• star trek evreninde insanlar warp hızına 2063 yılında zefram cochrane tarafından dizayn edilen motorla* ulaşırlar.bunun sonucu vulcanların warp hızına ulaşamayan gezegenle kontakt kurmama prensibinin önünde engel kalmayınca vulcanlar dünyaya uzay gemilerini indirip temas kurarlar ve olaylar gelişir.tabii olaylar çok da hızlı gelişmez,vulcanların kontakt kursa da teknoloji yardımı yapmama gibi bir başka güzide prensibi yüzünden dünyalıların ilk warp 5 kapasiteli gemileri enterprise'ı yapmaları 2151 yılını bulur.işte babası bu warp 5 motorunu geliştiren torpilli olduğundan şüphelendiğim kaptan jonathan archer önderliğinde enterprise vasıtasıyla anca o zaman çok uzak galaksilere açılabilirler.ulan peki warp 1'i yapmışlar işte niye o zaman açılamamışlar diye düşünmez mi insan,düşünür tabi.bunu da şöyle açıklamak mümkün;warp faktörü arttıkça alınan mesafe katlanarak artıyor.kağnı hızı gibi kalan warp 1'in aksine enterprise'ın limiti warp 5.2 ile saniyede 26 küsür milyon mil yol kat etmek mümkünken warp 8 ile bu mesafe 95 milyon küsür mile çıkmış,the next generation döneminde yapılan kalibrasyonla o dönemden sonra mümkün olan maksimum warp değeri kabul edilen ve voyager'ın maksimum kapasitesi olan 9.9 sayesinde de saniyede 4 milyar millik bir mesafe alınabilmiş ki bu da proxima centauri'ye 22 saat civarı bir zamanda gitmeyi sağlamış,1969 yılında dibimizdeki aya yaklaşık 3 günde gidebildiğimizi de eklemek lazım.tabii the original series döneminde ulaşılmış olan ve kafa karışıklığı yaratan warp 14.1 değeri de kalibre edildikten sonra warp 9.9 dan küçük bir değer almış oluyor,çakallıksa çakallık işte.kalibre sonrası warp 10 için ulaşılması imkansız dense de voyager ikinci sezon 15.bölümü treshold'da bilimkurgu dizilerinin vazgeçilmezi mühendislik katakullileri sayesinde tom paris'in kullandığı cochrane isimli shuttle warp 10 sınırını deviriyor,tabii bu arada tarihe geçmiş olan ve bi süre ortadan kaybolup geri gelen pilotumuzun tabir yerindeyse allahı kayıyor,dünyaya gittim geldim,bütün evreni algıladım lan diye yeminler ediyor ki o anda dünyaya olan uzaklığı 75,000 ışık yılı olduğundan hassktir ordan türevinde cevaplarla karşılaşıyor.spoiler etmek istememekle belirteyim ki aynı bölümde yaşanan abudik gubidik olaylar sonucu warp 10 denemesi rafa kaldırılıyor voyager ekibi tarafından.

    warp mantığında aslında sanılanın aksine ışık hızını geçmeden,sadece uzayı bükerek çok çok büyük mesafeler kat etmek yatıyor.andromeda kaptanı dylan hunt'ın "it's not the best way to travel faster than light, it's just the only way" olarak betimlediği slipstream ise gerçek anlamda ışık hızını geçen tek seçenek olarak karşımıza çıkyor ama kendisinin de sadece biyolojik bir yaşam formunun manuel olarak kullandığı bir taşıtla mümkün olması gibi bir dezavantajı var.yani otomatik pilotta geminizin kendi kendine slipstreamde gitmesi gibi bir ihtimal yok.bunun dışında diğer bilimkurgu dizilerinde sık sık karşılaştığımız hyperspace-hyperdrive ve bence en kralı wormhole* gibi süper hızlı ulaşım seçenekleri de var tabii ama hepsi ayrı ayrı yazılarla uzun uzadıya bahsedilebilecek şeyler.evet bunu yapabilirim.

    bu arada şu an için olarak akla en yatkın olan warp teorileriyle ilgili nasa'nın 1996 yılında çalışma başlatıp 2002 yılında bunları sonlandırdığına dair bilgiler de mevcut.artık önümüzdeki maçlara bakıyoruz ben umuyorum ki 2063 yılına kalmadan bu iş olacak bir şekilde.
  • meksikalı fizikçi miquel alcubierre tarafından 1994 yılında geliştirilen, uzay gemilerinin ışıktan hızlı gitmeden, ışıktan hızlı gitmesine imkan verecek teknolojik kavram.

    warp sürücüsü geminin önündeki uzayı katlayarak ve arkasındaki uzayı çarşaf gibi açarak, aslında ışıktan hızlı gitmediği halde, evrende ışıktan hızlı bir şekilde yer değiştirmek demek. bu noktada warp sürücüsünü sörf dalgalarına, uzayy gemisini sörf tahtasına, ve geminin kaptanını da sörfçüye benzetmek mümkün. sörf yapan biri buna iyi bir örnek oluşturuyor: dalganın sırtına binmiş, dengesini korumaya çalışarak hızla kıyıya yaklaşıyor. dalga taşıdığı için suda hızla yol alıyor. peki sörfçü dalganın tepesinde yer değiştiriyor mu? hayır. dalganın tepesindeyken aslında olduğu yerde sayıyor, dalganın üzerinde ileri geri hareket etmiyor. zaten etseydi dalgadan düşer suya gömülürdü.

    işte warp sürücüsü buna benziyor: uzay gemisinin önündeki uzayı battaniye gibi buruşturarak katlıyor ve sıkıştırıyor. uzay gemisinin arkasındaki uzayyı ise yufka hamuru gibi açıyor, yayıyor ve genişletiyor. kısacası uzay-zaman dokusunda, uzay kumaşında ışıktan hızlı bir dalgalanmaya yol açıyor. ancak, uzay dalgası uzayın kendisinin dalgalanmasıyla oluşuyor. bu yüzden de uzaydaki dalgalar ışıktan hızlı yol alsa bile, aslında uzay gemisi ışıktan hızlı gitmiyor. sadece ışıktan hızlı yol alanbu dalgaların sırtında sörf yapıyor. einstein'in görelilik teorisine göre madde ve enerji ışıktan hızlı gidemez, ama uzayın kendisinin ışıktan hızlı dalgalanması veya genişlemesini önleyyen bir sınırlama bulunmuyor.

    hızlanmak yok, gaza basan araba gibi koltuklara yapışmak da yok. geminin kaptanı uzayda ışıktan hızlı gitmek için roket motorlarını ateşlemiyor. uzayda hızlanmıyor veya durmak için fren yapmıyor. yalnızca uzay gemisinin etrafında warp köpüğü oluşturuyor. bu warp köpüğü uzayda ışıktan hızlı yol alan dalgalanmalara yol açıyor ve uzay gemisi bu dalgaların üzerinde sörf yaparak, yakın yıldızlara birkaç hafta içerisinde ulaşıyor...

    -kozan demircan
  • uzay yolu evreninde yıldız gemilerinin hızlarını ölçmeye yarayan ölçü birimi. warp 1, ışık hızına eşit olmasına rağmen, warp 2 bunun iki katı değil, 10.08 katına eşittir. bunun nedeni, warp hızının logaritmik oalrak artmasıdır.
  • warp ölçekleri
    orjinal ölçek (cochrane ölçeği)
    warp hızı (wf) geminin hızı (v) ışık hızı (c)

    wf^3=v/c

    wf...... v (c)
    1......... 1
    2......... 8
    3......... 27
    4......... 64
    5......... 125
    6......... 216
    7......... 343
    8......... 512
    9......... 729
    10....... 1,000
    11....... 1,331
    12....... 1,728
    13....... 2,197
    14....... 2,744

    cochrane ölçeğinin mühendislik kullanımı sınırlıydı, zira çevre faktörleri çok az hesaba katılmıştı. zira bir gemi, bir gravimetrik bozulma ya da ion fırtınasında, aynı warp hızına çıkmak için daha fazla motor gücüne ihtiyaç duyar. bu hesabın yolaçtığı bazı gemi kayıplarından sonra, cochrane ölçeği kullanımdan kaldırılmıştır

    tng ölçeği:

    tng ölçeği, geminin hızından çok, geminin oluşturacağı ve dayanması gereken alt uzay stres seviyelerini ölçer. warp 9'a kadar, ölçek cochrane ölçeğiyle oldukça benzer bir formülle hesaplanır

    wf^(10/3)=v/c

    warp 9'un üstünde

    v/c = wf^[{(10/3)+a*(-ln(10-wf))^n}+f1*((wf-9)^5)+f2*((wf-9)^11)]

    a= subspace field density
    n= electromagnetic flux
    f1= cochrane refraction index
    f2= cochrane reflection index

    warp ölçeği:

