• audrey hepburn'e senelerce aşık kalan ama bir türlü kavuşamayan adam. ölümü de o aşka ulaşamaması sonrası kendisini verdiği içkiden oldu zaten.

    aşkı için ölünecek en güzel kadın için öldü kısacası. yaşadığı her dakika helaldir o yüzden.
  • network harika bir filmdir. bu abimiz de harika oynamıstır. alkol sorunu audrey hepburn ablamızla yaşadığı büyük aşktan çok önce başlamıştır. ama tabii böyle bir kadını vazektomi operasyonu geçirdiği için kaybetmek onu çok üzmüştür, orası ayrı. adamcağızın zaten bir sürü çocuğu olduğu için, vazektomiyi yaptırmadan önce böyle bir kadınla tanışacağını düşünmemesi de gayet normaldir. öldükten 3 gün sonra bulunmuştur. bu da ayrı bir trajedidir. bulan kişi menajeridir. alkol sorunu olan çoğu insana yapıldığı gibi, yalnız bırakıldı sanırım. zamanının en iyi kazanan aktörü olmasına rağmen, sıradan bir apartman dairesinde bulunmuştur.
    bu çok yakışıklı ve yetenekli aktörün hayatından çıkartacağımız dersler ise; çok fazla içki içmeyin! kiminle? ne zaman? tanışacağınız belli olmaz vazektomi yaptırmayın! parayı çar çur etmeyin! az ve öz arkadaşlarınız olsun, para varken çevrenizde olan yüzlerce çıkarcı insan bir anda yok olabilir, yalnız ölmeyin! bilmem anlatabiliyor muyum? toprağın bol olsun willam abi!( edit: galiba yakılmıştı. o zaman ashes to ashes william abi) saygiyla.
    tanım: çok iyi aktördü.
  • sunset boulevard'ın joe gillis'i, aynı zamanda joe gillis'in gerçek hayattaki oyun yazarı değil de oyuncu olan versiyonu. sinema tarihinin altın sayfalarında da, sararmış defterlerinde de walker percy'nin the moviegoer kitabında da bahsi geçer...
  • 1918 -1981 yılları arasında yaşamış, stalag 17 ile en iyi erkek oyuncu oscar'ını kazanmış, hem yakışıklı hem de sıradan görünmeyi becerebilen aktör. genelde alaycı ve gönülsüz kahramanları oynamıstır. ayrıca hala varlığını sürdüren 'william holden wild life foundation'ın kurucusudur. bir baska filmi için (bkz: sabrina)
  • annemin en sevdigi artizmis zamaninda.
  • (bkz: kwai koprusu)
  • "altin cocuk" demisler kendisine, goksel arsoy gibi.
    (bkz: stalag 17)
    (bkz: love is a many splendored thing)
    kim novak ile birlikte oynadigi "picnic"i de anmak gerekir.
  • kendisi stalag 17 ile kazandigi oscar'i alirken, odul tarihinin en kisa konusmasini yapmis, sadece "thank you" diyerek sahneden inmistir. bole de alcakgonullu bi abimizdir.
  • the horse soldiers isimli western filmi için konuşuyorum: yakışıklı, cool ve herçekten kaliteli bir oyuncu. 60 sene evvelin klas jönlerinden. öyle ki oynadığı john ford filminde oyunculuk adına john wayne'in altında ezilmedi.
  • hem yakışıklı hem karizmatik bir abidir. network filmini izlerken faye dunaway'in oynadığı diana karakterini terk ederken süper karizmatik bir haldedir o yaşta bile. hem de yetenekli bir adamdır. nerede okuduğu hatırlamıyorum ama ilk oscar adaylığı getiren sunset boulevard filmine doğru artık kariyeri bitme noktasına geldiği, o filmden sonra tekrar sektöre kabul edildiğini okumuştum.
hesabın var mı? giriş yap