• nasa dan sonra avrupali bilim adamlari da laboratuvarda et uretmeyi basarmis. (bu kez domuz eti). onumuzdeki yillarda hayvan yelpazesini genisletmeyi ve bu urunu ticari hale getirmeyi planliyorlar. bu etler domuzlardan alinan bazi hucrelerin laboratuvar ortaminda cogaltilmasi ile elde ediliyor. su anda labaratuvar deneylerine iliskin bazi etik sinirlamalar sebebi ile bu etler henuz tadilmamis. arastirmacilar gelecekte gerek besin degeri gerekse tat bakimindan bu etlerin orjinal etlerden bir farki olmayan bir hale getirilecegini dusunuyor.

    bu, hayvanlarin oldurulup yenilmesine dayanamayan pek cok vejeteryan icin cok iyi bir haber, zira bu kez et tuketmek icin kesilen, dogranan hayvan yok ortada. peta gibi bagnaz sayilabilecek bir kurulus bile konu hakkinda yaptigi aciklamada, eger et uretimi her hangi bir canliyi oldurmeyecek ise bu konu hakkinda bizim etik bir sorunumuz yoktur demis.

    ahan da link
    http://www.timesonline.co.uk/…ce/article6936352.ece
  • yakın bir gelecekte olabileceğine ihtimal vermiyorum. fiyatının normal bir et fiyatına inmesi çok zor.

    soran olacaktır tabi 10 yılda kilosu 4 milyon dolardan 1700 dolara indi, neden daha aşağı inmesin? şimdilik bu şirketlerin bizim çiftlik bank gibi olmadıklarını varsayıp bu fiyatları doğru kabul ediyorum. ancak buradaki sorun fiyatta aşağıya doğru indikçe termodinamiğin sınırlarına yaklaşılıyor olmasıdır.

    genel manada yapay et denen şey kültüre alınmış kas hücreleridir. aralarında bağ yaparak et gibi bir araya gelmeleri istenir. zaten yediğimiz etlerde çoğunlukla kas kökenlidirler. tabi kasları kültür ortamında çoğaltmak pekte mümkün olmadığı için başlangıçta embriyonik kök hücrelerden başlanır ancak o başka bir mesele.

    asıl mesele hücrelerin kültür ortamında çok nazlı olmalarıdır. biyoteknolojik ürünlerin çok büyük bir kesimini bakteri ve mayalarda yapıyoruz. bunlar optimal yaşam koşullarından çok uzak olan ortamlarda bile yaşayabilirler. çok yavaşta olsa +4 derecede bile üreyebilirler ve ne verirseniz kullanırlar. ancak yapay et denen şey memeli hücre kültürü demektir ve bunlar çok nazlı hücrelerdir. basit besiyerlerinde çoğalamazlar ve ortalama şöyle bir besiyeri isterler. bu besiyerinin yarım litresi 25 euro civarındadır. toplu alım indirim vs cömert davranalım litresine 10 euro diyelim. ancak o besi yeri bu haliyle yetersizdir. yeterli olması için hücrelerin ihtiyaç duyduğu faktör, peptit vs eklenmesi gerekir ancak bunlar pahalıdır. bunun yerine fetal bovine serum eklemesi yapılır. ancak fbs embriyonun ölümüne neden olunarak alınır yani burada kullanılması saçma olur. bu sefer mecburen pahalı eklentilerin koyulması gerekir.

    bunu yazma sebebim şu. siz 1 kg et üretiyorsanız orada 1 kg kütleye ihtiyacınız var. kütleyi yoktan var edemeyeceğiniz için bu kütlenin besiyerinden gelmesi gerekiyor. peki 1 kg et üretmek için litresinde 15 gram katı madde bulunan besi yerinden kaç litre harcamanız lazım? ortalama bir canlıda %70 su olmasından hesapla 1 kg et içinde 300 gram katı madde var diyebiliriz. bu durumda bu besi yerinden size 20 litre gerekir ki bu haliyle bile absürd bir fiyat ortaya çıkar.

    bu hesap gerçekte çok saçma çünkü 15 gram katı maddenin direkt olarak etin yapısına katılacağını hesapladım. halbuki önemli miktarda bulunan tuzlar hiçbir şeye katılmayacaklar, ayrıca ortamdaki şekerde sadece enerji üretimi için kullanıcaktır.

