• karaktersiz ve korkak fenerbahçe'nin, karaktersiz ve korkak bir oyunla beşiktaş'a beraberliği hediye ettiği maç olmuştur. beşiktaş tek ön liberoya inerek aurelio-bobo değişikliğiyle maçın hamlesini yaparken, fenerbahçe alex-baroni değişikliği ile kendi evinde bile ne kadar korkaklaşabileceğini göstermiş ve beşiktaş da bunu cezalandırmıştır.

    fenerbahçe'nin yunanistan ve italya'nın 2004 avrupa ve 2006 dünya kupalarıyla avrupa futboluna yerleştirdiği sikimsonik mentaliteden kurtulamayan tek takım olduğu da tescillenmiştir.

    4 defans, 3 ön libero ile hala mal gibi atak yiyorsun, korkaklığın kitabını yazıyorsun. madem 3 ön liberoyla da atak yiyeceksin, 1 ön libero koy, 1 yer 3 atarsın, 2 yer 4 atarsın.

    40 dakika gol geliyorum diye bağırdı, 85'te gol oldu. ha o olmasa başkası olurdu. beşiktaş 2. yarıdaki oyunuyla maçı da alabilirdi.

    ama artık yeter.

    bu korkak futbolla, bu korkak mentaliteyle bir yere varılamayacağının anlaşılması lazım. yoksa seni ayaklarında top yaparlar haberin olmaz. tuncay'ından serhat'ına, 5-6 hücumcuyla oynadığımız zamanları hatırlıyorum da, bu takıma sadece acıyorum. zico ile bir yerlere gelebilen takım, 10 yıl geriye gitmiş, gerilemeye de devam etmekte.

    beşiktaş'ın yolu açık olsun. biraz daha cesur olurlarsa, ligin amına koyarlar, kimse de bir şey diyemez.

    not: bilica gibi, emre gibi adamları takımımda görmek istemiyorum. guti'ye faul yaptığında gidip özür dileyen gökhan gönül gibi adamlar istiyorum. topla oynamaya niyeti olan adamlar istiyorum, hakemle, rakiple değil. ben bu adamları izlemek istemiyorum. siz bu adamları izletmeye devam ederseniz, elinizdeki fenerbahçe taraftarının desteğini de kaybeder, kuyruğunuza bakarak dönersiniz.

    artık yeter.
  • bu maçın yıldızı kesinlikle mavi gömlekli, rayban gözlüklü komiserdir. gözaltına aldığı insanları, ilmek ilmek işlediği enfes küfürlerle sosladığı nefis yumruk ve tokatlarla dövmesi kesinlikle takdire şayandı. akredite numarası hiç çıkmayacak hafızamdan. eğer sicil numarasını görebilseydim, onu da unutmazdım kesin. cumhuriyetimizin en önemli bekçisidir nazarımda.

    bugün, bu maç sayesinde şunu öğrendim. bir a3 boyutundan büyük olmayan, kırmızı benekli (polis tutanaklarında japonya bayrağı böyle anlatılır), bir tarafında paok yazan kartonlar, rulo şeklinde arka cebinde dursa bile rakibi tahrik eder; gözaltına alınmanıza neden olur. neden? çünkü paok yazıyor! paok ne? bunu da sicil numarasından muaf çevik kuvvetli arkadaş sorar mesela, sanki adam öldürmüşsün gibi kolunu sıkı sıkı tutarak gözaltı otobüsüne götürürken. paok ne?! paok bir takım ismi dersin mesela sen. tıpkı real madrid gibi, barselona gibi bir takım ismi. ama beğenmez paşam. çünkü sen, o andan itibaren, "bu ülkenin bu halde olmasına sebep olan zihniyet"in vücut bulmuş halisin! yunansın! (yunan olmak çok kötü bi şeydir) bölücü bir piçsin! tutanak tutarken bölücülüğünü, vatan millet düşmanlığını iki saat boyunca defalarca yineleyen komiser ise sana tarih dersi verir mesela. gerçi hangi cephede kimlerle savaştığını karıştırır biraz ama sorun değil. önemli olan niyet. sonuçta ha rus ordusu yapmış sana bahsettiği zulmü, ha yunan. ne fark eder? sen yine de vatan millet düşmanısın!!!

