• kelimenin kökünün "uz" olduğunu anımsatmak isterim biçare gönüllere..
    (bkz: uz)
  • son günlerde baskın oran'ın tehdit edilmesi nedeniyle gündemde yer alan ceza yargısı terimi.

    uzlaşma ilk defa 5237 sayılı türk ceza kanunu 73.maddesinin 8.fıkrası ile hukukumuzda yer almıştır.

    bu fıkranın gerekçesi :

    "çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza adalet sisteminde, mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya çıktığı görülmektedir. ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu oluyordu. bazı özel kanunlarda (örneğin 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı nakdî tazminat ve aylık bağlanması hakkında kanunda olduğu gibi) suç mağdurlarına veya ailelerine devletin tazminat ödemesi öngörülmektedir.
    bununla beraber çağdaş ceza kanunlarında diğer bir kısım suçlar bakımından da koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır. xxi. yüzyıl adalet sistemi mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış bulunmaktadır. bugün anlaşılmıştır ki, suça karşı salt ceza yaptırımları yeterli değildir. zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz, adaletin temel amacını oluşturmaktadır. ancak bu, tek görünüm değildir.
    uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. failin neden olduğu zararın giderilmesi, fail-mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu oluşturur. fail-mağdur arasında uzlaşma dışında da, tazminatın sağlanması olanaklıdır. ancak uzlaşma kurumunda, zararın giderilmesi ve onarım yanında ayrıca bir moral unsur da vardır. bu nedenle fail-mağdur arasındaki uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını sağlar. fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş olur. böylece failin ceza sorumluluğunu tespit ve zararın giderilmesi için gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş olur. fail-mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.
    tasarının kabul ettiği sisteme göre, uzlaşma aşağıdaki esaslara göre gerçekleştirilmektedir.
    a) uzlaşma sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. böylece sadece küçük ihtilâfları içeren suçlar bakımından (hakaret, sövme, tehdit, basit nitelikli eylem gibi) bu yola gidilebilecektir. bu ayırım ile, hukukumuzda yargı organlarının daha ağır suçlara ayırabilecekleri zaman alanı genişletilmekte ve küçük suçlarda tamamen yenileştirilmiş bir yaptırım sistemi geliştirilmektedir. tasarı, ceza adaletinde onarıcı bir sistemi böylece organik olarak gerçekleştirmektedir.
    b) failin suçu ve sorumluluğunu kabullenmesi gerekir. fail fiilini inkâr etmemelidir. fail, kendisine isnat olunan suçları işlemediğini öne sürecek olursa o zaman ceza yargılama kuralları uygulanarak durumun aydınlatılması gerekir ve uzlaşma kurumu işletilmez.
    c) fail suçtan doğan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeli ve gidermelidir. zararın giderilmesi failden dikkati çekecek surette büyük miktarda edimlerin yerine getirilmesini veya kişisel bir takım özverilerde bulunmasını gerektirdiği durumlarda, failin bütünüyle veya geniş bir kısmı itibarıyla mağdurun zararlarını tazmin etmeye çalışması aranır.
    d) fail ve mağdur özgür iradeleri ile uzlaşmalıdırlar. uzlaşma yoluna gidecek olan fail ve mağdur, bu yolu, gönüllü olarak kabul etmelidirler. fiil, doğru olarak ve her iki tarafça kabul edilebilecek şekilde saptanmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır.
    e) fail veya mağdurun uzlaştıkları cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptanmalıdır. suçtan doğan zararın onarımına veya zararın giderilmesine ilişkin taraf iradeleri ceza yargılama hukuku kurallarına göre saptanacaktır.
    f) soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı fail-mağdur arasındaki uzlaşmayı saptadığında kamu davası açmayacaktır. bu tespit kovuşturma evresinde hâkim tarafından yapıldığında fail hakkında mahkûmiyet hükmü verilemeyecektir. bunun anlamı şudur ki, failin suçun zararlı sonuçlarını gidermek üzere yapacağı hareketler, ceza kovuşturmasının başlamaması veya son verilmesi ile sonuçlanacaktır.”

    şeklinde düzenlenmiştir.
  • bugünlerdeki cift dusun anlami: tehditler nedeniyle hakim gucun soyledigine uyma, dediklerini yapma, istediklerini verme islemi.

    cok merak ediyorum, "uzlasarak secelim cumhurbaskanini." diyenlerin adayi kimdir ve bu aday mecliste oynadigimiz demokrasi oyununda halktan en cok oyu almis parti tarafindan ne derece kabul edilebilir?
  • 12 eylul'de kafasina yedigi haki renkli balyozdan sonra yeni yeni ayilmaya baslayan türk sinemasinin narkoz sonrasi ayilma replikleridir bu film bir bakima. konuyu anlamak zor degildir, zaten yapildigi yilda* sinemaya gidebilecek yasta olanlar icin faili mechul cinayetler, simdilerin kazi konus karti kadar olagan bir kavramdir. ama konudan cok filmin kendisi, türk sinemasinin - kimligini hala acikca soyleyemedigi - katiliyle ilk hesaplasma denemesi olmasi bakimindan ilginçtir.

