• bruce abisinden paso ekşın görmek isteyip filmin sonunda hayal kırıklığına uğrayan arkadaşlara die hard serisinin her korsan vcd tezgahında bulunduğunu hatırlatırım.
  • hoş ama boş film.

    --- spoiler ---
    filmin sonunda mr. glassin kotu adam olduğunu söylediği sahnede, "evet bütün bu kazaların olmasına ben sebep oldum, seni bulmak için" diyor ve o sırada kamera kısa bir an için felaketlerin gazete maşetlerini gösteriyor, gazate manşetleri arasında "earthquake in mexico" yazan bir tane var. tamam tren kazasını falan anladık da, depremi nasıl yaptın be adam?
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    potansiyel zamanin otesi.

    izledim. ve dunyaya vermek istedigim tek mesaj, a.k. tamam iyi guzel de neden filmin sonunda sanki elijah price, david dunn gercekmis gibi david dunn sanat galerisine polisleri getirdi, elijah price smdi cani akil hastalarinin gittigi bir hapishanede gibi sacma salak mesajlar veriyorsunuz kardesim.

    --- spoiler ---
  • mor ve yeşilin kapışması.
    bir önceki filminde olduğu gibi m night shyamalan size birçok anahtar görüntü sunuyor ama bunları filmin sonuna kadar değerlendirmenize izin vermiyor. ancak son kareyi gördüğünüzde film içinde size sıradanmış gibi görünen birçok objenin ve görüntünün özenle seçilmiş olduğunu farkediyorsunuz. filmdeki birçok kamera açısının çizgiroman karelerini andırması için özel tasarlanmış olması ayrı konu.
  • kanımca m.night shyamalan'ın kariyeri boyunca yaptığı en iyi film olarak kalacak muazzam bir film.. onu anladım tekrar izlediğimde.. o kadar başarılı bir süper kahraman konusu işliyor ki film bittikten sonra hakikaten aramızda dolaşıyorlar da farkında değil miyiz, hatta kendileri bile farkında değiller mi diye düşünürken buluyorsunuz.. sadece sonu nedeniyle büyütülüp adeta sinema adına hiçbir konu işlemeyen sıradan bir gerilim filmi olan the sixth sense'in yanında adeta bir başyapıt gibi kaldığını düşünüyorum bu müstesna filmin..

    ek olarak görüntü yönetimi gerçekten muazzam ve genel anlamda bir gerilim filmi olmamasına rağmen film boyunca anormal bir rahatsız edicilik fışkırıyor adeta.. keşke insanların the sixth sense'le karşılaştırmasına neden olan o sürprizli sonu yapmasaymış night abi.. böylece belki insanlar filmin anlattıklarına daha çok odaklanabilir, ehuheue lan böyle sonlu film mi olur, sixth sense basar ulan buna sonuyla gibi abuk yorumlar yapmazlardı..

    gerçekten bu hint asıllı yönetmenin bu filmden iyisini yapacağına inanmıyorum hiçbir surette..
  • tüm zamanların en underrated filmleri diye bi liste yapılsa unbreakable bu listenin zirvesine yakın olurdu. shyamalan fanları arasında en az sixth sense, hatta bi kısmı tarafından sixth sense'in üzerinde sevilen çözümlendikçe içinizde büyüyen büyülü filmlerden biri. signs'a gerisayıma geçtiğimiz şu günlerde tekrar izlenilesi bulmaca.
  • filmin çıkışında " abi ne zaman ekşın başlayacak derken film bitti be" nidalarını duyup dumur olduğum film. bu tip arkadaşlara tavsiyem bruce'un daha önce çevirdiği action filmleridir.

    filmden çok şey bekleyip hayal kırıklığına uğrayan ya da sonunu beğenmeyen kişilere tavsiyem ya da bir lafım yoktur. filmi beğenmeyen mutlaka action manyağıdır gibi bir çıkarımım yoktur.ayar verme gibi bir çabam yoktur. daha önce girdiğim entryde bu sayfadaki diğer yazarlara bi gönderme yoktur. ayar vericem diye filmi anlatmaya başlama ve izlemeyenlerin zevkine sıçmaya niyetim hiç mi hiç yoktur
  • cast akmaya başladığında kocaman bir ohaaaa çektiğim filmdir. shyamalan abimizin önünde saygıyla eğiliyorum. mükemmel kamera oyunları, mükemmel oyunculuk, süper senaryo. hiç bir şeye hadi lan ordan bu kadarı ancak türk filminde olur demedim. hepsi güzel bir mantık çerçevesinde birleşti.

