• mactan sonra da terli terli su icmemeliyiz.
  • her organizasyonda olduğu gibi yine çok çabuk gaza geldik.

    arka arkaya alınan galibiyetlerle kendimizi turnuvanın en büyük favorilerinden birisi olarak gördüğümüz bir turnuvada ilk kez telafisi olmayan bir maça çıkacağız. bundan önce oynadığımız tüm maçlara "mağlubiyet alsak herşeyin sonu değil, telafi ederiz" psikolojisi ile çıkmıştık muhtemelen. ancak bu aşamadan sonra tecrübe faktörü çok fazla ön plana çıkacaktır. yine muhtemelen önceki turlarda titremeyen eller şut atarken çok rahat olmayacaktır. önceki çeyrek final maçlarında bu açıkça görüldü. turnuva boyunca çok tutuk bir görüntü veren ispanya, namağlup fransa'yı sürklase etti. zira turnuvanın aslında yeni başladığının farkındalar.

    rakibimiz yunanistan her ne kadar önemli eksikleri olsa da bu seviyelerde çok sık maç yapmış bir takım. üstelik kadrosundaki oyuncuların çoğu panathinaikos ve olympiakos gibi avrupa basketbolunda her daim en tepede yer alan takımlarda oynuyor. dolayısıyla kulüp bazında da bizim oyuncularımızdan çok daha tecrübeli oyuncular. kağıt üstünde bizim oyuncularımız daha kaliteli görülebilir ama tecrübe bazında rakibimize göre çok eksiğiz. beni endişelendiren en önemli detay da bu zaten. slovenya maçında olduğu gibi çift haneli sayılarla geri düşersek bir daha geri dönemeyiz.

    tüm bu sebeplerle aslında kaybedilen slovenya maçında tahmin ettiğimizden çok daha fazla şey kaybettik. bu yüzden "bizim için farketmez, biz zoru severiz" tarzında açıklamalar züğürt tesellisinden öteye gitmiyor ne yazık ki.

    ben çok ümitli değilim. umarım yanılırım.
  • eurobasket 2009'da şişirilmiş "balon" takım varsa bunlar fransa ve yunanistan'dır. gruplarında oynadıkları rusya'nın sırbistan karşısında düştüğü durum ortada. fransa'nın ispanya karşısında nasıl rezil olduğu ortada. yunanistan bu grubun üçüncüsüydü arkadaş, asıl abartılan yunan takımı. türkiye'yi favori görenler sadece türkler değildi turnuva boyunca. maçları izleyen, az çok basketboldan anlayan her insan yapılan hayvani savunmayı görüp şapka çıkarttı milli takıma. yunanistan'dan bir gömlek üstün 12 dev adam, fakat yunanlılar bir gün daha fazla dinlenmiş ve hazırlanmış olarak çıkacak maça. ayrıca biz spanoulis'i nasıl durdururuz diye düşünürken onlarda benzer bir tartışmayı ilyasova'yı nasıl durdururuz diye yapıyorlar. ersan adına güzel bir gelişme.
  • ne olacağını en kestiremediğim maç. çeyrek finalde de en karşılaşmak istemediğim takımdı. eğer slovenya'yı yenseydik; şimdi hem hırvatlarla oynuyor, kazanınca da yarı finalde tecrübesiz sırplarla yeniden oynuyor olacaktık. şampiyonluk yolu iyice açılıyordu. şimdi yunanistan'la oynayacağız, kazanırsak ispanya gelecek ki; aynı turnuvada-eurobasket 2009- ispanya'yı iki kez yenmek pek ihtimal dahilinde gözükmüyor. neyse biz bugün kazanalım da, gerisini sonra düşünürüz.

    şimdi bakalım eşleşmelere:

    yunanistan pota altında bize üstünlük kurabilir. ve bu üstünlük de ağır gelebilir. sofoklis schortsanitis gazla çalışan bir oyuncu; ritme sokamazsak, güven vermezsek etkisiz olacaktır. öbür türlü karartır pota altımızı, çünkü o size'da bi oyuncumuz yok. turnuva başından beri boşuna fatih solak demiyorum. neyse onun dışında; kosta koufos iyi, andreas glyniadakis şöyle böyle, ioannis bourousis ise epey tehlikeli. aslında bu turnuvada dimos dikoudis, kostas tsarsaris ve hatta lazaros papadopoulos olmaması bizim için büyük avantaj. onlarla da uğraşmak yıkım olurdu ama şimdi dengeli sayılabilir. boruasis ve coşturursak schortsanitis'ten tırsıyorum. onun dışında bi sıkıntı yok.antonis fotsis de buraların adamı ama ersan ilyasova'la birlikte o bölgede match-up sıkıntısı yaşamayız. hatta hidayet türkoğlu bile alabilir zaman zaman fotsis'i.

