• edit: bazı ekran görüntüleri görselgörselgörsel
    göründüğü üzere 512mb ram üstü çalışabiliyor, win me gözükmesinin sebebi ise kurulan güncellemeler.

    2023 yılında gerçek bir donanıma kurup sözlüğe eriştiğim, youtube üzerinden cengiz kurtoğlu dinlediğim işletim sistemi. deveye hendek atlatmak daha kolay olurdu elbette, fakat başardıktan sonra herhangi bir modern bilgisayarın yüzüne bakasım gelmiyor. freecell+kaset çağı şarkıları ikilisi hiçbir şeyde yok.
    ilk başta kurulum disketi yok, kurduğum makinede usb boot yok, cd yazayım da takayım derken acele ettim ve cdyi çizdim, elimde kaldı sadece pxe boot(ağdan boot).
    derken bir baktım kurulum ekranındayım, amma velakin beni güzel bir mavi ekran serisi karşıladı. tam onu çözdüm bu sefer driverlar beni yordu. oldu olacak youtube de çalışsın dedim 3 günümü yedi bitirdi kerneliydi sürücüsüydü dosyasıydı, ama sonunda istediğime ulaştım.

    tadı çok farklı bir işletim sistemi. vm ile değil de gerçek donanım ile kullanılmasını tavsiye ederim, makinenin ısınmasına ve ses çıkartmasına bağlı olarak ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorsunuz.
  • ooo gençlik, burada toplanmışız. ben de windows 98 hakkında birkaç kelam etmek istiyorum. neden aslında diğer windows sürümlerine göre özel olduğunu kendi fikrimce anlatmaya çalışayım.

    windows 3.1'in arayüzünün ne kadar garip olduğunu hatırlayanlar vardır. biraz kullanımdan sonra pencereye boğuluyordunuz. üstelik windows 9x'in 32 bit olmasına karşın windows 3.1'in 16 bit olması da bir başka dezavantajdı. windows 3.1'den windows 95'e geçince her şey değişmişti. tek pencere üzerinde dosyalar arasında dolaşılabiliyordu. windows 98 çıktığında ise windows 95'teki hemen hemen tüm sorunlar çözülmüştü. windows 98, çoğunlukla bsod (mavi ekran) vermeden usb kullanabilen ilk microsoft işletim sistemiydi. yine de usb aygıtları hala kendi sürücülerini gerektiriyordu. sürücüler microsoft tarafından sağlanmadıysa zaman zaman bsod olabiliyordu. microsoft, 95/98/98se süresince sürücü sorunuyla başa çıkamamıştı. bu tam olarak xp ile çözüldü.

    bunların yanı sıra windows 95/98'de ram kontrolleri kötü olduğu için rambooster gibi uygulamalar kullanmak zorundaydık. bir nevi manuel garbage collection yapıyorduk. eğer bunu yapmazsanız, en son yeniden başlatmadan bu geçen sürede bilgisayarınızın yavaşladığını fark ederdiniz. ram'in içinde yakın zamanda kapatılan uygulamaların parçaları kalır. işletim sistemi bunu temizlemek için bir şey yapmazdı. net hatırlayamıyorum ama sanırım bu sorun da xp ile çözüldü (windows 7 ile çözülmüş).

    win98, ınternet explorer 4.0, outlook, adres defteri, netmeeting gibi ürünleri de içeren ilk windows sürümüydü. hala köşede tuttuğum pentium makinemde türkçe windows 98 yüklü durur. nadiren de olsa açıp şu müziği dinler biraz menülerinde dolaşıp kendimi bir süreliğine o yıllara ışınlarım.

    son olarak da yazıyı ufak bir kelime oyunu yaparak bitireyim. bu işletim sistemi o kadar sevildi ki microsoft windows 99'u çıkartmak yerine "second edition"ı çıkarttı.
  • en sevdiğim özelliğini paylaşmak istedim sizinle:

    modem kurmaya çalışırsınız. kasarsınız kasarsınız alet sürekli sorun çıkartmak için yazılmıştır sanki. neyse en sonunda şu mesaj gelir;
    windows belirlenen aygıt için uygun sürücü bulamadı, uygun sürücü için internet'e bağlanmak ister misiniz?

    (bkz: bi siktir git)
  • elimizde sucuk ekmek, sokakta afiyetle yediğimiz yıllardı. henüz yaşımız tutmadığından pc ile tanışmamış, klavyesi olan her aleti bilgisayar sanardık. birgün babam huzuruna çağırdı, oğlum ne istiyorsun diye sordu emeklilik ikramiyesi alacaktı, atari salonunun kombinelesi bana böyle bir soru gelince yarım saniye düşünme payı ile playstation diyiverdim. ergenlik çağına tekken ile girmiş, pc'de ki çoğu oyunu oynamıştım bu emektar konsol sayesinde. ama içimi kurt kemiriyordu neden bilgisayar dememiştim?

