• ntvmsnbc'de 2 saattir güncelleme yok. 32 kişinin hayatta olup olmadığı hala bilinmiyoruz. umarım hayattadırlar. maden işçiliği bu kadar pamuk ipinde bir hayat demek olmamalı, ama türkiye'de böyle galiba..
  • 10 saat gecti, hala gocuktekilere ulasilamamis, hayattalar mi bilinmiyor. cok yakin bir arkadasimin kardesi/arkadasi su an orda, madenin icinde. yasanan stresi, umutsuzlugu anlatabilmek mumkun degil.

    ve hazir olda olumu bekliyoruz.

    :/
  • bu ülkede devlet olsun özel sektör olsun işini doğru yapmadığını gösteren olaydır. niye sadece cinde rusyada ve bizde oluyor niye almanyada olmuyor. yok böyle bişey ya insanların hayatı bu kadar ucuz mu? inşallah sapa sağlam çıkarlar ama çok zor eğer patlamanın gerçekleştiği yere çok uzak değiller ise. hemen yarın sabah tki genel müdürü ve enerji bakanı istifa etmeli ama nerde onlarda o onur.
  • bu ülkeyi yarattıkları yapay şeriat tehlikesinden kurtarmak için elinden geleni yapan plaza basınında saatlerdir hakkında tek yeni bir satırın çıkmadığı patlamadır.

    daha geçen hafta ttk'nın üzülmez müessesesinde yerin 200 metre altına girip bir yandan madenlerimizdeki çalışma koşullarının ne kadar insanlık dışı olduğuna tanıklık etmiş bir yandan da uzun süredir "ciddi bir kaza" olmayışına sevinmiştim ki bugün bu lanet haberle karşı karşıya kaldım.

    üstelik benim girdiğim yer tamamen devlet tarafından işletilen bir müesseseydi, bu kaardeşlerimizin taşeron işçisi olduğu söyleniyor. gözleri ve ağzı aç köpekler gibi ayrık bir taşeron patronu örneğinin üç kuruş fazla kazanacağım diye hangi güvenlik tedbirlerini ihmal ettiğini aklıma getirmek bile istemiyorum.

    maden mühendisi değilim, işin uzmanları varken bana felaket tellalığı yapmak düşmez belki ama aradan bu kadar saat geçtikten sonra -ey allah varsan lütfen beni yanılt- yerin yarım kilometre altındaki bu kardeşlerimizin artık sağ salim ailelerine kavuşabilmelerinin hemen hemen imkansız olduğunu düşünüyorum. zira aşağıya inerken tehlike anında açılmak üzere kendilerine -çoğu kez sıcaktan ve ağırlıktan dolayı işçiler tarafından kullanımı ihmal edilen- birer oksijen tüpü veriliyor ve kemere takılan bu küçük tüpler sahibine en fazla bir saat oksijen temin edebiliyor.

    kaldı ki çevredeki evlerin çatılarından kiremit düşüren bir patlamadan söz ediyoruz. onun madenin içinde yol açtığı sarsıntıyı da geçtim, zaten cevhere ulaşılan ayaklarda 45-50 dereceyi bulunan sıcaklığın o patlamayla nerelere kadar çıkabileceğini hayal bile etmek istemiyorum.

    ya bu gazetelere televizyonlara ne diyeceğiz allahım yarabbim! ergenekoncusundan akp'cisine ayırt etmeyin, bakın şu patronlar dayanışmasına, bakın sırtlanlar sofrasına! her şey o kadar güllük gülistanlık ki bugün ülkenin tek sorunu fenerbahçe'nin madara edilmesi, tek sorun önder sav'ın kılıçdaroğlu'ndan yana saf tutması.

    hiç utanmaları sıkılmaları yok. onlar için aldığı üç kuruşla ev geçindiren, çocuk okutan emekçinin hayatının önemi bu işte. bırakın onlar hala bir madende bile güvenlik sağlayamayan bir ülkede "nükleer enerji tehlikesizdir" diye bas bas bağıran; "özelleştirme olmazsa bu devlet adam olmaz" diye ağızlarından tükürük saçan yazarlara kucak açsınlar...

    şu kardeşlerimiz hakkında fazladan iki satırı çok gören size ben daha ne diyeyim be? allah hepinizi nasıl biliyorsa öyle yapsın ama yeter ki bir mucize gerçekleştirip o 30 kardeşimizden yarısına bari sağ salim şu güneşi tekrar göstersin.
  • işçilere hala ulaşılamadığı belirtiliyor. ama kimin umrunda ki? fakat örneğin kimliklere dayalı kayıplar olsaydı, din, mezhep, ırk, etnik köken, fanatizm şu bu... şimdi yer yerinden oynuyordu. canlı yayınlar, ilk sırada verilen haberler, psikologlar, sosyologlar, köşe yazıcıları, aydınlar(!) vs tartışıyor tartışıyordu... durmadan heyecan içinde, suçluyorduk birilerini. tüm toplum dikkat kesilmişti, sözlükte onlarca başlık ve binlerce entry... nedenleri arıyorduk, yapılabilecekleri gözden geçiriyorduk. amacım popülizm değil, sadece son derece yıkıcı... he bunlar dikkate değer olaylar değil midir? elbette öyledir ama bizim medyamız ve ondan aldığı haberi kabul edilebilir biçimde dayanaksız, niteliksiz olarak gündemine alan toplum aslında kendine ihanet ediyor da farkında değil. biz o tip olayları da katliamlara ortaklığın anahtarı olarak kullanıyoruz. birbirimizi davet ediyoruz sonraki galeyana. nefretimizi körükleyecek ötekiye dair bir şeyler olsaydı şimdi... yeterdi. ama işçiler olunca alışıldık geliyor, heyecana mahal yok. üstelik kanıksadığımız biçimde haber alınamayanlar madenciler olunca rutin..

