• university of warwick'in yılsonu balosu resimlerini görmüştüm. dünya o zamanlar toz ve gaz bulutu idi, benim enteresan bir çevrem vardı. istanbul üniversitesine girmemden az önceydi. beklentimi çok yükseltmişti. ben yaratıcılıktan ve çılgınlıktan yıkılacağız sanmıştım. dehamız sosyal yaşamda da patlayacak diye düşünmüştüm. bizim sırtımızda coplar patladı. hey gidi warwick hey ukte kaldın aklımda.
  • her ne kadar cambridge ve oxford “reject”lerinin mecburi adresi olarak un yapmis olsa da, ingiltere’nin belli basli universitelerindendir. akademik donem boyunca “ogrenci” musterilerine, tatillerde ise konferanslar icin gelen cesitli musterilere hizmet verir. adinda warwick gecmesine ragmen, warwick kasabasindan uzaktir, coventry ve leamington spa sehirlerine asagi yukari esit mesafede bulunan genis bir kampus uzerinde ikamet eder. business school bolumu her sene ingilterenin bolumlere gore yapilan derecelendirmede ust siralara kurulur. pazartesileri students union binasinda yapilan top banana gecesi efsanevi olmustur. girisi bedava olan tek gece olmasi ve calinan korkunc cheesy muzigin buna katkisi oldugu suphesizdir.
  • 2013-2014 eğitim öğretim yılında warwick business school'daki marketing and strategy master'ı boyunca edindiğim bilgileri ve tecrübeleri olabildiğince aktarmaya çalışacağım. okulda bulunduğum dönem sosyal bilimler fakültesi temsilcisi olarak öğrenci birliğinde yer aldım. aynı zamanda radyo programı sunuculuğu ve gönüllülük projeleri de dahil olmak üzere gerek etkinliklere katılmak gerek de kulüp yönetiminde çalışmak olsun bir çok kulüpte aktif olarak yer aldım. bunları artistlik yapmak için değil okul hakkında birazdan vereceğim bilgilerin kapsamı ile ilgili fikir vermesi açısından söylüyorum. aşağıda vereceğim bilgiler umarım warwick'e öğrenci olarak gitmeyi düşünenlere ve şu an öğrenci olanlara faydası olur. tam kapsamlı warwick rehberi:

    warwick üniversitesi kısaca warwick diye de bilinir ve "vorik" olarak okunur. ismini west midlands bölgesi sınırlarındaki warwickshire bölgesinde bulunan warwick kasabasından alır fakat resmi olarak en yakınındaki şehir olan coventry'ye bağlıdır. üniversite aslında şehrin biraz dışında ve güneyinde, coventry ile leamington spa'nın ortasında doğayla iç içe kurulmuş 290 hektarlık "bubble" takma isimli bir kampüse sahiptir. bu takma isme sahip olmasının sebebi tüm ihtiyaçlarınızı kampüsten ayrılmadan giderebiliyor olmanızdır. konser salonu, gece kulübü, berber, sinema salonu, gym, kütüphane, haftaiçi 24 saat açık devasa boyutta tesco extra süpermarket, yüzme havuzu, pub, kütüphane, restoran ve daha birçok hizmetten kampüs içinde yararlanmanız mümkün. hatta warwick arts centre'a ünlü tiyatro oyunları ve stand up şovları geldiğinde coventry ve leamington'dan insanlar akın akın gelip kuyruklar oluşturuyor.

    coventry ingiltere'de otomotiv ve lojistik'in merkezi olarak bilinir (türkiye'deki bursa gibi). bu sebeple hitler ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere'yi bombalarken ülkedeki lojistiki bitirmek için ilk olarak coventry'den başlamıştır ve bütün şehri dümdüz etmiştir. hatta naziler bu bombalama sonucundan o kadar memnun kalmışlardır ki almancaya "şehri bombalayarak dümdüz etmek" anlamına gelen coventrieren fiilini sokmuşlardır. daha sonra bu fiil coventrate olarak ingilizceye geçse de insanları üzebileceği düşünülerek kullanılmaya devam edilmemiştir. coventry bu bombalama sonrası kalkınmaya çaba gösteren, mimarisinden tahmin edebileceğiniz gibi estetik gözetmeden hızlıca tekrar inşa edilmiş gibi duran, ingiltere ortalamasını düşünürseniz görsel açıdan çirkin sayılabilecek sıkıcı bir şehir. hatta ingilizcede ortamda sevilmeyen kişiler için dalga geçme amaçlı kullanılan send to coventry diye bir deyim bile vardır. şehri hareketlendiren en büyük unsur coventry üniversitesi ve warwick üniversitesi öğrencileridir.

