• habeşli köle olan vahşi, çağrı filmine dayanarak söylüyorum (zira dayanacak başka bişey yok.. kanunların bana verdiği yetkiden gayrı..), tarihte gördüğümüz ilk sniperdır.. mızrak zızrak.. bildiğin sniper işte adam..
  • habesli sahabe. hz hamzauhud savasında sehit etmistir. daha sonra muslüman olmus ve yalancı peygamber mûseylemeyi aynı sekilde öldürmüstür.
    vahşi müslüman oluşunu anlatırken: mekke'nin fethinden sonra mekke'ye gelerek rasûl-i ekremi gördüm. bana dedi ki: "sen vahşi misin?" ben cevap verdim: "evet" "hamza'yı sen mi öldürdün?" buyurdular. "öyle oldu" dedim. bunun üzerine allah rasûlü buyururdular ki: "bana yüzünü göstermemen mümkün mü?" ben de çıkıp gittim. rasûlullah'ın vefatından sonra yalancı peygamber müseyleme ortaya çıktı. belki bu herifi öldürürüm de günahımı öderim, diye düşündüm. müslûmanlarla birlikte yemâme'ye gittim ve bildiğiniz gibi mûseyleme'yi öldürdüm (sahihi buharî, v, 36, 37).
  • kendisi için kabe duvarına "allah'a şirk koşmayanların bağışlanacağına" dair ayet yazılan müslüman. hz. hamza'yı öldürdüğü için affedilmeyeceğini düşünüyordu zira. sahte peygamberi öldürdükten sonra peygamber efendimiz rüyasına gelip onu affettiğini söyler. vahşi de bu vesile ile göremediği peygamberin yüzünü görüp sarılmış olur.
  • annelerin misafirliğe, altın ve bilimum günlere,düğün derneklere gitmek istemeyen, misafir karşısına çıkmak istemeyen evlatlarına layık bulduğu niteleme..
    cümle içinde, "benim oğlum vahşi" veya "benim kızım vahşi" şeklinde kullanılır.
  • bekir coşkun'un bir yazısı.

    "vahşi...

    biz içimizdeki vahşiyi bastırırız.

    kanunlar, yasaklar, eğitim, tabular, din, ahlak... bunların tümü o vahşiyi yok etmek içindir.

    ama olmaz.

    o vahşi sadece bekler.

    kimi zaman güler yüzle ‘günaydın', ya da ‘iyi akşamlar' dediğinde dahi insan, içindeki vahşi ‘canın cehenneme' diye mırıldanır.

    bu duyulmaz.

    kimi zaman bir halk otobüsünün koltuklarına atılmış jilet izlerinden, kimi zaman bir tuvaletin kapı arkasına yazılmış yazılardan, o vahşinin oradan geçtiğini anlarsınız.

    ve onu kınarken dahi ruhunuzdaki sizin vahşiniz, ‘bunları yapanı tutup bıçakla doğrayacaksın' diye söylenir.

    *

    insan, hiçbir zaman o gözüken şey değildir.

    onu ‘zarif' yapmak için çatalı sol eliyle tutmasını öğrettiler. gırtlağı kesilerek öldürülmüş bir kuzunun ciğerine sol elde tutulan çatalı batırdığında bile vahşet, zarafeten sol elle tutulan çatalın ucundaydı.

    savaşlarda kadınları, çocukları, yaşlıları öldüren komutanlar, eratın yanında yellenmediler, görgüsüzlük olmasın diye.

    bir aileyi öldüren katille röportaj yapmıştım, esnerken ağzını eliyle kapatıyordu, nezaketen...

    *

    uygarlığın yasaları ve kuralları, vahşiyi sadece gizler.

    bizler amerika'daki o uygar insanların bir kasırgadan sonra nasıl vahşileştiklerini, nasıl birer yağmacıya döndüklerini, çocukların ırzına geçip yaşlıları nasıl öldürdüklerini tam konuşurken ve kınarken, dünkü hürriyet'te 50 yıl önceki 6-7 eylül olaylarının fotoğrafları yayınlandı.

    sebepler, yer, zaman farklı olsa bile aynı şey vardı fotoğraflarda:

    işte o vahşi görüntüsü ile yakalanmış insan...

    yakıyor, yıkıyor, kesiyor, kan görmek istiyor, yok etmek için çırpınıyor, öldürüyor.

    *

    sonra?..

    sonra ortam ve şartlar değiştiğinde vahşi sessizleşir ve siner.

    artık onu mağazadaki kasiyerlere ‘teşekkür' ederken, marketteki yaşlılara sırasını verirken görürsünüz.

    durduğu yerde ‘pardon' der.

    sevgiden, dostluktan, merhametten, vicdandan, dinden, ahlaktan, insanlıktan söz eder.

    ama vahşi oradadır."

    kaynak: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…d=347699&yazarid=2
  • gaipten kelimeler serisinin ikinci kitabıdır.. sadece e-kitap formatındadır.. fantastik kurgudur.. yazarı alp arslan'dır..

    arka kapak:

    adam koşup kaçması gerektiğini düşünüyor ama içinden, derinlerden gelen bir his onu olduğu yerde tutuyordu. bir anda korkmadığının farkına vardı. kaçmak değil köpeklerle yüzleşmek istiyordu. belki de intikam almak. köpeklere doğru döndü, hafifçe yere doğru eğildi ve ellerini pençe gibi ileriye doğru uzatarak o da hırlamaya başladı.

    tanıtım bülteni:

    gaipten kelimeler bir seri... tam anlamıyla hiç hesapta yokken, gaipten gelen bir dürtüyle aklımda uçuşmaya başlayan kelimeleri kağıda dökmeye başladığım kısa romanlar serisi. ama kendine özgü bir seri. bu özellik daha çok serideki her kitabın az çok farklı tarzlarda yazılmış olmasından kaynaklanıyor. bir tanesi eğlenceli, samimi bir anlatıma sahipken bir diğerinde korku unsurlarıyla, bir başkasında psikolojik gerilimle, öbüründe bilim kurguyla karşılaşabiliyorsunuz. ancak hepsinin ortak unsuru fantastik olmaları. vahşi bu serinin ikinci kitabı. şiddet, vahşet, gerilim içeren sahnelere sahip bir kurt adam hikayesi gibi görünse de ben daha çok metaforik bir sistem eleştirisi olduğunu düşünüyorum. keyifli okumalar dilerim.

    link:

    http://www.dr.com.tr/…-gerilim/urunno=0000000651278

    http://www.idefix.com/…asp?sid=pxmux2p1l202c7qoshue

    (bkz: şipşak)

    (bkz: gaipten kelimeler)
  • müslüman olduğu için eskiden işlediği tüm günahlarından muaf olmuştur. sahabedir.
  • eğlenceli şarkıdır vesselam. wah pedalıyla gitardan ''vohşiie'' diye bir ses çıkarabilmek mümkünmüş. ayrıca adamın diline dolandı mı da gitmek bilmez. günlerce alakasız yerlerde ''vohşiie, vohşiie'' diye çığırabilirsiniz mesela. dostlarınız bu durumda size bir huni hediye etmek isteyebilir. kabul edin ve kafanıza takın bunu. ben denedim, çok yakıştı kafama.
    di mi cevat abi? evet, evet, ben şahsen bizzat kendim.
  • söz konusu kesmeşeker şarkısı dikkatli dinlenilirse, sevgili serdar öztop'un gitara vahşi çığlıkları attırdığı fark edilebilir.
hesabın var mı? giriş yap