• okuduğum en sağlam fantastik serilerden birisidir.

    yaratılan dünya ve karakterlerin neredeyse mükemmel olması,
    robert jordan amcamızın ölümü yaklaşırken bile serinin sonunun yayımlanması için çalışması ve
    son kitapların beni günümüzün en başaralı fantastik edebiyat yazarlarından brandon sanderson ile tanıştırması bu seriyi benim için özel kılan sebeplerin en basitleri.

    hikaye bazen çok hızlı bazen de çok yavaş akar ama asla sıkmaz. dile kolay 13 kitap ama hepsini arka arkaya üç dört ayda okuyabilirsiniz. şahsen bir ara öyle bir kaptırmıştım ki kendimi, sabah akşam kitaplarını okuyordum. kitaplardaki olaylar rüyalarıma falan giriyordu* . eğer fantastik edebiyatı seviyorsanız kesinlikle bulun ve okuyun.

    edit:imla
  • sahnede beş kişi varsa bunların aynı ırk ve cinsiyetten olma ihtimali yok. öyle bir dizi..
  • bu seriyi ilk kez okuyalı yaklaşık iki yıl oluyor, bazı kitapları da bu süre içerisinde iki ya da üç kez tekrar okudum. artık bir inceleme yazmanın vakti geldi gibi. edebiyatın uzmanı falan sayılmam ama okuduğum fantastik eser miktarının hayvanlığını düşünürsek sözlerim tamamen sıçmak sayılmaz bence. neyse başlayalım.

    zaman çarkı biraz daha klişe bir seri, fanusta yaşayan bikaç köylü çocuğun güçlenip dünyayı kurtarmasını anlatıyor. zaman çarkını benzerlerinden öne çıkaran ise genel olarak ölçeği. konu olarak benzeri çok bulunur ama bu kadar geniş ve içi dolu bir dünyada geçen 14 kitaplık bir benzerini kolay kolay bulamazsınız. seride toplamda yaklaşık 2000 tane karakter var. yazar konuyu genelde 3-4 karakterin bakış açısından paralel ilerletiyor.

    hacim devasa, içerik dolu dolu; peki ama içeriğin niteliği nasıl?

    fanlarca randland denen olayların geçtiği kıtada bir sürü farklı millet ve kültür var. kültürler gayet çeşitli, gelenekler renkli, kişilikler serinin içine oturduğu klişeyi düşünürsek makul ölçüde özgün. ama şöyle bir sorun var: bazı şeyler mantıksız. örneğin 3000 yıldır çölün ortasında yaşayan aiellerin hemen hepsi insan azmanı denece boyutlarda, sarışın/kızıl mavi/yeşil gözlü tipler. pardon ama çöl insanı öyle mi olur lan? tamam çöle ilk girenler öyle olmuş olabilir ama 3000 yıl doğal seçilimin az biraz işlemesi için yeterli bir süre. sonra, yine 3000 yıldır kadınların aes sedai muhabbeti sayesinde borusunu öttürdüğü bir dönem yaşanmış. ama buna rağmen rand 14 kitap boyunca centilmenlik muhabbetiyle bizi bezdirdi. ya pardon ama centilmenlik, kadınları sürekli koruma çabası falan kadınların erkeklerin eline vermediği toplumlarda olur. bunun gibi baya bi örnek bulunabilir seri içerisinde, yani içi dolu dolu bir dünya ama pek de mükemmel istikrarlı bir dünya sayılmaz. buna rağmen sırf detay miktarını düşünürsek bir miktar mantıksızlığı sanırım hoşgörebiliriz.

