• karışık bir sıralamaya sahip seri. şöyle diyelim güzel olsun:

    olayların yaşanma sırasına göre
    _____________________________________
    1. prelude to foundation (1988)
    2. forward the foundation (1993)
    3. foundation (1951)
    4. foundation and empire (1952)
    5. second foundation (1953)
    6. foundation's edge (1982)
    7. foundation and earth (1983)

    yazım sırasına göre
    _____________________________________
    1. foundation (1951)
    2. foundation and empire (1952)
    3. second foundation (1953)
    4. foundation's edge (1982)
    5. foundation and earth (1983)
    6. prelude to foundation (1988)
    7. forward the foundation (1993)

    reca ederim yazım sırasına göre okuyunuz.
  • yazım sırasına göre okumazsanız zalimlik edeceğiniz seridir.

    hele prelude to foundation ile seriye başlarsanız geçmiş olsun derim sadece. ondan önce okumanız gereken kitaplardan hiç zevk alamazsınız.

    ben aşağıdaki blog sahibine minnetkarım.
    http://mycogen.blogspot.com/…gi-srayla-okunmal.html

    edit: site çöker bilmem ne olur aşağıya geçireyim. ve robot serisinin türkçe isimlerini yazayım. türkçeye çevirirken kitap isimlerini biraz değiştirmişler. eski kitapçılarda gezerken bulmak sorun olmasın.

    1- end of eternity (sonsuzluğun sonu, tekil kitap)

    vakıf serisi:
    2- foundation (vakıf)
    3- foundation and empire
    4- second foundation
    5- foundation's edge (ilk büyük şok)

    robot serisi:
    6- caves of steel --- çelik mağaralar
    7- the naked sun -- güneşin tanrıları
    8- the robots of dawn (ikinci büyük şok) - şafağın robotları
    9- robots and empire -- kurtarıcı

    tekrar vakıf serisi:
    10- prelude to foundation (son şok ve artık başka kitaplar size boş ve anlamsız görünecek)
    11- forward to foundation
    12- foundation and earth

    şahsi yorumlarım : 1 nolu kitabı ebook olarak bulun. 2,3,4,5,10,11,12 yenisini de alabilirsiniz; eski kitapcılardan da bulabilirsiniz.
    6-7-8-9 : bunların yeni basımları yok. ya sahafdan bulacaksınız ya da ingilizcelerini alacaksınız. çoğu büyük kitapcıda ingilizceleri var.

    ekleme : end of eternity (sonsuzluğun sonu ) bu kitabı okumadan ne robot ne de vakıf serisi okunmamalıdır. spoiler vermeden kitabın önemini açıklayamam; ama bütün seriler bu kitap olmadan mantığını kaybediyor.
  • tesadüfen de olsa yazım sırasına göre okuyarak , yazım sırasına göre okunması gerektigini tecrübe ettigim seri.
    asimov'un bu seriye 21 yasında basladıgını düsündükçe daha da heyecanlanıyorum her seferinde.

    yazım sırasına göre okumaya basladıgımızda ;

    --- spoiler ---

    1- vakıf

    on iki bin yıl boyunca egemenliğini sürdüren galaktik imparatorluk artık ölmektedir. sadece psikotarih biliminin yaratıcısı hari seldon geleceği öngörebilmektedir; en az otuz bin yıl sürecek olan savaş ve cehaletin batağında geçecek karanlık bir gelecek… insanlığın bilgi birikimini koruyabilmek ve yaklaşan karanlık çağı olabildiğinde kısaltabilmek için seldon, imparatorluk’un en iyi beyinlerini, gelecek kuşaklara bir umut ışığı oluşturabilmeleri için, galaksinin kenarındaki ıssız bir gezegende bir araya getirir. seldon bu sığınağa vakıf adını verir. vakıf dserisinin ikinci kitabında karanlık çağların başlamasıyla birlikte bilimin ve umudun, cehalet ve savaşa karşı vermeye başladığı mücadeleyi tanık oluyoruz.

