• hem yozgatlı hem zühtü. bence iyi bir seçim.
  • bizzat erdoğan'ın istediği, 2 aylık yargıtay üyeliğinden sonra aym'ye üye yapılan irfan fidan yerine, kendisinin aym başkanlığı'na yeniden seçilmesi bana göre çok büyük bir olay. 8 üyeyi de kutluyorum.

    son zamanlarda bazı kararlarda verdiği karşı oylar çok önemli ve türkiye en kritik seçimine giderken orada kendisinin olması daha da önemli.
  • 8 oyla tekrar seçilen aym başkanı. çok kritik bir dönemde çok kritik davalara ve başvurulara başkanlık edecek. güçler ayrılığı adına umut verici bir gelişme, umarım öyle de olur.
  • aşağıdaki metinleri bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "marx'ın müritleri 'devletsiz' bir dünyanın hayallerini kurup bu hayal uğruna devrimler yaptılar. ancak, 'proleterya diktatörlüğü' bir geçiş dönemi olmaktan çıkarıldı ve 'elitler diktatörlüğüne' dönüştürülerek süreklileştirildi. 'bazılarının daha eşit' olduğu sosyalist devletlerde, devletin buharlaşması yerine, 'katı olan her şeyin buharlaşması'na tanık olduk. sonunda, 'sosyalizm despotizmin küçük kardeşidir' diyen nietzsche'nin kehaneti gerçekleşti. despotizmin tarihteki en kanlı örneklerini sergileyen sosyalist rejimler, 'devletsiz bir toplum' yerine 'toplumsuz bir devlet' yarattılar." (f.nietzsche ve r.crossman'a atıflarla)

    "devletliliğin 'kader' değil, tarihsel dönem içinde şekillenen hegemonya kavgasının ürünü olduğunu söylediler." (p.kropotkin'e gönderme ile)

    "anlı şanlı teorilerin sahipleri, kendi sıfatlarının saçı sakalı uzun olanlara, kıyafeti 'anormal' olanlara verildiğini ve serseri sıfatını tamamlamak için kullanıldığını görünce kahırlarından ölmüşlerdir herhalde."

    "'gerekli kötü' olan devletin kötülüklerini minimize etmek, liberal siyasal teorinin temel kaygısı olmuştur."

    "hegel'in düşüncesinde devlet, 'tanrı'nın yeryüzündeki yürüyüşüdür'." (hegel'e atıflarla)

    "...'... diğer yandan bu yolla devlet'e üyelik/mensubiyet seçenekli hale gelir...' ..." (devletin amacının mülkiyeti ve kişisel özgürlüğü koruma ile sınırlanması tanımlamasına yönelik hegel'in yorumu aktarılıyor)

    "'meşru şiddet uygulama tekeline sahip aygıt'..." (weber'den alıntı devlet tanımlaması)

    "... hem yönetici kesimin farklı kesimlerini ve güç bloklarını birleştirerek yönetimin 'tek-biçim' halinde görünmesini temin eden, hem de kitlelerin sisteme itaatını sağlayan bir araçtır hukuk." (gramsci'ye atıfla)

    "hukuk 'durumsal'dır. durumsallığı bütünüyle belirleyen de egemenin kendisidir."

    "...'... uzun yıllar taşıdığım siyasal sorumluluğum döneminde hikmet-i hükümet diye bir nesneye hiç rastlamadım. ne zaman hikmet-i hükümetten söz edilmişse, bilmelisiniz ki, bu, bir başka şeyi gizlemek için bulunmuş bir bahanedir.'" (mitterand'ın s.selçuk'tan alıntılanan sözü; aynı zamanda t.bora'ya atıfla)

    "'liberalizm tacının en değerli mücevheri' olarak anılan hukuk devleti ilkesi ..." (a.c.hutchinson ve p.monathan ile d.j.manning'e göndermeyle)

    "...'yasal' olmakla, hukukun üstünlüğüne uygun olmak aynı anlama gelmemektedir."

    "...'kitabi kurallara uygun olmak adalet için yeterli değildir; tersine eğer kurallar adil değilse onlara tam olarak uygunluk çok büyük adaletsizlik yaratabilir'." (dworkin'in sözü, ona atıfla)

    "hayek'e göre 'bilinmeyen kişiler için çıkartılan, her türlü özel yer ve zaman özelliklerinden soyutlanmış ve her yerde her zaman bulunabilecek şartlara yönelik' yasa gerçek anlamda yasa ya da 'iyi' yasadır."

