.
    2. iktisat tarihine dair hiçbir fikri yok. aynı şekilde eleştirel siyasal iktisadı da bilmiyor.
    3. bilmeden sallamanın son raddesinde.
    4. dayak yememiş ve sayı saymasını bilmiyor.

    kendisine gidip bir yerlerde çay koymasını, çay işine girmesini, orada kariyer yapmasını şiddetle önermekteyim..
  • my oh my, devlet babayı yanlış kuramlaştırma olasılıklarını düşünerek bu olasılığı devleti doğru kuramlaştırma şanslarını hesaplamakta kullanabileceğimiz girişim. sitelerinde örneğin doğu avrupa'nın leninizm, sosyalizm, komünizm diyince tiken tiken olan tüylerine benzer bir hassasiyet var. adamlar çok çekmiş tabi istemezler... devletin ezdiğini, büzdüğünü, ham yaptığını (bu konuda kronos benzetmesini tek geçerim), artı ürünün üstüne konduğunu, "hıııaaargh ver onu o benim. hem ben ne yaptımsa senin için yaptım bu vergiler de onun için, senin için, hepimizin iyiliği için" menopozunu ve sonra o vergileri mol'de "ups ne ciciler aldım böyle bir günde" şımarıklığı ile nasıl saçtığını bis de biliyorus kıymetlims bis de. ayrıca o mol ince 'le' ile söylenmez, ama devleti alışveriş merkezinde deneyimsiz, üstelik de menopozlu bir tiki gibi göstermek de istemiyorum, kırılabilir. her neyse, işte bu kadar agresif bir devlet sadece eril olabilir mi, sorarım ey makine kırıcılar...pardon, grev kırıcılar? bu hırçın ve yatalak kadına sıkıyorsa özel iletişim vergilerinizi ödemeyin canlarım benim. veya sitede yukarılara doğru karikatürde de yer alan ahtapot devlet ve bakım bekleyen kreş çocuklarının işçiler değil, yüksek dereceli bürokratlar olduğunu bilin, bildirin. süt için, süt içirin.

    ayrıca "tarih göstermiştir ki, uzun vadede devlet sigara değil, ancak yoksulluk üretebilir." gibi bir denemenin doğrusu şöyle olacaktı herhalde:

    "uzun vadeyi değerlendirmek çok uzun sürer. ama şöyle bir bakınca görünen o ki, devlet halka açık alanlarda sigarayı değil, yoksulluğa karşı bişiler söyleyenlerin sabrını taşırmasını yasakladı."
  • 3h mantığının sınırlarına vardırıldığında işte bu ortaya çıkar!

    [http://zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=1330 http://zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=1330]
  • eğer ; iyi niyetli iseler kendilerini işsiz bırakan sistemin hastası olmak gibi vahim bir şaşkınlık içindedirler. acil şifa dilemek gerek. ha eğer durum bu değilse, hiç kendilerini yormasınlar zira burada yapılmışı var:

    (bkz: genç siviller)
hesabın var mı? giriş yap