    2- vakıf ve imparatorluk

    ikinci kitapta ser,ie damgasını vuran karakter katır ( mule ) ile tanısıyoruz. gerçekten bir üstün insan mıy, yoksa sadece bir yaratık mı soru kitap boyunca kafamızı kurcalıyor ? bin yıllık plan yapılmıstı evet kalelerini kurmak için şu kadar, galaksi imparatorluk’unun yıkılması için şu kadar, yeni ve daha iyi bir evrensel demokrasinin kurulması için ise şu kadar yıl geçecekti. ama sonra katır cıktı ortaya ; ! mutant bir dahi. her türlü hesabı alt üst edip , eski imparatorluğun hala için için yanan gezegenlerini boyunduruk altına almak isteyen bir diktatör.

    3- ikinci vakıf

    bu noktadan sonra katır ve vakıf arasında gecen mucadeleye tanık oluyoruz. katır’ın mutant zihin gücüyle mahvolan vakıf harabeye dönmüştür. ama galaksi’nin bir köşesinde, insanoğlunun bilgi birikimini uzun barbarlık yüzyılları boyunca korumak için, gizlice ikinci bir vakıf oluşturulduğuna dair söylentiler vardır. katır ilk denemesinde başarısız olmuştur ama şimdi vakıf’ın nerede gizlendiğinden emindir. vakıf’ın kaderi müthiş bir sırrın ağırlığı altındaki genç arkady darell’in omuzlarındadır. vakıf’ın bilimadamları katır’la yapılacak son bir çatışmaya hazırlanırlarken, birinci vakıf’tan sağ kalanlar ikinci vakıf’ın mahvolmasını istemektedir… ikinci vakıf onları mahvetmeden önce.

    4- vakıf'ın sınırı

    iki vakıf arasındaki, ağır bedelleri olan savaş nihayet sona ermiş, birinci vakıf’ın bilim adamları savaştan zaferle çıkmıştır. hari seldon’un uzun zaman önce hazırladığı, eski uygarlığın yerine yenisini inşa etme planını hayata geçirmek için geri dönmektedirler. fakat ikinci vakıf’ın tamamen yerle bir edilmediğine ve hayatta kalan birkaç düşmanın intikam için hazırlık yaptığına dair söylentiler duyulmaya başlar. vakıf’tan sürülmüş iki kişi –eski bir encümen üyesi ve çelimsiz, yaşlı bir tarihçi– ikinci vakıf’ın hâlâ ayakta olduğunu gösteren kanıtları ve efsanelerdeki dünya gezegeni’ni bulmak için yola koyulur. bu arada, her iki vakıf’ın da dışında biri –ya da bir şey– uğursuz amacına ulaşmak için planlar yapmaktadır. çok geçmeden, hem birinci hem de ikinci vakıf’ın temsilcileri, gaia adlı gizemli bir gezegene ve aynı zamanda evrenin sonuna doğru dört nala koşmakta olduklarını fark edeceklerdir.

    5- vakıf ve dünya

    birinci vakıf’ın eski encümen üyesi golan trevize geleceği seçmişti ve bu gelecek gaia idi. bir süper organizma olan gaia bütünsel bir gezegendi ve ortak bilinci o kadar yoğun bir birliktelik içindeydi ki her bir çiğ tanesi, her bir çakıl taşı, her bir varlık herkes adına konuşabiliyor ve herkesin hissettiklerini hissedebiliyordu. burası mahremiyetin yalnızca istenmemekle kalmadığı, aynı zamanda anlaşılmaz olduğu bir diyardı.

    ama insanlığın geleceği için doğru karar mıydı? trevize bunun böyle olduğunu hissetse bile, bu yeterli değildi. bilmesi gerekiyordu.

    trevize bu sorunun cevabının insanlığın köklerinde, efsanevi arz’da yattığına inanıyordu… tabii orası hâlâ vardıysa. zira gaia’ya ilk yerleşenlerin geldiği bu gezegenin galaksi’nin sayılamayacak kadar çok yıldızı arasında nerede olduğundan kimse emin değildi. neden arz’a dair hiçbir kaydın korunmamış olduğunu, neden gaia’nın geniş gezegen hafızasında oradan hiç bahsedilmediğini hiç kimse açıklayamıyordu. bu trevize’nin çözmeye kararlı olduğu bir muamma ve her ne pahasına olursa olsun göze alacağı bir arayıştı.

