• taylor sheridan hikayelerine western kalıplarını yerleştirmeyi seven bir yazar-yönetmen. senaryosunu yazıp, yönettiği ilk film olan wind river'da da janrın açık izlerini görmek mümkün. zira daha önce senaryolarını üstlendiği hell or high water ve sicario filmlerinde de bu durum bariz bir şekilde ortadaydı.

    wind river'da sınıfı geçen bir ilk yönetmenlik denemesi görüyoruz. bana kalırsa sheridan hikayesinin yalınkat yapısının farkında olarak atmosferi ön plana çıkaran bir eğilimle hareket ediyor. yani özellikle görüntü ve atmosfer kısmında hikayenin zayıflığından doğan defoları kapatma derdinde ve bunu başarıyla yerine getiriyor.

    aslında hikaye çok zayıf bir hikaye değil. haksızlık etmeyelim.dediğim gibi yönetmen hikayesinin farkında ama aynı zamanda bir yazar olarak bu hikayeyi anlatmak istiyor. çünkü derdi bol twistli, zeki, kurnaz bir film yapmak değil bunun altını çizelim. günümüz seyircisinin nitelikli filmleri yaratan incelikli hikaye anlatımını önemsemeyip saçma sapan twistler ve hızlı kurguyla yaratılan aksiyon pornolarına dönük popcorn pespayeliğinin farkında sheridan. o yüzden zamanın ruhuna uygun bir yönetmenlik metodolojisiyle hareket ediyor. ana akım sinemaya dahil olabilecek sert aksiyon sahneleri de koyuyor filmine, kurmak istediği yapı içerisinde önemsediği doğa-karakter- atmosfer triosuna uygun dingin, sade planlarda. ana akım seyirciyi nispeten oyalayacak bir merak unsurunu da koruyor son bölüme kadar, merak duygusunun giderilme safhasında yani çözümleme noktasında dolantıyı sadeleştirmeyi de göze alıyor. zaten bence filminin hell or high water seviyesine çık(a)amama sebeplerinin başında bu tutumu geliyor. biraz seyirciye biraz eleştirmene yaranayım kaygısı sheridan'ın hikayenin doğasından hareketle minimal bir film yapmasına engel oluyor. ilk filmini çeken bir yönetmen için bunu anlamak zor değil. ama yönetmen hikayelerinin gücüne inanıp sadece bildiği şeyi yaparsa ileride bundan çok daha iyi filmler yapacağı da aşikar.

    muhteşem görüntüleri, iliklerinize işleyen 'soğuk' atmosferi, filmin melankolik ruhunu ince ince ören nick cave müzikleriyle öne çıkıyor wind river ama ana karakterler cory lambert ve jane banner üzerinden kurmaya çalıştığı geçmiş ve gelecek arasındaki paralellikleri istenen düzeyde tercüme edemiyor izleyiciye. iki karakterin (özellikle cory lambert ) geçmişte yaşadıklarını bugün vuku bulan olayla ilişkilendirme arzusu finale doğru zayıflayıp, bulanıklaşıyor. istenen ivmeyi yakalayamıyor ve ve karakterin dönüşümüyle sonuçlanan bir yola girmiyor. ama tüm bunlara rağmen wind river kalburüstü bir film olmayı başarıyor. muhtemelen senenin en iyi suç-dramalarından biri film.

    sinema ya evde spider-man: homecoming gibi ergen zırvalıklarını izlemek yerine wind river gibi gerçeğe yakın duran yakıcı hikayeleri izlemek her zaman tercihim. eksiklerini gördüğüm bu filme benzer binlerce filmi izlemeyi tercih ederim ben izleyici olarak. hikaye anlatmanın zorluklarını iyice rafa kaldırıp yaslandıkları görsel efektlerle aksiyon pornolarına dönen ve seyircisinin zekasına hakaret eden marvel iğrençliklerinin (evet bir zamanlar o filmleri ben de seviyordum) sekizin üzerinde oylandığı bir ımdb evreninde wind river tarzı filmler (filmleri asla puanlamam) 100 puanı hak ediyorlar benim gözümde.
  • en sevdiğim film tipi. küçük bir kasaba, düşük bütçe, sıfır görsel efekt, kaliteli senaryo, kaliteli prodüksiyon. taylor sheridan, hell or high water'daki kaliteyi korumuş, mantık hatalarını ise minimize etmiş. o film saçmalık derecesinde bir sürü mantık hatası barındırıyordu.

    senaryo çok klişe ama bir o kadar da sürükleyici. durağan ilerlemesine rağmen asla sıkmıyor. jeremy renner çok başarılı, elizabeth olsen çok sıradan. o rolü herhangi biri oynasa da olurmuş. 9/10.
  • “kurt, şanssız geyiği değil zayıf olani avlar”

    başarılı bir film, muzikler şahane ve görüntü olarakcok küçük detaylarla cok şey anlatan bir film
    küçük bir örnekle, son sahnede salıncak demirinin yerde oturak iki kişiye sanki kizilderili çadırındaki hissini vermiş.

    izlenesi ve başarılı benim düşüncem 7/10
  • sicario ile birlikte yönetmeni taylor sheridan ismini takibe almak gerektirdiğini gösteren film.

    --- spoiler ---
    burası göz çarpması içindi okuma feci spoiler
    burası göz çarpması içindi okuma feci spoiler
    --- spoiler ---
    dağ aslanlarının hayatta kalması beni ayrıca mutlu etti belirtmeden geçemeyeceğim. yalnız filmde kafama takılan nokta şu oldu ki sondaj tesisinin güvenlik görevlisi olan gerizekalıların planı neydi? hadi ilk suçlarını sarhoşken düşünmeden işlediler.(kaldı ki muhtemelen jeremy renner'ın canlandırdığı karakterin kızının da ölümüne bu şerefsizler sebep oldu. yani ilk suçları da değil.) ulan o kadar polis ve fbi ajanı var bunların hepsini öldürüp hala paçayı kurtarabileceğini mi düşündü bu gerzekler?
    --- spoiler ---
    burası göz çarpması içindi okuma feci spoiler
    burası göz çarpması içindi okuma feci spoiler
    --- spoiler ---
  • sessiz, sakin izlenebilitesi olan bir kış filmi. nedense ben biraz fazla gerildim başım ağrıyor. güzel film ama çok da ahım şahım değil.

    --- spoiler ---

    o ibneleri sike sike öldürseler gene içim soğumazdı.
    piçler.
    orospu çocukları
    --- spoiler ---
  • film eleştirmeni veya gurusu değilim. oyuncular iyi oynamış. karakterlerle empati kuruyorsun. standart bir konu (burada binlercesi var) yerini kaliteli bir filme bırakmış. müzikler de enfes olmuş.

    --- spoiler ---
    matt kardeşim, filmi durdurdum sana yorum yapıyorum. ruhun şad olsun. insan sevdiğini ölümü uğruna korumalı
    --- spoiler ---
  • iz bırakan bi film olmayabilir ama size bu filmle ilgili bir şeyin garantisini verebilirim, o da kesinlikle izlemekten pişman olmayacağınız. vaktinizi harcayacak bi film değil. aksine her yönüyle yeterince tatminkar. keyif alacağınız bir film emin olun. zaten sinemanın kabızlık evresine girdiği son yıllarda böyle yapımlar nimet olarak değerlendirilmeli.
  • yavaş temposu ,harika manzaraları ve hoş müzikleriyle çok güzel bir filmdi.özellikle filmin fırtına öncesi sessizlik sahneleri gerginliğin tırmanması açısından harikaydı.yönetmen filmlerinde sert bir tonda gerçekçi senaryolar kullanarak toplumsal mesajlar veriyor.kör göze parmak şeklinde yapmadığı içinde gayet tadında oluyor.
    --- spoiler ---
    cory nin uzaktan piçleri temizlediği sahnede zevkten dört köşe oldum.özellikle kıza tecavüz eden çakalın ciğerlerinin patlayarak ölmesi muhteşem zevkliydi.
    --- spoiler ---
    filmin sonunda verilen bilgi de oldukça üzücü.
    10/8.5
  • gayet başarılı bir 2017 yapımı film.