    büyü mekanizması diğer fantastik eserlerle kıyaslandığında basit. zaman çarkını döndüren bir güç kaynağı var, büyücüler (aes sedai, kin, wise one, ashaman, kim olursa artık) bu güç kaynağından 5 farklı tipte (ateş, toprak, su, hava, ruh) enerji çekip farklı kombinasyonlar oluşturarak şekillendiriyor ve istediğini yaptırıyor. büyü sistemi kendi içinde gayet istikrarlı, ama burda şöyle bir sorunum var: hiçbir trade-off yok. yani büyücü büyü kullanarak hiçbişey kaybetmiyor. büyücüler bu dünyada baya baya üstün ırk. 400-500 yıl yaşıyorlar, doğuştan sahip oldukları yeteneğe bağlı miktarda enerjiyi diledikleri gibi şekillendiriyorlar ve bunu yaparken birazcık yorulmak dışında hiçbişey kaybetmiyorlar. normal bir insanın bir büyü kullanıcısına karşı yapabileceği hiçbir şey ama hiçbir şey yok. bu kadar sınırsız oluşu bence büyü mekanizmasını kısıtlayan ve ilginç olmaktan alıkoyan bir etken. bence de brandon sanderson'ın dediği gibi, bir büyü mekanizmasında imkanlardan çok kısıtlamalar önemlidir, ve bu dünyada yetenek ve yorgunluktan başka bir kısıtlama yok. bu bence önemli bir eksiklik. herkes öyle düşünmeyebilir tabi.

    bir de 7-10'uncu kitaplar arasındaki "duraklama dönemi" var. burada yazar sanki ne yapacağını bir türlü kestiremiyor gibi görünüyor. hatta öyle ki onuncu kitabı bir sebepten bilinçsiz olarak atlayıp farketmeyen bir sürü okuyucu var. yine bu aralıkta okuyucuları hayattan bezdiren, bir türlü ilerlemeyen, kitaplar boyunca sürekli olarak boşuna çırpınıp bir yere gidemeyen perrin/faile hikayesi var. bu aralıktaki bütün hikayeler kötü ya da boşuna değil tabii ki, bütün dünyayı çok derinden etkileyen olaylar da var bu aralıkta; ama nedense üstünde pek durulmuyor, etkileri irdelenmiyor vesaire.

    bir de içeriğin hatrı sayılır bir kısmı bende boşluk doldurmak amacıyla ordaymış gibi geldi. örneyin bizim malum accepted üçlüsünün hayattan bezdiren maceraları, yahut perrin'in boşuna gezinmeleri. bence robert jordan gibi becerikli bir yazar boşluk doldurma derdinde olmasaydı çok daha az kelimeyle çok daha zarif bir şekilde karakterleri son kitapta olmaları gereken yere (hem mecazi hem gerçek anlamda) getirebilirdi.

    bir diğer takıldığım mevzu da yazarın ecnebilerin "plot device" dediği taktikleri sıklıkla kullanması. misal bir yerde randin bir yerden bir yere "ışınlanması" 3 ay falan sürüyordu. bu arada diğer karakterler aes sedai eğitimlerini ilerletiyordu bilmem ne. bu taktiği pek çok diğer yazar/çizer/yönetmen falan da farklı şekillerde kullanıyor, ve ben şahsen bu cryostasis numarasını okura/izleyiciye bir hakaret ya da en azından saygısızlık olarak görüyorum. aynı şeyi fairy tail yaptığı zaman (şu ada gibi bi yerde bi arkın sonunda sadece bizim ekibin bir kaç yıllığına donduğu, bu arada geri kalan herkesin büyüdüğü olay) anında seriyi bırakmıştım o derece. bunun yanında kehanetler ve kader olgusu da sıklıkla kullanılıyor. tamam serinin mantığı içerisinde gayet istikrarlı. ama şimdi dürüst olalım, ana karakteri hayatında görmediği tanımadığı bi ton karaktere durduk yerde aşık edip harem kurmak da sanki biraz zorlama yahu.

    bir de asıl yazarın yarı yolda vefat etmesi durumu var. brandon sanderson makul düzeyde iyi bir iş çıkarmış. ama kaçırdığı bir kaç nokta var; ki bunlardan en önemlisi (kendisinin de itiraf ettiği üzere) karakter olarak mat'i sıçıp sıvaması, eski halinin tırt bir karikatürü haline getirmesidir. bunun dışında genel olarak gayet iyi bitirmiş denebilir; özellikle de kendisinin olmayan bir seriyi bitirdiği düşünülürse.