    bu maçı, taşıdıkları bir karton yüzünden bir dünya beşiktaşlı nezarette olduğu için izleyemedi. ama yarın gazeteler, şayet bunu yazarlarsa, onların hepsini bir avuç çapulcu diye yazacaklar. lanet, pislik, cemiyet düşmanı holiganlar... inanmayın.
  • beşiktaş'ın sözde kalecisi hakan arıkan'ın ikramı ile geriye düşmenin şokunu yaşadığı ilk yarının son 20 dakikası haricinde fenerbahçe'yi sürklase ettiği maç olmuştur. koskoca fenerbahçe'nin adam gibi adam ve çok efendi bir teknik direktör olan aykut kocaman'ın elinde sivasspor görünümüne bürünmesi gerçekten ilginç. bildiğin köy takımı olmuşlar, özellikle ikinci yarıda topu sadece ileriye doğru teptiler.

    beşiktaş ise planını sahaya net bir şekilde koyması ve komik bir golle geriye düşmesine rağmen 90 dakika boyunca panik yapmadan oynamanın ve sadece pozitif futbola odaklanmanın semeresini en azından deplasmanda elde ettiği puanla aldı denebilir. bazı oyunculara bakacak olursak:

    hakan arıkan: ismail dümbüllü'nün kavuğunun o dönemin usta tiyatrocusuna devredilmesi gibi, kendisi de "her kritik maçta en az bir ölümcül hata yapma" alışkanlığını ibrahim toraman'dan devralmış gibi oynuyor. yaşadığı sakatlık, yedirdiği gol sonrası aldığı ahlardan ve beddualardan oldu diyeceğim, günah olacak. bu takımın birinci kalecisi cenk gönen ya da rüştü olmalı.

    tomas zapotocny: dün akşam yaptığı müdahaleler ve soğukkanlı duruşu ile muhteşemdi. aynen devam zapo.

    mehmet aurelio: yani dün bizim necip uysalımız bu adam kadar oynayamayacak mıydı diyeceğim ama bernd hoca tecrübe olgusuna dayanarak durumu açıkladı. sadece bu seferlik haydi öyle olsun diyelim. bu takımda iyi bir yedek olur.

    fabian ernst: diarra falan gibilerin oynadığı real madrid'de çok ama çok rahat oynayacak bir orta saha. dün akşam da, 2 gün önceden de yorgun olmasına rağmen, şahaneydi; allah nazardan korusun.

    guti: ben kim, seni yorumlamak kim. iyi ki varsın.

    mert nobre: son saniyede topu kapıp defansı dengesiz durumda yakalamasına rağmen kaleye yönelmek ve şansını zorlamak yerine topu korner bayrağının oraya götürüp vakit geçirmeyi tercih etmiştir. oyun zekası bu düzeydedir. kalifiye bir güreşçi ama yetersiz bir golcümsüdür. adnan sezgin seneye bunu da almaz mı ki?

    bobo: guti'den aldığı pasla ürettiği penaltı bile klasını bir kere daha göstermiştir. ne de olsa fener'e bayılır. benzer bir pozisyonu ilk yarıda yakalayan nobre isimli güreşçinin topa yetişemediği unutulmasın.

    ibrahim üzülmez: beşiktaş tarihi'ne adını altın harflerle yazdıralı çok oldu ama dün akşam resmen nirvana'nın da ötesine ulaştı. "amatörde bile oynamadım" dediği sağ bek pozisyonunda bildiğin bek gibi oynadı resmen. bugün hamama gidip 40 defa su döküneceğim zamanında sana kızıp küfür falan ettiysem affedilebilmek için. sen bizim için hakkı yeten, süleyman seba sınıfındasın artık.
  • bir galatasarayli gozunden:

    biz kadikoy'e cikinca, dia'nin g.gonul'un alex'in o kacirdiklari butun pozisyonlar gol oluyor, sonra 4 olmus 6 olmus. bize de kacirin lan.
  • beşiktaş'ın fenerbahçe'yi kendi evinde hapsettiği, sahada istatistik olarak ezdiği maçtır. evet daha çok pozisyona girmiştir fenerbahçe ama bu fenerbahçe'nin artısı değildir, beşiktaş'ın tam oturmayan oyun anlayışının açık noktasıdır. bu kadar pozisyona karabük ve buca da girmişti. oyun sistemi oturduğunda, doğru oyuncular bulunduğunda ve forma girdiklerinde o pozisyonları da bulamayacak rakipler.

