• su ana dek gezdigim onlarca, belki yüzden fazla müze icinde o kadar acik ara farkla en güzeli bu olmustu ki; ikinciyle arasindaki fark, ikincinin 20.yle arasindaki farktan daha cok olabilir.

    büyük müzelerden louvre müzesini ilk kez gecen hafta görebildim ve cok begendim. british museum da sahane; saniyorum üc kere gezmistim. ancak o müzelerden herhangi birini bir kez daha gezmektense vatikan müzesini 24. kez falan gezmeyi tercih edebilirim. diger dev müzeler ne kadar görkemli olsalar da vatikan o kadar dolu dolu ve sahane ki, onunla kiyaslamaktan alikoyamiyorum kendimi. bu vesileyle roma'ya gitmisken vatikan müzesini de gezsem mi diye düsünen olursa diye notumu birakiyorum: roma'ya sadece vatikan müzesini görmek icin dahi gidilebilir, bu firsati kacirmayin (ha sarabinizi icin makarnanizi de yiyin tabi o ayri).
  • bu sabah gezdiğim ve hayran kaldığım müze. en sonda söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim: sistine şapeli inanılmaz bir yer.

    sabah saat 8:30 da kuyruğa girdim. gişeler 9 da açılıyor. müzenin girişi vatikan ın arka kısmında. herhalde bu saatte pek kimse olmaz derken vardığımda muazzam bir kuyruk ile karşılaştım. çoğu uzakdoğulu olan turistlerden oluşan yaklaşık 100 metrelik bir kuyruktu. neredeyse vatikan'ı çevreleyecek olan bu kuyruk eminim bir süre sonra kendine tur bindirecekti. ayrıca her yerde pakistanlı elemanlar var. bunlar internetten bilet almışlar ve "no line" deyip size satmaya çalışıyorlar. çünkü netten bilet alanlar beklemeden geçiyor. hava zaten inanılmaz sıcak, güneş yavaştan kavurmaya başlamış... kuyrukta bekleyiş tam 2 saat sürdü. bu zaman zarfında müze hakkında ordan burdan edindiğim bilgileri okudum.

    ve nihayet müzeye girebildim. içeriye şort veya askılı bluz ile girmek yasak. büyük çantanızı da emanete bırakmak zorundasınız. bu yüzden yanınıza mutlaka küçük bir çanta bulundurun, ona izin veriyorlar. ben koca çantamı emanete bırakınca elimde bir dolu eşya ( fotoğraf makinesi, su, telefon, ipad vs) ile kalakaldım.

    ilk hedefim sistin şapeli tabii. allah allah nidaları ile sol koridora saldırdım. ancak şapel müzenin taa en sonunda ve oraya gitmeden bir dolu yerden geçmek zorundasınız. hızlı hızlı ilerlememe rağmen 1,5 saat sonunda şapele varabildim. gerçi varıncaya kadar da çok güzel odalar göreceksiniz. bu esnada tomb raider oyun müzikleri ile angels&demons ost dinlemek tam havaya sokuyor.

    şapele vardım..michelangelo nun bu muazzam eseri parmak ısırtan cinsten. tavana çizdiği freskler inanılmaz. kafam havada tam 1 saat içerde kaldım ve boynum tutuldu.. etraf "şştt şşşşt" diyen polis kaynıyor. kalabalığın arasında da bayan görevliler var ve kesinlikle fotoğraf çekmeye izin vermiyorlar. ben gizli gizli bir kaç tane çektim. tabii ki tavanın ortasındaki meşhur "ademin yaratılışı" nı. yorulunca da camdan yapılma bankta dinlendim.

    şapeldeki resimlerin anlamını öğrenmeniz yararınıza olur. bu başlık altında zaten aydınlatıcı şeyler yazılmış. tavandaki 9 dikdörtgen freskte bir hikaye anlatılıyor. hakkında yazılanları tablete kaydetmiştim. okuyarak takip etmek çok daha keyifli. bir de büyük yan duvar resmi var tabii. tam ortasında isa nın olduğu bu resimde, bize göre sağında cehenneme giden insanlar, solunda cennete giden insanlar ve sol altında da kıyamet günü mezardan kalkan insanları göreceksiniz. isa nın yine bize göre sağında insan derisini tutan kişiye dikkat edin.

    vatikan müzesinde adım başı gift shop var ve çok pahalılar. buna karşın büfelerdeki yiyecek ve içecekler hesaplı. espresso 1 euro mesela. sudan daha ucuz ( su 1,5 euro idi sanırım) .. 2 shot alıp gezmeye devam ettim.

    müzede sistin şapelinden başka bol bol heykel ve dini motifli resimler göreceksiniz. buralarda fotoğraf çekmek serbest.

    müzenin tam ortasında havuzlu güzel bir bahçe var. tabii temmuz güneşinde kimsecikler yoktu.