    yukarı bir bakınca sanki hiçbi boku beğenmemişim gibi duruyor. ama öyle değil. bahsetmediğim şeyleri genelde beğendiğimi varsayabilirsiniz. özellikle de rand'in adım adım deliliğe yürümesi bence yazarın en süper yaptığı işlerden. seriyi bitirdikten sonra ilk kitaplara dönerseniz randin geçirdiği evrime bakıp derin bir oha çekmeniz gayet mümkün.

    sonuçta, bir takım kusurlarıyla beraber zamanınız varsa ve fantezi seviyorsanız mutlaka okunması gereken devasa seridir efendim bu. saygılar.
  • yayın evi(ithaki), editör ve çevirmen (niran elçi) üçlüsü tarafından piç edilmiş fantastik seri.

    bu kadar kötü çeviri ve baskıyı nasıl yaptılar, buna nasıl kıydı, nasıl izin verdiler aklım almıyor!

    ek: öylesine bok atmış olmayayım. ilk kitaptaki yazım, basım ve çeviriden kaynaklı olduğunu düşündüğüm anlatım bozukluklarından sonra ikinci kitapta (büyük av) gözüme çarpan yazım hataları ve anlatım bozukluklarını not almaya başladım. aşağıdaki liste çıktı ortaya:

    --- spoiler ---
    1- sayfa 29, satır 31; virgül ve ‘ve’ bir arada kullanılmış.
    2- sayfa 36, satır 3; ‘…yaklaşan gelişinin…’ amyrlin makamı gelişinden bahsedilen bir durum varken bunun yaklaşımı söz konusu değil.
    3- sayfa 51, satır 28; “aradan…” şeklindeki uzun cümle toparlanamıyor. cümle içindeki ‘verdiği’ kelimesi yerine ‘veren’ yazmak cümleyi bir nebze toparlasa da cümle tamamen baştan kurulmalı.
    4- sayfa 93, satır 22; “ kırılış’tan beri her kuşakta...” şeklinde başlayan cümle sonlara doğru anlamsızlaşıyor.
    5- sayfa 117, satır 28; ‘ışık yardım bana etsin’ doğrusu ‘ışık bana yardım etsin’ olmalı.
    6- sayfa 135, satır 24; ‘ısam, ……………….. , lain mandragoran’ın karısı breyan’ın oğluydu’ cümlesinde noktalı kısımlar olmasa cümle yeterince açık ve anlamlı ama noktalı olarak atladığım kısım hem anlamı bozuyor hem ne anlatmaya çalıştığı anlaşılmıyor.
    7- sayfa 142, satır 27; ‘havya’ yerine ‘havaya’.
    8- sayfa 165, satır 3; ‘bu köylü kadını da verilseler bile o armağanları almaz’ bir önceki cümleyle uyumlu şekilde düzeltilmeli.
    9- sayfa 173, satır 17; ‘sana yaparlardı, ışık bilir.’ ‘sana ne yaparlardı, ışık bilir’ olmalı.
    10- sayfa 181, satır 19; ‘kirli yap’ yerine ‘kir’ olmalı.
    11- sayfa 187, satır 19; ‘olan’ kelimesinden sonraki virgül kaldırılmalı, ‘yüzünde’ yerine ‘yüzünden’ yazılmalı, virgül de bu kelimeden sonra konulmalı.
    12- sayfa 215, satır 10; ‘neredeyse’ kelimelerinden ikincisi fazla. çıkartılmalı.
    13- sayfa 236, satır 19; ‘getirdiler’ yerine ‘sürdüler’ olmalı.
    14- sayfa 244, satır 23; ‘umarım bir ikinize de …’ değil, ‘umarım bu ikinize de…’ olmalı.
    15- sayfa 310, satır 19; ‘…diğer kadına doğru değildi’ değil, ‘...diğer kadına doğru eğildi’ olacak.
    16- sayfa 334, satır 21; ‘cairhien’e hiç gitmedi’ yerine ‘cairhien’e hiç gitmedim’ olacak.
