• matematik bilmeyen bir dolu sik kafalı yüzünden heba olan maç.

    bakın arkadaşım. tamam ağlamaya alışmışsınız. hayatınız arabesk. sizin çektiğiniz acıları kimse çekmedi. kız arkadaşlarınız sizi hep terketti. sizi kimseler anlamadı. ekmek paranızdan arttırıp gittiniz maçlara. afferin size. ama biraz da matematik bilin arkadaşım. cebir falan bilmekten bahsetmiyorum. bildiğin basit matematik. hani o yarım oda bakla sofa evine askıda ekmek bulamadığın zaman aldığın ekmek parasını denkleştirirken kullandığın matematik var ya... ondan bahsediyorum işte.

    haftaya fener - beşiktaş oynayacak. bursa - gaziantep maçı var. bu takım ise manisa ile oynayacak. iki rakibin birbiri ile oynuyor, diğeri gayet zor bir ekiple karşılaşacak. sen ise manisa ile oynayacaksın. o maçı aldığın zaman en azından rakiplerinden birine ya yaklaşacaksın - fenerbahçe - ya da birinden uzaklaşacaksın. - beşiktaş - ha berabere kalırlarsa ne ala. bir sonraki hafta kendi sahanda bursa ile oynayacaksın. bursa antep'te kaybetmese bile o maçı aldığında 2 puan kalacak aranda. ki o bursa'nın son hafta beşiktaş ile maçı var. fenerbahçe - trabzon maçı var. sen ise o arada derdi - tasası olmayan takımlarla oynayacaksın.

    işte bu kadar basit bir matematik yapman gereken. ama senin matematikle olan işin sadece bedavaya gelen bir bileti 500 liradan birine itelemen gerektiğinde. gerisine gerek yok. beyin kullanmak gereksiz, biraz okumak manasız.

    senin kılavuzun hakan ünsal, vedat inceefe.

    burnun boktan nasıl kurtulur ki?

    not: iş bu entry kartal'ın bir ara sokağında yüksek dozda ironi ile yazılmıştır.
  • taraftarların "bir kısmının" yaptığı yanlışı anlatmak için onların yaptığı yanlışın 1000 katını yapan dallamaların yorumlarıyla sinir hastası eden karşılaşma.

    asıl konuya girmeden önce belirteyim, "bir kısmının" derkenki kastım da arda turan'ın ıslıklanmasıyla ilgili tartışmalar. bu maçta oynayan futbolcular içinde tam anlamıyla ıslıklanan tek futbolcu jo'dur. arda turan'ı bir anda ıslıklamaya başlayan ne kadar öküz varsa tarafımızdan susturulduğu için "galatasaray tribünleri arda'yı ıslıkladı." vurgusunu kabul etmiyorum.

    ayrıca o taraftarın, gittiği tüm deplasmanlarda hayvan muamelesi yapılan diyarbakırspor futbolcularına tezahürat yaptığını, tribüne çağırıp alkışladığını ve taraftarlarını da krallar gibi ağırladığını bugün 200 kişide 2 kişi söylese bile, tarih mutlaka yazacaktır. uzatmayayım diyorum ama galatasaray'ın konum itibariyle rakibi olmayan, mesleği türk askeriyle çatışmak değil "futbolculuk" olan adamlardan kurulu ve neredeyse düşmesi kesinleşmiş bir takımı iyi ağırlamasını bile eleştiren adamlar var. galatasaray taraftarlığı bu değilmiş. tabi canım, adamlara pkk dışarı demek değil mi taraftarlık? faşist olduğunuzun onda biri kadar taraftar olsanız içim yanmayacak.

    takım gol atıp kulübeye gidip kenetlenince ıslıklanmışmış. evet ıslıklandı. neden biliyor musunuz? sizin gibi takım gol attı diye geçmişi unutabilecek kadar skor taraftarı değil ordaki adamlar. siz beleş link dilenip maçı "kameranın gösterdiği kadar" izlerken topun olmadığı alanlarda kim koşuyor, kim alan daraltıyor, kim mücadele etmiyor, kim kime pas atmıyor, hepsini biz görüyoruz. küme düşmüş takıma gol attılar diye üstünden bikaç ay geçmiş olayları unutacak mıyız? madem o kadar kenetlenmeye meraklılardı, pres yapıyormuş gibi yapıp yanlarından geçen topa ayak uzatmayanlarını, vitrin olarak gördüğü avrupa deplasmanları haricinde top oynamayan sami yen şovmenlerini, elano'ya pas atmayanlarını gördükleri günlerde de kenetlenip birbirlerini ayağa kaldırsalardı. bilip bilmeden, ekran başından bu sığ yorumları yapmayın, komik oluyorsunuz gerçekten.

