• çocukken en çok etkisinde kaldığım, sonunda hüngür hüngür ağladığım kitap. üstüne okuduğum hiçbir kitap bana bunun kadar etkili olamamıştır. bence her çocuğa okutulmalı; ileride farklı olana saygı duymanın, hiç kimsenin hiç kimseye üstün olmadığının anlamanın yolu budur belki de. ya da bayağı abarttım şu an bilemedim.
  • harriet beecher stowe tarafından 1852'de yazılmış, köleliğin amerikan güneyinde yarattığı kişisel trajedilerden kesit sunan roman. her ne kadar yoğun bir sistem eleştirisi söz konusu olsa da, bazı eleştirmenler tarafından ırkçı bir söylem kullandığı iddia edilmiştir; doğrudur.
  • harriet beecher stowe tom amca karakterini yaratirken josiah henson (1789-1883) isimli zenci kolenin hayatindan esinlenmistir. josiah henson maryland dogumlu olup kirkbir yil esir hayati surmustur. 1830'da ailesiyle beraber demiryoluyla kanada'ya kacarak burda ciftci olarak yasamaya baslamis ve hayatini eski kolelerin egitimine adayarak bir okul kurulmasina oncu olmustur. kanada'nin ontario eyaletinde josiah henson'in anisina korunmakta olan bir parkta evi, bir muze, aile mezarligi ve eski koleler icin kurdugu barinma evi turistlerin ziyaretine aciktir.
  • 19. yüzyıl amerikan yazarı harriet beecher stowe'un 1852'de yayımlanmış ünlü romanı. başlangıçta the national era gazetesinde seri olarak yayımlanan romanın tam adı "uncle tom's cabin; or, life among the lowly"dir.

    yayımlandığı dönemde çok büyük sükse yapan uncle tom's cabin, abd'de 19. yüzyılda incil'den sonra en çok satan kitap olmuştur.

    o dönemki köle karşıtı oluşumları destekleyen stowe, bu romanı 1850'de kongre'de kabul edilen ve hükümetin kaçan kölelerin nerede bulunduğu önemli olmaksızın cezalandırılmasına doğrudan müdahale edebileceği fugitive slave act'a bir tepki olarak yazdı.

    romanın kendisi sentimental novel dediğimiz, okuyucunun doğrudan duygularını hedef alan, onları düşündürmek yerine hissettirmeye odaklanan türde yazılmıştır. bu türün sonucu olarak mantık bir kenara bırakılmış ve dramatik olaylar üzerine odaklanılmış.

    uncle tom's cabin, amerikan iç savaşı'nın edebi ayağını oluşturur. romanın iç savaş'ın çıkmasında rol oynadığına dair pek çok çalışma var. hatta abraham lincoln'ün stowe ile tanıştığında "demek bu büyük savaşı başlatan küçük hanımefendi buymuş" dediği bilinmektedir.

    roman içerik olarak kölelerin zor yaşam koşullarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesinin yanı sıra yazarın roman boyunca -sentimental novel geleneği olarak- sürekli romana müdahele etmesi ve kendi düşüncelerini alenen açıklaması romanın okuyucu üzerinde etkisini artırmakta. yazar duygular ve din üzerinden siyahi ve beyaz insanların arasında bağ kurmaya çalışmakta roman boyunca. "bir anne köle çocuğunun elinden alınma korkusu yaşıyorsa bunu beyaz anneler de anlayabilir, o acının ne olduğunu bilir," diyor yazar. bütün roman bu tür müdahalelerle ve bağ kurma çabasıyla geçiyor.

    romanın en öne çıkan özelliği ise bütün tezini dini temellere dayandırması. koyu bir hristiyan olan yazar pek çok dini savunma yapıyor, hatta bir noktada kitap vaaza dönüyor. yazar öncelikle mevcut yasaların din ile uyuşmadığını, köleliğin dini bir temelinin olamayacağını vurguluyor. sonrasında ise kölelerin beyazlardan farklı olmadığını çünkü onların "ruhlarının" da tıpkı beyazlar gibi hesap vereceğini söylüyor. eşitlik kavramı insanlıktan değil, bütün insanların tanrı tarafından yaratılmış olduğu düşüncesinden geliyor.

    stowe'a karşı en büyük eleştiriler, savunmasının tüm temelinin dini olması ve ırkçılık yapması yönünde. yazar siyahilerin hepsini "iyi, hassas, fiziksel olarak güçlü" olarak tanımlıyor. ayrıca çok fazla duygu sömürüsü olması bir diğer eleştiri konusu. mesela her on bölümde bir çocuğundan koparılan anne sahnesi mevcut.

