• bu soğuk havada üzerlerine su sıkılmış insanların eylemidir. yazıktır günahtır..

    söylemeden edemeyeceğim.

    pkk'lıya insan hakları
    emekçiye indir copları
  • deniyordu ki akp demokrasi getirecekti.
    akp özgürlüğümüzü çoğaltacaktı, ab'ye girmemizi sağlayacaktı.

    deniyordu ki, emperyalizm artık demokratik emperyalizm'di. o eski hali yoktu. hak dağıtıyor, fon veriyor, ülkeleri o eski totaliter rejimlerden kurtarıyordu.

    emperyalizmle devlet bir olup, kürtlere hak verecek, deniyordu.
    çok çalışıyordu akp. canla başla. askeri darbelere, hukuki darbelere karşı mücadele ediyor, 80 yıllık t.c. iktidarını sallıyordu.

    artık faşizm, 12 eylül, uzakta bir hayaldi.

    taraf gazetesinin de dediği üzere, "biz bu filmi daha önce görmemiştik".
    aydınlar, devrim kaçkınları, eski solcular, popçular, yazarlar, yılgınlar, kendini akp'nin kucağına atmak için fırsat kolluyordu.

    durmadan yazdılar, söylediler, gazete çıkardılar, silah bıraktılar, legalleştiler.
    silah bırakmayanları küçümsediler, dogmatizmle suçladılar, kendi düzeniçiliklerini devrimcilere, devrimci yayınlara, mahirlere, kaypakkayalara küfrederek kanıtlamaya çalıştılar.

    devrimciler sokaklarda vuruldu.
    her sene yüzlerce kadın öldürüldü.
    işçiler tonların altında kaldı, üzerlerine madenler göçtü, ciğerlerine kumlar doldu, servis otobüslerinde boğuldular, atölyelerde yakıldılar, işlerinden edildiler, aç bırakıldılar.
    dtp kapatıldı, sendikacılar tutuklandı, cumhuriyet tarihinin işsizlik rekoru kırıldı, sağlık özelleştirilmeye başlandı, eczaneler kapatılmaya çalışıldı.

    darbeciler yargılanmadı, maaşlarımız artmadı, iş bulamadık, ev bulamadık.
    halka kurşun sıkan faşistler serbest bırakıldı, işçiler dayaktan geçirildi. taş atan kürt çocukları onyıllarca hapse mahkum oldu, işkenceciler için ceza indirimi istendi. unakıtanlar şirket büyüttü, erdoğanlar şirket ve gemicik sahibi oldular.

    yalan söylediler!!
    komutanı, bakanı, vekili, patronu, yazarı hep bir ağızdan yalan söylediler!!
    işçiye kalkan copta, direnişçilere sıkılan kurşunda onların da payı vardır.
    işçinin grevine, devrimcinin yurtseverin direnişine, halkın cesedine çarpıp parça parça oldu yalanları.

    bugün dünden güçlüyüz, yarın da bugünden güçlü olacağız.
    tekel işçilerinin eylemi yarının dünyasının insanları tarafından baştacı edilecek.
    özgür geleceklerinde o gün orada direnenlerin de payı olduğunu bilecekler. torunlarının çocuklarının başı dik olacak.

    ama faşistler, faşistlerin patronları, faşistlerin politikacıları, kolluk kuvvetleri yere saçılmış bir sarhoş kusmuğu muamalesi görecekler bizden. insanlık tarihinin lağımında, unutmak istediğimiz, ama asla unutulmasına izin vermeyeceğimiz diğer pisliklerin yanına gidecekler.
    and olsun...
  • direnişlerine kurban olurum, bak on gün olmuş. bize ve dile kolay. türk-iş-chp-mhp troykasına, iğrendiren medyaya, şiddet karşısında eksilip iktidara içli mektupları haricinde sürüyor kararlılıkları.

    şimdi tutup iktidar edenlerin öncüsü sağcı akp'ye grev nedir anlatacak değilim, bin tane makale yazsan hala "çalışmıyorlar, üstelik eylem yapıyorlar" diyecek. geçelim. emekçiler, ezilenler sanki ilk defa şiddete ve haksızlığa mahrum kalıyormuş gibi davranan, emekle, direnişle ilgilenmeyip akp'ye nereden vuralım diyen bilcümleye hiç girmiyorum. ikiyüzlülükleri mide bulandırıyor çünkü. derdim hiçbiri değil ki dert değiller ömrüme, beni, bizi kurtaracak yapılar değiller.

    derdim türk-iş ile. emekçiler saldırıya uğrarken, iş kazalarında bir bir ölürken, geleceklerini tahakküm altına alan kararlar pervasızca yasalaşırken yöneticileri aymazlık içinde olan konfederasyondur bu. yaşanan ölümler, sonu gelmeyen haksızlıklar karşısında sessiz kalmaya, alanlara çıkmak yerine sermaye temsilcileriyle kolkola çırağanlardan uzlaşma çağrıları yapmaya, disk, kesk gibi sendikaların eylem kararlarını tanımamaya devam etmektedir. bak kaç seferdir örgütler genel grev çağrısı yapıyor. sonuca bakalım neymiş?