    buraya kadar olan kısım sadece yapım maliyeti ile alakalı olan kısım. çünkü et dediğiniz şeyin içerisinde birden fazla doku olur ve buna göre lezzeti değişir. hayvanın çıkan yerinden hayvanın durumuna kadar lezzete etki eden çok şey vardır. bu haliyle üretilse bile piyasada kabul görmesi zor. tabi baharat ile vs düzgün bir tada getirebilirler diyebilirsiniz ancak onu soya ile de yapıyorlar zaten bu kadar masrafa gerek ne?
  • kaçınılmaz olan.

    daha 50 yıl öncesine kadar gözümüzün önünde cerayan eden hayvan kesme, biçme, dilimleme işlemlerini "medeni" dünya için kabul edilemez varsaydığımızdan, onları bizden uzaklara, hem de çok uzaklara gönderdik. artık bırakın hayvanın kesilmesini, canlısını bile göremiyoruz şehirlerimizde.

    dolayısıyla binlerce yıldır bizimle iç içe yaşayan ve severek yediğimiz hayvanlar artık bizimle yaşamıyor. yaşamasını da az sayıda doğal yaşam meraklısı hariç kimse istemiyor.

    kapitalizmin insan ihtiyaçlarını "katlaması" ve beslenme alışkanlıklarının "çeşitlenmesi" ile hayvan besiciliği artık bir "sektör" haline geldi. o görmediğimiz meralarda ve et kombinelerinde hayvanlar seri üretim hattında "üretilip", yine seri üretim hakkında kesilip paketleniyorlar. açıkcası hayvancılık artık bilimsel gelişmelerin hemen tümünün kullanıldığı bir sanayi kolu haline dönüşmüş durumda. maliyetler, kar marjları, satış artırma taktikleri, üretilen uyduruk ama deli gibi satan ürünler (mesela sütlü sosis) ile bu sektör kendi arzını ve talebini kendi oluşturur hale gelmiş durumda.

    maliyetin ve kâr marjlarının artık "birincil" unsur haline dönüşdüğü bu dünyada yapay etin yakın gelecekte piyasaya bolca sürülmeye başlanacağı ve orta vadede et sektörünün hemen tümüyle yapay etten müteşekkil olacağı ve birkaç yüzyıl sonra canlı hayvan keserek yapılan bugünkü besiciliğin ancak meraklıları tarafından tarih kitapları okunarak öğrenilen bir yöntem haline geleceği de aşikar...

    bugün nasıl kırmızı etin zararlarını, beyaz etin bilmemnesini, fazla et tüketiminin neden olduğu damar tıkanıklığını, kollesterolü konuşup dikkatli davranıyorsak; 30, bilemedin 60 yıl sonra aynı tartışmayı yapay et için de yapacağız.

    ve emin olun, son 100 yılda ortalama yaşam süremizi 50'li yaşlardan 80'li yaşlara çıkaran bilim, yapay et ile onu aşağı düşürmez. emin olun, aksine o yapay etin yegane et ürünü olacağı yıllarda ortalama insan ömrü de 100'lü yaşlar civarında olacaktır...
  • dünyanın geleceği için yaygınlaşması gereken et türevi. animal agriculture denilen nane iklim değişikliğinin baş sorumlusu. istediğiniz kadar hibrit arabalar üretin, insanları toplu taşımaya özendirin. hayvancılığa alternatif gelmedikçe ve insanları doyurmadıkça yapılacak her şey boş.

    konuyla ilgilenenlerin şunu okumasını tavsiye ederim.
  • burda yapılmışı var:

    (bkz: fleshlight)
  • tavuğun derisiyle gerisi diyen dostları üzecek bir gelişmedir. üzgünüm ama koskoca bilim adamlarının "yau tavuğun esas götü lezzetliymiş, azcık da götten katalım" diyeceğini zannetmiyorum. haa akıllı bi kayserili çıkar, 'kayseri tavuk götü fabrikası'nı kurup parayı vurursa ben de bu entry yemem ama editlerim.
  • açlığı ortadan kaldırır kaldırmaz orasını bilemem ama emin olduğum bir şey varsa o da, bu ülkede bunun da sahtesi yapılır... demedi demeyin...
  • günden güne yapımı için ilerleme kaydedilen et türü. biyofabrikasyon derlermiş tekniğine. biz hala türbanı, kızlı erkekli evleri, kürtajı tartışaduralım, gelişmiş ülkeler ciddi bütçeler ayırıyor bu yönteme. vicdanı sızlayan et severler olarak bütün desteğimiz sizinle.

