• tempo olarak tutarli oldugundan iyi bir seks arkaplan muzigi. tek basina da gayet guzel.
  • delay efekti ile calınmıs gibi olan davullarını john bonham kayıt icin kapandıkları evin girisindeki antrede calmıstır. olaylar da söyle gelismis: john bonham yeni bir davul siparis etmistir ve davulu getiren cocuk hemen evin girisine koyup bırakmıştır. (yalnız ev dedigim 2-3 katlı bir yer ve davulun kuruldugu yer tabandan son kat tavanına kadar bosluk seklinde) bonham burada davulu calmaya baslar ve cıkan ton cok hosuna gider akabinde de sarkı kaydedilir. jimmy page'in it might get loud'da anlattıgı bu. *
  • "dazed and confused" led zep'in en güzel şarkısı, ama bu bir ayrı, ondan bile daha ayrı... o garip kayıt tekniği yüzünden midir, lo-fi havasından mıdır, kendi içinde çalkalanan ve dinleyenin de içini çalkalayan basından mıdır, robert plant'ın her-zamanki gibi mükemmel vokallerinden midir, şarkının havasını iyice "oturtan" mızıkasından mıdır, sağ kulaklıkta çalan shoegaze gitarından mıdır, yoksa o manyak davullarından mıdır? gibi kötü yazarlık örneği sorular sormaktan kendimi alamıyorum (ve kısa yazarlık hayatımda fark ettim ki okuduğum zaman hiç beğenmediğim bu zaaflar bir heyecanla yazmaya giriştiğimde bende herkesinkinden çok belli oluyor - tabii benim için). tabii ki bunların hepsi birleştiği için bu kadar çok seviyorum bu şarkıyı.
  • tam uzun yol şarkısı. o çalacak sen gideceksin. ya da otobüs gidecek. olmadı tren.
  • levee yıkılınca kötü şeyler olacağına beni gönülden inandıran şarkı.
  • led zeppelinden dinlediğim resmen kafa yapmaktadır, uçurmaktadır.
  • memphis minnie mccoy'un 1929 yılında yapıp kaydettiği bir parçadır. robert plant'in plak koleksiyonuna girince bizlim evlerimize de 1971 çıkışlı led zeppelin 4 albümüyle bir cover parça olarak girmiştir. 1927 büyük mississippi selini anlatır. bölgedeki zencilerin zorla eli mahkum bir barajın yıkılmaması için çalışıp çabalamasının şarkısıdır. hemen hemen her blues parçasında olduğu gibi gene hüzün ve acı vardır bu parçada da.
    o ekolu bateri kayıtları için jason bonham'in bir merdiven aralığında çalması ama mikrofonların 3.kattan kayıt yapması bu parça için verilen emek üzerine az çok fikir verebilir.
    page slide gitarını çalar , plant ise her zamanki güzel vokalini yapar ve sevenleri de dinlerken uçup gider.
    w.a.s.p.'ın da bir yorumu vardır ama a perfect circle 'ın yapmayı başardığı gibi led zeppelin'inkinin üzerine daha farklı bir şeyler koyduğunu söylemek zor olur.
    şöyledir kendileri.
    plant'in orgazmik çığlıklarını bir kadın vokalistten dinlemek için de zepparella'dan dinleyin bu şarkıyı.
  • 7:06'lık bir efsane. inanılmaz döngüsü kendi zamanını aşıp zamansızlaşmıştır. kısa hikâyesini it might get loud başyapıtında duyduğumda bile içim bir tuhaf olmuştur. şimdilerde blues kökenli bazı hip hop ritimlerine bile rahmet okutacak kadar blues, hip hop, trip hop, rock, hard rock vs. dir. sucker punch gibi kıytırık bir filmi bile sırf fragmanında çalmasından ötürü (sonuna kadar olmasa da) izletmeyi başarmıştır. bazı filmlerin fragman olarak kalması daha sağlıklıdır o ders ayrı. bazı şarkılar ise girdiği her ortamda size evrenin hakimi olduğunuz hissi verir. dünyanın en iyi grubunun bir şarkısı olmak böyle birşey.
  • 2:38 ve 3:05 arasında, sayın plant
    "don't it make you feel bad
    when you're tryin' to find your way home,
    you don't know which way to go?
    if you're goin' down south
    they got no work to do,
    if you don't know about chicago!
    aaaaah, aaaaaah, aaaaah-aaaaa!"

    diye çılgın atarken dinleyiciye de çılgın attırır. sadece bu yirmi yedi saniyesi bile dinleyicisini koparmaya yeter. hatta aynı dinleyiciyi "sadece belli bir yeri için dinlenesi parçalar" diye anket açmaya da itebilir kişi biraz iradesizse.
  • şarkı 1927' de mississippi nehrinin taşmasıyla afro amerikalıların evlerinden olmasını konu alır. binlerce insan kuzeydeki şehirlere, özellikle chicago' ya göç etmiştir. bu afet ve göç dalgası amerika' da ırkçılığı azdırmıştır.
hesabın var mı? giriş yap