    en çok güldüğüm olay da "numaralının duruşu" muhabbeti oldu. neredeyse 10 senedir şu tribündeyim, numaralı tribün müdavimlerinin sezon başında kombine alırken ödedikleri yüksek meblağlar dışında şu takıma tek bir faydası olduğuna şahit olmadım. sadece takım sol kanattan atağa kalkıyorsa veya gol olursa yerinden kalkan, iki el çırpıp yerine oturup çay kahve içen bu kuru kalabalığın duruşu olmuş olmamış kaç yazar? "iyi gün dostu" diye bir tabir varsa ali sami yen'de, bilin ki ağa babası numaralı tribündür. 80. dakika oynanırken q7'si, x5'i çizilmesin diye maçtan çıkan adamlara taraftar diyenlere allah akıl fikir versin.

    her neyse, "pankartları ters asmak ve 5 dakika sessiz protesto yeterliydi." görüşü hepimize mantıklı gelse de, bu takım galatasaray olduğu için yeterli olmayacaktı. nasıl ben bu takımın kazandığı başarıları ruhuyla kazandığını biliyorsam, "hocasız ne yapacak?" denince kalan tüm maçları alıp şampiyon olduğunu gördüysem, "yatacak" dendiği maçlarda fenerbahçe'yi şampiyon yapacağını bile bile rakiplerini dağıttığını biliyorsam "taraftar bizi ıslıkladı oynayalım da görsünler" havasının da bu takımın kalan maçlarında çatır çatır mücadele etmesini sağlayacağını adım gibi biliyorum. pankartları ters asıp sessiz protesto etmeyi nasihat, gollerden sonraki ıslıkları da müsibet olarak düşününce anlayacaksınız.

    bilgisayar başına oturup taraftarlık öğretmeye kalkışanlara da iki kelamım olacak. "eski açık'takiler taraftar değil, eski açık'takiler orospu çocuğu" gibi genellemeler, o laf söylemeye çalıştığınız 750-800 kişilik grubu aşıp oranın müdavimi olan tüm taraftarları kapsıyor. o yüzden bir şey söylemeden önce iyi düşünün. hatta buyrun gelin, taraftarlık nasıl olurmuş siz öğretin madem her boku biliyorsunuz. ben nedense gaziantep maçında hava -6 dereceyken sağıma doğru bakınca sizi değil, o beğenmediğiniz adamları görüyorum. o yüzden o benim de nefret ettiğim grup haricindeki her eski açık müdavimi günahıyla sevabıyla sizden daha fazla söz sahibidir. benim de içinde olduğum bir tribüne "it sürüsü, orospu çocuğu" diye küfrediyorsunuz ya siz şimdi. haliyle bana da bu küfürleri etmiş oluyorsunuz değil mi sevgili kardeşlerim? ben sizinle aynı seviyeye inip kimsenin anasına bacısına küfretmem merak etmeyin. ben istanbul'da yaşamazken, takım olimpiyat stadında sefilleri oynayıp ligde 6. olurken bile iç saha maçlarının tamamına yakınına gelmişim. istanbul'a ayak bastığım günden beri imkanım olmasa bile kombine, forma, ürün ne varsa almışım. kar yağmış buz olmuş, kalkıp sivas'a bile deplasmana gitmişim, o kadar eziyetin üstüne bile takım yenilince tribüne çağırıp alkışlamışım. kaza yapmışım hastaneye gitmeden önce maça gitmişim. ameliyat olmuşum, o beğenmediğin eski açığın ben gibi müdavimlerinin koluna girip maça gitmişim. cepte beş kuruş olmadığı zamanda kombine almışım, onu ödeyebilmek için 5-6 ay öğle yemeğinde simit yemişim.

    bunların üstüne ben galatasaray taraftarlığını gidip de sizin gibi hayatında kombineyi geçtim, tek bir maç bileti almamış, lisanslı ürün almamış, hatta taraftarı olduğunu iddia ettiği takımın maçını bile beleş link bulmazsa izlemeyen dallamalardan öğrenecek değilim.

    yazdığınız yazıya, yaptığınız genellemeye dikkat edin.