    wf.............. v
    1................ 1
    2................ 10
    3................ 39
    4................ 102
    5................ 214
    6................ 392
    7................ 656
    8................ 1024
    9................ 1516
    9.1............. 1573
    9.2............. 1649
    9.3............. 1693
    9.4............. 1757
    9.5............. 1828
    9.6............. 1909
    9.7............. 2044
    9.8............. 2304
    9.9............. 3053
    9.95........... 4183
    9.975......... 5552
    9.99........... 7912
    9.995......... 10553
    9.999......... 25567
    9.9999....... 199516
    10.............. sonsuz
  • star trek evreninde federasyon tarafından bir uygarlıkla first contact kurulması için o uygarlığın kendi çabalarıyla icat etmesi beklenen teknoloji. dünya warp teknolojisini diğer kültürlere göre oldukça geç icat etmiştir. (bkz: zephram cochrane)
  • ansiklopedik bilgi: bir "warp sürüşü" nasil gerçekleşir?
    basit bir roketin içinde, bir uzay istasyonundan ayrıldığınızı farzedin. bir çok ışık yılı uzaklıktaki bir başka istasyona gitmek istiyorsunuz. şimdi de, rokette bulunan bir warp cihazını çalıştırdığınızı farzedin. bu cihaz, etrafınızdaki uzayı büküyor, arkanızdakini geriyor, önünüzdekini ise sıkıştırıyor olsun. şimdi hemen arkanızda olan istasyon ışık yılları uzaklığına gelirken, bir an önce ulaşılmaz derecede uzak olanı hemen önünüzde duruyor... ve en güzeli de, hiç bir noktada ışık hızına yaklaşmamış olmanız!..
  • ışıktan hızlı yol almayı mümkün kılan teknolojik kavram.

    "...warp sürücüsü" sözünün halk arasında ilk yaygın kullanımı 1966'ya, gene roddenberry'nin uzay yolu dizisinin başlangıcına denk geliyor. takip eden otuz yıl boyunca, warp sadece bilimkurgunun en uzun soluklu dizisinin bir temel taşı olarak kaldı. derken miquel alcubierre adlı bir fizikçi, dizinin bir bölümünü izledi. o sırada genel görelilik üzerine lisansüstü eğitim gören alcubierre, bir warp sürücüsünü gerçeğe dönüştürmek için ne gerektiğini kendine sordu. bunun altında yatan fiziği özetleyen bir makaleyi 1994 yılında yayımladı.

    alcubierre uzayda bir kabarcık düşlüyordu. kabarcığın önünde uzay-zaman daralacak, arkasında ise genişleyecekti (big bang'deki gibi). bu deformasyonlar, uzay aracının etrafındaki kargaşadan etkilenmeksizin, dalgalar arasındaki bir sörf gibi akıcı şekilde yol almasını sağlayacaktı. ilke itibariyle bir warp kabarcığı, keyfi olarak hızlı bir şekilde ilerleyebilirdi. einstein'ın kuramındaki ışık hızı kısıtlaması, sadece uzay-zaman içinde geçerliydi, uzay-zamanın çarpılmasında değil. alcubierre, kabarcık içinde uzay-zamanın değişmeyeceğini, bu yüzden de yolculara zarar gelmeyeceğini öngörmüştü..." (kaynak: popular science türkiye - nisan 2013 sayısı)

    basitçe açıklamak gerekirse; içinde bulunduğumuz uzay-zaman kavramında doğrudan ışık hızını geçmek mümkün değil. zamanda yolculuk için ise (ya da uzak galaksilere yolculuk yapmak için) ışık hızından daha hızlı olunması gerekiyor. bunu mümkün kılmanın yollarından biri yapılacak uzay aracının etrafının warp kabarcığıyla kaplanması. böylece içindeki ortam bildiğimiz fizik kurallarının geçerli olmayacağı bi ortam olacağı için ışık hızından daha hızlı yolculuk etmek mümkün olacakmış.
  • star trek'de oldukça sık geçen hız birimi. son çekilen film ile birlikte gerçek warp hızı kalkışının nasıl olacağını da güzel bir şekilde göstermişlerdir.

    warp hızı, ışık hızı ihlali yapmadan ışıktan hızlı gitmeye yarayan bir metoddur. uzayı bir örtü benzeri düzlem olarak kabul edersek bu örtü çırptığımız anda oluşan silkme hareketi de warp oluyor.yani biz düzlemde çok hızlı gitmeye çabalamaktansa düzlemi bize göre çırpıp bu dalganın üstünde gitmeye çabalıyoruz.

    http://en.wikipedia.org/…e:star_trek_warp_field.png

    warp bir bilimkurgu öğesi olmayıp, nasa'da ciddi bir şekilde araştırmalar yapılmış, fakat sonuç alınamayınca rafa kaldırılmıştır. warp hızının imkansızlığı kanıtlanmasa da, nasıl yapılacağı hala bilinememekte. fakat futuristlere göre önümüzdeki 100-150 yıl içerisinde ilk warp teknolojisi icat edilmesi son derece mümkün.

    yani einstein'i tabutunda döndürmeden ışıktan hızlı gitmenin en olası yolu bu.
  • ne oldugunu anlamak icin "warp factor one mister sulu" demelisiniz. bu sihirli kelimeleri sarfettikten sonra arkanizda bir cizgi birakip vijjp diye nokta olursunuz. ya da olmazsiniz bilemiyorum. ben dedim hicbisey olmadi. once atilgan ve mister sulu bulmak gerek sanirsam.
  • dokumada cozgu ipligi anlamina gelir
hesabın var mı? giriş yap