    6- vakıf kurulurken

    ‘vakıf kurulurken’in ilk sayfalarından itibaren, yerleşilmiş on milyonlarca gezegeni kapsayan galaktik imparatorluk’un tembellik ve boşvermişlik nedenlerden ötürü birden fazla imparatorluğu batırmış bir ırkın evlatları bir örgütle insanlığın bilgi birikimini korumaya ve böylece çökmekte olan bu basit temel üzerine dev bir bina inşa eder. ama temelde üç-beş çürük tuğla da yok değildir… ‘vakıf kurulurken’ kaçıncı kitap? dizinin en etkileyici kitapları asimov’un 50'lerde yazdığı ilk üçlemedir. ‘vakıf’, ‘vakıf ve imparatorluk’ ve ‘ikinci vakıf’. daha sonra 1982'de ‘foundations edge’, 1986'da ‘foundation and earth’, 1988'de ‘prelude to foundation’ (vakıf kurulurken) ve son olarak da ‘forward the foundation’ gelir ki bu son roman yazarın ölümünün ardından eşi tarafından yayıma hazırlanıp basılır. peki biz niye dizinin birinci kitabı olarak aslında sondan bir önceki kitap olan ‘vakıf kurulurken’i okuyoruz. asimov hayatının son yıllarını ‘vakıf’ dizisindeki kurgusal uyuşmazlıkları toparlamaya çalışarak geçirmişti. ancak hem bu işten nefret ediyor hem de kendi deyişiyle işin içinden çıkamıyordu. bunun üzerine okurlarına diziyi dahi iyi anlayabilmeleri ve daha keyifle okumaları için yeni bir okuma sırası önerdi. ‘vakıf kurulurken’ bu listenin birinci kitabı oldu. ithaki yayınları da diziyi asimov’un önerdiği okuma sırasına göre basıyor. eğer diziyi asimov’un yazdığı sırayla okumayı tercih ederseniz artık biraz beklemeniz gerekecek. ‘vakıf kurulurken’, adından da anlaşılacağı gibi, vakıf’ın ve psikotarihin kuruluşunun, kahramanımız hari seldon’un galaktik imparatorluğun sahnesine ilk çıkışının hikâyesi. yirmi beş milyon gezegenden oluşan galaktik imparatorluğun baş gezegeni olan trantor’a bir matematik kongresi için gelmiştir heldon’lu hari seldon ve burada kendi oluşturduğu psikotarih kuramına dair etkileyici bir makale sunmuştur. bu sunumun hemen ardından da kendini kırk milyar nüfuslu baş gezegen trantor’un bekçiliğini yapan yirmi beş milyon gezegenin imparatoru cleon i’in karşısında bulur. hari seldon kısa bir süre içinde anlayacaktır ki hem iktidar hem de iktidar karşıtı tüm etkin güçler artık onun ve kuramının peşindedir. yani geleceği kontrol etmenin… ve kaçış başlar. henüz kendisinin bile emin olmadığı kuramını hiçbir gücün çıkarına kullanmamaya çoktan karar vermiştir. ancak garip bir şekilde yollarının kesiştiği hummin adlı gazeteci onu önce kuramını geliştirmeye ve sonra da en büyük güç olan insanlık adına kullanmaya ikna edecektir. zira büyük galaktik imparatorluk artık çökmek üzeredir. hari seldon kaçışı sırasında insanlığın çeşitli tarihi evrelerini andıran, farklı yapılardaki bölgelere gider. bu bölgelerin hepsi trantor gezegenindedir ancak hepsi bambaşka dünyalar gibidir. bu farklılıklar onun önünü açacak ve toplumların geleceğine dair karışık kafasında ışık yakacaktır. asimov bu bölgeler aracılığıyla insanlığın bugüne kadar kurduğu toplumsal ve siyasal sistemlere göndermeler yapar, onları olduğu gibi kabul eder, çeşitli çözümler sunar. hari seldon’ın kaçışı sırasında öğrendiği çok önemli bir şey daha vardır; robot efsaneleri. insanlık milyonlarca yıl önce kendilerine benzeyen robotlar üretip sonra da bunların kontrolden çıkmasıyla hepsini ve bu teknolojiyi yok etmişlerdir. ancak bazı bölgelerde insanlar yirmi milyon yıldır yaşayan tek bir robot olduğuna inanmaktadırlar. hari, işte bu inanışın peşine düşecek ve vakfını kuracaktır. ‘vakıf kurulurken’ kaçıncı kitap? ‘vakıf kurulurken’ son derece beklenmedik bir biçimde, sabırlı okuyucuya sabretmesinin mükafatını vererek sonuçlanıyor. asimov, oyununu hiç beklenmedik bir anda, tüm ümitlerin kırıldığı noktada oynuyor ve kısacası okurunu bir tanesi yaklaşık yedi yüz sayfa tutan dizisinin içine çekmeyi başarıyor. asimov’un galaktik imparatorluğu görkemli ama gereğinden fazla gerçek, her bilimkurgu eseri gibi, edebi bir kaçıştan ziyade, insanlığa bir uyarı niteliğinde, en önemlisi de asimov’un amacı ve inancıyla birebir örtüşüyor: toplumun başarıları ve sorunları insanlardan kaynaklanır sadece ve insanoğlu hem tüm sorunlarından kendisi sorumludur hem de bunları çözmeye muktedirdir.

    7- vakıf ileri

    psikotarih biliminin yaratıcısı hari seldon, devrimci kuramını geliştirip insanoğlu için yıldızların arasında bir yer sağlamaya çalışırken büyük galaksi imparatorluğu felaketin eşiğine gelmiştir. seldon’ı kontrol eden, psikotarihi ve tüm galaksinin geleceğini de kontrol edebilecektir. psikotarih bilimini insanoğlunun bildiği en tehlikeli silaha dönüştürmek isteyenlerin arasında kurnaz politikacı imparator cleon i ve acımasızlığıyla ünlü bir general de vardır. hari seldon bir yandan bütün yaşamını adadığı kuramını kötü niyetlilerin ellerinden kurtarmaya çalışırken bir yandan da yeni bir vakıf düşünü gerçekleştirmek için araştırmalara başlamıştır.

    --- spoiler ---
  • bilimkurgu edebiyatının köşetaşlarından birisi olarak görülen vakıf serisi, büyük usta isaac asimov’un insanlığa armağan ettiği en önemli yapıtları arasındadır. milyonlarca gezegene yayılmış olan galaktik imparatorluk adım adım bir çöküşe doğru ilerliyordu. psikotarih biliminin kurucusu ve geliştiricisi hari seldon dışında, bu durumdan kimsenin de haberi yoktu. hari seldon, psikotarih bilimini kullanarak galaktik imparatorluk’un çökeceğini ve galaksiye binlerce yıl sürecek bir barbarlığın hükmedeceğini öngörmüştü. insanlık, bu karanlık çağlar boyunca tüm bilgi ve birikimlerini kaybedecek; bir karmaşa ve şiddet sarmalına bulanacaktı. galaktik imparatorluk’un çöküşünü engellemek için artık çok geçti. imparatorluk çökecekti! hari seldon bu gerçeğin farkındaydı. ama öylece durarak, uygarlığın felaketine de seyirci kalamazdı. bir şeyler yapmalıydı; ama ne yapılabilirdi?

    hari seldon’ın bu çıkmazı aşmak için, psikotarihe ve zekasına sığınmak dışında yapabileceği fazla bir şey yoktu. binlerce yıla yayılacak dahiyane bir plan geliştirdi! eğer planı başarıya ulaşırsa, insanlığın yaşayacağı karanlık çağlar önemli ölçüde kısalacak ve çökmüş olan uygarlık küllerinden bir kez daha doğacaktı. hem de çok daha güçlenmiş bir şekilde! seldon, galaksinin dış sarmal kollarından birinde yer alan ve doğal kaynaklarının yetersizliği yüzünden kimsenin önemsemediği terminius adlı bir gezende vakıf’ını kurar. vakıf, galaksinin çeşitli yerlerinden devşirilmiş ve her biri kendi alanında uzman bir grup bilim insanı için tam anlamıyla bir kale ve sığınak görevi üstelecektir. vakıf’ın görünürdeki amacı: insanlığın bilgi birikimlerini toparlayıp muhafaza etmek için bir galaktik ansiklopedi hazırlamaktır. böylelikle, karanlık çağlar boyunca unutulacak tüm bilgiler, bu muazzam ansikopedide saklanacak ve yeni kuşaklara aktarılacaktır. dolayısıyla insanlık, bir gün karanlık çağlar bitince, her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalmayacaktır.

    hari seldon tüm ince ayarlamaları yapmış, ileride vakıf’ın karşılaşabileceği tüm zorlukları önceden öngörmüş ve buna karşı önlemler almıştır. ama içinde yaşadığımız evren, seldon gibi bir dahinin bile öngöremeyeceği süprizlerle doludur. serinin kitaplarını bir bir okurken, arada nefes almamız gerektiğini bile zorla hatırlarız. muhteşem kurgusu, soluksuz akıcılığı ve muazzam sürükleyiciliğiyle vakıf serisi, her insanın ölmeden önce mutlaka okuması gereken bir başyapıttır.

    isaac asimov, vakıf serisi’ni kaleme almaya başladığında sadece 22 yaşındaydı. seriyi ilk olarak, bir bilimkurgu dergisinde bölüm bölüm yayımlamıştır. daha sonra, vakıf’ın potansiyelini gören bir yayınevi, bu yazıları birleştirip üç kitap şeklinde piyasaya sürer. zaman içinde vakıf serisi, bilimkurgu edebiyatında bir kült haline gelecek, kendisine muazzam bir hayran kitlesi yaratacaktır. asimov, vakıf’ın kurgusunu bu üç kitapla sınırlamış, yıllar boyunca seriye yeni kitaplar eklemekten kaçınmıştır. ama gerek hayranların baskısı ve gerekse de ekonomik nedenlerle, seriye bir ek kitap yazmayı kabul eder ve ilk üç kitaptan yaklaşık 30 yıl sonra, serinin dördüncü kitabı olan vakıf’ın sınırı’nı kaleme alır. aradan o kadar uzun bir zaman geçmiştir ki, asimov bir röportajında şu espriyi yapmaktan geri durmaz:

    “vakıf’ın sınırı’na başlamadan önce ilk üç kitabı baştan aşağı okumak zorunda kaldım. aradan tam 30 yıl geçmişti ve ben ilk üç kitapta ne yazdığımı bile unutmuştum!”

    vakıf’ın sınırı piyasaya çıktığında edebiyat dünyasında yer yerinden oynamıştı. ilk kez bir asimov kitabı, yayımlandığı ilk hafta “bestseller” oluyordu. vakıf ve asimov hayranı milyonlarca kişi kitap satış noktalarına akın etmiş, serinin son kitabını satın alabilmek için uzun kuyruklar oluşturmuştu. kitap eleştirmenlerden olumlu tepkiler alır. hayranlar mutludur, yayıncı mutludur ve en önemlisi asimov da mutludur. belki de bu mutlulukla vakıf serisi’ne yeni kitaplar eklenmeye başlar: vakıf ve dünya, vakıf kurulurken, vakıf ileri…

    asimov, aldığı bir kararla (çoğu eleştirmen bu durumu asimov’un ticari bir hamlesi olarak değerlendirse de) vakıf serisi ile robot serisi’ni birleştirir. iki serinin birleşmesi kompleks bir kurgu ve evren yaratır. sırf bu karmaşa yüzünden çoğu kişi asimov kitaplarını hangi sıraya göre okuması gerektiğini bilmez. sizler için aşağıda bir okuma listesi hazırladım. amacım: asimov evrenine giriş yapmak isteyenler için bir rehber oluşturabilmek. listeyi hazırlarken, eserlerin yayım tarihlerini esas aldım. doğrusu da budur. ne yazık ki azımsanmayacak bir kitle, vakıf serisi’ne “vakıf kurulurken” romanından başlıyor ve büyük bir yanlış yapıyorlar. bunda, ithaki yayınları’nın hatalı yayın politikası da bir etken elbette. sizler ne olursa olsun, aşağıdaki listeyi baz alarak okumaya başlayın. eğer doğru sırayla okursanız, vakıf serisi’nden aldığınız lezzet katlanacaktır.

    1- vakıf
    2- vakıf ve imparatorluk
    3- ikinci vakıf
    4- vakıf’ın sınırı

    buradan sonra robot serisi’nin romanlarına geçiş yapıyoruz:

    5- ölü gezegen
    6- güneşin tanrıları
    7- şafağın robotları
    8- kurtarıcı

    tekrar vakıf serisi’ne dönüyoruz:

    9- vakıf ve dünya
    10- vakıf kurulurken
    11- vakıf ileri

    görüldüğü üzere kat etmeniz gereken yol bir hayli fazla. ama bir başlarsanız gerisi gelecektir. çünkü asimov, okurunu peşine takıp götürme konusunda oldukça uzman bir yazardır. kendinizi asimov’un şefkatli kalemine bırakın, gerisine karışmayın.

    not: bazı kitapların temini konusunda sıkıntı çekebilir, sahaf sahaf dolaşmak zorunda kalabilirsiniz.
  • yedi cilt olarak dilimize cevrilen bu serinin yayin sirasi oldukca farkli bi period izler. 19 yasindan beri profesyonel olarak bk yazan asimov* 1942 yilinda* galaktik imparatorlugun cokusunu anlatan gelecege yonelik tarihi bir roman yazmaya baslar. onceleri oyku olarak yazilmaya baslanan bu kitaplar 1951, 1952 ve 1958 yillarinda vakif triolojisi olarak anilan uc ayri cilt olarak yayinlanir. yogun ilgi uzerine yayinevinden gelen cazip para teklifini reddedemeyen yazar 1982 yilinda foundations edge*i yazar. best seller haline gelen bu kitap asimov amcayi cesaretlendirir ve 1986da vakif ve dunyayi kaleme alir.

    vakif serisinin ilk iki kitabi digerlerinden sonra yazilmistir. serinin yaşanma sirasi soyledir:

    1 imparatorluk kurulurken*
    2 erisilmez imparatorluk*
    3 imparatorluk*
    4 altin galaksi*
    5 gizli tanrilar*
    6 galaksi cokuyor*
    7 vakif ve dunya*
  • yazim sirasiyla okumadigim, kafami taslara vurduran seri. ben de vaktinde baska bir "nasil okumalisiniz" sitesine bakmistim. yaktin beni ismini bilmedigim herif !

    simdi dusunuyorum tum o olaylardan sonra prelude to foundation'a baslasaydim zevkten duz duvara tirmanirdim.

    yarin gidip kitapcida kafami yarmak suretiyle unutmayi, akabinde bastan baslamayi deneyebilirim.
  • vakıf serisine şans eseri imparatorluk ile başlamış ve sonra bunun sıra ile okunması gerektiğini öğrenmiş biri olarak şöyle bir sorunla karşılaşmıştım; tamam vakıf serisinin okunuş sırasını yazanlar var, kronolojik sırasına göre okumak istersen o da var ama bu seri farklı yayınevleri tarafından farklı isimlerle yayımlandığı için hangi kitabın hangi sırada olduğu ya da serinin içinde olup olmadığı konusunda sıkıntı var.

    neyse ki bir bilen çok güzel açıklamış:

    en ünlü bilimkurgu yazarlarından birisidir. vakıf* ve robot serileri en bilinen eserleridir. aynı zamanda boston üniversitesinde biyokimya profesörü olup popüler bilime de oldukça fazla katkı sağlamıştır, birçok konu hakkında yazdığı toplam 500'den fazla kitabı vardır.

    ek:
    asimov yazınının en önemli iki serisi olan vakıf ve robot serilerinin hangi sıra ile okunacağı hakkında farklı tavsiyeler vardır. isterseniz bunların yanına imparatorluk* diye adlandırılan üçüncü bir serisini de dahil edebilirsiniz. bu sıralama konusunda problem yaratan şey şudur: kendisi zamanında toy bir yazarken, birbirinden bağımsız olarak iki farklı hikayeye başlamış, kimi zaman bir vakıf hikayesi, kimi zaman robot romanı yazmış**. zamanla ünü iyice arttığında* yayınevi yahu demiş sen bu serilere devam etsen, şöyle yeni bomba bi bilimkurgu yazsan bize, zaten okurların da habire yeni roman istiyorlar*.asimov da e napim peki demiş*. böylece yeni romanlar gelmiş, hem de iki seriyi birbirine bağlayacak şekilde. yani oldu elinizde yaklaşık 10 kitaptan oluşan bir silsile!

    işte asimov'un bu sonradan konuları birleştirmesi nedeniyle ben hep kitapları basım tarihine göre okumayı tercih etmişimdir. bu şekilde ne oluyor, romanları kronolojik okumak yerine asimov evreninde bir geçmişe bir geleceğe gidiyoruz. yazım sırası ile okuyunca serideki büyük sürprizleri önceden öğrenmiyor, zamanında asimov'un düşündüğü sıra ile okuyorsunuz. hem de yazarın dilinin, tarzının da nasıl değiştiğini de görüyoruz bu şekilde.

    önceliği robot serisine verebilirsiniz çünkü olay örgüsünde bu seri daha önce gelir. okuma sırası basım tarihlerini yakından takip eder. gerçi adlarından anlaşılıyor ama* kitapları etiketledim r ve v olarak:

    1. r - caves of steel (1954) - (ölü gezegen)* (çelik mağaralar)*
    2. r - the naked sun (1957) - (güneşin tanrıları)*

    3. v - foundation (1951) - (vakıf)* (imparatorluk)*
    4. v - foundation and empire (1952) - (vakıf ve imparatorluk)* (altın galaksi)*
    5. v - second foundation (1953) - (ikinci vakıf)* (gizli tanrılar)*

    6. r - the robots of dawn* (1983) - (şafağın robotları)*
    7. r - robots and empire (1985) - (kurtarıcı)*

    8. v - foundation's edge* (1982) - (vakıf’ın sınırı)* (galaksi çöküyor)*
    9. v - foundation and earth (1983) - (vakıf ve dünya)* *
    10. v - prelude to foundation* (1988) - (vakıf kurulurken)* (imparatorluk kurulurken)*
    11. v - forward the foundation (1993) - (vakıf ileri)* (bu biraz ek bir kitap, ama buraya kadar gelen okusun yahu*)

    dipnotlar:
    - asimov kendisine sorulduğunda kronolojik sıra ile okuyabilirsiniz demiştir. ama o zaman en bomba olayları en başta okumuş oluyoruz bence zevki kaçıyor.
    - türkçe basımların yanında yayınevleri yazdım. altın, altın kitaplar yayınevi oluyor. tabi bunlar eski basımlar, kitap isimleri de nedense hayalgücünü zorluyor ama ben asimov'u altın çevirisi ile sevdim.
    - seriyi birleştiren, sürprizli kitaplar * ile işaretli.
    (12.02.2014 13:20 ~ 02.04.2014 17:38)

    kaynak
  • bir zaman makinesi bulup ilk kitabı yazdığı yıla, yahut notlarını kitaba dönüştürmeye başladığı noktaya dönmek istiyorum asimov'un. şöyle hani yaşlarımız da üç aşağı beş yukarı aynı olacağından ensesine iki şaplak atıp, "yiğidim, aslanım bu kitap taslaklarını iyice detaylandır ama bekle şimdi yazma seksenlere geldiğimizde yazarsın," diye öğüt vermek, sonra seksenlere gidip evvela elini öptükten sonra, "anam babam, biliyorum serde rusluk var, ama ne olur bu kadar uzun yazma," diye yalvarmak istiyorum. gerçi zaman makinesi bulsam evvela gelecekten at yarışı almanağı bulmaya gider sonrasında da asimov'u sallamazdım sanırım.

    ithaki'nin çevirileri korkunç, ötesinde bir de terimlerde birlik yok. önerdikleri okuma sırasıysa patetik. ingilizce’den okumakta fayda var. okuma sırasına asimov'un önerdiği şekliyle uydum. ilk iki kitaptan sonra, ki zannımca en iyileri bunlar, üçüncüde bayılırsa bırakmakta mümkün olabilir böylelikle. asimov'u, çocukluğumda okuduğum öykülerini, bilimkurguya aşkımı hatırlamak güzeldi ya, yine de sanki daha evvel okusaydım daha çok keyif alabilirmişim gibi, hayıflanmamak mümkün değil. olsun evin bir köşesinde durduğunu bilmek güzel, nihayetinde bilimkurgunun mihenk taşıdır, değil mi ama.

    dıdıt: ithaki, asimov sıralamayı yaparken henüz yayınlanmadığından koymamış olabilir forward the foundation'ı. ben bir şey demiyorum arkadaşım size.
  • üç, türkçeye yapılmış ilk çevirisine asla tenezzül edilmemeli.

    şu an marketlerde sadece ithaki çevirisi var ama eğer yeni kitap almak yerine diğer alternatifleri deneyecekseniz orada durun.. yani bi sahaftan eski tercümeli hallerini bulduysanız, bi arkadaşınızdan eski çevirili hallerini aldıysanız asla onları okumayın.

    ve internetteki e-book halleri var ya.. işte onlar da ne yazık ki işe yaramaz. çünkü eski tercümelerinden e-book yapılmış.. ve rezalet.

    bu seriyi orijinalinden okuma fikrim yoktu.. türkçe okuyacaktım ve türkçesine başlamıştım. ilk olarak galaktik imparatorluğun milyonlarca yıl hüküm sürmüş olduğu gibi bi cümleyle karşılaşınca birden afalladım. milyonlarca yıllık bi insanlık, imparatorluk tarihi çok uçuk ve saçma geldi. ingilizcesini açtım ve "millenia"nın "milyonlar" diye çevrilmiş olduğunu gördüm. o andan sonra bi ingilizce bi türkçesinden devam ettim ve her defasında her cümlenin olabilecek en basit, en kötü şekilde çevrilmiş olduğunu görüp sinirlenerek bi süre sonra sadece orijinalinden devam etmek zorunda kaldım.

    tek sorun bu olsa iyi.. bazen orijinalinde zorlandığım yerlerde türkçesini tekrar açıp ordan yardım alayım dediğimde bazen çevirmenin hiç o cümleleri çevirmeye uğraşmamış olduğunu gördüm. zor bulduğu yerleri atlamış adam.. var mı böyle bi terbiyesizlik.

    hele üçüncü kitapta (second foundation) atladığı yerler sadece tek tük cümleler de değil, bazen iki sayfalık koca bölümleri çevirmeden geçmiş. üstelik önemli yerler de bu bahsettiklerim..

    d & r'da ithaki'nin çevirisini karıştırdım ayaküstü ve en azından bu bahsettiğim yerlerin çevirilmiş olduğunu gördüm. ha iyi mi çevrilmiş kötü mü bilmiyorum.. ama en azından atlanmamış.

    yani okuyacaksanız ithaki çevirisini, ama ithaki sıralamasıyla değil yazım sıralamasıyla okuyacaksınız. eski tercüme ya da e-book.. ı ıh.
  • sinirleri bozar. seri değil, seriyi basan ithaki'den bahsediyorum. metinler elinizde. zaten daha önce basmışsınız. her yeni kitap arasına bu kadar ara koymanın mantığı nedir kardeşim? dolar bu hale gelmeden tüm seriyi bitirseydiniz de biz de alsaydık olmaz mıydı? nerede dördüncü kitap? nerede serinin gerisi? sinirlerim bosaldi yine yanlış bir şeyler söylemeyeyim şimdi. ne desem gg.
hesabın var mı? giriş yap