    ve son sürpriz: merdivenler..müzeden ayrılırken meşhur sarmal merdivenden iniyorsunuz. merdivenin sonuna kadar inin ve vazonun ordan fotoğraf çekin. çok güzel kareler yakalayacaksınız. neyse ki aşağıdan fotoğraf çekerken insanlar gözükmüyor.

    edit: düzeltme için sydonia ya teşekkürler. gördüğüm pieta, michelangelo nun değilmiş.
  • gezmek içim tüm günüzü ayırmanız gerekecek. müzenin girişinden sistine chapel'ine giderken gezeceğiniz çoğu sergi çok kalabalık, buna hazırlıklı olun. ne yazık ki mısır, antik yunan ve harita gibi daha bir çok bölümün tadını tam çıkaramıyorsunuz bu kalabalık yüzünden. durup eserleri incelemek mümkün değil. yürürken ne görürseniz onunla yetinmeniz gerekiyor.

    benim önerim sabah erken saatte skip the line ve early access* biletleri ile giriş yaparak direkt sistine chapel'ine yönelmek yerine diğer sergileri gezmek. çünkü insanların çoğu bu çok kalabalık sergileri hızlıca geçip sistine chapel'ine ulaşmaya çalışıyor. buradan da san pietro bazilikası'na geçiyorlar. sorun şu ki, san pietro bazilikası'ndan müzeye dönüş yok. o yola girdin mi geri dönüp müzeyi gezemiyorsun. halbuki müzede gezilebilecek o kadar güzel sergiler var ki. pinacoteca benim favorimdi. 18 salondan oluşan bu sergiye bile en iyi ihtimalle 1 saatinizi ayırmanız gerekiyor.

    önce sistine chapel'i yolunda çok kalabalık olmayan sergileri gezin, ardından cafeye gidin, ister yemeğinizi yiyin, ister soğuk bir bira alın ve oturup dinlenin. zaten yorulmuş olacaksınız. ne de olsa bütün gününüzü ayırıyorsunuz bu müzeye.

    yemeğinizin ardından chapel'e gidin. sessizlik içinde bakadurun eserlere. önerim; eğer rehber eşliğinde gezmiyorsanız chapel'in tavanı hakkında önceden bilgi edinmeniz. çünkü tavanda resmedilen sürece hakim olmanız, keyfine varmanızı kolaylaştıracak. doyuma ulaşınca da san pietro bazilikası'na doğru yürümeye başlayın. kubbe'ye çıkmak istiyorsanız bilet almanız gerekecek ama sadece kiliseyi görmek istiyorsanız ücret ödemeden devam edebilirsiniz.

    şunu belirtmekte de fayda var, skip the line bilet alarak bilet sırasını aşabilirsiniz ama güvenlik sırasında illaki bekleyeceksiniz.
  • girişi halen 15€ olan müze. verdiğiniz her centi hak ediyor. eğer her bir esere vakit ayırayım derseniz buraya birkaç gün arka arkaya gelmeniz gerekir. sanat manyağıysanız gelin ve bir tam gününüzü ayırın buraya, doyarsınız.
  • (bkz: papaya beleş)
  • gün içersinde başka bir programınız varsa uzun yol yerine kısa yolu tercih etmeniz gereken müze. çok da vakit ayırmadan tam gününüzü alabilir yoksa. gerçi insan tam gün sistin şapelinde oturup meditasyon bile yapabilir. o kadar güzel. online bilet için adres http://biglietteriamusei.vatican.va/…?weblang=en&do
  • tam girişi artık 15€, öğrencilere 8€. italya dışı hangi kimlik kartları kabul ediliyor bilmiyorum ama uluslararası öğrenci kimlik kartı kabul görse gerek.

    kışın her yerde olduğu gibi burada da eliniz kolunuzu sallaya sallaya girersiniz, hiç kuyruk yoktu bugün, o derece. öncesinde bi rehberden okuyup giderseniz neyle karşılaşacağınızı az buçuk görürsünüz. sistine şapeli diye koşturmayın, telaşa gerek yok eninde sonunda gideceksiniz. her şey harika, çok etkileniyorsunuz.

    en tiksinç yanı şu ki, adım başı gift shop var. birinde almayayım derseniz ötekinde mutlaka alıyorsunuz. sonlara doğru abartıyorlar hele çıkışın yanındaki ohalar ohası bir mağaza. papa takvimlerinden plastik papalara her türlü saçmalık var. tiksineceksiniz gelir hırslarından..
  • online olarak bu müzeye kaydınızı yaptırıp önündeki amansız sıradan kurtulabiliyorsunuz.
  • ayın son pazartesi günü bedava girmek istiyorsanız bi mahalle kuyruk beklemeniz gereken büyüleyici müze.
  • içindeki güzelliği sergileyebilecek bir fotoğrafçı yoktur. istediği kadar profesyonelim desin, michalengelo öyle bir açıyla yapmış ki resimleri, kadrajlamak için havalalanmak felan gerekiyor.
hesabın var mı? giriş yap