• kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçecekmiş gibi gelecek. kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçmeyecek.

    (bkz: cesare pavese)
  • ergenlikle ilgisi yoktur.

    32 yaşındaym ve 23 mayısta babamın ölümünden beri her fırsatta uyuyorum. bazen belki rüyamda görürüm diye, bazen de ağlamaktan yorulup sızıyorum.

    geçen yıl kedim öldüğünde de durumu kabullenene kadar sürekli uyudum.

    aldatıldığımda da her fırsatta uyumuştum.

    dünyaya meteor düşecek ya da dinozorlar geri geldi falan deseler yine yatağıma koşarım. çünkü kendimi en rahat hissettiğim yer orası.

    herkesin olaylarla başa çıkma yöntemi sizinle aynı olmak zorunda değil. bunları da size yatağımdan yazıyorum. ben uyumaya gidiyorum, sinirlendirmeyin beni!
  • yüzde yüz çalışır. ergenken az ekmeğini yemedim bu yöntemin. ne zaman "kimse beni anlamıyor" tribine girsem uyurdum. uyanınca da geçerdi. büyüyünce gerçeklerin ciddiyeti arttığı için etkisi kısa sürüyor ama kafayı toparlamaya yardımcı oluyor yine de.
  • arthur schopenhauer'ın uykuyla ilgili harika bir lafı vardır.

    "kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı."

    kısaca hayatın gerçekliğini ortaya koyar.

    kimbilir belki de uyku yetmeyecek ve gelişen teknolojiyle birlikte insanlar gelecekte gerçeklerden kaçmak ve kendi gerçekliğini yaratmak için sanal gerçekliği kullanacak.
  • dünya hayatının uyku, dünyanın hadiselerinin de uykuda görülen rüyalar kabilinden olduğunu hatırlarsak hepimizin az veya çok yaptığı şeydir, uyuyarak gerçeklerden kaçmak.

    felsefeciler bile az çok anlamışlar bu gerçeği: "rüyalarımda şunu bunu yaptığımı, şuraya buraya gittiğimi görürüm; uyanınca da hiçbir şey yapmamış, hiçbir yere gitmemiş olduğumu, uslu uslu yatakta yattığımı anlarım. benim şu anda da rüya görmediğim, hatta bütün hayatımın bir rüya olmadığı güvencesini bana kim verebilir? işte bütün bunlardan, içinde bulunduğum dünyanın gerçekliği tümü ile şüpheli birşey oluyor." (descartes)

    ölümle beraber uykumuzdan kaskatı gerçekliğe uyanırız.

    "demişlerdir ki: eyvahlar olsun bize, uykuya bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı? bu, rahman (olan allah)ın vaadettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğruyu söylemiş" (yasin 52)

    gerçek hayata nispetle uyku ve rüyadan ibaret olan dünya hayatı da boşuna değildir elbet. orada ak koyun kara koyun belli olur. yiğit ancak er meydanında ortaya çıkar.

    bir yolcu, bir müddet dinlenmek için bir ağacın altına uzanır ve kısa bir müddet uyur. o uyku esnasında rüyalar görür. işte tüm dünya hayatı o rüyalar mesabesindedir. hadis-i şerifte dünya hayatı aynen bu şekilde tarif edilmiştir. peygamberin verdiği bu misal elbetteki aynen hakikattir. mevlana dahi resule uyarak aynı benzetmeyi kullanmış ve başka hakikatleri de ilave etmiştir:

    "adamın biri ağaç altında uyurken ağzına yılan girdi. bunu uzaktan gören yiğit bir atlı koştu geldi ve hemen uyuyan adamı uyandırıp kırbaçlamaya başladı ve ona yerden çürük elmaları yemesini emretti. adam korkudan yedi. sonra yiğit, adamı kırbaçlayarak koşturuyordu. zavallı adam çöllerde saatlerce koştu. kan ter içinde kalmıştı. nihayet yere diz çöktü ve başladı kusmaya. yılan çıkıverdi. adam yiğide minnetle baktı ve 'a yiğidim bunu neden baştan demedin, sana düşman kesilmiştim şimdi minnettarım, canım kurtuldu ' dedi.

    yiğit, 'baştan söyleseydim ödün patlar yaşayamazdın. kurtulman için kırbaçlanman, çürük elma yemenve koşman gerekiyordu' dedi"

    iyi anla!

    karnına yılan giren adam sensin. yiğit, hak nebi...kırbaçlar dünyevi eza ve belalar. çürük elma fakirliktir. içinden çıkan yılan ise, nefsin. onu defetmeden kurtulamazsın.

    tabii her işin başı, rüyaları doğru yorumlayabilecek bir dünya görüşüne malik olabilmektir, yani dünyanın doğru bir yorumuna ulaşabilmek için gerekli şuura erebilmektir.
  • eğer baş ağrısı bir gerçekse yaptığım şeydir, başım her ağrıdığında ilaç içmek yerine müsaitsem uyumaya çalışırım. biraz zor olsa da uyuyup uyandığımda beynime reset atılmış gibi hissederim. bence uyku en güzel ilaçtır, her şeyi çözer. yarı ölüm sonuçta.
  • çok sık yaptığım. uykuyu bi nevi alkol niyetine kullanıyorum sanırım.

    bir şey yapamayıp uykuya sığınmak işte. uyanınca biraz hafiflediği oluyor. bazen gerçeklerin devam filmi niteliğinde rüyalarda boğulup daha kötü de uyanabiliyorsun.
  • uyuyabiliyorsa insan ne ala. birkaç saatliğine de olsa düşünmeme şansını kendine yaratabiliyor demektir. bir de uyuyamamak var. herkesten ve her şeyden kaçabilsen de kendinden, beyninin, kalbinin içindekilerden kaçamayacağını bilmek ve o bilinçle geceleri birbirine eklemek var. hangisi daha kötü, bilmiyorum.
  • bir müddet sonra o da işa yaramayınca ağır depresyona girmek demek.
    aşırı alkol tüketimi, uyuşturucu ve yabacı madde kullanımlarının temel sebebi.
hesabın var mı? giriş yap