• hikaye şili'den ama tema evrensel. genel kabullerin dışında olmak, çoğunluğa göre yanlış tarafta bulunmak sevdiğiniz insanın yasını tutmanıza bile izin vermiyor bazen. insan kibri ölümünden bile baskın olabiliyor.

    film boyu marina'ya tek önyargısız yaklaşan canlının köpeği olması ayrıca ironikti.
  • sebastián lelio ve gonzalo maza'ya 67. berlin film festivali'nde en iyi senaryo ödülünü kazandıran film. yönetmen lelio, gloria ile adından söz ettirmiş şilili bir yönetmen. gloria'daki "yaşlı bir kadının" hikayesini toplumun yaşlı kadınları hapsettikleri kafesin dışına taşırarak beyaz perdeye çok iyi bir anlatımla yansıtan yönetmen ayakta alkışlanmış, 2013 berlin film festivalinde başroldeki paulina garcía'ya en iyi aktrist, yönetmenine de prize of the guild of german art house cinemas ve prize of the ecumenical jury kazandırmıştı.

    leilo, kamerasını bu kez bir trans kadın olan marina'ya ve ondan 22 yaş daha büyük olan sevgilisi orlando'ya çeviriyor.

    konusu kısaca şöyle:

    "orlando evli bir adamdır ancak marina'ya aşık olur ve ikili birlikte yaşamaya başlarlar. hayalleri ömürlerinin bundan sonrasını birlikte geçirmektir. ancak orlando'nun ölümü bu planı nihayetlendirdiği gibi bir trans kadın olan marina için de çok zor bir süreci başlatır. orlando'nun ailesi, sevdiği adamın cenazesine bile gelmesine izin vermez ve elindeki her şeyi alır."

    daha fazlası spoiler'a girecek diye yazmıyorum ancak aile, toplum, ahlak, ikiyüzlülük, transfobi gibi konuları çok iyi yansıtan ve bunu ukala, ahlakçı, muhafazakar vb. bir erkek bakışıyla yapmayan enfes bir film izleyeceğinizi söyleyebilirim.

    yönetmenin, hollywood'un aksine bir trans karakteri bir trans oyuncuya oynatması bile alkışlık. ama film bundan daha fazlasına sahip.

    marina'yı oynayan daniela vega çok çok çok iyi. gerçekten heyecan verici bir performans. kendisinin berlin film festivali'nde de çok övüldüğünü, en iyi kadın oyuncu ödülünü kim minhee'ye kaptırsa da favorilerden biri olduğunu söylemeliyim.

    una mujer fantastica, berlinale'den sadece en iyi senaryo ödülü ile dönmedi. her yıl festival kapsamında lgbti sinemasını ödüllendiren teddy bear (oyuncak ayı) ödüllerinde en iyi film ödülüne de değer görüldü. jüri, filmi neden seçtiğini şöyle açıkladı:

    "a fantastic woman is a perfexty crafted film with magnificent cinematic approach that tells an intimate yet under-represented narrative. this film offers a very authentic universe firlmy grounded by the mesmerizing and natural performance of daniela vega as marina. sébastian lelio has infused the story with understanding and compassion illuminating the ongoing discrimination and marginalization of transgender people around the world."

