• olay şudur.

    hürmüzün yatak odasını hiç bir zaman bilemeyiz. 7 kocayı da idare eder ama yatağına almaz. ki toplum olarak kendisini sevmemizin nedeni de budur . eğer birini dahi odasına almış olsa kesin "orospu, namuzsuz, fahişe,etc." damgasını yemişti. hele bir de çocuk doğurmuş olsa... vay ki vay...
  • beyaz perde versiyonunda hurmuz'u turkan $oray* canlandırmı$, salih guney, temel gursu ve suleyman turan filmde ba$rolleri payla$mi$tir. keyifli dakikalar ya$atan ho$ bir film olarak ye$ilcam ar$ivindeki yerini almi$tir bu yapit.
  • (bkz: adamcık ağızlı)

    mütemadiyen gülüyorum. izleyin efendim, eğlenceli film.
  • şimdi de "yedi kocalı hürmüz" kalıbının tevil ve tabirini yapalım.

    hürmüz: mecusilikte iyilik tanrısı.

    ehrimen: mecusilikteki şer/kötülük tanrısı.

    böylesine çifte bir tanrı anlayışı islamın tevhid prensibiyle taban tabana zıttır; ancak pratikte çoğumuz hiç farkında dahi olmadan bir tür mecusi şuuruyla hareket ederiz. mesela, günlük hayatımızda "allah'a emanet ol, "allah korusun" ve benzeri cümleleri kullanırız. peki allah kimden koruyacak bizi? kötü ve şerli kimselerden veya gelmesi muhtemel kaza ve belalardan değil mi?

    o sözlerden daha yanlış olan, o sözlerin ardındaki gizli anlam veya niyetlerdir. "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah"; allah'tan başka davranış ve güç sahibi yoktur veya o'ndan başka yapıp eden yoktur. eğer allah'tan başka ikinci bir güç sahibi mevcut olsaydı, onun da bir ilah olması gerekirdi ki, iki ilahın olması ise tamamen imkan dışıdır.

    eğer kötülükten, şerlerden korunmak istiyorsak duamız şöyle olmalıdır:

    "allah'ım nefsimin şerrinden sana sığınırım; gazabından rahmetine sığınırım ve senden yine sana sığınırım"

    zira, "bela gelmez hak yazmayınca; hak yazmaz kul azmayınca".

    kadın= dişil prensip, negatif kutup, yer, dünya, arz, nefs.

    koca= eril prensip, pozitif kutup, gökler, semavat, melekût boyutu, ruh.

    nikah= üçüncü ve tamamen yeni bir prensibi oluşturmak üzere, eril ve dişil enerjilerin birleşmesi. görüldüğü üzere nikah, tez-antitez ve sentez sürecinin bir başka ifadesi olmaktadır.

    o zaman "yedi kocalı hürmüz" kalıbı, nefsin(kadının) yedi kez diyalektik süreçten geçmesi ve yedi sema katını aşıp arşa ulaşması ve nefsin başkalaşması, saflaşması ve ruhlaşması süreci olur.
  • sadik sendil tarafindan yazılmış ve ilk sahnelenişlerinde yönetilmiş olan, vodvil turunde bir tiyatro oyunudur.

    "...istanbul taşkasap'ta yaşayan hürmüz, değişik mesleklerden altı kişiyle hiçbir yasal yanı olmadan evlenmiştir. her kocasını haftanın bir günü ağırlamakta, gönüllerini hoş etmekte, onlardan hediyeler almakta ve ekonomik sorunlarını çözmektedir. ancak onun gönlü berber eşinin dükkanında gördüğü doktordadır.

    bir hastalık uyduran hürmüz doktoru evine getirtir. doktor da ona aşık olur... bu andan sonra doktor ve hürmüz, kendilerini karmaşık olduğu kadar, gülünç gelişmeler karşısında bulurlar. sonunda buluşan iki sevgili, tüm engelleri aşıp evlilik yolunda adım atarlar."

    http://www.sehirtiyatrolari.com/…-kocali-hurmuz.htm
  • an itibariyle star'da yayınlanan ezel akay filmi. "el hubb" şarkısını söyledikleri hamam sahnelerini çekerken çok eğlendiklerine eminim.

    bence filmin tek kusuru hafızamda ayten gökçerli halinin dipdiri kalmış olması.. ondan sonra kimseyi beğenemem hürmüz rolünde. ama film çok iyi, dopdolu, rengarenk.. bütün ezel akay filmleri gibi, müzikleri de*.
  • anadolu versiyonu da olan kadın. tabi anadolu versiyonunda aynı anda bir çok erkek yok bu kadının hayatında. sürekli evleniyor ve kocaları sürekli ölüyor. kazada, savaşta, hastalıktan bilmem neden... en son kocası ölmüyor nihayet. boy boy çocukları oluyor. belli bir zaman sonra son kocası da ölüyor. kadının yine evleneceği tutuyor. artık yetişkin olan çocuklar karşı çıkıyorlar bu işe:

    - yeter ana yine mi evlenecen? namın yürüdü gitti iyice...
    + aman kuzum şu bahtsız ananız er mi gördü hayatında?
    - ana kaç kere evlendin allah aşkına sen?
    + hasan, ali, veli, 3 de ondan evveli, recep, şaban, ramazan, bi de rahmetli baban... (10 etti)
    - !'+%!^+%!^+?%
  • "ben bu dünyanın kahrını çekeceğime erkekleri kullanırım" diyen kadının anlatıldığı türk vodvilidir.
    namuslu kadın isteyene namuslu; mert kadın isteyene mert kadın, hafif meşref kadın isteyen hafif meşref kadındır kendisi. kadınlardan neler beklendiğinin güzel bir örneğini oluşturur.

    şu sonundaki "duygusal kavuşma"ya bağlanmasa feminist bir söylemi bile olduğu söylenebilir.
  • "biz bir tanesini bulamıyoruz, hürmüz yedi tanesini nasıl bulmuş bakalım" diyerek izlemeye gittiğimiz oyun.

    (bkz: kedi kocalı hürmüz)
  • (bkz: poliandri)
hesabın var mı? giriş yap