• götüme başıma çarpsın gol olsun diye istihdam edilen karambol golcüsü nobre'nin onu da çarptıramadığı maç..
  • bu maçta henüz holosko'nun forma çekmekten, burak yılmaz'ın kendini yere atmaktan, hilbert'in sert faullerden kart görmemiş olması, bunun yerine nobre'nin alakasız bir pozisyonda kart görmüş olması birer kuddusi müftüoğlu mucizesidir efendim. dikkate almayınız.
  • beşiktaş'ın oynadığı oyunla hak etmediği maç olmuştur. bitmesi gerektiği gibi bitti, trabzonspor'u tebrik ediyorum. bu sezon en pozitif futbolu oynayan iki takımın mücadelesiydi, hakeden kazandı. *
  • beşiktaş'ın iyi oynamadığı, trabzon'un ise çok iyi oynadığı maç. her iki takım da savruk oynadı. trabzon ikinci yarı daha derli topluydu. daha diri, daha ısırgandı. açıkçası galibiyet haklarıydı. beşiktaş'ta ise bi halsizlik gözlerden kaçmadı. trabzon deplâsmanında yenilmek kayıp sayılmaz. bu nedenle çok da üstünde durmamak lâzım. beşiktaş'ta hilbert'i istekli gördüm. holosko takımdan çok kopuktu. ayağına gelen topu alıp gitme eğilimindeydi. bobo'nun kenarda başlaması bizim için handikaptı. fakat sakatlığı varmış, o yüzden bi şey diyemem. trabzon'da serkan eski günlerine dönmüş. colman'ı beğendim. burak hep bi dalavere peşinde. şu huyunu terketmedi gitti. selçuk'un da duran toplarına hastayım. hâsıl-ı kelâm, trabzon'u mücadelesi ve güzel oyunundan ötürü tebrik ediyor, beşiktaş'ıma iyi istirahatler diliyorum.
  • beşiktaş'ın yenildiği maç(tanım da tanım ha özel ders alsam böyle tanım çıkaramam).

    yenildik mi? yenildik. içimde bi gram üzüntü var mı? maalesef. nobre'nin 11'de olduğunu gördüğüm an zaten maçı kazanamayacağımızı tahmin etmiştim, maçı da çok rahat izledim. golde bile panik olmadım. neden üzülmediğim hakkında ise en ufak bi fikrim yok.

    yıllar olmuştu trabzon'a yenilmeyeli, belki ondan çok sallamadım maçı bilmiyorum(trabzonlu arkadaşlar alınmasın).

    hakem makem konuşmak saçma olur bu maçta. trabzon bizden 2-3 katı fazla pozisyona girdi, daha ilk yarıda 2-3 olabilirdi maç. sürekli laf salladığımız hakan'a çok şey borçluyuz bu maç özelinde(geçen sene de kaleci performansı sayesinde 2-0 kazanmıştık bu statta, unutmadık).

    futbol değişik bir oyun. trabzon deliler gibi saldırırken iki kontra hücumumuz vardı, bir tanesi girse maçın seyri komple değişebilirdi. ama hala-bıyık-amca üçgeninde de kilitlenecek değilim, dediğim gibi trabzon maçı haketmedi demek abesle iştigal olur.

    yalnız artık kaç hafta oldu, haftalar geçtikçe takımımızın neye ihtiyaç duyduğu iyice ortaya çıkmaya başladı. madde madde sayayım bir-iki ufak şey:

    1)kesinlikle sağ beke ihtiyacımız var. hilbert sağ açık olarak başarılı olabilir ama sağ bekte gerçekten sırıtıyor iyi niyetli bir oyuncu olmasına rağmen.

    2)belli ki bobo'nun fizik gücü haftada 2 maçı kaldırmıyor. ancak bobo ile nobre'yi rotasyonlu olarak kullanmak gerçekten çok saçma. koşabilen bir rotasyon forveti lazım bize. guti kafasına kaldırdığında defansın arkasına sarkacak adam bulmalı. nobre gibi "nerden geldim ben? dur dur savunma yapmalıyım. yok hayır orta sahaya yardım etmeliyim. nerdeyim ben? aaah" tepkilerinde yaşayan biri olduğu sürece nobre'yi 11'de gören her beşiktaşlı o maçtan ümidini kesmeye mahkumdur.

    3)allahaşkına rica ediyorum özel bi duran top savunması ustası(sıfat tamlamasına uç!) falan tutalım artık. lucescu gittiğinden beri çılgınlar gibi duran top golü yiyoruz. hani diyorlar ya schuster çok riskli futbol oynatıyor yæ falan diye? yahu fener'den de trabzon'dan da duran top yüzünden gol yedik. e zaten geriye yediğimiz kaç gol kalıyor ki? kalecin biraz libero özellikleri taşıyorsa bu sistemin riskinin bir kısmını bertaraf etmek mümkün. ama sen 6-3-0 bile oynasan duran toptan gol yiyebilirsin, o konuda değişen bir şey yok.

    4)delinho kaptano sana kişisel ricam, ismail'e biraz kendi taktiklerini öğret. başkasının formasını çekip kendini bıraksın bi şeyler yapsın falan. tamam adamın hücumu iyi de savunmada o kadar sırıtıyor ki üzülüyorum böyle bir yetenek sahada çaresiz kalınca.
  • sozlukteki trabzonspor taraftarinin ust uste akli basinda entry'ler girmesiyle 2-0 geriye dusmus bulunuyoruz.

    tebrikler trabzonspor.
  • burak bildiğin halı saha beleşçisi tadında oynuyor bu maçta. olm ofsayt var lan!
  • hilbert'in iyi bindirmeler yaptığı maç.
  • hilbert'in faul yapmaya doymadığı maç. işin ilginci hilbert bile kart göreceğini düşünerek ağır ağır kaçmaya başlamıştı. halbuki hakemin aklına bile gelmedi sarı kart. maçın tek sarı kartı itiraz eden nobre'ye geldi sanırım.
    bu arada bu maç sayesinde öğrendik ki boca'nın dale'si beşiktaş'la özdeşleşmiş. ve hatta mohikan da galatasaray'la özdeşleşmiş.. hmm ilginç.
  • bu maçı yöneten şu güzel hakem yüzünden bugün kahvehanelerde kaç adam kaç adamı bıçakladı bilmiyorum.

    böyle kıyılamaz maça, böyle insanlar birbirine düşürtülemez. iki takıma da hatalı kararlar verdi, "dengeliyeceğim" diye daha fazla hatalı karar verdi. kartlar çıkamadı bir türlü, beşiktaşlı oyuncular faul manyağı oldu, beşiktaşlılara yapılan faullerde kartlar çıkamayınca burak'a yapılan faul es geçildi, yarı sahanın sol çizgisi civarında bir trabzonluya yapılan faul kartsız geçildi. bir sürü bu tarz örnek.

    sonuç olarak kuddusi bence yarın mhk'ya gidip düdüğünü teslim etsin.
hesabın var mı? giriş yap