• üzgünüm leyla dizisine hoş adını verenin ise dertliyim ruhuma hicranımı diye de bilinen çok başarılı sadettin kaynak bestesi olduğunu unutmayalım. ki bu üzgünüm leyla, mevlid gibi, ezan gibi başlayıp da birdenbire şenlenen; oynak, insanın kanını tutuşturan bir türküye dönüşen şarkıların en meşhurlarındandır. sebepsiz değildir aslen şarkının bu özelliği; uzunluk, ara nağmelerin bolluğu gibi başka cihetlerden de geleneksel türk sanat müziğinden ciddi biçimde sapması: ikinci dünya savaşı sonrasında müzikli arap filmleri çok moda olmuş, onlara türkçe sözlü müzikler yapılmaya başlanmış ve bu şekilde apayrı normları olan "film bestekarlığı" nam bir alan doğmuştur. bu şerait içinde sadettin kaynak bestekar, vecdi bingöl güftekar olarak pekçok film müziğinin altına imza atmışlardır, ki bunlardan ilki de leyla ile mecnun'dur. işte, üzgünüm leyla gibi, leyla bir özge candır gibi, "bir gündü leyla'nın yüzüne daldı" gibi, "leyla aceb neden ses vermiyor feryadıma" gibi içinde leyla (ve/veya mecnun) geçen nerdeyse tüm türk sanat musikisi eserleri bu ikilinin eseri, bu filmin müziğidir ve aynı farklı müziksel tarz göze çarpmaktadır.
    gerek sözlerin, gerek bestenin güzelliğinden olacaktır ki, çok sevilmiş, çok alıntılanmıştır dertliyim ruhuma hicranımı. misal, sezen aksu'nun notalarıyla levent yüksel'in sesinden dinlediğimiz orhan veli şiiri dedikodu'nun son dizeleri, "ya o, muallâ'yı sandala atıp, ruhumda hicranın'ı söyletme hikayesi?", sanmayalım ki başka bir şarkıya göndermedir. muallâ'nın söyleyip söylemediği muallâkta olan güzelim sözler ise şunlardır (mecnun'un leyla'ya haykırışıdır bu sözler hem, bu bağlamda dinleyelim, daha yoğun bir haz alalım):

    dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine
    inlerim, şimdi uzaklarda solan gün gibiyim
    gecenin rengini kattım içimin matemine
    sönen ümit ile günden güne ölgün gibiyim

    bahtımın yıldızı sanmıştım seni
    sensiz karanlıktır her günüm leyla
    her günüm leyla, her günüm leyla
    ayrılık, ayrılık, ayrılık
    mecnuna döndürdü beni
    dertliyim, dertliyim yürekten
    üzgünüm leyla, üzgünüm leyla,
    üzgünüm leyla, ah, ah, leyla

    sevda yaman bir çile, çekenler düşer dile
    ayrılık ölüm gibi, giden gelmiyor leyla
    gülüm, yaprağım soldu, gönlüme hazan doldu
    bir ömür harap oldu, onu bilmiyor leyla...
  • sadettin kaynağın işi bilmediğinin göstergesidir. bugün bu şarkıdan bir slow, bir pop, bir dance şarkı çıkarırlar maxi single diye satarlar. arka yüzünede remixini koyarlar.* *
  • oldukça ağır bir tempo ile başlayan , "sevdaaa yamannnnn bir çilee" dizesi ile çoştukça coşan , daha sonra yine ağırlaşan manik-depresif şarkı. rahmetli zeki mürenden dinlenilmesi gerekir kanımca.
  • paranoid android ve bohemian rhapsody gibi şarkıları hiç yadırgamadan dinlememize sebep olmuş müstesna eserlerimizden biridir.
  • ritm insanı her zaman oynatan birşey değildir bilakis bazen ağlatan birşeydir bunu en güzel anlatan şarkıdır.
  • oturmuş televizyon seyrediyorum. aslında tam seyrediyor gibi değilim, ben daha çok dinliyorum. eskinin televizyon dolapları vardı hani bir duvar kadar, bölme bölme, kare gibi, orta bölmede televizyon, işte bu bir duvarda, ona 90 derece açı ile yanyana koyulmuş iki koltuk, ben ikincisinde. öyle sanki önüme bakar gibiyim şimdi tam hatırlayamıyorum, belki iki elim iki dizimde, böyle baya bildiğin besleme pozisyonunda oturuyorum psikopat gibi, küçüğüm.
    trtde bir müzik programı, günümüz tsm programlarıyla arasında zerre fark yok; spiker bir şarkı anlatıyor, işte "birazdan solist falancadan dinleyeceğiniz bu şarkı..." falan diye başladığı tarifi dikkat çekiyor, kulak kabartıyorum. (ya da zaten takip ediyordum, bilmiyorum)
    spiker yaklaşık 10 dakika kadar şarkıyı tarif ediyor, şarkının birkaç farklı makamdan oluşmuş entersan oluşumunu anlatıyor (kaç makam olduğunu da söylüyor tabii de ben unutmuşum), detaylı bilgilendiriyor ve bizleri bu bilmem kaç dakika sürecek eserle başbaşa bırakıp çekiliyor.

    heyecanla dinliyorum. sonra ne şarkıyı unutuyorum ne de onu ilk dinlediğim anı. şarkı çocukluğumdan bana kalan en net birkaç hatıradan biri olarak hafızama kazınıyor. (ne sebeple bilemesem de)
    o günden sonra da bir daha nerde duysam durdum dinledim ben bu şarkıyı.

    ( neyse, o güne dönecek olursak; annem babam benim o halimi görüp geldiler, kaldırdılar beni o koltuktan, götürdüler doktora falan. ilacımı aldım tedavimi oldum, iyiyim şimdi)
  • hangi yılın sonu, hangisinin başıydı bilemesemde, tarkanın seslendirdiği bir kaydı vardır ki takıldı kulağıma üstelik günlerdir. tarkan'ı ve eski naif hallerini de özletir.

    ne güzel sesi var..
    "bahtımın yıldızı sanmıştım seni
    sensiz karanlıktır her günüm leyla"
  • öyle alışılagelmiş, bildik, başı sonu belli, sıradan parçaların yanından tüm haşmeti ile sıyrılıveren, ağır aksak başlayıp şenlikle devam eden, müthiş bir zirve ile yürekleri coşturan nefis beste.

    internette şöyle bir bakındım, bu şarkıyı temsil etmeli midir bilmem ama çok güzel bir ajda pekkan yorumu buldum, buyurunuz dinleyiniz, siz de mest olunuz.

    http://www.youtube.com/watch?v=tmixxm1x-mk
  • ajda pekkanin en sevdigi tsm sarkisi olan ve konserlerinde cok guzel soyledigi sarki
  • okulumuz* müzik öğretmenlerinden mkc'nin de rol aldığı trt dizisi..

    bi bölümde bi kız diğerine chatten bahsediyodu, bi tanesi "nickin ne?" die sordu.. diğeri şöyle cevapladı: "kurbağa!"
    ben böle artık dumur olmu$tum, neyse kız sonra doğal olarak "nie?" demek durumunda kaldı.. "bilmem, aklıma o geldi" gibi bi cevap aldı..
    tam hatırlamıyorum son kısmını çünkü yarılmı$tım o esnada...
hesabın var mı? giriş yap