yağmurlar
-
platonik bir aşkın şarkısı bu; şebnem aşkına yıllarca karşılık vermeyen adama yazmış.
"beni sevmezsen yağmurları sev; bulutlar ağlasın, sen gül güneş doğsun yeniden" diyor...
"sen sev yağmurları; yağmurlar yağsın üzerime" diyor...
çok vurucudur çook, öyle böyle değil... -
"kim bu ben kim bu susan" bolumunu her dinleyisimde israrla "kim bu ben kim bu susak" seklinde anlayip kendi icimde guldugum sarki. disari belli etmiyorum guldugumu zira deli derler, malak derler.
-
hüsnü arkan'ın son albümü yalnız değiliz'de feyza erenmemiş ile beraber söylediği enfes şarkı.
ah bu yağmurlar, delik deşik ediyor içimi
sığınsam, bir ocak bulsam, ısınsam
ah bu yağmurlar
bir yanım diken, öte yanım gül, kanıyor
bir dert ki bende çare yok
sende insaf yok.
istanbul ahh, bahar geldi aman, yaz geldi
akşam vakti, efkar geldi aman, saz geldi
bana gelenler geldi, geldi... sen gelmedin.
bana gelenler geldi, geldi... sen gelmedin.
ah çıkıp gitsem, çarpsam kapıyı kime, nereye
günahsız bir el bulsam, dokunsam
ahh, bu yağmurlar...
sağ yanım derya, sol yanım ateş, yanıyor
bir dert ki bende çare yok
sende insaf yok
istanbul ahh, bahar geldi aman, yaz geldi
akşam vakti, efkar geldi aman, saz geldi
bana gelenler geldi, geldi... sen gelmedin.
bana gelenler geldi, geldi... sen gelmedin. -
buyrunuz sözleri..
sokaklar sakin geceler karabasan
ellerim titrer kim bu ben kim bu susan
ne soran var ne bilen sebebim yok
bana kıyan erkeğim sen gül vazgeçtim rüyalardan
beni sevmezsen yağmurları sev
bulutlar ağlasın sen gül güneş doğsun yeniden
gidiyorum gözüm yaşlı
hatıran har yüreğime
sen sev yağmurları
yağmurlar yağsın üzerime
gidiyorum gözüm yaşlı
ah yine yol yol üstüne
sen sev yağmurları
yağmurlar yağsın yüzüme -
çok güzel bir oktay rifat şiiri.
sonra yağmurlar başladı, gitti cambazlar,
silindi çadırların yazısı ovadan.
portakal rengi oğlan, mavi memeli kız,
n'oldu onlara! nasıl da böyle bittiler!
bir gülümseme kaldı duvarlarda yazdan,
ölü resimlerle savruldular sokakta.
yürümekten çok uçmaya yakın, güneşle
açıktı elleri. mahzun ve düşünceli,
hafif bir yaşama doğru ittiler bizi.
onlar ölçülü ve usta, biz dalgın, savruk,
düşleriyle geride. artık ne varsa boş,
ne varsa kirli, cıvık! bir düşman ordusu
gibi geçiyor üstümüzden, saçlarından
sürüyerek göçmen kuşları, yuvarlak, mor,
deniz gibi hoyrat, dağlar gibi görkemli
bulutlarıyla gök ve yağmurlar başladı. -
murat uyurkulak'ın tol romanındaki en güzel bölümlerden biri. şöylece başlar:
"o sene yağmurlar ki ne yağmurlar. kadife perdelere, oymalı ağır koltuklara, yatak yorgan denklerine öyle küf kokulu bir rutubet sıkıntısı ki, ülkede sıkıyönetim ilan edilmiş. masumiyet ülkeye ağır gelmiş." -
hazır yağmurlar (ah, bu yağmurlar) başlamışken, ona böyle güzel bir eş eklemenin de tam zamanıdır.
"bir dert ki; bende çare yok, sende insaf yok";
https://www.youtube.com/watch?v=xufeqwuhtpy -
sessiz cıglık.
kendi gercegini hic anlatamadıgın,sabahlara kadar uyuyamamanın sebebini geceleri yatagına gelen duman bulutlarına baglayıp asıl olanı inkar ettigin kadın $arkısı. -
yalnız değiliz demiş hüsnü arkan, ağzından çıkanı kulağı duymamış.
"ah! çıkıp gitsem, çarpsam kapıyı; kime?
nereye?"
ince sitemler demetidir. -
bugün gözümün nuru istanbul'a en yakışan şarkıdır.. şebnem ferah'ın her bir sözünü hissederek okuduğu bu şarkı bırakalım da yıkasın ruhumuzdaki kiri, pası..
"sen gül, güneş doğsun yeniden.."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap