yüksek
-
ali taylor'un yazdığı, tuğrul tülek'in uyarlayıp, çevirip ve yönetenettiği, mehmetcan mincinozlu, onur öztay ve aykut akdere'nin oynadığı dot tiyatrosunun en son oyunu.
bu oyunun diğer dot oyunlarından farkı oturduğun yerden izlemiyorsun, oturduğun yerde yaşıyorsun, oyun g-mall'da ama aslında istanbul'da.
oyunu kısaca özetlemek gerekirse hem güldüm hem gerildim, hem şüpheye düştüm, hem paranoyaya kapıldım, artık mc donalds'in önünden gecerken dönüp bir daha bakıcam, lokal'e gittigim de gözüm hep siyahlıyı arayacak, artık istiklal caddesi benim için bir başka. -
horozdan sonra korktuğum tek şey. bu durumda tek bi' şeyden değil de en az iki şeyden korktuğum sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz. o da yalan söylemiyorsam eğer. aslında köpeklerden de korkuyorum. etti mi üç?
-
baş döndürücü irtifa.
-
mecazi anlamda fazla olmayı simgeleyen kelime.
sevmediğim bazı şeyleri anımsatıyor.
yüksek ses sevmiyorum. dinlemek zorundaysanız ses tonunu ayarlayamayan insanları dinlemek enerji sömüren şeylerden biri hayatta.
yüksek ifade şeklini sevmiyorum. sevgi olur, ilgi olur, kızgınlık olur. kontrolsüzlük ve tutarsızlığı çağrıştırıyor bana direkt olarak.
sanatta yüksek performans yorucu geliyor. şarkı söylemek olsun, yorum olsun, oyunculuk olsun; sadece dikkat çekerek kolaya kaçma gibi geliyor.
yüksek enerjisini sadece insanlar üzerinde kullanma, sürekli ilgi çekmek için yansıtma halini sevmiyorum. bunu da insanlara kendini göstermeden duramamak, sürekli ama sürekli espri yapmaya çalışmak, es vermeden/dinlemeden konuşmak, sürekli şikayet etmek, sürekli sosyal medya paylaşımı yapmak, en ufacık şeyde ve sürekli telefon ile aramak, en ufak şeyde depresifleşmek vb gibi örnekleyebilirim.
sevmiyorum. -
-
inşaat mühendisliğinde yanlış anlamaları engellemek için inşaat kelimesinden sonra kullanılan ünvan.
(bkz: inşaat yüksek mühendisi) -
bazen ulasamaminin bahanesi, tesellisi.
-
-
(bkz: vertigo)
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap