• en güzel yanı nü'york'a dönüşüdür. çok gri bi şehir yææ.
  • hiç gitmedim ama çok sıkıcı ve çok gri diolar. direk nefret ettim yææ.

    paul auster 'a soruyolar washington dc'nin en güzel yanı nedir diye, cevap veriyor:

    ''vaşington'un big ben'i bi daha gelirsem s.k beni.''

    o kadar da pis iğrenç, memur, gri yææ.
  • "yeni dunyanin antik yunani biziz, roma imparatorlugu biziz" edasiyla yapilmis, butun devlet erkani binalari yunan tarzi sutunlarla yapilmis sehir. kongre karari sonucu sehirde buyuk bina goremezsiniz. ayrica beyaz saray - senato binasi - washington monument - jefferson memorial - lincoln memorial tepeden bakildiginda hac olusturur.
  • hastamız falan olunca köylük yerlerden gelmek için iyi bir şehir devlet hastanesi falan çok ondan iyi yani. onun dışında ni york'un yerini tutamaz. hatta los encılıs, filedelfiya falan hep bundan daha güzel şehirler.
  • turist olarak amerika'da butcemi en cok kollayan sehir oldu washington dc, o yuzden sevdim kendisini. bedava muzeleri ile insanin gonlunu fethediyor. metro sistemi duzenli, her yere ulasilabiliyor. muzelerinde saatler gecirebilir, hayvanat bahcesinde pandalar gorulebilir, georgetownda hala ayni sehirde miyim dedirtecek bir guzellik sunar insana, cherry blossom ile ne guzel sehirmis dedirtir kendine. benim gibi kisa sure burada kalacaklara tavsiyem georgetown ile baslayin, once bir sehri sevin. akabinde muze gezmeyi seviyorsaniz muzeleri gezin, dupont circleda hava guzelken vakit gecirin, hello cupcake'de bir cupcake yiyin. cherry blossom'da mall'un ne kadar kalabalik ve guzel olabilecegini gorun. thomas jefferson'in kutuphanesini gorun. beyaz saray'in onunde bir sure takilin, adettendir. bir halk kutuphanesine gidin, kartiniz yoksa bile saatlerinizi orada gecirin. neredeyse bir aydir burada olan biri olarak memur sehri onyargisina kapilmamanizi da oneririm, yasanilasi sehirmis burasi. sadece gelinecek zamani iyi ayarlamak lazim, en ideali mart sanirim, cherry blossom hatrina nisan basi da diyelim ama nisanin ilk haftasinda havanin 32 derece sicakliga ulastigini, ogle saatlerinde acik havada gezmenin iskence oldugunu da belirtirim.
  • memur kenti
  • yaşaması çok keyifli olan şehirdir.

    mimarisi insanı mutlu eder. normalde telefon ekranına yapışık yaşayan bir insan olarak dc'de yürürken prensip olarak telefonumu cebimden çıkarmam. sadece turistik yerleri değil, alelade binalar, iş yerleri, tren istasyonları, konsolosluklar, kısaca günlük yaşamınızda yolda yürürken önünüzden geçtiğiniz bir sürü bina mimari şaheser gibidir. hele mevsim baharsa bi de etrafa beyazlı pembeli kiraz ağaçları ve fersah fersah yeşillik ekleyin. o sokaklarda yürürken telefon ekranına bakmak adab-ı muaşeret kurallarına terstir zaten.

    insanı öküz değildir. bu bir yerin yaşanabilirliği için en önemli kriter bana göre. new york'ta bir şey alırken cüzdanınızı hemen bulamadınız mı? arkanızdakinden paparayı yersiniz. metroda kaybolduğunuz için birine bir şey sormaya mı çalışıyorsunuz? suratınıza bile bakmazlar. genel olarak herkes patlayacak bomba gibidir ve güne ne kadar pozitif başlamış olursanız olun bi noktada birileri sizi azarlar ve bi süre sonra siz de bu ruh emici gruba katılırsınız. new york sevenine yakın bana uzak olsun. dc'nin insanı daha rahat ve yardımseverdir.

    büyük bir şehirdir. insanı iyi diye kimse kusura bakmasın dağbaşında oturup kasabada inek sağamam. (onu seven de var ama renkler, zevkler) dc mütevazı bir şehir olmasına rağmen yapmak istediğiniz her şeyi bulabileceğiniz bir yerdir.