    --- spoiler ---

    sonu için bazı öneriler sunulmuş. ben de bir seriye bağlamasını isterdim ama bu bir süper kahraman filmi değil. bu bir çizgi roman değil çünkü. bu hayatın kendisi. gerçek hayatta katilleri ilgili birimlere bildirirsin. çizgi romanlardaki gibi tayt giyip onunla iş birliği yapıp gece yarıları sokaklarda sürtmezsin. çünkü bu gerçek hayat. dostum ne kadarda doğal gelir olmuş bir süper kahramanın sokaklarda gezip kötülere haddini bildirmesi. biraz gerçek hayata dönün lan.

    filmin sonlarına doğru david elijah'ın annesi ile konuşurken annesi elijah için şöyle dedi:
    "onunla gurur duyuyorum. hayatında çok zor şeyler atlattı birkaç kötü düşüş onu kırdı. mm-hmm. kötüydüler... ama başardı. evet, başardı. o bir tür mucize."

    bunu dedikten sonra dedimki ulan bu adamın hayatta kalıp bunca sene yaşaması, böyle bir mekana sahip olup sergi filan açması, bunca olaya sebeb olması izlerken çok normal geliyor. öte yandan david'in özel durumu karşısında vay anasını moduna girip* hemen adamı süper kahraman ilan ediyoruz. oysa elijah da en az david kadar bir mucize. sadece hayatta durdukları yer farklı.

    --- spoiler ---

    10 numara filmdir. izleyin. azcık kamera açısından, ışıktan, kullanılan müzikten, kıldan, tüyden anlıyorsanız daha da etkileyici olacak sizin için. ha ben bunları yazdım kendim anlıyor muyum? yoo. ama kameranın öyle sağa sola, yukarı aşağı kayması güzel lan bi değişik böyle.
  • bir cehalet sonucu bu filmin dahil olduğu üçlemeyi (unbreakable-split-glass) olması gereken sıranın tam tersi şekilde izledim.
    diğer iki filme değinmeden bu film hakkında söylenecek şey kesinlikle mükemmel bir alternatif süper kahraman filmi.
    dc ve marvel'dan alışılanın aksine süper kahramanların tayt giymediği, sıradan insanlar olup sıradan özellikleri olduğu, kişisel ihtiraslarının insani olduğu, dünyayı kurtarmak yerine daha çok günü ve kendini kurtarma derdinde olduğu ayakları yere basan bir film.
  • fantastik edebiyata yatkın olmama rağmen içimde sağlam yer edinmiş olan eksik en büyük parçayı tamamlayan filmdir..

    yıllar yılı okunan çizgi romanların, hayali diyarları anlatan kahramanlık öykülerinin, masal diyarlarını ve o diyarların kahramanlarını anlatan saymayla bitiremeyeceğim filmin nihayetinde yerleşmiş pek sevdiğim bir algı vardır içimde..

    bildiğim, kullanabildiğim kelimelerle tarifi epey zor..

    zihnimin bu en sevdiğim köşesinin hayatla bağını kurmayı nedense hep atlamış yahut önemsememişim..

    ta ki bu başyapıtı izleyene kadar..

    sanırım çoğu kişiye pek bir şey ifade etmeyen ve aslında pek çok şyamalan filmi gibi seveninden çok küçümseyeni olan bu filmi izlemek, içimdeki "süper kahraman" algısı üzerindeki şüpheyi paramparça etmesi bakımından bir milattır..

    "kahraman" kavramını o kadar büyük bir ustalıkla işler ki ve bunu yaparken o kadar sade bir dil kullanır ki, defalarca izlemiş olmama rağmen her fırsatta dvd rafından alır tekrar izlerim..

    sadece keyifli bir film izlemek için değil..

    unutmamak için, bir belgesel izler gibi izlerim..

    eğer filmlere de romanlar gibi bir "önsöz" eklenecek olsa, bu güne kadar yapılmış tüm süper kahraman filmlerinin önsözü olması gereken bir m. n. şyamalan şaheseridir..

    -----
    edit: imlâ
hesabın var mı? giriş yap