    imdb linki

    ingilizce trailer'ı

    türkiye'de ve avrupa'da ne zaman gösterime girecek bilmiyorum ama izleyin derim.
  • hikayeyi anlatışı ve hikayenin kendisi açısından söyleyecek yeni bir sözü olmayan vasat film.
    tabii ki trans bir kadın olarak yaşamanın zorlukları epey fazla hele ki sizden yaşça büyük iş adamı bir sevgiliniz varsa insanlar sizi kendi mevziilerine sızmış, yok edilmesi gereken düşman birliği olarak görür. siz onlar için artık kanlı canlı, duyguları olan bir insan evladı değilsinizdir. marina'nın hikayesinde de film boyunca marina ve orlando'nun ilişkisinin samimiyetine inanamamış bir çok seyirci bulmak mümkündür bence. bu sebeple orlando'nun ölümüne kadar olan kısım daha uzun tutulsa, belki nasıl tanıştıklarını vs. de görebilsek filmin 2. yarısında anlatmak istediği daha çarpıcı bir hale gelebilirdi.
    başrol oyuncusu daniela vegaise belli ki çok güçlü ve yavaş yavaş bu sektörde yükselen bir kadın ama bu film için oyunculuğunun çok güçlü olduğunu söyleyemem.
    sonuç olarak sinema izleyenleri harekete geçirmeli ancak bunu insanların sinemanın büyüsüne kapılmasını sağlayacak şekilde yapmalı. bu film ise ödül seven konularla, hikayeyi heyecanla izlemeyi sağlayacak bir hareket olmadan çekilen ve eğer ''festival filmi'' diye bir şey varsa o kategorinin içine girebilecek bir film.
  • bana, dünyada ne kadar da insana benzeyen, insan geçinen varlık olduğunu hatırlatan film. işlediği konuya karşı hassas olmasan "sıkıcı" idi, o ayrı.
  • loveless'ı nasıl geçip oscar'ı aldığını anlayamadığım film. biri bana açıklasın bu nasıl olabiliyor.
  • yönetmenliğini sebastián lelio'nun yaptığı, başrolünde daniela vega'nın yer aldığı 2017 yapımı film.

    dünya prömiyerini geçtiğimiz sene gerçekleştirilen 67. berlin film festivali'nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak ekim ayında gerçekleştirilen filmekimi 2017'de seyirci ile buluşmuştur. film, bu seneki oscar ödülleri'nde ''yabancı dilde en iyi film'' ödülünü kazanmıştır.

    film, kendisinden yaşça büyük olan sevgilisini kaybeden trans kadın marina’nın bu kayıptan sonra yaşadıklarını konu ediniyor. filmin bir tarafında marina yer alırken bir ayndan da marina’nın sırtında veda edilen büyük aşkın yüzleşmesi, güç tortusu, geride ve yalnız kalmışlığın ağırlığı ve kendisini dışlayan, hırpalayan bir toplumun karanlık yüzü yer almakta.

    film, özellikle trans bireylerin karşı karşıya kalmış oldukları zorlukları gözler önüne sermesi bakımından önemli bir değere sahip. kendi halinde ve sevgilisi yaşamakta olan bir kadının sevgilisinin vefatından sonra alt üst olan hayatı ve onun kişisel durumuna saygı duymayarak her fırsatta aşağılayan insanları barındıran film güçlü bir karakterin ayakta kalma çabasını tüm çıplaklığı ile yansıtıyor. tüm zorluklara karşın hayatına devam etmeye çalışan ama trans kimliğinin her fırsatta yüzüne çarptırıldığı bir karakterin son derece soğukkanlı ve sabırlı duruşu takdire şayan bir gelişme olarak hafızalarda yer ediniyor. duygusallık yönü oldukça yüksek olan film, bu nedenle ağır tempoda ilerliyor ama her sahnesi ile tokat atar nitelikte. özellikle filmde marina karakterinin yolda kuvvetli rüzgara karşı yürümüş olduğu sahne filme dair her şeyi anlatır nitelikte güzel bir metafor olmuş açıkçası. film oscar'da her ne kadar ödül aldıysa da diğer adaylar içinde yer alan loveless, on body and soul ve the square filmlerini izlemiş biri olarak filmin oscar'ı almasına biraz şaşırdım açıkçası. benim favori filmim olan ''on body and soul''dan daha iyi bir film olduğunu düşünmediğim filme akademi büyük ihtimalle değinmek istediği konu bakımından verdi ödülü. yine de böyle bir konunun başarılı bir şekilde işlenmesi trans bireylerin de bizler gibi bir birey olduğunu anlamamız bakımından son derece önemli.
  • bu filmin niçin bu kadar ses getirdiğini açıklığa kavuşturmak istiyorum.