    warwick üniversitesi savaş sonrası hem şehrin kalkınmasına destek olsun diye hem de yüksek öğrenime olan katılımı arttırma politikası kapsamında 1965 senesinde kurulmuş bir üniversite. kökleri çok eskilere dayanan köklü ingiliz okullarına kıyasla warwick çok yeni kurulmuş bir üniversite olmasına rağmen 2014 senesinde avrupa'daki 50 yaşın altındaki üniversiteler arasında en iyi, dünyada ise üçüncü üniversite seçildi. aynı zamanda guardian ve sunday times gibi önemli ingiliz üniversite sıralamalarında istikrarlı bir şekilde hep ilk 10'da yer alır. bu sıralamalarda oxford ve cambridge dışında ilk 10'un dışına çıkmayan tek üniversitedir. bu yüzden oxford ve cambridge üniversitesi birlikte anılıyorsa oxbridge; oxford, cambridge ve warwick birlikte anılıyorsa woxbridge denir. yine 2013-2014 öğretim yılında işletme fakültesi guardian'ın sıralamasında oxford'dan sonra ingiltere'de en iyi ikinci işletme fakültesi seçilmiştir (kaynak).

    warwick öğrencileri ingiliz şirketler ve işverenler tarafından yoğun bir şekilde hedef halindedir ve üniversite nispeten yeni kurulmuş olmasına rağmen mezunlar büyük talep görmektedir. kampüste yapılan kariyer günlerine ibm, microsoft, jaguar, deloitte, diageo gibi prestijli şirketler katılarak özellikle zeki son sınıf öğrencilerini avlarlar. high fliers'ın yaptığı araştırmaya göre warwick işverenler tarafından birleşik krallık'taki en çok hedeflenen okuldur. qs'in yaptığı sıralamaya göre ise işverenlerin gözünde dünyada en prestijli 9. üniversitedir. bunun dışında warwick birleşik krallık'taki çok fakülteli enstitüler arasında araştırma bazında 2008 research assesment exercise'da 7., 2001'de ise 5. olmuştur. üniversiteye seçilmek konusunda epey rekabet vardır. lisans bölümüne kabul oranı %8.25'tir. benim okuduğum dönemde marketing and strategy yüksek lisansı ielts'den 7.5 istiyordu. okuldaki fakültelerin ve bilim dallarının tam listesine şuradan ulaşabilirsiniz. warwick'in üyesi olduğu gruplar: aacsb, the association of commonwealth universities, the association of mbas, equıs, the european university association, universities uk ve the russell group.

    üniversitede lisans öğrencisiyseniz kampüste konaklama hakkınız sadece ilk ve son sene var. aradaki senelerde kampüs dışında konaklamanız gerekiyor. yüksek lisans öğrencisiyseniz tercih size kalmış. kampüste ya da kampüs dışında konaklama seçebilirsiniz ama benim size tavsiyem kampüs konaklamasını tercih etmeniz. kampüs dışında yaşayan arkadaşlarım kampüste yaşanan bütün sosyal faaliyetleri kaçırıyordu.

    leamington spa, coventry'ye kıyasla öğrencilerin yaşamak için daha çok tercih ettiği sessiz sakin gibi gözüken ama öğrenci partileri ile kaynayan küçük bir şehir. ünlü ingiliz metal grubu birmingham'lı black sabbath'ın meşhur mr crowley şarkısındaki tarikat lideri aleister crowley leamington spa'da doğmuş ve büyümüştür. leamington spa aynı zamanda emekliye ayrılmış ingilizlerin şehrin biraz dışında ev alıp yaşadıkları, kasabadan hallice içinden nehir geçen sakin ve küçük bir şehir. leamington'da gece club'a ya da partiye gidecekseniz geceye kesinlikle kelsey's isimli bara gidip eliminator içerek başlayın. kelsey's'in atmosferi biraz salaş ve trainspotting filmi sahnesi gibi ama içeridekiler çoğunlukla öğrenci. robbin's well de güzel bir bar, öğrenci indirim kartı alarak da ucuza içebilirsiniz. the duke daha geniş ve dekorasyonu düzgün, bar/gece kulübü arası öğrencilerin rağbet gösterdiği diğer bir mekan. gece kulübü olarak öğrencilerin en çok gittiği club smack ama ben öğrenciyken mekan tuvalet gibi fayans kaplıydı ve çok küçük. benim şehirdeki favori gece kulübüm neon. hem mekanın genişliği hem de kitle açısından leamington'ın en iyisi. gece çıkmak için leamington mı coventry mi sorusuna cevap olarak her zaman leamington ağır basar ama ille de coventry'de gece çıkacaksanız kasbah'a gidin. hem geniş, hem neon gibi farklı müzik çalan odalar var, hem de kitle iyi. neon'dan daha iyi olan tek yanı geniş sigara içme alanı. burada sigara içmeseniz bile insanlarla sohbet başlatmak çok kolay oluyor. kasbah'a gitmeden önce içmek için de meydandaki lady godiva heykelinin orada bulabileceğiniz wetherspoon zincirlerinden biri olan the flying standard'ı öneririm.

