• niye cümle içinde duraklattığını buldum. ilk bakışta "nokta mı lan o?" deyip bir duruyorsun seni afallatıyor öyle duraklatıyor. sonra "haa kuyruğu varmış" deyip devam ediyorsun.
  • ilkokuldayken bir rahatsızlıktan dolayı birkaç gün okula gidememiştim. ve tabi iyileşince gittim. öğretmende bir gariplik vardı. bize derste bir metin yazdırıyor ve ikide bir birgül diyordu.

    "ayşe birgül, annesiyle pazara giderken yolda kedi gördü. kediyi önce kucağına aldı birgül, sonra annesine söyleyip eve almak istedi. ayşe birgül, kardeşi kerem birgül ve tüm arkadaşları kediyi çok sevdiler. kedinin adını önce boncuk koymak istediler ama annesi birgül, 'pamuk' koyalım dedi"

    kendi kendime "ulan bu adam ikide bir neden birgül diyor ki ne demek istiyor acaba?" diyorum ama anlamıyorum. habire yazdırıp yazdırıp birgül diyor. diğerlerine bakıyorum "birgül" yazmıyorlar. dedim bir gariplik var bu işte ama çözemedim.

    sonra bunun bir noktalama işareti olduğunu öğrendiğim zamanki tepkim görülmeye değerdi. dünyanın en salak kişisi benmişim gibi hissetmiştim.

    o gün bugündür, imlâ kurallarına çok dikkat etmeye çalışırım ki insanlar salak demesinler diye.

    tanım: bir noktalama işareti. yok yok "işâreti". şapka var aslında a'da.
  • nasıl unuturum? eskişehir'e okumaya gittiğimde aldığım ilk dergiydi virgül. ve şu tesadüfe bakın bu virgül'ün de ilk sayısıydı. ekim 1997.

    öğrenci abonmanı 25 bin liraydı. mavi tren 880 bin. dergi ise 300 bin lira. iyi paraydı. yine de kıymıştım, çünkü tanıl bora, "on kitapta türk milliyetçiliği"ni yazmıştı. kapakta bunu görünce hemen almıştım. insancıl kitabevi'nden. sonra zaman zaman hep takip ettim. doğru düzgün yazılar, ferah bir tasarım.

    tanıl bora'nın hem kitap tanıtımları hem kitap yayıncılığı üzerine tezleri, ömer türkeş'in "toplasan kitap olur" yazıları, antalya'da bir vaha çetin balanuye'nin pedagojik metinleri, rıfat bali'nin kitap tanıtım ayağına basbayağı resmi tarihle hesaplaşması... hele mehmet küçük'ün ardından ulus baker'in yazısı... ve nuray mert'in gazete köşesi ve ciddi makalelerinden uzakta ironik dilinin yansıdığı bir sürü tebessüm ettiren kitap eleştirisi.

    yine ilk sayısının bana armağanı ece ayhan olmuştu. adını ilk kez orada görmüştüm, duymuştum. virgül benim için bunlardı.

    bir de halen elimin altında duran ilk sayısının kapağında "nahid sırrı nerede unutuldu" diye sormuşlardı. cevap veriyorum: 2000'lerin başında ege ekspresinde unutmuştum. o kıskanmak romanı hâlâ aklımdadır. geri gelmedi bir türlü. lakin umudum var.
  • sürekli yanlış yazılan:

    1) virgülden önce boşluk bırakılmaz: ali , ayşe --> yok böyle bir şey
    2) virgülden sonra bir space kadar boşluk bırakılır: ali, ayşe --> bu doğru
    3) virgülden sonra bir space kadar boşluk bırakılır: ali,ayşe --> bu da yanlış
    4) iki virgül yan yana: ali,, ayşe --> bunu kim götünden uydurdu bilmiyorum ama yok böyle bir şey

    dikkat etmek lazım.
  • bu işaretin önemini anlatmak için klasik bir hikaye anlatılır..birgün padişahın oğlunun hocası ona cümleler söylemekte çocuk da söylenenleri yazmaktadır..hoca "oku sen de baban gibi, eşek olma" der ve çocuk "oku sen de, baban gibi eşşek olma" yazar..tabii bu yazı padişahın eline geçince hocanın kafası vurulur..yani virgül bir insanın hayatı kadar değerli olabilir.
  • metin içinde zarf fiil ekleriyle oluşturulmuş kelimelerden sonra virgül konulmaz. zarf fiil ekleri :

    ''-dıkça, -dikçe, -ip, -erek, -ken, -meden, -meksizin, -eli, -er, -mez, -casına, -dığında, -r''
  • çoğu kelimeye, metinde hak ettiği değeri ağırbaşlı vurgusuyla teslim eden, hattâ anlamları altüst etme gücü olan emektar bir arkadaş. fakat gariptir, bir cümlede olmadığında, daha doğrusu unutulduğunda bir "nokta" kadar fark edilmez, yanlış kullanıldığında ise "iki nokta" kadar dikkate alınıp uğruna itiraz koparılmaz.

    halefi noktalı virgül de onunla ortak talihsizliği yaşar, zira o da derleyip toparlayıcı, nevi şahsına münhasır düzen sağlayan vakur varlığına rağmen çoğu yazar tarafından yok sayılır hep.
  • eyleme varamamış kelimelerimi, ki onlar gerçeğe ulaşamamış hayallerim gibidir, birbirinden ayırmak için değil, bir arada tutmak için kullandığım,
  • sahip olduğum sayılarına sıkı sıkı sarılacağım dergi. gidenlerin değerini, onlar gittikten sonra daha iyi anlıyoruz ne yazık ki. gidecekleri uzun zamandır belli olsa da.
  • kullandıktan sonra muhakkak bir boşluk bırakılması gereken noktalama işareti. "ne olur ne olmaz, yarın öbür gün şeriat meriat gelir, ne bileyim efendim küresel ısınma filan olur, kıtlık gelir, allah korusun, şimdiden hazırlıklı olayım" diyerek kullanmadan önce de bir boşluk bırakanlar var , ahanda böyle , yanlış tabi.
hesabın var mı? giriş yap