    edit: "takımı ıslıklayanlar şampiyon olunca da göklere çıkartacak" deniyor ya, giydiği formanın hakkını vermeye çalışan sabri sarıoğlu, arda turan, lucas neill, emre çolak, emre güngör, uğur uçar, dos santos, harry kewell ve milan baros gibi- iyi de oynasa kötü de oynasa- yüreğiyle oynayan adamlar zaten hep göklerdeler. şampiyonluk gelmiş, gelmemiş önemli değil.

    edit 2: götümüzden anlamayalım, herhangi bir galatasaray futbolcusuna tek küfür etmişliğim veya yanımdakine ettirmişliğim yoktur.

    ve de ısrarla;

    eski açık'ın kapalı tarafındaki 750-800 kişilik grupla 1 maç izlemedim, liderlerine de sadece kendileri uyuyor. anasını satayım bilen bilmeyen yazmış o adamlar ne derse bütün eski açık onu yapıyor diye. yok oğlum öyle bişey. gel bi maç kendin gör, bilet parasına kıyabileceksen tabi.
  • paralı oldukları için sevilmeyen numaralı tribünün tüm stada delikanlılık ve galatasaraylılık dersi verdiği maç. tüm utanmazlara kapak olsun.
  • yıllardır kombine alır maça giderim, eski açıkta böyle şey görmedim, bu kadar utanmadım. hayatımda sayılı maçtan uzatma dakikalarında çıkmışımdır. ilk defa 30dk.da maçtan çıktım. tamam takımı tribüne çağırmazsın, pankartları ters asarsın, ilk 5dk oturursun bağırmazsın. bunlar kabul edilebilecek protestolar, ama top galatasaraya geldiğinde ıslıklamak, gol attıklarında ıslıklamak ne demek oluyor?

    senin altyapında yetişmiş, bu yaşta kaptan olmuş, galatasaraylığından aklı selim kimsenin bir şüphesi olmayan arda'ya nasıl sende galatasaray ruhu yok diye bağırırsın? arda ne yaptı ruhsuz olacak, fener maçında sakat sakat çıkmadı mı sahaya? kötü oynamış olabilir, ama kimse elinden geldiğini yapmadığını söyleyemez.

    yaptıkları tezahüratta "14 sene sabrettik, boyle ruhsuz gormedik" diyorlar anladıgım kadarıyla: bunu bağırtan ve sorgulamadan bağıran kaç kişi o yıllarda tribündeydi? iki maç kaybetti, şampiyonluk gitti diye hemen takıma sırtını dönen bu grup lütfen 14 sene sabrettik demesin. o senelerde galatasarayı gerçekten seven, yıllarca şampiyon olmayan takımı destekleyen gerçek taraflara ayıp oluyor.

    bu kadar nankör bir taraftar grubu olamaz, diğer yandan da otur dendiğinde oturan, ardaya ruhsuz de dendiğinde tükürükler sıçratarak bağıranlar kadar da ne yaptığını oraya niye geldiğini bilmeyen koyunlar olamaz. numaralıda oturarak maç izleyenleri bile yerinden kaldırdı bu görüntü 2. golde.

    ben tribünde duramadım sinirimden, adamlar takır takır oynamaya devam etti, helal olsun.
  • takımın gol sonrası taraftara ayar verdiği maç. çok da güzel oldu.

    bedavaya aldıkları biletleri fener maçı öncesi 500 lira veren fenerliye bile satan bir dolu soysuza verilmiş en güzel ayardır gol sonrası gördüğüm sevinç.

    leo franco bile sizden daha galatasaraylı. ibneler sizi.
  • 10 sene once chelsea'den 5 yerken takimini ve teknik direktorunu alkislayan galatasaray seyircisinden pek bir eser kalmadigini gosteren mactir.
  • "fenerden 6 tane yerken bile bu kadar utanmamıştım."

    büyük galatasaray taraftarlığı buysa ben değilim arkadaşım.bu kadar salakla aynı yerde olmam.birde dillerine 14 yılı dolamışlar sanki yaşamışlar gibi terbiyesizler.ben çocuktum arkadaşım o 14 yılın sonlarında, mahallede cimbomlu diye dalga geçilen tek çocuktum, bütün arkadaşlarım fenerli ve beşiktaşlıyken ben o yıllar boyunca şampiyon olamayan takımı tutmaya devam ettim arkadaşım, "sizin kaptan uğursuz" diyorlardı sonra o kaptan idaresinde uefa'yı aldık arkadaşım ve siz bozuldunuz başka bir taraftar oldunuz tatminsiz sevgisiz bir yığına dönüştünüz ve bugün bu maçta gol atan takımınızı yuhladınız, kaptanınıza hakaret ettiniz ve hala utanmadan bu yaptıklarınızın doğru olduğunu düşünüyorsunuz. kusura bakmayın ama bir halt bilmiyorsunuz arkadaşım, siz bu kulübün taraftarıysanız ben değilim kusura bakmayın.