    guardlarda, kolay takımlar-makedonya, israil- harici; 33-37 dakika arasında süre alan bir vasileios spanoulis var karşımızda. yani maçta skor anlamında kopmalar olmazsa, benche en fazla beş dakika gelecektir bu gece. ama onu nispeten yavaşlatabilecek kısalarımız var; başta ömer onan olmak üzere, ender arslan ve sinan güler bu konuda ellerinen ne geliyorsa yapmalıdır. yunanistan'ın başarısı birebir olarak spanoulis'e bağlı. yani tabi ki tam anlamıyla kitlemek imkansız. ama takımı havaya sokmasın, uzunları coşturmasın, daha az atsın vb. yoksa her türlü 12+ sayısı ve 4+ asisti var. yine de dimitrios diamantidis ve theodoros papaloukas'la karşılaşmamak iyidir. bu üç guard, nasıl guardlarsa artık üçü birden dışta aynı anda oynayabiliyordu. geçelim, boy ve fizik açısından çok sıkıntı yaşatırlardı bize. diamantidis savunmada belertir; papaloukas hem atar, hem de asistle etkilerdi. o açıdan spanoulis'le eşleşebiliriz.

    sg-sf pozisyonları: ağır basalım artık burada. zizis iyi bi turnuva geçirmiyor, böyle devam etmesini sağlayalım. efstratios perperoglou ve georgios printezis'in katkılarını sınırlandıralım. hakeza üç numaraya kaydığında fotsis; öldürücü üçlükler atmasın slovenya maçındaki jagodnik gibi. bu bölgede rakipten epey güçlüyüz, bunu göstermemiz gerekiyor.

    her şeyden önce, her oyunda, her pozisyonda turnuvanın önceki günlerinde yaptığımız savunmayı, belki de daha sertini yapmamız gerekiyor. sertlikle yılan bir takım değil; ama onlar da sert oynayacaktır ve biz buna karşı bir cevap verebilmeliyiz. hücumda hidayet'in sorumluluğu büyük. guardlarımızdan iyi katkı alacağımızı düşünüyorum. oğuz savaş'ın da bu maçta iyi oynaması, sırtı dönük topu alıp birebir oyununu kullanması şart. tabi bunların hepsi kağıt üzerinde; sahada neler olacak, hep birlikte göreceğiz.
  • bu maç turnuvanın ilk günü oynanıyor olsaydı yunanistan ne kadar ağır favori olacaksa, şu anda türkiye o ölçüde ağır favoridir. türkiye ilk altı maçın yirmi üç çeyreğindeki oyunu sahaya yansıtırsa maçı alır.

    rakibin en önemli oyuncusu guard oynayan spaunilis. diamantidis ve papaloukas gibi guardlar turnuvada yoklar. basketbolu yakından takip eden birine sorsanız; yunanistan'ın üç tane üst seviye oyun kurucusu var ama yalnızca birini getirecekler hangisi seçersin diye, cevabı spaunilis olurdu. avrupa şampiyonalarında 1975'ten beri yenemediğimiz bir takımı yenmeye çok yakınız.

    yunanistan'ın geldiği grup mantar çıktı. yunanistan'ın yenildiği rusya ve fransa bizim grubun üç ve dördüne karşı polonya-bulgaristan gibi kaldılar. biz çok sert maçlar oynadık ve kaybettiğimiz slovenya maçı sırasında kazançlarımız oldu. doğru beşle mücadele edersek yirmi sayıdan bile gelebilecek kapasiteye sahibiz. bu sefer ilk çeyreği harcamadan oynarız.

    oyun kurucumuz kerem tunçeri'nin grup maçları sonunda asist/top kaybı ortalaması; 11.5

    ömer onan, sinan güler, kerem tunçer gibi euroleague seviyesinde savunmacı kısalarımız var.

    ersan ilyasova turnuva sayı krallığında ikinci sırada yer alıyor.

    yıldızımız, saha içi liderimiz hidayet türkoğlu'nun eşleşmesi yok.

    türkiye bu turnuvada daha iyi takımları yendi bunu da yenecek kalitede ve formdadır.
  • ilk çeyreği 17-14 geride tamamladığımız ve rebound almaya başlayabilirsek 5 sayı farkla kazanacağımız maçtır.
  • yunan takimi'nin afrika kirmasi pivotu lejyon kilikli schortsianitis'in semih erden'i calim ustune calim yemis ibrahim uzulmez'e cevirdigi karsilasma. oguz'u sokmak icin 3 faulu mu bekledin diye soruyorum burdan tanjevic'e?
  • şu sıralarda bebek shaq'ın canımıza okuduğu karşılaşma.
  • gördük ki, sofoklis schortsianitis denen insan bozması yaratık yüzünden çok zor geçecek maç.
  • henüz 12. dakikada adına şanssızlık demeyi sevdiğimiz beceriksizliğimizden biten giden maç.

    büyük sürpriz olsun da bana kapak olsun dileğim.
hesabın var mı? giriş yap