• artık o kadar kalıplaştı ve klişeleşti ki bu söz. beni fazlasıyla rahatsız ediyor.
    sosyal medya canavarları paylaşıyor ve kurtuluyor sırtlarındaki yükten. "görevini yapmış", "duruşlarını belli etmiş" olmanın verdiği huzurla devam ediyor hayatlarına.
    "söylenecek çok şey var esasen ancak kelimeler kifayetsiz" kisvesinin altına sığınan esasen söyleyecek bir kelimesi bile olmayan, manipülasyona boğulmuş ezberci papağanların sözü bu bana göre.
    insanlar iletişim yeteneklerini, tartışma yeteneklerini olağandışı bir hızla yitiriyorlar. elimizde de "yorumsuz" posalar kalıyor.
  • 'yorumsuz', kendi kendisini en fazla yalanlayan sözlerden birisi.

    yorumsuz diyen kimse esasen ilgili şeyin kendisinde bıraktığı yoğun etkiye işaret ediyor. bir insan bir şeyi yorumsuz bırakacak olduğunda bilakis hiç bir eklenti yapma gereği duymaz. oysa yorumsuz söyleyenin içinde gizlenen büyük bir yoruma işaret ediyor.
  • genelde anlama ve yorumlama kabiliyeti kıt insanların, muhakkak ki bir şeyler söyleme gereksinimi hissettikleri herhangi bir "şey" hakkında kullandıkları bir ifadedir. bu durum bazen anlayıp bunu yorumlayamayan, yani dile getiremeyenler için de geçerlidir.

    son söz olarak denilebilir ki bir insan herhangi bir şey hakkında "yorumsuz!" yorumunu (?) kullanıyorsa, ya o şeyi anlamıştır ama anlatma konusunda sıkıntı çekiyor, ifadelerine güvenemiyordur; ya da anlamamıştır ve anlamış gibi görünmek istemektedir. yoksa bir insan evladı çok kızdığı veya çok hoşuna giden bir şey hakkında ne diye yorum yapmasın ki? ilgi çekici.
  • ilgili yazılar : (haşmet babaoğlu)

    gazeteden girdiğim anda çocuklar seslendiler: "ooo haşmet ağabey! trt sana gıcıkmış, duydun mu?" "benimle kafa bulmayın, bakayım" deyip gülerek odama girdim. hürriyet kelebek'te cengiz'in (semercioğlu) köşesini açtım. ne göreyim! full ekran adlı köşedeki yazının başlığı şöyle: "haşmet babaoğlu da trt'nin hışmına uğradı."

    trt'yle işim yok ki, bu "hışım" nereden çıktı şimdi, diye geçirdim aklımdan... cengiz de zaten şu notu yazının başına koymuş: "bu gelişmeden kendisinin bile haberi yoktur ama haşmet babaoğlu da trt'nin hışmına uğrayan isimler arasında yer aldı."

    bugüne kadar trt'de program yapmadım. uzun zamandır sabah programlarına filan da konuk olmuyorum. peki acaba ne yapmışım?

    anlatayım.

    burhan şeşen'in her hafta ünlü bir müzisyen ya da grubu konuk ettiği "yorumsuz" programı var ya?..
    hani müzisyenlerin canlı performanslarıyla katıldıkları ve bu yüzden de diğer müzik programlarında çok özel bir yere sahip olan program...

    son "yorumsuz" da mor ve ötesi grubu konuktu. benden de grubun müziği hakkında küçük bir görüş alıp banda kaydetmişler ve o bandı programda göstermişlerdi. üç satır laf ettiğim kısacık bir bant görüntüsü...

    bu programın yayınlandığı tarih 11 eylül...
    o tarihten, o programdan sonra bir daha "yorumsuz" ekrana gelmedi.

    trt'nin yeni yayın dönemi ilanlarında, dergisinde, program akışı bildirilerinde "yorumsuz" varlığını sürdürüyor ama sessiz sedasız yayından kaldırıldığını söylemek daha doğru belki de...

    neden?

    trt'nin bir üst düzey yöneticisi o programdan sonra bizzat telefonla arayarak "hıncal uluç bize sallayıp duruyor, onunla birlikte program yapan adamı niye ekrana çıkartıyorsunuz" demiş.

    hemen açtım burhan şeşen'e sordum: "inanamıyorum, doğru mu bütün bunlar?"

    "evet" dedi şeşen...

    "program ne oldu peki?"

    "bilmiyorum, bana bir şey söylemiyor yönetim."

    "burhan şeşen daha çok bekleyecek gözüküyor. çünkü trt kin ve intikam duygularıyla yönetiliyor" diyor cengiz semercioğlu.

    bense...

    gençlerin pek sevdiğini bildiğim bir programın benim üç satır lafım yüzünden cezalandırılmasına inanmak istemiyorum.

    bunu kabullenemem.

    bu ayıba fena isyan ederim.

    ancak her şeyden önce de trt genel müdürü şenol demiröz'ün ne düşündüğünü öğrenmek
    istiyorum!

    birilerinin küçük hesaplar peşinde olduğunu, ucuz gösterişçiliklerle genel müdür'ün gözüne girmeye çalıştıklarını biliyorum...

    ama her şeyden önce genel müdür'ün bu ucuzluklara, bu pespayeliklere gerçekten prim verip vermediğini anlayabilmeliyim.şenol demiröz, kültürünü, bilgisini, geçmişini şöyle bir yoklarsa "yorumsuz" programına görüş veren "hıncal'la birlikte program yapan adam"ın kim ve nasıl biri olduğunu hatırlar...

    ve umarım ki, benim üzerimden iyi bir programa büyük bir haksızlık yapıldığını anlar...
    yoksa çok mu saf veya çok mu iyi niyetliyim?
  • (bkz: yorum yok)
  • burhan $e$enin hazirladigi bir program.tv8 de yayinlaniyor ve canli muzik yapiyorlar.her program guzel oluyor ama du$sokaginin ciktigi bolum mukemmeldi...
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • burhan sesen ve orkestradaki bilumum kimsenin sürekli birbiriyle dalga gectigi komik, geyik bir program.
  • sebze' nin giydikleriyle dalga gecen bir sunucusunun oldugu, ve kahkahalar atarak bizi yine binbir geyige suruklemek gibi bir gaflete dusen, hatta program sanatcilarinin davulcularinin dahi bizi duyup kıskıs gulmesine neden olan bir program.
hesabın var mı? giriş yap