    ama bu kronolojik onemine ragmen yine de bir narkoz sonrasi ayilma replikleri olarak kalir bu film. sanat filmi desen degildir, belgesel filmi desen o da degildir. pek basarili olmayan oyunculuk, kalitesiz teknik donanim ve film icinde film esprisi disinda surukleyicilikten bir hayli uzak bir kurgusu vardir. ustune ustluk yonetmen* araya surekli donemin politikacilarinin** abuk sabuk demeclerini sokarak filmin finalini siyaset meydani haline getirmeyi basarmistir.

    yine de filmi izleyenler aglar için için... aglarsiniz. çünkü 79'un sert ve soguk ki$inda 16 yasinda aslan gibi ortada olan arkadaslariniz vardir. çünkü hâlâ 16 yasindadir onlar ve hâlâ failleri meçhuldür...
  • deniz baykal terminolojisinde "bizim dediğimiz olursa uzlaşma olur" şeklinde örneklenebilir.
  • şöyle de bir cift dusun anlamı olabilir bu sözcüğün, tabii yerseniz:

    bir adam düşünün, siyasi yasaklı olsun. partisi tek başına iktidar olmuş olsun. bu adamın siyasi yasağını kaldırıp önce milletvekili, sonra da başbakan olmak için muhalefetin desteğine ihtiyacı olsun (olmaz gerçi, çünkü halktan en çok oyu aldı o, ama hikaye bu ya, olmuş varsayın), koskoca padiş... eeee... karizmatik demokrat lider bu konuda uzlaşmak için halktan kopuk pisbokpispisbok muhalefetin ayağına gitsin, anayasa değişikliği gerçekleşsin, o adam düzmece bir seçim iptaliyle küçük bir ilden önce milletvekili, sonra başbakan olsun... hah bildiniz, bunun adı uzlasma ve demokratik kültür.

    sonra aradan zaman geçsin, o başbakan "dindar" bir cumhurbaşkanı seçmek istesin, sırf bunun için toplumun tüm kesimlerinden gelen erken seçim çağrılarına kulak tıkasın, kendisine geçmişte destek veren muhalefet "hadi gel yine uzlaşalım" dediğinde "höööyyyt, ben en çok oyu aldım, siieee" desin, buna karşı çıkan herkes faşist ilan edilsin. hah, işte bunun adı da "demokratik kültür". bu da "demokrat" ve "uzlaşmacı"...

    anlamayan varsa diye peşin peşin edit: işbu entry şiir okuma suçundan siyasi yasaklı olma halini savunmamaktadır. hatta o dönem muhalefetin tavrını çok doğru ve çok olgun bulmaktadır. sadece "o zaman öyle, şimdi böyle, yersen" durumunu anlamamaktadır.
  • dikenli yollarda bulunan keşfedilen boş bir geçittir uzlaşma..sadece ilerleyip yol açıldıkça devam eder, kalıcı olur..siyahla beyazın tartıştığı noktada bu geçitte siyahtan beyaza akan gri tonlarıdır buluşma noktası..işte bu nokta uzlaşmadır.
  • nazar büyüm'ün çevirdiği elia kazan eseri.
    kalın bir roman kitap gibi.
  • nasıl oldu bilemiyorum ama hiçbiriniz hatırlayamadınız;
    “uzlaşma” isimli türk filminin yönetmenliğini değerli türk sineması yönetmeni oğuzhan tercan beyefendi’nin yaptığını...
    ne kadar da ayıp!

    1991 yılında “uzlaşma” gibi uzlaşamayan bir filim ile başladığı uzlaşılamaz sinema kariyerinde oğuzhan tercan bey, değişe değişe, devrim üzerine düşüne düşüne mevlâsını buldu ve 2000’li yıllarda “avanak kuzenler” gibi bir türk sineması başyapıtı ortaya koymayı başardı!

    hay bin kunduz aşkına!...
  • son aldığım haberi aynen aktarıyorum:

    "undp türkiye ve adalet bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü "ceza adalet sisteminde uzlaştırma uygulamalarının geliştirilmesi projesi" kapsamında yürütülen farkındalık yaratma çalışmaları kapsamında izleme oranı yüksek olan tv dizi ve programlarında uzlaşma teması işlenecektir. bununla birlikte halkın uzlaşma ile ilgili bilinç ve bilgi düzeyinin arttırılası amaçlanmaktadır.

    ilgili bilinçlendirme çalışmaları kapsamında ilk olarak 9 mart salı günü saat 20:00’de star tv’de yayınlanan papatyam dizisinde uzlaşma konusu işlenecektir. "

    ayrıca uzlaşma hakkında ayrıntılı bilgiyi şu linkte bulabilirsiniz:
    http://www.borcludostu.com/
hesabın var mı? giriş yap