• sarsıntısıyla sözlükteki malları su üstüne vurmuştur.
    "amaan 3.5muş, ehehe siz 3.5 atmışınız eki eki salaklar" gibi zevzeklikler vuku bulmuştur.

    farz et ki karşında bi adam var, gözüm karardı başım dönüyor diyor, düşüyor, fena bir hastalığın habericisi olarak tansiyon sorunu yaşıyor; sen ölçüyorsun tansiyonu: ulan ne mal adamsın normal işte aq, diyorsun. ben senin ak, mal. ne olursa olsun, isterse uyduruk, geçici bir sorun olsun... sıkıntı yaşayan insana böyle mi yaklaşılır?
    bir başkasının hissettiğini hissedebilir misin? yaşadın mı onun yaşadığını?
    ya da daha önemlisi: ya öncü depremse bu, akşama on bin kişi ölse, yine çıkıp zırvalayabilecek misin?
  • 3.5 dediğim deprem. ölçeği değil.

    (bkz: ankaralıların hafiften tırsak oluşu)
  • oncelikle bu da bişey mi amıga koyım tayfasını buraya davet ediyorum.

    (bkz: sözlükçülerin en eften püften başarıları)

    lan yarrak kafalılar sismograf mı var gotumuzde de deprem olurken tırsmayalım. evimizde rıdvan dilmen de yok 3.5 olur desin rahatlatsın bizi. nereden bileyim lan ben depremin merkez üssünü kaç saniye süreceğini derinliğini genişliğini şiddetini? ayrıca ankara'da deprem olurken ankara'da olmayanlar için korkuyor insan. rahatız aga biz bir nevi. sikkodan coğrafya kitaplarından biliyorum götümün az çok sağlamda olduğunu. benim internetimin kesilmediği depremde sen enkaz altında olabilirdin aga. bunu düşün buna yoğunlaş.

    zira diğer küçük depremler gibi 30 nisan 2010 ankara depreminin verdiği mesaj budur bence.
  • sırtımdan itti. çok kaba bir depremdi.
  • yusuflattırmıştır. o ne öyle canım bi koltuğu oynatmalar falan, lütfen!
  • 1999 depremlerini istanbul'da yaşamış biri olarak beni bütün depremler gibi huzursuz eden, anlamsız bir depremdi.
    ben temizlik yaptığım bezi sıkıyordum lavaboda deprem olmadan birkaç saniye önce, babam da odasına gidiyordu, birden güm diye balkondaki pek de sağlam durmayan buzdolabı sallandı, dedim yuh baba nasıl bir kapı kapama bu. lambaya baktım sallanıyor mu diye ama göremedim, güneşe bakmış gibi kör oldum. sonra temizliğime devam edeyim dedim, bir de ne göreyim, elfler sarmamış mı etrafımı! aman tanrım, hemen kaçtım oradan, sözlüğe bakayım dedim evet, deprem olmuş. bunu teyit eder etmez elfler beni bulamasın diye yatağımın altına saklandım, fakat bu sefer de yatak altı canavarı ile karşılaştım. altıma işedim korkudan ama yılmadım, hemen banyoya gidip işediğim yerleri temizledim filan, sonra cüneyt arkın geldi ve "tankla topla falan beklerim, uçakla ağır sanayii hamlenizle filan" dedi. ben de sordum, "sen hangi şarkıyı söylüyorsun" dedim ama cevap vermedi, öylece duruyordu. sonradan anladım ki ölmüş, çünkü yıkılmayan bir adammış. öyle işte, ben bu depremi böyle algıladım, aynen böyle şeyler oldu.

    (bkz: nolıyir)
  • merkezi ankara'nin kuzeyi ya da kuzey batisindadir.

    not: is bu entry hareket yonune gore yazilmistir.

    kandilli ile gelen edit: kuzey bati demistim di mi?
  • 3.5 büyüklüğünde depremdir. pek çok yazarın yine, yeni ve yeniden yer hareketinin şiddeti ile büyüklüğünü birbirine karıştırmasına neden olmuş depremdir. ayrıca yer hareketi sırasında ortaya çıkan enerjinin bir göstergesi olan depremin büyüklüğünü hissettiklerine göre tahmin etmeye çalışanlara hayretle bakmamı sağlamıştır. bütün millet hepimiz deprem uzmanı olmuşuz da haberimiz yok.
  • ankarali yazarları ele veren depremdir.
  • - anneee, deprem oluyoo..!
    - iyi, tamam.

    bizdeki etki bu. sanki eve nurten teyze falan geldi de, onu haber verdim.
hesabın var mı? giriş yap