• komikli şakalı hakikaten güzel zaman geçirten bir dizi. indirdim fakat gördüm ki altyazısı yokmuş fazla izlenmiyor demek ki bir çeşit hayır işi olarak bu diziyi altyazılandırmayı kendime görev bildim. belki altyazısı olunca daha çok izleyeni olur. olm komik, güzel bir hbo dizisi niye sevmediniz, izlemediniz ki sanki?
  • "do you like sex and do you like travel? and than fuck off" selina
  • "komiklikli, şakalı" amerikan komedi piyasasına tepki olarak doğmuş güzide yapım. hayatın zaten yeterince komik olduğunu anlayamayan yapımcılar 2 broke girls, new girl falan feşmekan diye sitcom "kasıp" duruyorlar. veep, o kadar kasmaya lüzum olmadığının kanıtı.

    olmuş bu bence. güldük, eğlendik valla. (hbo'nun -bana göre- fiyasko olan girls'ünden sonra ilaç gibi geldi.) oyunculuklar şahane, espriler yerinde. ayrıca bunu izleyip de arrested development'ı anmayan bizden değildir.

    --- spoiler ---

    shit muhabbeti unutulmazdı;

    - what do you think of dan?
    + oh, dan is a shit.
    - you want to expand on that?
    + sure. he's a massive and total shit. when you first meet him, you think surely to god this man can't be as big a shit as he seems, but he is.
    - see, i...
    + 'cause like if there were a book with covers made of shit, you'd think, "that's intriguing. i wonder what's in this book that they saw fit to give it covers made of pure shit." and then you open it and... shit.
    - thank you so much. yes.

    --- spoiler ---
  • oldukca ingiliz usulu bir komedi anlayisina sahip, amerikan dizisi. ızlenir.

    konusunun hic alakasi olmamasina ragmen, bir the office, * tadi aldim.

    dizideki jonah isimli ofisteki herkese yazan elemanin, basarisiz kiz dusurme calismalari da ozellikle izlemeye deger.

    bi resepsiyonda denedigi pick up line lardan biri soyledir;

    -you know you look great in an art gallery. because you look like a work of art. and ı know i d like to nail you up against the wall *
  • amerikanın absürd politikacılarını karikatürize bile etmeden sunarak aslında ne kadar mal insanların arkasından koştuklarını gösteren dizidir. bence komedi değildir. sarah palin ile şu karakterin arasında ne fark var??? yani amerikalı politikacıların hepsi çok zeki değil sadece birileri onları oralarda kukla gibi kullanıyor. buna amerikan başkanı da dahil.
  • bana gore gordugum en underrated dizidir.
  • gayri resmi* vice president yerine kullanılır..
  • ilk sezonu izliyorum, aşağılık, çok zeki ve yalancı insanların (başkan yardımcısı hanfendi ve ekibi olarak) bir menfaat ve hırs etrafında samimi duygularla bir araya gelişlerini anlatıyor. üstelik aslında gerçek bir siyasi gündemle ilgili 0 içerik var. yani abd nin "gerçek" gündemi ile ilgili tek bir mevzu bile geçmiyor, ilişkiler ve görüntü/imajı idare etmekten ibaret konular üzerinden geçiyor, bir nevi siyasetin kalbi.

    tabi bu politik içeriksizliğin senaryo ve amarigan politik sistemi içinden bir izahı var, bağyan veep parti içi başkan adaylığı yarışında (dizinin her bölüm gösterilen jeneriği bunu anlatıyor) rakibinden geri kalıp, onun başkan yardımcılığı teklifi karşısında yarıştan çekiliyor. dolayısıyla aslında rakibi olan adam da başkan olunca onu biraz fazlasıyla yedek klübesinde tutuyor. yani bir nevi yancı olarak takılıyor, bir sonraki seçimde başkan adayı ve başkan olabilmek için medyanın ve halkın gözünü boyayacak politik gösteriler ve imaj detayları ile debeleniyor ekibiyle beraber.
  • julia louis-dreyfus'un döktürdüğü dizi. gülme efekti olmaması ayrı bir güzel. ayrıca f word konusunda gayet liberaller.

    selina meyer: okay, so they want me to go to a pig roast to meet a bunch of men who probably took turns to fuck the pig before they roasted it?

    amy brookheimer: ı wouldn't presume they took turns.
  • seinfeld'den beri böyle gülmemiş, arrested development'tan beri hiçbir komedi dizisinin senaryosuna, espri inceliğine böyle hayran kalmamıştım. bayıldım.

    diziye başlama sebebim tahmin edebileceğiniz gibi elaine marie benes karakterine hayran olmam. ama benim durumumda -maalesef- hayranlıktan fazlası var. elaine, benim hayattaki bütün problemli yönlerimin bir panoraması gibiydi, başından geçen her şeyi tırnaklarımı kemirerek izlemiştim. yüksek sesle konuşma, biraz heyecanlanınca "hadi canım!" diye çığırarak millete vurma, iş yerinde habire doğum günü kutlayanlara "sizin yüzünüzden kilo aldık allahın cezaları!" diye çemkirme, akabinde bozuk pastayı dans ederek gizli gizli yeme bire bir yaşadığım işler. otokontrolümü biraz kenara bıraksam malın tekiyle sırf seks iyi diye ilişkiyi sürdürmem, yoldan geçen alakasız bir adamın köpeğinin kulaklarına kafayı takıp "düzelt şu hayvanın kulaklarını!" diye çemkirmem falan da gayet mümkün. (bunları elaine yapınca gayet sempatik bulduğunuzu biliyorum; ama ben yapınca kimse sempatik bulmuyor maalesef, tırnaklarımı kemirmem de bundan sebep.) neyse işte, veep'e başlayınca da acı içinde gördüm ki, politikaya atılsam olup olacağım tam olarak selina meyer. şimdi de bunu tırnaklarımı kemirerek izliyorum, sitcom izleyeyim derken dert sahibi oldum allah kahretmesin :/

    julia louis-dreyfus sen muhteşem bir kadınsın.
hesabın var mı? giriş yap