    her gün gidebileceğiniz bir tiyatro, bale, opera, dans, müzikal, gösteri mevcuttur.

    neredeyse tüm müzeler ücretsizdir. antin kuntin her şeyin müzesi vardır. national art museum, national portrait gallery, african american museum, american indian museum, botanic gardens, air and space museum, american history museum, hirshhorn modern art and sculpture garden, smithsonian american art museum ilk aklıma gelenler. bunlar hep ücretsizdir, çoğu da yanyanadır. şehir merkezinde 1-2 saat boş zamanınız mı oldu, sıra beklemeden ve para harcamadan o boş zamanınızı müze gezerek harcayabilirsiniz.

    her ülkeden ve kültürden insan vardır. ırkçılık olan bir şehir değildir. bu kadar karman çorman bir şehir olduğu için her kültürden bir parça taşır. arjantin tango kursu, kore hamamı, irlanda barı, etiyopya restoranı... ne ararsanız vardır. mücver bulabildiğim bir yer bile var.

    elinizin çarptığı 10 kişiden 5'i politikayla ilgili bir iş yapar, 3'ü danışmanlık şirketinde çalışır, 1'i öğrencidir.

    gece hayatı tabii ki bir new york değildir ama gideceğiniz yeri bilirseniz burda abartılan kadar da kötü değildir. edm seviyorsanız flash'a gidip sabah 4'e kadar dans edersiniz, leş erasmus barı özledim derseniz madam's organ'a gidip her katında başka tarz müzik eşliğinde zıplarsınız, latino veya r&b seviyorsanız zaten tüm u-street sizin. rooftop & kokteyl kültürü çok yaygındır, çok keyifli rooftop barları vardır. gece hayatı konusunda tek eksikliğini çekip varsa da keşfedemediğim şeyi güzel bir jazz bar oldu şu ana kadar.

    kendimi şu an dc'yi sevme ve yaygınlaştırma klübü başkanı gibi hissediyorum ama inanın trump'çığımdan bu entry için maaş almadım. dc yaşamak için çok keyifli bir şehir olmakla birlikte turistik olarak 2-3 gün ayırmak kafidir. sorular olursa seve seve mesaj kutuma beklerim.
  • gecen sene yerlesmeye karar verdigim ve bu karari hayata gecirdigim abd’nin baskenti. diger seceneklerime gore kentin yapisi ve yerlesimi olarak burayi daha cok sevdim. simdilik gunlerimi burayi gezmek ve kesfetmek icin kullaniyorum. baya eglenceli gorunuyor. insallah guzel bir hayat surerim yeni sehrimde. darisi gelmek isteyenlerin basina.
  • dünyanın en tehlikeli 5. şehridir. 1. şehri ise bağdat'tır. ard arda olsalardı çok ironik olacaktı. aslında ikisinin de ilk 5'de olması bile durumu bir yerde ironik kılıyor.
  • 24 yildir yasadigim sehirdir. ankara daha guzel diyenlerin dedigine aldirmayin. oratsindan nehir gecer. sevimsiz gokdelenler yoktur. 1 saatlik yolda mukemmel kamp ve hiking alanlari mevcuttur. egitimli bir sehirdir. liberaldir. mukemmel yemekler yemeniz icin her keseye uygun super guzel restaurantlari vardir. muzeleri bedavadir. acik hava konserleri de keza oyledir. cok yesildir. kucuk bir sehirdir lakin 50 den fazla parki vardir. bisiklet kullanmak icin idealdir. yurumek icin harikadir. yazlari cok sicak, kislari cok soguktur ama bahar ve sonbaharin tadina doyum olmaz. ciddi bir live music olayi vardir ki tadindan yenmez. ayni gun hem rancid hem de metallica dinleyebilirsiniz. metrosu tum abd'nin en temiz metrosudur. half smoke ve jumbo slice pizza nin anavatanidir. ınsanlari sicak kanlidir. ıstanbul da ki kediler kadar sincap vardir. sabah erken saatlerde sokakalrinda geyik ve tilki gorebilirisiniz.
    ankara gibi ruhsuz degildir yani.
    evime bok atmayin
    not: ot yasaldir.
hesabın var mı? giriş yap