    dil olarak basit, anlaşılır bir dil kullanmasına karşılık "nigger" ya da "negro" gibi bugün ırkçı kabul edilen ifadeler sıklıkla var. bu muhtemelen o dönemde bu keliemelerin ırkçı olarak görülmemesinden kaynaklanıyor.

    yazar, romanı kurgularken pek çok gerçek olaydan ilham almış. kardeşinin ve kocasının anıları, slave narrative denilen eski kölelerin biyografileri ya da kendi duyduğu haberlerden kurguyu oluşturmuş.

    kanımca uncle tom's cabin tarihi açıdan önemli ama edebi olarak çok zayıf bir roman. amerikan tarihi, siyaseti ya da edebiyatı çalışanların okuması gerek ama edebi açıdan ciddi problemleri var.

    --- spoiler ---

    tom karakteri, hz. isa'ya paralel yaratılmış, tüm güzellikleri bünyesinde taşıyan bir kişiliğe sahip. başına ne gelirse gelsin, ne kadar acı çekerse çeksin hep bir teslim oluş var ve ölümü bir tür "şehadet" olarak aktarılıyor.

    çok fazla konunun, mekanın ve karakterin olduğu roman, sentimental novel geleneğine uygun olarak iyilerin ödüllendirildiği, kötülerin ise cezalandırıldığı bir sonla bitiyor.
    --- spoiler ---
  • "bu hafta paris meşâhir-i nisvân ile uğraştı durdu. evvelâ amerika muharrirelerinden stowe'nun haber-i vefatı geldi. ortaya bu edibenin enfes-i âsârı "tom dayının kulübesi" unvanlı hikâye çıktı. her taraftan mütalalar başladı. küçük bir eser ama âlem-i efkâr-ı masumiyette büyük bir iz bırakmış. amerika'nın bîçare bir sınıf-ı halkını müdafaaten kaleme alınmış, pek ziyade hüsn-i tesir göstermiştir. bir mahsul-ı fikri ve edebi için tarih-i tekallübat-ı beşeriyyede bir tutmak böyle olur. bu kadıncağız böyle terk-i hayat eder, lakin ölmez, çünkü sergüzeşt-i insaniyyete karışmış ondan bir sahife olmuştur."

    .

    ali kemal, paris musâhabeleri ikinci cilt, 5. hafta mektubu.
  • kucukken ismi ("tom amca'nin kulubesi") bana cok korkunc geldigi icin okumaya korktugum roman... bi ara biraz bakmi$tim ama hatirlamiyorum konuyu tam.. cizgi filmi de wardi bunun galiba..
  • amerika'da ilk bir milyon satan kitap
  • warrant şarkısı sözleri;

    just for the record let's get the story straight
    me and uncle tom were fishin' it was gettin' pretty late
    out on a cypress limb above the wishin' well
    where they say it got no bottom say it take you down to hell

    over in the bushes and off to the right
    two men talking in the pale moonlight
    sherriff john brady and deputy hedge
    haulin' two limp bodies down to the waters' edge

    i know a secret down at uncle tom's cabin oh yea
    i know a secret that i just can't tell

    they didn't see me and tom in the tree
    neither one believin' what the other could see
    tossed in the bodies let em sink on down
    to the bottom of the well where they'd never be found

    i know a secret down at uncle tom's cabin oh yea
    i know a secret that i just can't tell
    i know a secret down at uncle tom's cabin
    i know who put the bodies in the wishing well

    soon as they were gone me and tom got down
    prayin real hard that we wouldn't make a sound
    runnin through the woods back to uncle tom's shack
    where the full moon shines through the rooftop cracks

    oh my god, tom, who are we going to tell?
    the sherriff, he belongs in a prison cell
    keep your mouth shut, that's what we're going to do
    unless you want to wind up in the wishing well too

    i know a secret down at uncle tom's cabin
    i know a secret that i just can't tell
    i know a secret down at uncle tom's cabin
    know who put the bodies, know who put the bodies
    in the wishin well
    oh yea
  • amerika’da 19. yy’da incil’den sonra en çok satılan ve okunan kitap olmuştur. diyorlar.
    ekürisi olarak:
    (bkz: ali babanın çiftliği)
  • incil'den sonra en çok okunan kitap olduğu söylenir.
hesabın var mı? giriş yap