    maç sonrası sevinç ise gayet doğaldır, hem düzeyliydi, dozu kaçmamıştı hem de daha 3 gün önce avrupa maçı yapmış, daha sonra deplasmanda ligdeki önemli rakiplerinden biriyle bir derbi mücadelesine çıkmış, maç içinde hem yenik duruma düşmüş ve uzun süre böyle oynamış hem de iki talihsiz sakatlık yaşamış, beraberlik golünün de bitime yakın atmış bir takımın sevinmesi gayet doğal karşılanmalıdır. beşiktaşlı oyuncuların sevinmesinin nedeni bunlardandır, fb'li arkadaşların zannettiği gibi "aman allahım dünya devi fb'den evinde puan aldık" hissiyatı değildir. böyle zanneden fb'li arkadaşlara dünyaya dönmeleri tavsiyesinde bulunmak ta ebedi dostluğumuzun gereğidir.
  • dün gece maç sonrası eve geldiğimde yine bu başlık altında gayet itidalli ve efendi yorumlar yapmış idim. bugün sabah gazeteleri açtıktan, fenerbahçeli köşe yazarlarını okuduktan ve sözlükteki fenerbahçelilerin anlamsız yorumlarını gördükten sonra itidali elden bırakıyor ve formamı üzerime geçiriyorum.

    bre gafil fenerbahçe yazarları; hepiniz yazınızın bir yerlerine maç 6-0 olurdu yeaaa cümlelerini serpiştirmişsiniz. o pozisyonlar gol olaydı amına koymuştuk bülent başkan diye yazmış çizmişsiniz. yahu anlamıyorum, gerçekten anlamıyorum; ulan birincisi golden önce lugano hayvanlar gibi faul yapıyor ismail'e ve bundan kimse bahsetmiyor. evet gol dışında net 5 gol pozisyonu var fenerbahçe'nin, e iyi de beşikatş'a gol atmak yasak mı lan? maçın başında ismail köybaşı ve nobre'nin girdiği pozisyonlar gol pozisyonu değil mi? ibrahim toraman'ın bomboş kale yerine topu kafayla taca atması pozisyon değil mi? quaresmanın volesi ve ardından bobo'nun vuruşunda hepiniz yusuflamadınız mı gol diye? evet sayı olarak daha fazla net pozisyonunuz vardı ama böyle öküzlemesine yorum mu olur lan? o zama biz de o golleri atsaydık maç 6-5 biterdi aga, maçın hakkı 6-5 ti kuran çarpsın...

    maçın başından sonuna kadar taktik gereği klasik anadolu takımı formatında kontra atakla gol arayan taraftı fenerbahçe, yapması gereken de buydu çünkü beşiktaş'a karşı açık oynarsan biliyorsun ki sikertirler adamı. bu sezon bütün takımlar bu şekilde oynadı ve oynamaya da devam edecekler. öyle olsaydı böyle olsaydı yorumlarından vazgeçin artık. beşiktaş'ı yenebileceğiniz tek taktik kendi sahanıza kapanıp hızlı adamlarla gol aramaktı, atamadınız ve yenemediniz. nokta.
  • son 1 ayda şükrü saraçoğlu'nda 3 maç izlemiş, altyapının başına gelen derks'in de istifa etmesini isteyen, kivıl'ın gülüşüne bayılan, bundesliga'dan hazzetmeyen bir galatasaraylı olarak maddeliyorum;

    1-aykut kocaman, teknik direktör değil.
    2-schuster, büyük hoca. keşke reykart kifayetsizi yerine zamanında bu elemanı alsaydık.
    3-totoloji olacak ama yinelemekte fayda var; ibrahim toraman, memleketin en iyi defans oyuncusu.
    4-2010-2011 sezonu şampiyonu beşiktaş.
    5-fener taraftarı bitmiş.
    6-yendirmeyen allah yendirmiyor.
    7-sami izican>mehmet topuz
  • hakemin yaptığı hatalara lafım yok, alıştık zaten, ama emre belözoğlu'nun ve bilica'nın hakeme karşı "öldürecekmiş gibi" yaptıkları haykırışlara bir sarı kart bile gösterilmemesini hazmedemiyorum.
  • bu maçın beşiktaş açısından en büyük kazancı nihatın artık yorumculuğa başlaması gerektiğini göstermesidir
  • efendim ligde geride bıraktığımız dört haftaya beşiktaş açısından bir bakalım:

    1. hafta - bucaspor'u 1 farkla yenmişiz
    2. hafta - büyükşehir belediye'ye 2 farkla yenilmişiz
    3. hafta - karabükspor'u 3 farkla yenmişiz
    4. hafta - mke ankaragücü'nü 4 farkla yenmişiz

    bu veriler ışığında bu 5.hafta maçının çok acayip olaylara gebe olduğunu görüyoruz *
hesabın var mı? giriş yap