    17- sayfa 339, satır 13; ‘...havada alaca karanlık vaadi varken…”, ya ‘vaadi’ kelimesi fazla ya da orijinal metne bakıp hem ‘alacakaranlık hava’ hem de ‘vadi’den bahsedilmeli.
    18- sayfa 348, satır 24; ‘hurin, “bana kılıfı ver…’ değil “hurin bana kılıfı ver...” olmalı.
    19- sayfa 358, satır 11; ‘buraya...’ yerine ‘burada...’ olmalı.
    20- sayfa 373, satır 10; ‘…geçecek…’ yerine ‘…geçilebilecek…’ yazılmalı ve ‘…kalın bir gümüş…’ ifadesi ‘…kalın gümüş …’ olarak düzeltilmeli.
    21- sayfa 462, satır 15; ‘…olaydı…’ yerine ‘…olmasaydı…’ ifadesi olacak.
    22- sayfa 476; sayfa yamuk basılmış
    23- sayfa 477, satır 5; ‘havaifişekçiler…’ ile başlayan cümle anlamsız. cümledeki ‘tane ve’ ifadesi çıkarılırsa biraz toparlıyor gibi ama yine de tüm cümle baştan yazılmalı.
    24- sayfa 522, satır 34; ‘… ciğerlerindeki havayı donup…’ değil, ‘…ciğerlerindeki havayı dondurup…’ olacak.
    25- sayfa 531, satır 16; ‘…kara gözleri keskin…’ sanırım ‘…keskin kara gözleri…’ olmalı.
    26- sayfa 534, satır 2; ‘bıçağının’ kelimesi ‘bacağının’ olmalı.
    27- sayfa 543, satır 7; …’dedi gürledi.’ yerine ‘…diye gürledi.’ olmalı.
    28- sayfa 585, satır 10; ‘kalmamalıydın’ kelimesi ‘kalkmamalıydın’ olacak.
    29- sayfa 625, satır 25; ‘… ek kelime…’ değil ‘… tek kelime…’ olacak.
    30- sayfa 631, satır 1; ‘bu bileziği bir takması…’ yerine, ‘bu bileziği birinin takması…’ yazılmalı.
    31- sayfa 641, satır 25; ‘…şöminelerde ateşler…’ yerine, ‘…şöminelerdeki ateşleri…..’ olacak veya ‘…ateşler çoktan …’ yerine, ‘… çoktan ateşler…’ olmalı.
    32- sayfa 667, satır 2; ‘yaklaştırmam’ kelimesi yerine ‘yaklaştırmamam’ olmalı.
    33- sayfa 674, satır 5; ‘…olmayacak…’ kelimesi yerine ‘…olmadığını görecek…’ olmalı.
    --- spoiler ---

    bunlar benim normal okuma hızında fark ettiklerimdi. biraz daha dikkatli okusam daha fazla hata bulurdum sanırım. bu durumu ve yukarıdaki eksiklikleri yayın evine de maille ilettim ama hiç oralı olmadılar (veya mail gözlerinden kaçtı). 3. ve 4. kitapta da hata ayıklamaya devam ettim ama baktım oralı olan yok bıraktım bu alışkanlığımı. artık hataları görmezden gelerek okumaya çalışıyorum, fakat bu hiç de kolay değil.
  • hikayenin temelini 1. dakikada piç eden dizi.

    yenidoğan ejderin kız mı erkek mi olduğu belli değilmiş! lan zaten kadın olsa sorun yok ki, gücün erkek tarafı lanetli. kadın çıksa zaten aes sedai olarak hayatına devam eder ve 15 cilt kitabın yazılmasına gerek kalmaz. kitapta erkekliğe yeni adım atan ergen karakterleri görürken burada baya evli çift görüyoruz. cidden yapmayın bu işi ya!

    dizisi yapılarak ilk dakikadan batırılan kitap serisi.
  • zaman çarkı, robert jordan'ın 12 ciltlik ve yaklaşık 10.000 sayfalık fantezi tarzı külliyatıdır. (bkz: külliyat)