    http://alkislarlayasiyorum.com/…-deri-ve-et-uretmek
  • destekledigim bulustur.

    insanoglu olarak, et yemeye bagimliligimiz (evet, bagimlilik; keza buradaki argumanlari okursaniz da anlarsiniz bunu) tamamen yerlesik hayat kulturu oncesi yasantimizdan kurtulamamamiz kaynakli. ben hic et yemeseydim hayatimda, et aramazdim. biranin tadina bakana kadar bira da aramiyordum. sigara icene kadar sigara aramayan, kokain kullanana kadar kokain aramayan da var. bilmedigin seyi aramazsin.

    bu baglamda bakarsak; et yiyisimiz tamamen kultureldir. eger benim et yemekten aldigim hazzi saglayacak alternatif bir urun varsa, bunu tuketirim ben. ozellikle de bir hayvanin oldurulmedigini bildigim icin, tadi da benziyorsa, daha da bir zevkle tuketirim.

    genetik gelismeler ilerliyor, bunun yararlari da zararlari da oluyor. internetin de yararlari ve zararlari var. tnt'nin de. elektirigin de. atesin de. bu kacinilmaz. bir bulus tamamen "yararli" olamaz hicbir zaman. bu yuzden "genetik gelisme fobisi" gelistirmek yerine, genetigini gelisimini desteklemeliyiz bence. bugun "genetik cok tehlikeli oluyor" diyen, yarin belki de bircok hastaligin tedavisi olacak kok hucre gelisimine de "etik" sebeplerle karsi cikar.

    iyidir iyi. afiyetle yiyiniz.
  • oncelikle, henuz daha uretilmemistir. su makalenin bir tarafinda soyle demektedir:

    "the result was sticky muscle tissue that requires exercise, like human muscles, to turn it into a tougher steak-like consistency"

    yani,

    "[calismalarimizdan elde ettigimiz] sonuc, bildigimiz anlamda ete donusmesi icin idmana ihtiyac duyan pelte gibi bir kas dokusudur, ayni insandaki kas dokusu gibi"

    bu yapay kas dokusuna idman yaptirma hadisesi henuz cozulmus bir sorun degildir, ve ucuz bir sekilde cozulememesi de gayet muhtemeldir (cozulmesi daha muhtemeldir). cunku dogal ortaminda hayvanin gundelik islerini gormesi sayesinde idman yaptirilarak gelisen kas dokusu, enerjisini bele$ bir enerji kaynagi olan gunesten almaktadir. (koyun ot yiyor, ot gunesle buyuyor) eger yapay ete idman yaptirilmasini saglayacak enerji bele$ olmayan baska bir kaynaktan gelecekse bele$ olanla rekabet zor olabilir.

    ote yandan, inanmasi guc(?) olsa da, insan (cok karmasik) bir makinadir -- girdileri (yiyebilecekleri) de ciktilari (sicabilecekleri) da az cok bellidir. "anam anam su an cocugumu mu yiyorum acaba" gibi histerik argumanlarla yapay ete karsi cikan zihniyet, zamaninda dunya yuvarlak dedi diye galieo'yu kesen zihniyetle ayni zihniyettir: dogdugunda yapay et coktan yayginlasmis olan nesiller bu zihniyeti anlamaz. dogru besin maddesi, kaynagindan bagimsiz olarak, insan tarafindan tuketilebilir.

    yapay ete karsi sunulmasi gereken arguman, gdo'lara karsi sunulan arguman ile aynidir: yapay yollarla uretilen bu yiyecegin insan vucuduna kotu bir etki yapmayacaginin garantisi yoktur. bu da, takdir edersiniz ki, bu mal yeterince iyi pazarlandikca insanoglu tarafindan sorun edilmeyecektir.
hesabın var mı? giriş yap