    coventry'den sonra en yakın büyük şehir birmingham'dır. christmas zamanı birmingham'da kurulan german christmas market ingiltere'deki en büyük alman temalı christmas market'tir, kesinlikle ziyaret edin. bull ring alışveriş merkezi de ingiltere'nin en büyük alışveriş merkezlerinden bir tanesi. kıyafet, ayakkabı ya da elektronik alışverişine çıkacaksanız gidip bir göz atmanızda fayda var. coventry ayrıca ingiltere'de şehir merkezinde bulunan tek ikea'ya sahip, kıymetini bilin.

    coventry, ingiltere'de denize en uzak şehirdir. bu yüzden karasal iklime sahiptir ve kışları biraz soğuktur ama adanın ortasında olmanın sağladığı en büyük avantajlardan biri neredeyse büyük ve turistik şehirlerin çoğuna ulaşımın eşit sürede olmasıdır. bu yüzden manchester, liverpool, leeds, bath, oxford, cambdrige, nottingham, sheffield, ve londra hep trenle 1-2 saat mesafede. o yüzden okulda okuduğunuz süre boyunca tüm bu şehirleri görmeye çalışın. kampüs yurdunda kalıyorsanız bu yurtlar ortak ucuz turlar düzenliyorlar ve günübirlik bu şehirleri ziyaret edebiliyorsunuz.

    eğer kampüste öğrenci birliği binasındaki copper rooms'ta clubnight etkinliği varsa kesinlikle kaçırmayın. etkinliklere şuradan göz atabilirsiniz. en büyük ve popüler geceler pop! ve skooldayz. pop! tahmin edebileceğiniz gibi 90'lar ve 2000'ler ağırlıklı çalan bir gece. skooldayz, liseli gibi giyinip gittiğiniz, daha çok american pie soundtrack tarzı çalan bir gece. eğer rock ve metal seviyorsanız rocksoc kulübünün düzenlediği crash diye bir gece var ki evlere şenlik, kesinlikle gidin. rage against the machine ile mosh pit yaptıktan sonra 50 kişi omuz omuza don't look back in anger söyleme zevkini kaçırmayın. birazdan değineceğim ama bu gecelere katılmanın en eğlenceli yolu üyesi olduğunuz bir kulübün pre-drinking etkinliğine katılmak. akşam 7 gibi snakebite adında cider, lager ve blackcurrent karışımı, tatlı olduğundan adamı hızlıca çivi gibi sarhoş eden bir bira kokteyliyle kulüptekilerle drinking game oynuyorsunuz ve geceye o şekilde başlıyorsunuz. copper rooms'daki clubnight'ların şehirdeki club'lara göre avantajı sarhoş olduğunuz için içeri alınmama ve içeriden atılma ihtimalinizin daha düşük olması

    okuldaki restoran ve barların listesine şuradan ulaşabilirsiniz. dirty duck'taki karaoke akşamlarını kaçırmayın. şampiyonlar ligi maçı varsa genelde the terrace bar'daki büyük ekran'da gösteriyorlar, eğlenceli oluyor. öğrenci birliği binasındaki the bread oven'da müthiş sıcak sandviçler yapıyorlar. özellikle nus kartınız varsa indirimli fiyattan alabilirsiniz. curiositea sakin atmosferiyle kafa dinlemek için güzel. çok güzel el yapımı kek, pasta, kurabiye ve hamurişi tatlıları var. ayrıca akustik canlı performanslar düzenleniyor. kütüphanenin zemin katındaki yemekhanedeki yemekler hesaplı ve güzel, fish and chips yemek isterseniz oraya gidebilirsiniz. resmi olarak üniversiteye ait değil ama coventry'ye giden yol üzerinde university house'un hemen orada the varsity diye bir pub var, atmosferi çok güzel. pazarları meşhur sunday roast için gitmenizi öneririm.

    okuldaki öğrenci kulüplerinden sonuna kadar faydalanın, etkinliklerine katılın. kulüplerin tam listesi de şurada. benim etkinliğine tanık olduğum ya da katıldığım kulüpler şunlardı:

    photosoc: okuldaki kulüplerden en çok çeşitli aktivite düzenleyen favori grubum. fotoğrafçılık dersleri ve fotoğraf çekme yürüyüşleri organize ediyorlar. ayrıca ücretsiz ekipman kiralayabiliyorsunuz. leamington'da düzenledikleri polaroid pub crawl'a kesinlikle katılmanızı öneririm. bir challenge listesi veriyorlar ve bunları tek kullanımlık filmli kamerayla çekeceğiniz fotoğraflarla belgelemenizi istiyorlar. fotoğraflar tab edildikten sonra kampüste bir gün buluşma düzenlenerek çekilmiş fotoğraflara hep birlikte bakıp utanç içinde gülüyorsunuz. pop, skooldayz gibi gecelere katılmadan önce hep birlikte içip kafa oluyorsunuz ve o kafayla geceye birlikte akıyorsunuz. bunun dışında pizza ve film akşamı da düzenliyorlar. efsane kulüp, kesin katılın.
    aiesec: okuldaki en çılgın yönetime sahip kulüplerden biri. etkinlikleri eğlenceli oluyor. yeni insanlarla tanışmak baya kolay. yurtdışına gönderdikleri gönüllülük projeleri var.
    world@warwick: kampüsteki değişik ülkelerden ve ırklardan insanları bir araya getiriyor. farklı ülkelerden insanlar tanımak için çok iyi.
    warwick volunteers: hayır işleri ve gönüllülük projeleri yapıyorsunuz. kendi içinde dallara ayrılıyor ve gönüllülük yapabileceğiniz bir çok branş var. ben coventry'deki bir ilkokulda çocuklara enstruman çalmayı öğreten bir gruptaydım, bir de huzurevine gidip yaşlılarle kurabiye süsleyip sohbet eden bir grupta gönüllülük yapmıştım.
    jailbreak: bu manyak bir şey işte. senede bir kez yapılıyor. hiç para harcamadan 36 saat içerisinde kampüsten en uzağa seyahat edenin kazandığı bir yarışma. 2018'in galibi takım kanarya adalarına ulaşarak yarışmayı kazandı. ne kadar rekabetçi bir yarışma olduğunu siz hayal edin. facebook sayfasına şuradan ulaşabilirsiniz.
    band: müzik grubu kurmak istiyorsanız ya da bir gruba katılmak istiyorsanız insanlarla tanışabileceğiniz bir kulüp. arada canlı çalabileceğiniz konserler düzenliyorlar. ayrıca kampüs içinde kiralayabileceğiniz müzik stüdyosuna yine bu kulüp aracılığıyla ulaşabilirsiniz.
    raw: okulun resmi radyosu. kendi radyo şovunuzu yayınlamak için başvuruda bulunabilirsiniz.
    rocksoc: rock ve metal gecesi olan crash'i düzenleyne grup. leamington'da içmeye ya da bowling'e götürüyorlar. kampüs için buluşmaları geneld dirty duck'ta oluyor.
    the boar: okulun resmi gazetesi. köşe yazısı yazmak içni başvuru yapabilirsiniz.
    warwick entrepreneurs: girişimcilik kulübü. girişimci ruhunuz varsa aynı kafa yapısında insanlarla bir araya gelmek için ideal. ayrıca warwick apprentice diye düzenledikleri bir yarışma var. the apprentice tv programı gibi düşünün. 3-4 kişilik takımlar kuruyorsunuz ve 3-4 gün boyunca size günlük görevler veriyorlar. benim katıldığım yarışmada her takıma rastgele ucuz nesneler vermişlerdi, tükenmez kalem, bere, bir şişe su, ayakkabı bağcığı gibi. kampüs sınırları içerisinde olmak koşuluyla bu nesneleri insanlarla takas ederek gün sonunda en değerli mal varlığına ulaşmamızı istemişlerdi. biz kampüsteki yurtları kapı kapı dolaşmıştık. taktik olarak özellikle de zenginlerin kaldığı bluebell yurdunu hedef almıştık. tam hatırlamıyorum ama kahve fincanından ray-ban güneş gözlüğüne kadar çıkmıştık sanırım. başka bir gün de bir iş fikri düşünerek en çok parayı kazanmaya çalışma görevi vermişlerdi. biz yağmurlu bir gece leamington'da 4 kutu ucuz pizza alıp smack gece kulübünün önünde dilimi £1 fiyattan satmıştık.
    warwick magic: türlü türlü sihirbazlık numaraları öğrenebiliyorsunuz
    warwick pole and aerial arts: pole dancing olayına meraklıysanız.
    warwick student cinema: hep birlikte film izliyorsunuz. bazen maratonlar yapıyorlar mesela yüzüklerin efendisi, star wars, game of thrones gibi serileri üst üste izleyip bitiriyorlar.
    wine & whiskey appreciation: çok sembolik bir katılım ücretiyle kaliteli viski ve şarap tadım günleri oluyor.

