• psikolojimin amına koyan film. güzel bir mola vermesem, hiç kaldıramayacaktım herhalde...

    yaşın ne olursa olsun, kalp kıran, parçalayan duygular hep aynı etkiyi yapıyor. çocukken kaçman, hayal dünyana sığınıp atlatman daha kolayken, büyüdükçe başka bir hayatın hayalini kuramayacak, çekip gidemeyecek kadar kaybediyorsun coşkunu... bu kıstırılmışlığımı güzel vurdu film yüzüme. öyle ki uludum sonunda, utanmadım. sözüm söz, büyümeyeceğim ben. bana ne, bana ne?!
  • reload döneminin (yani load dönemi) kadri kıymeti bilinmemiş fuel,the unforgiven ii,the memory remains'in her zaman arkasında kalmış şarkısıdır. köklere döneceğiz, öfkemiz şahlandı derdindense varsın eski günlerinden uzak olsun böyle olsun dedirtir.zira zorlama değildir. güzeldir,samimidir.

    albümdeki diğer bir underrated :
    (bkz: fixxxer)
  • metallicanin son 10 yilda yaptigi belki de en guzel $arki."so wake up sleepy one,it's the time to save your world" cumlesiyle uyandigim bir gun kalkip okula gitmem gerektigini hatirlatan $arki.
  • bir masalın başına walt disney ya da dreamworks gelmediği zaman işte bu film oluyor. filmin başından "vahşi şeylerin olduğu yer"e kadar, evet cgi girecek, olmadı stop motion, renk yönetimi hala çok gerçekçi ne oluyoruz dedim. oraya geldik yine birşey olmadı. bir film olarak where the wild things are, bir masalın belgeseli çekilse nasıl olurdu diye bir beklentiniz varsa ona cevap verecek bir film. tim burton ya da pixar animations bekliyorsanız (ben bekliyordum nitekim) hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz / çok sevedebilirsiniz *.

    çocuk filmlerinden genel olarak keyif alan bir erişkin olarak filmin ilk 18 dakikası geçmek bilmedi (çünkü baktım kaç dakika olmuş diye). çünkü ne izlemediğimizi bilmesek, bir indie-family-drama gibi omuz kamerasıyla çekilmiş, uzun montajlar ama devamlı hareket halinde görüntülerle başlıyor film, ve öyle de devam ediyor. omuz kamerasıyla çekilmiş belki ilk canavar filmi bu (gerçi cloverfield vardı, ama bambaşka kulvarlar.)

    --- spoiler içerebilir, zira ilk 10 dakikanın ayrıntısı var. ama çok ciddi spoiler yok ---

    max hayal gücü kuvvetli, annesi ve ablasıyla yaşayan bir çocuktur ve kendine buzdan bir iglo yapar ancak ablasının erkek arkadaşı bunu yıkar. bunun üzerine sinirini çıkartmak için ablasının odasına girer, üstündeki karları yerlere ve ablasının yatağına silkeler ve büyük ihtimalle anaokulunda yaptığı dondurma çubuklarından içinde "max'den (kızın adı neyse o, elaine'di sanırsam)'a sevgilerle" yazan kalbi yırtar (ve arka planda i break your heart in two pieces diye başlayan bir şarkı çalmaya başlar.) (filmin müzikleri cidden güzel bu arada, the feist + lykke li gibi, kırılgan ve naif, ama playful bir tarafı da var. soundtrack'i karen o and the kids yapmış bu arada.) max'in annesi çalıştığı şirket için bir rapor yazmaktadır ve max annesine pasif agresif bir şekilde sırnaşır, annesi de durup, haydi bana bir hikaye anlat der. max'in anlattığı hikaye şöyledir;

    yürüyen apartmanlar vardır ve vampirler vardır. vampirlerden biri apartmanlardan birini ısırır ama sişleri kırılır, ondan sonra arkadaşları ona üzülme, süt dişlerin değil miydi, tekrar çıkar der. ama vampir der ki benim kalıcı dişlerim di bunlar. bunun üzerine arkadaşları onun artık vampir olamayacağını anlar ve geride bırakır.

    max, babasını kaybetmesinin onu soktuğu durumu, artık daha olgun davranmak zorunda kalmasını ve içindeki boşluğu annesi ya da ablası gibi sevgili yaparak dolduramayacağı için şiddet doludur (zaten canavarlardan biri, max'in iz düşümü gibi).

    iki tane ,herşeyi bilen baykuş var, ve max onlara 7 kelime olacak bir soru sorar ve sorusu "how can i make everybody o.k"dir. kuşlar gak diye cevap verir. max birşey anlamamıştır.

    --- spoiler ---

    canavarlar teletubby gibi görünüyor, ama gerçek hayatta da sempatik görünümlü iki ayak üzerinde yürüyen canavarlar olsaydı teletubby gibi görünürdü. kıymeti bilinse diyemeyeceğim, ben bildim de ne oldu, ama yorumlara bakarak siktiretmeden önce, içinizdeki çocuğa bir şans daha tanıyın*
  • 97, reload cdsini heyecanla evdeki o eski buzdolabı gibi müziksetine koydum, albümü dinlerken bu şarkı geldiğinde, tamam dedim... repeat tuşunu hakeden parça budur. fixxxer'ı ertesi gün keşfedebildim. * * *
  • an itibariyle tecrübe ederek, kafa güzelken dinlendiğinde çok daha güzel olduğunu farkettiğim şarkı. melodisi, riffleri, solosu ve de vokali ile kafa güzelliğinin bi yansıması adeta.
  • reload albümünün belki de en ilginç şarkısı. gizli favorimdir. sözleri ile çığır açmaktadır.
  • içinde bir adet çocuk taklidi yapan çocuk değil de, bildiğin mikrop çocuk barındıran film. alışıldık masallardan çok farklı çünkü gerçek çocukluk tramvalarını acı sosla sunuyor. çocukluk ''aman ne cici ihihihih'' bir dönem olarak değil, gayet melankolik ve atlatılana kadar acı veren bir süreç olarak anlatılıyor. bu filmi beğenip beğenmemek nasıl bir çocuk olduğunuzla ilgili bence.
  • "children.. don't grow up.."
  • asmis otesi film. "cocuk filmi" degil de "bir zamanlar cocuk olanlarin filmi".
hesabın var mı? giriş yap