    (bkz: robert jordan)

    zaman çarkı bir başka dünyanın döngüsel tarihindeki bir çağı anlatır. iyi ve kötü arasındaki sonu gelmeyen savaş tekrar başlamak üzeredir. dünyayı ele geçirmeye çalışan shai'tan (evet bizim bildiğimiz şeytan), asırlar süren topyekün bir savaş sonunda lews therin telamon liderliğindeki erkek aes sedai 'ler tarafından bir "zindana" hapsedilir ve zindanı mühürlenir. shai'tan, hapsedilmeden önce, erkek aes sedai 'lerin gücünün kaynağı olam saidin'i "lekeler" ve ilerleyen günlerde hepsinin delirmesine ve muhteşem güçleriyle yeryüzünün şeklini değiştirecek ölçüde yıkımlar yapmalarına sebep olur. asırlar sonra küçük bir köyde, sıradan bir delikanlı olan rand'ın ve arkadaşlarının hayatı korkunç yaratıkların saldırısı ve onu kurtaran moraine tarafından sonsuza kadar değişir. rand, lews therin telamon'un yeniden bedenlenmesidir (yenidendoğan ejder) ve karanlık varlık serbest kaldığında onunla savaşmaya yazgılıdır. (bkz: aes sedai)

    seri boyunca rand'ın çobanlıktan dünyanın kurtarıcısı ve yıkıcısı olan yenidendoğan ejder'e dönüşümü ve dünyayı da beraberinde de dönüştürmesi anlatılır. karakterler sayıca kalabalık, detaylı ve kendi içinde bir bütündür. her birinin zihinlerinden geçenler ve dönüşümleri didik didik edilir. toplum yaşamı, tarihinden giyim-kuşamına, davranış tarzından mimarisine kadar detaylarıyla tasvir edilir. (bkz: ajah)

    (bkz: phoenix)

    serideki kitaplar:

    1. dünyanın gözü 15 ocak 1990

    2. büyük av 15 kasım 1990

    3. yeniden doğan ejder 15 ekim 1991

    4. gölge yükseliyor 15 eylül 1992

    5. göğün ateşleri 15 ekim 1993

    6. kaos lordu 15 ekim 1994

    7. kılıçtan taç 15 mayıs 1996

    8. hançer yolu 20 ekim 1998

    9. kışın yüreği 7 kasım 2000

    10. alacakaranlık kavşağı 7 ocak 2003

    11. rüyaların bıçağı 11 ekim 2005

    12. ışığın anısı (yazım aşamasında)
  • nihayet 13.kitabı yeniden basılan ve hem 13.kitabın ciltli hali, hem de 15 kitaplık setinin ilknokta.com 'da ön siparişe açıldığı seri.

    muhtemelen çoğumuz için 4.kitaptan sonra kalan tek eksikti. gözümüzaydın.
  • bu seriyi anlatacak kelime bile bulmakta zorlanıyorum aslında. lanet seri ömrümde herhalde bulabileceğim tüm kitap zevklerini aldı götürdü benden çünkü bu 14 kitaplık seriyi bitirdikten sonra başka hiçbir fantastik seriden zevk alamadım o derece benim için şaheserdir.

    işte bu yüzden ona göre daha önce bu seriye başlamadıysanız piyasada ne kadar fantastik seri varsa bitirin ondan sonra başlayın. çünkü siz istesenizde istemesenizde yeri geldiğinde herhangi bir kitabı bitirdiğiniz zaman zaman çarkıyla karşılaştıracaksınız ve hep zaman çarkı üstün gelecek.
  • yüzüklerin efendisi'nin de içine böyle sıçacaksanız iptal edin kardeşim dedirten bir platform tarafından çekilmiş şeydir.
  • dayanamayıp ilknokta sitesinden 15 ciltlik halini piyasanın çok çok altında fiyata aldım .şimdilik poşetlerini bile açmadım .emeklilik planı yaptım :)
hesabın var mı? giriş yap