    bu yazıyı aklıma geldikçe ve hatırladıkça güncelleyeceğim. öğrenci olarak warwick'e gidecekseniz ya da şu anda öğrenciyseniz sonuna kadar tadını çıkarın. yazdıkça özledim resmen.
  • burs bulamadigim icin kabul gorup gidemedigim okul. mechanical systemsta okuyanlara selam ederim .
  • 2008 itibariyle sosyal bilimler alanlarında london school of economics ve tahminen oxbridge'den sonra 4. sırada yer almış güzide ingiliz üniversitesidir. ingiltere'nin (dolayısıyla belki de avrupa'nın) en güzel kampüsüne sahiptir. içinde standart bir kampüsün üstüne geniş bir orman, göl, kuğu martı börtü böcek bulunur.

    vorvik değil vorik olarak okunur. bu ingilizler garip insanlar, aradaki w'nun günahı neydi de attılar bilemiyoruz. ancak türkiye'de vorik deyince insanlar garip garip bakmakta, sonra durumu çakınca "aaa vorvik mii?" demektedir. güzel ülkemizde halk arasında oxbridge harici, iş çevresinde bile lse harici (imperial'ı bile bilmeyen mallar çoktur, evet) hiçbir okul tanınmadığından mezunlarının hak ettiği önünde ceket iliklime hareketini görememe sendromuyla karşılaşabileceği güzide bir eğitim kurumudur. diğer tepe üniversitelerden bir farkı da oldukça genç, yani 20. yüzyılda kurulmuş olmasıdır.

    london school of economics kadar olmasa da, her ingiliz üniversitesi gibi eşşek hayvan çüş oha zordur. (bu bağlamda, nispeten dandik okulları alıp "y" eklenmiş halini zaten kafadan geçiyorum, iv league'le bile kıyaslanmamalıdır bu güzide okullar.)

    (bkz: sürekli yükseliyor efendim durduramıyoruz)
  • russell group içinde yer alması sebebiyle kayıt ofisi çalışanlarından tut da hocalarına kadar şişim şişim şişmiş, kabarmış, köpürmüş ve kendisini gerçekten dev aynasında gören üniversite. kısıtlı sayıdaki çok iyi ve insancıl akademisyeni bir kenara ayırırsam, geriye kalanlar buraya gelip okumak isteyen öğrencilere gerçekten çok kötü muamele yapmaktalar. avrupa'da okumak isteyen türk öğrenciler ingiliz ve türk eğitim sistemlerinin uyumsuzluğu sebebiyle not ve başarı denkliği konusunda zaten problem yaşarken bir de güya "eğitimli" akademisyenler ve güya "yetkili" uluslararası temsilciler tarafından beşinci sınıf insan muamelesine maruz kalıyorlar. warwick bu açıdan gerçekten rezil bir durumda.

    yurtdışı eğitiminin hali hazırda süpermarket mentalitesiyle çalışmasını geçiyorum (bir üniversite sizi kabul etmiyorsa bir diğeri mutlaka ediyor, sonuçta iş artık eğitimden çok para kazanmaya dönmüş halde), ama üstüne para vererek gittiğiniz bir yerde ezilip hor görülmeniz kabul edilebilecek bir şey değil. hatta warwick ingiltere içindeki çeşitli sendikal çalışmalara aktif olarak destek vererek işçi sınıfı aileleri tarafından çok tutulan ve sıcak bakılan bir üniversite. buna rağmen türkiye konusundaki anlamsız önyargıları sebebiyle çok uzun bir süre daha açıkçası ikinci sınıf bir üniversite olmaktan kurtulamayacak.

