• çocukken en kıskandığım insandı..

    ilkokulun ilk yıllarıydı.. bando dergisi yeni çıkmıştı.. ilk sayısına özel bir kampanya yapmışlardı.. derginin içindeki kuponu yollayınca hediye kazanıyordun.. hemen yolladım ben de.. hediyeler arasında o dönemki obsesyonum sindy bebek de vardı çünkü.. kuponu yolladıktan bir süre sonra kazandığımı söylemek için evi aradılar.. annemle gittik hediyemi almaya.. yol hiç bitmedi.. ucunda bebek var ya..

    gazeteye ulaştık.. yalvaç abi'nin odasına götürdüler bizi.. fotoğraf çekildi, bir iki sohbet edildi.. benim aklım bebekte tabii.. neyse işte, tüm prosedürler yerine getirildikten sonra, yalvaç abi sürgülü bir dolap gösterdi bana..

    "yavrum şuradaki dolabı aç, seç oradan bir bebek"

    dedi.. seçmek? bebek koleksiyonu yapan birine denecek laf mıydı bu? dolabı açtım.. aman yarabbi! tıka basa sindy bebek dolu.. dondum kaldım tabii bir süre.. sonra annemin tuhaf bakışlarını hissedince üzerimde, seçtim bir tanesini zar zor.. o kadar etkilenmiştim ki o dolaptan, bir süre kariyer planlarımı bunun üzerine yapmıştım..

    - büyüyünce ne olacaksın a little bird told me?
    - yalvaç ural!

    olamadık tabii ama hâlâ saklarım bebeği..
  • bu adamin bilmece yazma teknigini cozmus durumdayim, adam etrafina soyle bakiyor ve bir sey goruyor, mesela televizyonumu gordum ben ilk. hemen diyor ki "izlenebilen "on" a ne denir?" cevabi da televizy"on" oluyor. siz de biraz dusunurseniz 100'lercesini turetebilirsiniz.
  • hani bazen diyoruz ya türkiye'de 90 kuşağı apolitik, sorgulamayan, goygoycu bir gençliktir diye, işte bunun sebebi ne darbedir, ne kenan evren, ne de yonca evcimik. bunun tek bir sebebi vardır o da yalvaç ural'ın esprileri.

    enerjimizi bu esprileri unutmak ve yepyeni bir espri anlayışı sayfası açmak için harcamasaydık günde en az iki gram antimadde üretiyor olurdu güzel ve yalnız ülkemiz. borumuza bile sahip çıkardık.

    tüh.
  • karakterini bilemem tanımam etmem de çocuklar için hazırladığı esprilerden dolayı müthiş haksızlığa uğrayan bir adam bu.

    anladık ya hepiniz büyüdünüz seinfeldler himymlardaki bütün cool esprileri -hem de ingilizcesinden- anlayabiliyorsunuz. sheldonlara dwightlara falan hastasınız, bütün mizahlarını çözdünüz.

    lan oğlum ortalama 7 yaşındaki çocuğa o mizahla mı gideceksin.7 yaşında çocuğa kafka'nın davasını mı okutacaksın mesela? 7 yaş çocuğu böyle bir şey.
    bunları okuyabiliyor.

    dümdüz değil de meseleye biraz tersten bakmayı sağlatabilecek seviyde espriler yeter onlara. 7 yaş esprisi üzerinden zekasının sağlamasını yapan adam çok da zeki olmasa gerek.
  • ayrılsakta beraberiz dizisindeki gündüz tipinin yaparak sevimsizleştiği esprilerin daha beterlerini yaparak müreffeh bir hayat süren zat. hayret bi şey ya.

    şimdi de görme engelli çocuklar için çıkardığı dergiye "körebe" adını vermiş.

    sen sabır ver yarabbim.......
  • zıpır bilmeceler 1 ve zıpır bilmeceler 2 adlarında iki adet kitabına sahip olduğum yazar. tamam esprileri falan şimdi okununca abuktur, subuktur, gudiktir lakin çocukken okunmuştur, sevilmiştir. muzaffer izgü, yalvaç ural bunlar çocukluktur, iyidir.
  • miço dergisi bu kadar çok satiyorsa, çocuk beyninin belli bir yaşa kadar %95 oranda süngerden oluştuğunu savunan teorinin gerçekliğini gösteren en büyük kanıttır bu adam.
  • bir neslin espri yapma yeteneği kazanmasını en az beş yıl geciktiren adamdır.
  • takriben bu başlığa ilk entry girildiği vakit ben bu abinin dergileriyle eğleniyordum.
  • klarnet çalarken fena halde squidward'e benzettiğim iğrenç espri virtuozü.
hesabın var mı? giriş yap