    bu tip kayıplarda toplumsal olarak ayağa kalkmamızı sağlayan ötekine duyduğumuz öfke. ve bu öfkeyi kabartacak her türlü mevzu heyecanımızı alevlendiriyor. bir düşman belirleyerek yaşama sarılıyoruz. başka türlü bir yaşamı görmediğimizdendir, hayal edemediğimizdendir belki de. ama işçi sınıfı için böyle bir şey söz konusu değil. işçi dahi böyle bir durumda kime öfke duyacağını bile bilmiyor, başına gelene kadar elbette. zaten o dakika bir bakıyor ki yalnız başına kalmış acısıyla. şimdi sanıyoruz ki ilerliyoruz, hayır dostum hayır çok çok gerilerdeyiz mesela 70'lere göre. aramızda sanki asırlar var. bu tip olaylarda ortalık ayağa kalktığında ilerleyecek bu ülke, toplum, dünya... şimdilik oturun oturduğunuz yere, sömürgecinin oyuncağı, sermaye hükümetlerinin açılımlarıyla ilerlenmez...
  • "artik ayin onsekizi.

    yeter artik, ciksaniza abi.

    adamin davetiyesi gozumun onumde. altima sicmistim gulmekten. bir ay var daha dugune. cikin artik."
  • bir troll'ün tripgj9.swf linkli entry girmesi bile bu tepkizlikten, bu suskunluktan daha acı olamaz. 32 hayat bu, 32..

    geyiğini de yap, siyasetini de yap, gündem olmaya da çalış ama bu olayı görmezden, umursamazdan gelme, bu kadar duyarsız olma yahu.
  • ölüm inanılmaz acı da bu coğrafyada işçi ölümleri öylesine tecrübe edilip kanıksandı ki basit bile denemez artık bu cinayetlere. yaygın medyanın ekonomi sayfalarında rastlarsak şaşırmayız yarın bu habere. haberin altında ya da üstünde kocaman puntolarla bir madencilik şirketinin reklam haberi vardır, öylesine türkiye'yi seviyoruz, aman ne süper istihdam yaratıyoruz minvalli, rifat gülücüklü bir de. ölüyorlar, ölecekler, bu fiyata çalışacak milyonlar var ulan daha, he mi?

    işçi hakları, sosyal güvence, asgari ücretle köle gibi çalıştırılıp yeraltına yollanan kara nasırlılardan, özelleştirmelerden bahsetmeyeceğim. bunlar kapitalist düzenin olmazları zaten, ne kadar söversen söv dönüp yüzüne gülüyor utanmaz.

    derdim şu:

    "3 mart 1992 de ttk kozlu müessesesi'nde yaşanan grizu patlamasında ölen 263 madenci için tören düzenlendi.
    zonguldak türkiye taşkömürü kurumu (ttk) kozlu müessese müdürlüğü'ne ait maden ocağında 3 mart 1992 de grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 263 madenci için facianın yaşandığı ocağın girişinde anma töreni düzenlendi. sabah saat 7.45'de yapılan törene ttk genel müdürü burhan inan, sendikamız genel başkanı ramis muslu, chp zonguldak milletvekili ali ihsan köktürk, devrek belediye başkanı özcan ulupınar, maden mühendisleri odası zonguldak şube başkanı erdoğan kaymakçı, ttk kozlu müessese müdürü kazım eroğlu ttk yöneticileri, sendikamızın genel merkez ve şubeler yöneticileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve madenciler katıldı.
    tören bir dakikalık saygı duruşu ile başlarken, şehit madenciler için kur'an-ı kerim okundu. törene katılan madenciler ellerini açarak şehit madenciler için dua etti. sendikamız genel başkanı ramis muslu da bir daha benzer faciaların yaşanmamasını temenni ettiğini ve tüm maden şehitlerini rahmetle andığını söyledi."(1)