    o zamanlar bir çocuk olarak bilgisayar sahibi olmak kolay değildi. mahallede en fazla 2 kişide vardır ki bu adamlara zengin gözüyle bakılıyordu, zaten zengindiler de. çocuk yaşta bilgisayar sahibi olamamanın nedeni amiga ve benzeri donanımların sadece oyun oynamak üzerine kurulu olmasıydı. sadece oyun oynamak için bir oyuncak araba neyine yetmiyordu çocuğun o kadar para verilir miydi? haklıydı ebeveynler. işte bu yıllarda windows 95 çıkmış adeta tabuları yıkıyor, uğruna programlar yazılıyor (ingilizce öğrenme setleri gibi), ebeveynler yelkenleri suya indiriyorlardı. artık monitörde karanlık ekran üzerine beyaz fontlu yazı görme dönemi bitmişti.

    internetin adını duymaya başlıyor, arkadaş ortamlarında ki işlevini 'meme gördürgeci' sanıyorduk. lakin bize anlatılanlar bizleri daha da tahrik ediyordu.

    - oğlum arkadaşın evine gittim, interneti vardı.
    - eeeeeeeee (hep bir ağızdan)
    - 3w nokta playboy nokta com yazıyor 'entera basıyor' (gerçeklik payı olarak enter) memeler uçarak ekrana geliyor, insanlar canlı sevişiyor lan.
    - ohaaaaaa lea!!!!!!!

    hakikaten inanmış olacağız ki bilgisayarı olan arkadaşların evleri hiç boş kalmıyordu. lakin internet öyle her baba yiğidin harcı değildi, şifresi vardı bir kere, nasa'ya girmek gibi birşey olmalıydı. bu ortamlarda interneti göremesekte worms 2 oynamanın tadı başkaydı. internet şifresi bulan arkadaşlar gidip şifre bahanesiyle beleş oyun oynamaktaydılar. götümüzden şifre uydurma zamanı gelmişti, fakat nasıl birşeydi ki bu şifre nasıl olmalıydı??

    gel zaman git zaman windows 98 çıktı, tanıtımda ki scanner rezilliği ali kırca'ya bile malzeme oldu. bunu izlerken adeta gözlerim parlamıştı. bi televizyona bir babama bakıyordum. microsoftun bu tahriği pentium 3 reklamının ilk defa televizyonlarda yayınlanmasıyla had safhaya ulaşmıştı.

    1999 yılının unutulmaz haziran ayının 25'inde ilk bilgisayarım evime geldi. 1750$ lık teknolojinin doruk noktası, sevinçten uyuyamama sebebiydi. windows 98 ve office 97 kuruluydu. pentium 2 400 mhz idi ama piyasanın en yüksek versiyonu pentium 3 450 mhz iken bu makine tanrının bir lütfuydu. kullanmayı bilmeyen ben başlata basıyor sonra masaüstünde mouseun yol tutuşunu test ettikçe mutlu oluyordum. bambaşkaydı, çok renkliydi. windows 95'li artistlerin aklını almıştım bir anda. cd-rom boşken açmaya çalıştığımda mavi ekran hatası veriyordu ama benimki de bok yemekti, madem boş niye açıyorsun eşşolusu. artık işin kurdu oldukça başlangıç disketi oluşturup format atıyor, windows setup ekranındaki 'şimdi arkanıza yaslanıp rahatlayın' yazısını gördükçe rahatlayıp mayışıyorduk. windows update gibi geyikler keşfedilmediğinden bilgisayarı kapat tuşuna basmakla elektrik kesilmesi arasında 3 saniye standarttı. en güzel melodi dial-up modemin bağlantı kurarken yaydığı enteresan seslerdi. bolca mavi ekran görürdük bu işletim sisteminde scandisk bizi gererdi bekleyemezdik. lakin ne kadar temiz kullanırsan kullan 3 ayı geçmezdi ömrü illa ki formatı kıçına yerdi. second edition'ı epey toparlamıştı ama o sıralar gönlümüzü xp'ye çoktan kaptırmış bulunduk. windows 7'ye uzanan yolda önemli bir kilometre taşıydı. tabi bir başka açıdan şöyle de özetlenebilir. eğer bugün yeni nesilde bu kadar saç dökülmesi, kellik vs. problemler varsa nedeni bu işletim sistemidir. az strese sokmamıştır bizleri...
  • sonunda windows 95'i bana bıraktırmış olan işletim sistemi. önümde yeni ufuklar açıldı, kim bilir ne maceralar bekliyor beni.
  • an itibariyle arkadasin yan masada kullandigi bilgisayarda yuklu olan isletim sistemidir. burasi da kenya degil finlandiya kardes, yaz bir kenara bunu.
  • standart bir suse ayarında kuruluma sahip işletim sistemi.
    **
  • microsoft'un isletim sistemi, 95'ten daha iyi, menuler kayma efektiyle aciliyor, microsoft'a has olarak yine durup dururken kilitlenebiliyor. buyuk bir ozellik bu.
  • kurarken arkanıza yaslanıp rahatlamazsanız çalışırken hatalar verebilir. önemli bir ayrıntıdır dikkat etmek lazım.
  • başlığı görür görmez içime hüzün çöktü.

    fifa 99 anılarım depreşti. hayat güzeldi, tozpembe bakıyorduk.

    tek derdimiz sokakta top oynamak ve evde bilgisayarda oyun oynamaktı.
hesabın var mı? giriş yap