• bir insanın umraniyeye güzel demesi için daha önce zimbabve ya da hindistan'da yaşamış olması gerekir.

    umraniye, çarpık kentlesmenin sözlük karşılığıdır. o kadar carpiktir ki 1 mahalle değiştirdiğizde zaman tünelinden bir anda 1990 lara gidebilirsiniz. kısacası alice olsanız tavşan deliği umraniyededir. ee tabi harikalar diyarı da burasıdır.

    einstein umraniye için " zamanın yavaş aktığı güzide ilçe " der. haksız da değil. umraniyeye alışık olmayan kişi, zaman mekan kavramını yitirir. bir tarafta sovyetler birliği döneminden kalan umraniye sanayi, diğer tarafta atasehir ilçesinde olmasına rağmen umraniye ilçesine bağlı finans merkezi ile ziyaretçilerini şaşırtır. hatta atasehir belediye baskanini bile şaşırtır. çünkü finans merkezi neredeyse atasehir belediyesine komşudur.
    ve bu durumda aslında atasehir belediye başkanı aslında yoktur. ve bu varoluşsal bir problemdir. buna da umraniye paradoksu denir.

    umraniye paradoksu, kişinin kendini sürekli farkli yerde sanmasi, ancak umraniyede olmasi durumudur. hatta elm sokağı kabusu filminde bu paradoksa yer verilmiştir. gençler katil frediden kaçarken sürekli aynı noktaya dönerler. holiwud için umraniyenin yeri ayrıdır. tabi coni dep için de ayrıdır. çünkü coni elm sokağı kabusu filmi ile beyaz perdeye adım atmıştır. al sana kaynak münasebetsiz

    umraniyenin modaya katkısı da büyüktür. mesela gucci mankeni, guzeller guzeli görsel armine umraniye çakmak mahallesi doğumludur.

    umraniye istanbulun en kalabalık ilçelerinden biridir. o kadar kalabalık bir ilçedir ki, bazen sizin umraniyede gezebilmeniz için birilerinin kadıköye ya da yakın bir ilçeye gitmesi gerekir. aksi halde yolda yürüyemez duruma gelirsiniz. bu açıdan bakıldığında tayms meydanı ile benzerdir. örnekle açıklamak gerekirse, brodveyden 5. caddeye doneceksiniz. ama karşınızda 124 milletten bin kişilik bir grup var. ee haliyle ışık yanıyor. niyork polisi size geç diyor. ama gecemiyorsunuz.
    niye?
    çünkü kalabalık sizi brodveydeki bir operaya kadar suruklemis. ee sizde mecbur bilet alıp giriyorsunuz. kısacası umraniyeye kontrolsüz girerseniz, kendinizi hac/umre kıyafeti satan bir dükkanda bulabilirsiniz. mantıklı olan umraniyeye gece ortalık sakinken girip, sabahın ilk ışıklarında hayata karışmak.

    toplu taşıma umraniyede çok yaygın ve eğlencelidir. umraniye minibüs şoförleri ile meşhur bir ilçedir. özellikle dudullu-uskudar hattında çok hızlı pilotlar barındırmaktadır. geçmişte bu pilotlardan en bilineni ve şuanda formula 1 de yarışan görsel umraniye doğumlu, gurbetçi cocugu sebahattin vestel'dir.

    kısacası umraniye içinde yasamadiginizda güzeldir. bu açıdan bakıldığında parise benzemektedir. 4-5 gün gezmek için iyidir. ama sürekli orada yaşamak isteyeceğiniz bir yer değildir.

    coğrafya olarak yer yer san fıransiskoya, yer yer de konyaya benzemektedir. yani dümdüz yolda giderken bir anda çok dik bi yokuştan inebilir ya da çıkabilirsiniz. çünkü yokuş hem inilen hem de çıkılan birseydir. hala anlamayan varsa söyle düşünsün, güneyden kuzeye giderken dümdüz yolda gidiyorsun ya, he işte yokuş indin diyelim. kuzeyden güneye düz yolda giderken,( yani tam tersi bak hala açıklıyorum ) yokuş cikabilirsin. hala anlamadıysan buna bak mal adam

    son olarak, deniz/plaj tatili sevenlere umraniyeyi tavsiye etmiyorum. çünkü deniz yok. ee deniz olmadığı için plaj, deniz ve plaj olmadığı için de tesis yok. bırak denizi göl bile yok. hatta dere bile olmayabilir. eger denize girmek istiyorsanız, umraniyeye en yakın cekmekoy ilçesi oraya da gitmeyin. orda da deniz yok. deniz görmek istiyorsanız atasehire gidin. yüksek binaların çoğundan deniz gözüküyor. tabi siz manzaraya bakarken hemen karşınıza bi gökdelen dikilebilir. o yüzden acele edin.
    inşaat sektörü çok acayip ya...
  • en azından apartmanda yaşamanın ne demek olduğunu bilen insanlar için halkı rahatlıkla berbat olabilen bir ilçedir.
    ben böyle tanımlıyorum.
    evet, halkı berbattır.

    insanlarla birlikte yaşamayı bilmeyen kişilerin çoğunlukta olduğu, yeni yapılanmanın ucuzluğundan yararlanıp mal mülk sahibi olmayı fırsat bilenlerle dolu olan bir yer.

