• bu kitapta "calvin" kelimesinin yazdığı yerleri, "tayyip" yapın kitabın anlam bütünlüğünün bozulmadığını göreceksiniz.
  • zweig'ın*kitabına uygun gördüğü isim..bize çok yakın manzaralarla anlatılmış gerçekler..

    ve kitaptan bir kaç alıntı ...

    --- spoiler ---

    *bizim adaletimiz baştan sona adaletsizliktir, faziletimiz pislik, kahramanlığımız şerefsizliktir. ve bizden doğan en iyi şeyler bile her zaman için etin kirliliğine bulaşmıştır ve fenadır, kirle yoğrulmuştur.

    *bir fikrin savunucusu için gerçek tehlikeyi, ona farklı bir düşünceyle karşı çıkan bir insan oluşturur.

    *bir halkın, diktatörlüğün sağladığı, sıkı disiplin ve artan ortak vurucu güç gibi geçici avantajların bedelinin daima bireyin kişisel haklarıyla ödendiğinin ve her yeni kanunun, kaçınılmaz olarak eski bir özgürlüğe mal olduğunun ayırdına varması çoğunlukla zaman alır.

    *örgütlenmemiş bir memnuniyetsizlik, örgütlü bir terörle asla baş edemez.

    --- spoiler ---

    ne de güzelmiş diyenler için
  • --- spoiler ---

    "her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla sabırlı ve adil olanlara değil, sabit fikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek gerçek, kendi iradelerini dünya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder."

    --- spoiler ---

    der zweig. kitap okurken denk geldiğim bir cümlesini barındırır alıntıda.
  • güzel kitap. günümüz türkiye'sine benzediği için her yerin altını çizmek zorunda kaldım.

    --- spoiler ---

    bütün despotların trajedisi, politik açıdan etkisizleştirdikten ve seslerini kestikten sonra bile bağımsız insanlardan hala korkmalarıdır. onların susmaları, susmak zorunda kalmamları yetmez. evet demedikleri, başlarını eğmedikleri, dalkavuklar ve hizmetkarlar sürüsüne katılmadıkları için varlıklarını hala sürdürmeleri onlar için bir kızgınlık sebebidir.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    bir insanı öldürmek, asla bir öğretiyi savunmak demek değildir: bir insanı öldürmek demektir.

    --- spoiler ---

    muhteşem gerçekliği ve duruluğuyla unutulmaz ve söylenmiş en insanca söz.
  • can yayınları'nın kitap türüne dair monolog yazdığı üstad stefan zweig'in başyapıtlarından birisidir. rousseau'nun doğduğu kent cenevre'de yaşanmış, 200 yıl önceki hristiyan bir diktatörlüğü anlatır.
    çok bilinmeyen, avrupa'daki nispeten satır arasında yaşanmış bir olayı, kendi üslubunca anlatınca, başkaldıran bir karakteri konu edinmiş kitaplar arasındaki en başarılı eser denebilir.
  • haklıyı da mağlup edersin, güçlüyü ve hatta zorbayı bile ama vicdanı rahat olan insan; asla yenilmez. çünkü o, insanın savaşabileceği en zorlu ve dürüst düşmandır. vicdanını alt edenin, son nefesine kadar sırtı gelmez, onu kimse yenemez.
  • "dini ve siyasi ideolojinin diktatörlüğe dönüştüğü her sefer, tiranlık biçiminde yozlaşma laneti yeniden tekrarlanır."

    "bir halkın, diktatörlüğün sağladığı, sıkı disiplin ve artan ortak vurucu güç gibi geçici avantajların bedelinin daima bireyin kişisel haklarıyla ödendiğinin ve her yeni kanunun, kaçınılmaz olarak eski bir özgürlüğe mal olduğunun ayırdına varması çoğunlukla biraz zaman alır."

    nazilerin iktidarda olduğu dönemde yazılmış bu tarihi portre roman, yazar için kendi ifadesiyle; "despotluğun bu korkunç hareketlenişi karşısında acı duyanlara hatırlatmak üzere yenik düşmüş bu soylu şahsiyetlerin (serveto ve castellio) her birinin anılarını yeniden canlandırmak gerektiği" amacıyla kaleme alınmış. stefan zweig; bağnazlığın, yobazlığın, egemenlik hırsının, kibrin vs. nelere mal olabileceğini zekası ve edebiyatçılara özgü o mükemmel iç görüsüyle öngörebilmiş, suskun kalmamak için çok çalışmış bir yazar. eserleri önemini günümüzde de koruyor. bu kitapta anlatılanlar tüm insanlığa ders olmalı demek isterdim ama bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini çok iyi biliyorum.

    ayrıca; felsefi tartışmalar, dini ve tarihi göndermelerle dolu bu romanı bu kadar akıcı bir şekilde dilimize kazandırdığı için kitabın çevirmeni zehra kurttekin'e teşekkür ederim. bu yıl okuduğum kötü çevirilerden sonra kendisini tanımak ilaç gibi geldi.
  • dünyanın, düzenin ya da sistemin (adını siz koyun) aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun değişmediğini gösteren bir yapıt oldu benim için. belki de insanoğlu değişmek istemiyordur, kararını veremedim ben.
  • stefan zweigın en güzel kitabı olabilir. bir tirana karşı verilebilecek en güzel mücadeleyi anlatır. kişilerin ölmesine rağmen fikirlerinin daima yaşayabileceğini en güzel şekilde anlatır.

    her şeyden öte bu dünyada sebastian castellio adında bir adamın yaşadığını öğreniyor insan. zalimliğe karşı en güzel şekilde nasıl durabilirse öyle duran, düşünme özgürlüğünü sonuna kadar destekleyen...
hesabın var mı? giriş yap