    "sendika, ramazan ayı münasebeti ile “şehit madencilerin ruhu için” zonguldak ulu camii’nde mevlit okuttu. mevlitte başta gmis genel başkanı ramazan denizer olmak üzere tüm genel merkez ve şube yönetim kurulu üyeleriyle işyeri temsilcileri "allah’ın huzurunda el açarak, yeraltındaki karanlıklarda yitip giden madencilere gani gani rahmet" diledi. mevlide katılanlara, gülsuyu ve şeker dağıtıldı."(2)

    bu da balıkesir'de meydana gelen son iş cinayetinin * ardından yapılan açıklama:

    "genel maden işçileri sendikası (gmis) genel başkanı ramis muslu, balıkesir’in dursunbey ilçesinde bulunan bir maden ocağında meydana gelen ve 13 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazayı değerlendirdi. kaza nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını ifade eden muslu, kazanın grizu patlamasıyla meydana geldiğinin anlaşıldığını belirterek, “kaza *, aldığımız bilgilere göre iş güvenliği önlemlerinin alındığı bir maden ocağında meydana gelmiş. kaza, yine de bazı eksikliklerin * bulunduğunu gösteriyor” dedi. muslu; “10 aralık 2009 tarihinde bursa kemalpaşa ilçesinde bulunan bir ocakta meydana gelen kazada 19 madenciyi kaybetmiş olmanın acısı yürüklerimizdeyken, bu kez balıkesir’in dursunbey ilçesinde bulunan bir maden ocağında grizu patlaması sonucu 13 madenci arkadaşımızı yitirmiş olmanın acısını yaşıyoruz. 13 maden şehidimize allah’tan rahmet, yakınlarına ve madencilik camiasına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi. dursunbey’deki aynı ocakta 1 haziran 2006 tarihinde de bir kaza meydana geldiğini ve 17 madencinin şehit olduğunu hatırlatan muslu şunları söyledi; “kazanın meydana geldiği 23 şubat günü saat: 19.00’dan itibaren gelişmeleri yakından izliyoruz. türkiye maden mühendisleri odası genel merkezi ve zonguldak şubesi ile kazanın oluş şekli konusunda sürekli bilgi alışverişinde bulunduk. ttk genel müdürümüz ile de kazayla ilgili görüşmemiz oldu.
    makine mühendisi ve aynı zamanda balıkesir tso başkanı olan ocak sahibinin de kaza sonrası yaptığı açıklamada tüm iş güvenliği önlemlerini aldıklarını söylediğini öğrendik. dursunbey’deki maden ocağında 2006 yılında meydana gelen kazanın ardından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm tedbirlerin alınmaya başlandığını ve yakın bir zamanda maden işleri genel müdürlüğü tarafından tüm denetimlerin yapıldığı bilgisini de aldık. denetim sonuçlarında, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı belirtilse de patlamanın grizu gazından oluşması yine de bazı eksikliklerin bulunduğunu gösteriyor. ocakta çalışırken patlamayla ölen ve yaralanan madencilerin yanması, güçlü ve alevli bir patlamanın varlığını gösteriyor. ocak içinde kullanılan tüm elektrikli araç ve malzemenin anti-grizu özelliğinde olması gerekir. açıklamalar da, ocakta kullanılan araç ve malzemenin bu özelliklere sahip olduğu da belirtiliyor. kazadan kurtulan madencilerin beyanlarına göre, gaz ölçümlerinde grizu düzeyi düşük. ancak patlamanın dinamit yerleştirmek için delik delindiği sırada meydana geldiğini ifade ediyorlar." (3)

    örgütlenmek de nasıl örgütlenmek. ah ulan.

    1-http://www.genelmadenis.org.tr/haber4.htm

    2-http://www.sesonline.net/…el_sayfa.php?kartno=49824

    3-http://www.genelmadenis.org.tr/

    bu arada 26 mayıs'ta yapılacak olan grev için hala türk iş'den ses çıkmış değildir. yine kıvıracaklar sanırım. eğer öyle olursa tüm iş cinayetlerine kurban verilen emekçiler kabusunuz olsun.
  • habermas bir makalesine "bugün dünyada hala açlıktan ölen insanlar varsa, felsefenin de en büyük sorunu budur" diye başlıyordu. 21. yüzyılda türkiye'de madenlerde hala insanlar ölüyorsa, bizim en büyük sorunumuz budur. gerisi laf-ı güzaf!
  • madenden, madenciden, madencilikten bi haber bin türlü sözlük liboşunun sivrisinek misali vızıldayarak "aman madencilik yapılamiyor, aman zart, aman zurt" şeklinde üşüştüğü patlamadır.

    bi siktirrin gidin lan, götünüzü sıkıştırdığınız ikea koltuklara kurulup başkasının acısı üzreinden prim yapmayın, asabımızı bozmayın.

    çoluğunu çocuğunu besleyebilmek, okutabilmek adına, tüm riskleri göze alarak diri diri toprağın altına inen ve o toprak altında can veren adamların ve o adamları, yani dostlarını kurtarabilmek adına canını tehlikeye atan, elinden gelen her şeyi yapan ama her şekilde doğaya yenilen diğer adamların hikayesi bu.

    bir kez olsun saygılı olun ve susun.
hesabın var mı? giriş yap