    warwick'ten red alan öğrenciler üzülmesin. paraları yetiyorsa cambridge'den kabul alabilir (hatta burs bile bulabilir), üstüne warwick'i ziyaret edip onlara hayır diyenleri gıcık edebilirler.
  • ingiltere'nin en iyi 6. üniversitesi olarak görülen üniversite, benim de 2 yıl içinde bir parçası olmak istediğim sosyallik bakımından eksiksiz, kampüs bakımından muhteşem üniversite, seneye ilk 5'e girer düşüncesindeyim.
  • şuan içerisinden bu entry'yi kastığım, ingiltere'nin yeşile doymanızı sağlan coğrafyasında kocaman bir kampüsü olan, güzide bir "public research university" . hocaların, araştırmacıların, kısacası bilimum bütün personelin öğrenciler için var olduğu bir ilim-irfan yuvası.

    birleşik krallığın ivy league'i olarak tabir edebileceğimiz ilk 10 üniversitesi arasında sürekli olarak kendine yer bulmuş sayılı üniversiteleriden biri. hal böyle olunca da dünyada ilk 100'de. hem ülke hem de dünya üzerindeki saygınlığı yaptıkları yatırımlarla son yıllarda iyice artmış durumda ve daha da artacak gibi görünüyor.

    bu zamana kadar edindiğim tecrübe ve gözlemlerime dayanarak söyleyebileceğim üniversitenin yüksek lisans programlarında iki adet amiral gemisi olduğu: wbs (warwick business school) ve wmg (warwick manufacturing group).

    wbs denen okul tam anlamıyla geleceğin liderlerini yetiştiriyor desem yeridir. biri wbs'de okuyorum deyince ilk tepki "wowww" oluyor. gerçi bu adamları kütüphanede görüyorsunuz genelde. dünyaca ünlü politikacı, iş adamları, sanat ve medya dünyasından insanların katıldığı seminerler ve konferanslarından nasipleniyor öğrenciler. binalarının içinde 7/24 açık olan ve öğrencilerin ders çalıştığı son derece havalı dizayn edilmiş mekanlar var. gece yarısı bile çalışanları görmek olağan önünden geçerken. gelecekte bir mba çakarım belki burda. hayal etmesi bile güzel!

    wmg ise akademik dünya ile endüstriyi aynı çatı altında buluşturmuş bir departman. normalde faculty of science'a bağlılar ama özerk bir yapıları var. resmen endüstiri ile elele-kolkola üretim yapıyorlar okulun içinde. sadece yüksek lisans ve doktora öğrencisi kabul ediyorlar. 7 ayrı binaları olmasına rağmen yeni bir tane daha inşaa ediyorlar. bir tanesinin içinde bulundum. bildiğin fabrika kurmuşlar binanın içerisine. jaguar - land rover başta olmak üzere otomotivden sağlık sektörüne kadar birçok büyük sanayi kuruluşu ve devlet bu adamların projelerine milyonlarca pound kaynak ayırmaktaymış.

    son olarak okuldan kabul almak ve hayırlısıyla bitirmek kesinlikle g.t istiyor. birleşik krallık'ta girilmesi en zor üniversiteler sıralamasında da 6. sırada. ona göre işi sıkı tutmak lazım. sorusu olan varsa ayrıca yeşillendirebilir.
  • anasını siktimin okulunda bastıkları paranın kat be katını basabilmek için yüksek lisans kabul şartlarını yerin dibine çekmişler. amk çinlileriyle iletişim kurmanız mümkün değil her grup ödevi ne kadar çinli varsa o kadar zor hale geliyor. ne dilleri var ne analitik zekaları ne sosyal zekaları hiçbir şey yok. hiçbirinin düzgün bir ielts veya toefl sınavıyla buraya gelme şansı yok tamamen torpilliler.
  • akademik içinden ingiltere nin sayılı üniversiteleri arasında olmakla beraber, bulunduğu yer bakımından ingiltere nin sayılı güzel yerlerine bir o kadar da uzaktır (bkz: coventry)
hesabın var mı? giriş yap