• fenerbahce ulker'e kaybettirdikleri vardir oynadigi ve oynamadigi zamanlarda. fakat kazandirdiklari kaybettirdiklerinin yaninda cok fazladir. kaldi ki bu adami "avrupa'nin en yisi olarak gidip nasil nba'de dikis tutturamamis?" diye elestirmek denyolugun bayrak sallayani olmak ile esdegerdir gozumde. zira nba gibi sova ve pazarlamaya dayali bir ortamda tabii ki jose calderon'un arkasinda kalmasi muhtemeldir. hani doalyisi ile gelip de kimse bu adami "vasat takimlarda kadroya giremedi" diye elestirmesin, cunku kendisi "vasat takimlarda kadyo alinmamis" tir. kaldi ki toronto'da ilk 5 basladigi ilk macta da double double gibi bir performans sergiledigini de hatirlatmak isterim.

    bir de kendisinin fbu disindaki takimlarda tutunamama ya da kral ilan edilememe sorun varmis ki o daha elzemmis. ulan bu lige ne adamlar geldi, avrupa sayi krallari geldi 5 sayi ortalama ile aglaya aglaya ulkesine dondu, sonra orda sayi krali oldu; ribaunt krali diye geldi, karpuzcu diye tasak gectiler, adam blok krali oldu farkli ulkede; allah peygamber askina, uyum diye bir sey vardir. her oyuncu her takima uyacak diye bir olay yoktur. eger her oyuncunun adaptibility'si default 20 gelseydi o zaman biz ne sikime king solomon diye yirticaktik kendimizi. muhtemelen ayni verimi marques green'den de alirdik. gel gor ki bunu savunan insanlar hala "cunku fenerbahce takimi tek adam ustune dayali oynuyor" diye bir sebep bulmuslar, ondan devam ediyorlar. aydinlatalim; tek adam uzerine oynanirsa o tek adam sayi krali olur. nba'de kobe'nin, lebron'un yaptigi gibi. erkisi en azindan uc tane fenerbahce ulker maci izlemisse net bir sekilde gorebilir ki, takimda one cikan yoktur, oyun sistemine gore ve oyuncularn elinin sicakligina gore sayilar esite yakin dagilmaktadir. eger oyle olmasaydi heralde en azindan bir oyuncumuz sayi kralliginda iddali olurdu diye dusunuyorum. zira fenerbahce ulker su an tbl'in en cok sayi atan takimi konumunda yanilmiyorsam... o yuzden elestiri ile denyoluk arasindaki kalin cizgiye dikkat edilerek elestirilmesi gereken bir adam oldugunu savunuyorum ben bu zatin.

    bunun disinda gelme sebebi kesinlikle marques green'in kotu bir oyuncu olmasi degildir, yetersiz olmasidir. green kendisinin iyi bir yedegi olabilir, fakat bu takimin kesinlikle birinci oyun kurucusu olamaz, cunku cogu basetbol otoritesinin bagirdigi gibi ne kadar italya'dan asist krali olarak ve 30'luk maclar gorerek gelmis olsa da winner bir oyuncu degildir. will solomon bu eksigi kapatacaktir. ha tabi bu eksigi kapatirken kuvvetle muhtemel gordan giricek ve omer asik ile beraber iyi isler yapacagini dusunuyorum. ha bir de en buyuk umudum yillardir bogdan tanjevic'in yontamadigi emir preldzic'e az biraz basketbolun guzelligini ogretmesi. gerisini zaten o yapacaktir.

    velhasil iyi ki donmus olan ve lakabini -bazilari ayni fikirde olmak istemese de- sonuna kadar hakeden, kendisini tekrar izleyebilecek oldugum icin sansli oldugumu dusunmemi saglayan bir adam.
    (bkz: basketbolun guzelliginin anlasildigi anlar)
  • geçen sene top 16'da tau maçında 28 sayı 4 ribaund 4 asist yaparken igor rakocevic'i 2 sayı'da tutmuş bir adam. yetersiz bence. rashid atkins'in pabucunu parlatır anca.
  • sabah sabah aklıma gelip güldüren basketçi.

    vaktiyle bu abi gece aleme çıkar. bi taksici ile trafikte atışırlar. bizim wily çıkartır malafatı taksicinin üzerine işer. taksici isyan ediyordu. o kısmı haberlerde izlemiştim. taksici üzerinde işenmesinden çok solomonun malafata takmış. çıkarttı eliyle göstererek nah bu kadar aleti çıkarttı üzerime salladı filan diyordu. bi hafta sonra aynı taksici tekrar tv ye çıkmıştı. psikolojim bozuldu abi rüyalarıma giriyor demişti. video belki aranırsa bulunur efsane replikler vardı.
  • "ben geldiğimden beri oynadığımız bütün maçları kazanarak ne kadar iyi bir takım olduğumuzu gösterdik" şeklindeki demeciyle çaktırmadan kendisini öven bencil basketbolcu.
  • iyinin kötüsü olacağına, kötünün kralı olmayı tercih etmiş oyuncudur. tbl için şanstır.

    edit: fb-ülkerli değilim.
  • gördüğüm en yetenekli basketbolculardan biri, özgüven konusunda t-mac’le yarışacak kapasitede olan emekli guard.

    tanımı geçtikten sonra belirteyim, seni çok özledim. keşke bir final four maçının üçüncü çeyreği oynanırken hızlı hücumda turnike yerine durup üçlük atsaydın da obra hocam seni kenara alıp fırça manyağı yapsaydı. final maçındaki kendini affettirmek için disiplinli bir biçimde yeteneklerini gösterip bir buzzer beater atarak kupayı bize getirip obra hocama sarılsaydın.

    bambaşkaydın.
  • "burası fenerbahçe. burada ‘2010’da şampiyon olalım, 5 yıl sonra başarılı olalım’ diye hedef belirlenemez!" sözünü sarf etmiş, fenerbahçeliliği anlamış ender oyunculardan biri.
  • şimdiki oyun kurucumuz ukic ile karşılıklı oynadığı maçların istatistiklerine buradan ve buradan göz atılabilir.
  • (bkz: 8 nisan efes pilsen panathinaikos maci) performansı ve son saniyede topu panathinaikos benchine göndermesiye kendisine aşık etmiş, evlenme teklif etmeyi düşündüğüm efes pilsen oyuncusu.
  • yetenekleri ile içindeki liderlik vasfının uyuşmadığı oyuncudur... bir takıma liderlik edebilmeniz için hem çok yetenekli hem de aynı derecede lider ruhlu olmanız gerekir... liderlik solomon'da doğuştan var. bu durumda sorun yetenekte. avrupa için çok yetenekli bir oyuncu olduğundan burada hiç sorun olmuyor. ama nba'de bu yetenekleri ile ne yaparsa yapsın yardımcı rolde olacaktır. bunu kabullenememesi zannımca nba'de başarısız olmasının sebebidir. calderon ve bosh'lu toronto'da liderlik ona kalmaz. kevin martin'in sacremento'da da liderliği solomon'a vermezler... öyle sanıyorum ki fenerbahçe'ye geri dönerse geçtiğimiz sezonlardaki başarıyı sağlayamayacaktır. bebe olan preldziç, semih, oğuz büyüdüler, ve gricek var bu takımda... solomon artık fenerbahçe'nin de tek kralı değil en fazla milli güvenlik konseyinin üyesi olur...
hesabın var mı? giriş yap