    --- spoiler ---

    böyle bir senaryoda olağan olan, alışılmış olan, filmin başındaki olayın seyirciye gösterilmemesidir. izleyici olayı görmez, yalnızca filmin gelişiminden böyle bir şey yaşandığını öğrenir. yani ana karakterin bu olayda suçlu olup olmadığını kesin olarak bilemez. böylece tüm film boyunca olaya gelen tepkileri bir şüpheyle izler. meraklanır ve bu merakına cevap alabilmek için gerildikçe gerilir...

    sonra, finalde ya da finale yakın bir bölümde, flashback gibi bir sahne ile ya da bir tanık anlatımıyla olay izleyiciye gösterilir. karakterin suçsuz olduğu izleyiciye aktarıldığı bu anda izleyici, "vay be, karakter tüm bunlara katlanmak zorunda kaldı ve hiç sesini çıkarmadı, ne kadar güçlü" der, hayranlık duyar. arka planda ise bu hayranlığı yaratan karakterin etkileyiciliği değil, film boyunca kurulan gerilimin nihayet sona ermesi, çözülmesi ile gelen rahatlama hissidir. tabii birçok izleyici bunun farkına bile varmaz.

    una mujer fantastica ise tüm bu alışılagelmiş basitliklerden kaçınıp, karakteri, senaryo ve daniela vega'nın muhteşem oyunculuğu başta olmak üzere filme dair her şeyle gerçekten etkileyici bir şekilde sunuyor. olaya tanık olan seyirci, marina'nın suçsuz olduğunu ilk andan beri biliyor ama buna karşın onu çok daha dikkati bir şekilde takip ediyor. onun yaşadığı her şeyi onunla beraber yaşıyor. hiçbir gizem olmadan bu takibi sağlayabilen, izleyiciyi ekrandan koparmayan bir film başarılı değil de nedir? tabulara aykırı filmin bir an olsun baş rolden kopmadığı bu kadar yakın bir etkileşimde, izleyici de bir şeyler hissediyorsa, işte o film olmuştur.

    --- spoiler ---

    bu yüzden bu kadar beğeniliyor.
  • keşke muhteşem bir kadının, muhteşem olması için muhteşem bir sesinin olması gerekmeseydi .... marina vidal kim onu nasıl görürse görsün zaten muhteşemdi.

    azınlıklık olan ifade edilen bir bireyin yaşadıklarını, onun perspektifinden anlatıp, belki içinde bir parça empati de uyandıracak bir film çekerken, nasıl bir kaygı filmde yer alan bu bireye karşı saygı ve taktiri sadece azınlıkların değil herkesin taktirini kazanacak bir özelliğe bağlamaya yol açmaktadır.

    bu azınlık bireyler hakkında film çeken bir insanın içinde yer alan az da olsa birazcık homofobinin yansıması değil midir ?
  • dün filmekimi’nde izlediğim adı gibi muhteşem film.
    daniela’nın duygulandıran, sizi üzüntü ve utanca sürükleyen oyunculuğunun yanı sıra gündelik hayatta, her an, her yerde ve her durumda trans bireylere karşı nasıl bir ayrımcılık yapıldığını, transfobinin nasıl da sıradanlaştığını çok güzel anlatmış.
    filmde marina’nın yalnız kaldığı anlardaki küçük ayrıntılar da filme renk katmış
  • filmin konusunu ve oyuncuları bilmeden izlemeye başlayan ben başroldeki daniela vega'nın trans olduğunu kesinlikle anlamadım. filmin bir kısmında bu dile getirilince bir oha çektim. eğer trans bireylerin bazı sorunlarına parmak basılmak istenmişse bu kadar kadınsı olan biri olmasa daha isabetli olurmuş.

    filmin ise bence ciddi tempo sorunları var ve bak trans bireyler neler yaşıyordan öteye gitmeyen bir senaryosu var. bu açıdan filmi eksik buldum.
hesabın var mı? giriş yap