    "habermas'a göre 'yasaya muhatap olan kişi, aynı zamanda o yasanın yapıcısı olduğunu anlayabilmelidir'. bu önerme, ... hukuk devletinin meşruluk zeminini oluşturmaktadır." (habermas'tan alıntı ve ona göndermeyle)

    "radikal eleştirel düşünürler, modern siyasal teorinin diğer bir çok kavramı gibi, hukukun üstünlüğünü de kıyasıya eleştirmektedirler. eleştiriler, daha çok hukukun üstünlüğünün 'kişilerin değil, genel, soyut kuralların egemenliği' şeklindeki formülasyonu etrafında yoğunlaşmaktadır. bu formülasyon, yapay bir 'aldatmaca'dır. max stirner gibi yazarlara göre, 'hukukun yönetimi' ile 'kişilerin yönetimi' arasında aslında fark yoktur. sadece birincisinde, daha kaba bir 'kölelik' varken, ikincisinde 'hukuksal form içinde bir kölelik' söz konusudur. her iki durumda da birey, bir başkasının iradesine tabi olmaktadır. öte yandan modern toplumlarda 'hukukun yönetimi'nin, pre-modern dönemlerdeki 'kişilerin yönetimi'nden daha az otoriter olduğu da kulağa hoş gelen bir masaldır. gerçekte 'hukukun yönetimi' daha az otoriter değildir. tersine, hukukun üstünlüğü, 'servet ve güç dağılımındaki bozuklukları eski dönemlerdeki gibi, pekiştirmektedir. fakat bunu insanı hayretler içerisinde bırakan karmaşık ve dolaylı yollardan yapmaktadır'." (m.stirner, d.milner, a.carter, r.p.wolff ve h.zinn'e atıflarla)

    "edward thompson'a göre de hukuk devleti, 'niteliksiz beşeri iyi' (unqualified human good)dir."

    "...'güç yozlaştırmaya eğilimlidir, mutlak güç ise mutlak olarak yozlaştırır'." (lord acton'ın sözü; lord acton ve r.yumner'a atıflarla)

    not: "devletin hukuku, hukuk devleti ve özgürlük sarkacı" başlıklı, kasım/00'da yayımlanmış bir makaleden, yazımı aynen korunarak alınmıştır.

    ayrıca şu dipnotlar da dikkat çekici:

    "hegel'i 'sertifikalı filozof' ve 'zırcahil şarlatan' olarak niteleyen schopenhauer, olayın 'yukarıdan devletin çıkarları için, aşağıdan da kişisel çıkarlar için felsefenin kullanılması'ndan ibaret olduğunu söyler." (k.r.popper'a atıfla, kendisinin hegel eleştirisi bağlamında)

    "'xıx.yüzyılda, çok tabii bir şeyden söz edermişçesine, atinalı'ların, romalı'ların, orta çağ'ın ve aztekler'in 'devletinden' söz edilmesine alışılmıştı. bu arı ya da karınca devletinden söz etmek gibi esaslı bir hatadır, çünkü bu tür hayvan 'devletlerinde' tarihi kavramlar söz konusu olamaz.'" (c.schmitt'in sözü; ona atıfla)

    "...holocaust, modernitenin doğal sonucudur." (z.baumann'ın görüşü olarak ve ona atıfla)

    "schmitt'e göre 'insanlık suçu almanlar tarafından işlenmiş, insanlık adına suç da almanlara karşı işlenmiştir'."

    "'devlet hikmeti de, önünde sonunda bir totolojiden ibarettir; devletin daha doğrusu yönetici sınıfın (her daim bir beka sorunu olarak konan) güncel çıkarlarıyla kaimdir'." (t.bora'dan alıntı)

    "siyasi tarihimizde 'devleti kurtarma' retoriğinin, sened-i ittifak'ın mimarı alemdar mustafa paşa'yla başladığı ileri sürülmektedir." (h.inalcık'a göndermeyle)
  • irfan fidanın adaylığına karşı görev süresinin bitimine 1 yıl kalmış olsa da yeniden adaylığını koymuş başkandır. diğer üyeler aksine inisiyatif almıştır. bu sebeple kendisini tebrik ediyorum.
  • başkent üniversitesinde yarı zamanlı olarak hukuk ve siyaset dersleri veren hukuk profesörü, kendisi doçent iken anayasa taslağı çalışmaları sırasında profesörlüğe yükselmiştir. anayasa teorisi adında bir hukuk kitabı mevcuttur ve kendisi kitabın türkiyede eşi benzeri olmadığını savunmaktadır. dayanağı ise bu isimde başka kitap olmamasıdır.
  • her ne olursa olsun hak merkezli bir yaklaşıma sahip olduğundan tekrar aym başkanı seçilmesine sevindiğim şahıs.

    aym mevcut hukuk düzenine rağmen ara ara da olsa çıkıp hukukun varlığını gösterebiliyor.
  • seçimlerden önce olabilecek en önemli olay, zühtü arslan'ın yeniden aym başkanı seçilmiş olmasıdır. bir şeyler olmaya başladı.

    haziran, her zaman çok büyük olayların zamanı olmuştur. mayıs'ta seçim, haziranda şenlikler var.
  • walla zuhtu aslan'in gecmisi beni cok ilgilendirmiyo artik gelinen noktada. ırfan fidan 2 sene once buraya atanip bir anda baskan olsun deniliyor erdogan ve bahceli tarafindan. mahkeme uyeleri de karsi cikmis ve zuhtu arslani secmis. olay bu kadar basit.
  • şu rezil karar lehine oy veren anayasa mahkemesi başkanı. (alternatif) (bkz: devletin resmi cinsel ilişki şekli) (bkz: evde porno cd bulundurmanın suç olması)

    "özgürlükçü bir liberal" olduğunu iddia edenler liberal kavramını çok yanlış anlamışlar. bu zihniyete illiberal diyoruz canlarım, başında il- olacak, liberal değil.
hesabın var mı? giriş yap