    filmi izlerken bazı sahneleri anlamadığım için acaba bir detayı mı kaçırdım diye düşünmüştüm. ancak son sahnedeki "kayıp kişi istatistiklerinde kızılderili kadınlar hesaba katılmaz." yazısını görmem ile birlikte önce "nasıl ya, neden böyle bir şey yapıyorlar ki" diye şaşırmamdan sonra bütün taşlar yerine oturdu diyebilirim. aslında adli tıp uzmanı adamın, kızın ölüm sebebini cinayet olarak sınıflandıramam demesinin sebebi ve başroldeki cory karakterinin kızının ölümü ile ilgili bilmediğim çok şey var demesinin sebebi, filmin sonunda görünen bu kısa açıklama metninde yatıyor.

    filmi izledikten sonra kısa bir araştırma yaptığımda gerçekten de kanada'da 2016, abd'de 2019 yılına kadar kızılderili kadınlara ait kaybolma vakaları polis kayıtlarına geçirilmediğini öğrendim. gerçekten amerikan tarihi kızılderililere karşı işlenen sayısız insanlık suçu ve suistimal ile dolu sanırım.

    filmde yoğun kar ve soğuk bir atmosfer hakim. bu sayede kızılderililerin yaşadığı bölgenin ne denli izole edilmiş ve gözden çıkarılmış olduğunu görebiliyoruz. sahnelerdeki soğuk hava vurgusu sık sık göze çarpıyor. kayıp ve öldürülen kızılderili kadınlar wikipedia sayfasında şöyle bir cümle geçiyor, "cases have been allowed to quickly go "cold", and crucial evidence has been "lost"...". bu cümledeki "quickly go cold" tabirini okuduktan sonra filmdeki soğuk hava vurgusunu da bir düşününce bana tebessüm ettirdi diyebilirim.

    son olarak, oraya gönderilen fbi ajanının geldiği bölge ile uyumsuzluğu, bölgeye yabancılığı çok güzel düşünülmüş bir detay. başlangıçta, devleti temsil eden görevli de tıpkı devletin kendisi gibi oradaki toplumdan kopuk ve o bölgenin gerçeklerinden uzak bir halde görünüyor. ta ki ölen başka bir kızılderili kızın* tulumunu giyene kadar. yani bir nevi o bölgedeki sorunu anlayıp çözebilmek için, o bölgede yaşayan insanların arasına dahil olmak gerekiyor mesajı verilmek istenmiş olabilir. "kızılderililerin yaşadığı sorunu çözebilmek için onlardan birisi gibi olmak" metaforu olarak da adlandırılabilir belki. *
  • jeremy renner'ı yine oldukça karizmatik bir rolle izlediğimiz film.
    taylor sheridan'ın özellikle gerilim konusunda parabolik yükselen grafiği yüzünden beklediğini bulamayanlar olmuş ama filmin atmosferi gibi soğuk yüzünden ağır ağır vuran bir gerilimi var. şahsen filmdeki resimleri, onlara şahane uyan müzikleri ve amerika yerlilerine açılan paragrafı çok beğendim. tek eleştirim elizabeth olsen özelinde kadın dedektif olayına. cidden merak ediyorum bu tip filmlerde güzel bir kadın başrol olmasa hasılat çok mu olumsuz etkileniyor. yani bu taş kadın polis, dedektif furyasının başka açıklaması yok sanki.
    beni yeniden sorgulatan kısma gelirsek.

    --- spoiler ---

    30 lu yaşları geçtiğim için bende mi algıda seçicilik oluyor yoksa cidden dünyada çocuk büyütecek yer mi kalmadı? amerikanın kuş uçmaz kervan geçmez bir tarafındaki yerli bölgesinde bile bu şerefsizler varsa biz bu ülkede ne yapacağız?
    cory lambert gibi yeri gelince filozof yeri gelince tek kişilik ordu gibi bir adam bile kızını koruyamadıysa sen ben nasıl koruyacağız?
    ama şükür ki film boyu beni diken üstünde tüten dağ aslanıyla yavruları bir şekilde korundu en azından.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak benim için taylor sheridan'ın galibiyet serisine bir yenisini ekledi. artık önümüzdeki maçlara bakacağız..
hesabın var mı? giriş yap