    tanım; taraftarın ön plana çıktığı, diyarbakırın sahaya gelmeyi unuttuğu ve normal koşullarda oynansa cimbomu ligin gol rekorunu kırabileceği bir maçtı.
  • arda'nın kendi taraftarınca yuhalandığı ilk maç değildir. kendisi vestel manisaspor'dan geri döndüğü ve gencecik yaşında tek başına takımı sırtladığı sezonda bile berabere giden psv maçında sadece geri pas verdiği için yuhalanmıştır şanlı galatasaray taraftarı tarafından. takımımı seviyorum. taraftarındansa haz etmiyorum arkadaşım. bunlar bugün oynasa metin oktay'ı da yuhalarlar 3 mağlubiyet üst üste alsa takım.
  • galatasaray sevgisinin kombine üzerinden derecelendirildiğini gördüğümüz maç.

    yapılanları hala mantık eksenine oturtmaya çalışanlar var. ama işin mantığı 5. dakikadan sonra bitti arkadaşım.

    tamam sen deplasmana gittin, tamam forman var, tamam kombinen var. hepsine eyvallah. biz duguş oynuyoruz burada. ona da eyvallah. her halt senin hakkın. evine lig tv alıp bu takımı seyredenler, sadece galatasaray'a 3 kuruş yardım olsun diye tövbe ettiği kredi kartına yeniden sahip olanlar göt oğlanı çünkü. sen deplasmana gittin, kar - soğuk dinlemedin. eyvallah. küfür hakkın, takımın moralini sikip atmak hakkın, kör değneğini beller gibi aynı sikik besteyi söylemek hakkın.

    kendisini kulübün sahibi olarak gören liselilerden farkın ne arkadaşım o zaman senin? renklere aşığız sizlere değil sözü içinde bizzat kendinin yarattığı ironiden ne kadar haberdarsın? ben de aşığım bu renklere. ama senin gibi şuursuz değilim. bitmeyen bir eziklik içine girip kaybedilen bir derbi sonrası takıma küsmüyorum. benim bildiğim galatasaray'ın olduğu yerde umudun olduğu. sen eğer umudunu kaybettiysen, takıma güvenin bittiyse bi yere kadar ilgilendirir beni de takımı da. ama sen kendi şımarıklığın ve inançsızlığın ile takımın tüm ruh halini sikip atıyorsan gelme arkadaşım o tribüne. bir direğe çıkıp anana - bacına küfrederek sana marş söyletmeye çalışan bir yarrak kafalıya uyup takımın kaptanını yuhalayacaksan gelme. bana ne senin kombinenden. bana ne senin gittiğin deplasmandan.

    gitme arkadaşım o zaman tribüne. alma kombine falan. arabeskin dibine vuracaksan, kendini takımın sahibi görecek kadar şuursuzlaşacaksan gitme sami yen'e.

    bana mı sordun da şimdi benim takımımı sikiyorsun?

    not: iki maçta bir o tribündeyim. isteyen çok rahat bulur arkadaşım. her boku kendiniz biliyormuş gibi davranmayın.
  • hala şampiyonluk şansı olan galatasaray'ın moral bulup tekrar kükremeye başlayacağı bir maç olacakken, süper harika taraftarımız yüzünden moral bozukluğuna dönüşmüş maçtır. şu dakikadan sonra kimse bana çıkıp "galatasaray x yüzünden şampiyon olamadı" demesin. eğer şampiyon olamazsak tek suçlusu bugün ali sami yen'deki şuursuz taraftardır.

    neymiş alemci futbolcu istemiyoruzmuş. lan mamaklar, adam isterse eşek siker özel hayatında size ne ? hayatımda ilk defa galatasaray maçı izlerken utandım. ben bu takım dünyanın en iyisi olduğunda da destekledim, fenerden 6, chelsea'den 5 yerken de. bizim aşkımız renklere iyi günde de kötü günde de. kötü günde takımını desteklemeyen siktirsin gitsin.

    not: mamak küfür etkisi yaratan bir ankara ilçesidir, hakaret değildir.
    not2: eşek sikmek cinsel bir tercihtir, hakaret değildir.
hesabın var mı? giriş yap