    en son nisan ayında toplaşmış başkanlar kurulu, dakka bir gol bir. bilmeyen de bu coğrafyada işsizlik yok, sendikalaşma hız kesmeden sürüyor, güvenceli çalışma devletin kanatlarıyla uçuşa geçti zanneder. 8 aydır ağalar nerede bilmem! tamam hadi aylar sonra toplandın; kesk, disk, istanbul şubelerin, gün dönümü vesilesiyle tek gıda iş vb. birkaç sendikan bastırıyor. eee kararın? 25 aralık cuma günü 1 (bir) saatlik iş bırakma eylemi. tıssss. lan buna eylem falan denmiyor lügatta. bildiğin pespayelik diyoruz biz buna. en hafifiyle ayıptır yahu. hiç mi bürokratik özenmelerden, 89'dan, zonguldak yürüyüşünden ders almadınız. size ne verecekler, bilmiyor musunuz? biliyorlar elbette. ama bilmedikleri bu iktidarlarını yarın hangi mecralarda yapacaklar, sanırım yeni yasalarla, işten atılan, örgütsüzlüğe iten şartlar altında ellerinde bir hiç kalacak. gerçi rifatlarla "eve kapanma pazara çık" kampanyaları var bak orası güzel atmosfer. olmadı tıkır tıkır sistem işliyor diyen burjuvazi temsilcilerinin başrollerini paylaştığı reklam var ya orada rol alsınlar. "sınıf mı kaldı yahu" deyu! yakışır lan.

    hasılı siz pazara çıkın ezilenler sokakta kalsınlar. inanmasınlar bir kez olsun size, aldanmasınlar. yeminlen yok zincirlerinden başka kaybedecekleri.

    enternasyonal bir türkü var duydunuz mu siz? genel grev genel direniş derler adına. ezber edin ey korkunun sahipleri.
  • havuzdaki eylemcileri dağıtmak için su sıkan polisimize, "en başarılı hiciv" gibi bir dalda "altın hayvan" verilmeli. kelebek olabilir misal.
  • yazık eylemmiş. her önüne gelene biat eden, hayatı boyunca el pençe divan duranların mundar olan domates çorbaları eşliğinde güldüğü eylemmiş. dünya değişiyormuş, türkiye değişiyormuş. sonra üniformalar konuşurmuş. aba altından gösterilen sopaya bak. hani bir şeyler yazayım diyorum, ne yazacağımı da bilemiyorum. zavallısınız...

    tekel işçileri üzülmesinler. dayak yiyebilirler (ki yediler), eylemlerinden hiçbir sonuç alamayabilirler (ki muhtemelen alamayacaklar). ama akşam yatağa yatıp kafayı yastığa koyduklarında derin bir "oh" çekip rahat rahat uyuyacaklar ömürlerinin geri kalanında. doğru olanı yaptıklarının bilinciyle... ve evlerine ekmek götüremeseler de bir süre, karılarının ve çocuklarının yüzüne bakabilecekler başları dik bir biçimde... korkak tarla fareleri gibi değil, "adam" gibi yaşadıkları için...
  • beşir atalay eylemcilerin hareketini ntv'den duyduğuma göre "iyi niyetli değil" diye yorumlamış. neoliberalizmin metafizik güçler vermesini bir kenara bıraktım, senin niyetin ne be adam, tekel'i şirinler köyüne mi çevirecektin? aslında tek cümlelik bir entry yazmak vardı aklımda ama, girmesin durduk yere göte.
  • ankaralıların destek vermesi gereken eylemdir. işçisi, öğrencisi, işsizi, emeklisi ile herkesçe... ben de işten çıkıp koşacağım. gazın, copun, soğuğun etkisi geçer; ama işçiler zulüm görürken kafayı çevirip yürümenin vereceği eziklik, kardeşini zor gününde yalnız bırakmanın gurursuzluğu, pişmanlığı iz bırakır, geçmez.
  • işçilerin polislere vatan haini dedikleri eylemdir. haksızlar mı ?

    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa.. *

    http://haber.sol.org.tr/…atan-hainleri-haberi-21709
  • express dergisinin ocak ayı sayısına konuşan işçilerin sürdürdüğü hareket.

    yaşlı bir amca gibi görünen ama sadece 36 yaşında olan bir işçi şöyle diyor:

    "çoğumuz akp'ye oy vermiştik, pişmanız. burada kürtle, lazla birlikte oturduk günlerce. birbirimizi tanıdık. hiç de bize öğretildiği gibi değilmiş insanlar. birbirimizden hiç farkımız yokmuş aslında. hak aramak komünistlikse, bundan sonra hepimiz komünistiz."

    hayatımda ilk kez türkiye'de olup biten bir şeyden umutluyum. (70'lere yetişemedim)
  • 17 aralık 2009 tekel işçilerine saldırı olarak güncellenebilecek eylemlerdir. elden çıkartılan tekel'de özlük hakları için eylem yapan işçilerin polis saldırısı ile sorun devletin düşmanlarına bile reva görmediği bir muameleye dönüşmüştür.
hesabın var mı? giriş yap