    üstelik cehaleti, sonradan görmeliği ve ülkemizi sarmakta olan tuhaf ve yobaz anlayışı en iyi gözlemleyebileceğiniz yer de burasıdır.

    kalitesi de en lüks sitede bile otursanız maalesef düşüktür.
    çünkü o sitelerin yapıldığı bölgelerdeki gecekondu sahipleriyle daire karşılığı anlaşılmıştır.
    yani eskiden şerifali bölgesi ve o civarda gecekondusu olanların, şimdi lüks ve güvenlikli sitelerde daireleri vardır.
    bu da kaliteyi düşürür.
    iki kere iki dört.

    300-400 binlik evlerin balkonlarından bacaklarını sarkıtarak oturan şalvarlı teyzeler, balkona halı koyup yerde oturan aileler bu bölge için sıradan manzaralardır.

    bunu anlamak için united kingdom'a gitmeye gerek yok.
    dip dibe olduğu ataşehirle bile siyahla beyaz gibidirler.

    ayrıca kimse karşısındakinin nereden geldiğini, nerede bulunduğunu bilmediği için laf sokayım derken komik duruma düşen insanlar tarafından savunulurlar.
  • berbat köhne binalar, anadolu göçmeni ekstra muhafazakar ve cahil bir halk, merkezinde trafiği eksik olmayan daracık iki dandik cadde ve sıfır manzara. üsküdar, kadıköy, beykoz, ataşehir, maltepe gibi belirli bir standart tutturmuş görece güzel ilçeler ihtiva eden anadolu yakasının yüz karası olan, komple yıkılıp yeniden yapılması gereken ilçe.
  • görmeden önce ölünmesi gereken yer.
  • özellikle kadıköy'de doğup büyümüş ya da en azından uzun süre orada yaşamış biri için gerçekten başka bir şehir gibidir.

    edit: başlığın yarısı halkın cehaletinden, kötülüğünden, x'inden, y'sinden bahsetmişken bu entry'nin ispiyonlanması da komik olmuş. hemen düzeltiyorum.

    sokakları mis gibi kokan, herkesin sabahları birbiriyle selamlaştığı, refahın, huzurun, konforun yaydığı hissin damarlarınıza dolduğu bir semttir.
  • ümraniye'de çalışan bir arkadaşımdan aynen aktarıyorum : "ümraniye'den ümraniye'ye gidemiyorsun."
  • surekli new york'un kaosundan, karmasasindan, trafiginden, kesmekesliginden dem vuran dogma buyume new yorklu bir arkadasimi cumartesi oglen saatlerinde umraniye carsiya getirip 10 dakika arabada beklemesini rica ettmistim...
    kaldirimdan giden araclar, yollardan yuruyen yayalar, seyyar saticilar, gencler,yaslilar, pazar cantali teyzeler, suru halinde yuruyen sakirtler,dersaneden cikan ogrenciler,haci amcalar,kosanlar,duranlar,cocuklarini surukleyerek goturen ablalar,apaciler,kezbanlar,enteller,tikiler,bisikletler,motosikletler,ve en onemlisi uskudar-dudullu minibusleri falan derken dondugumde brooklynli arkadasimin balatalari yaktigini gormustum...3 gun boyunca kendine gelememisti yavrucak...4 yil gecti hala daha umraniyeden bahseder bana...
    iste oyle bi yerdir umraniye...
  • bu ilçenin aşırı nüfus artışı eski bir ümraniyeli tarafından şöyle ifade edilmiştir. '' eskiden kazım karabekir'de birine parmak atsan inkılap'tan duyulurdu, şimdi önünde yürüyen adamı sikmeye kalksan kimsenin umrunda olmaz''...
  • 7 senedir ümraniye'de yaşamama, bahsettiğiniz insanlarla her gün yüz göz olmama rağmen hayatımda burası için, böyle genellemeler yaparak bu sayfada gördüğüm hakaretleri etme hakkını kendimde görmedim.
    buradaki insanlar uzaydan gelmediği gibi sizlerin ve dedelerinizin bir zamanlar geldiği anadoludan gelmiş olsa gereklerdir.anadolu'daki hallerini istanbul'da da sürdürmeye çalışıyorlar diye eleştirebiliriz ama bu kadar aşağılama, hakaret neden?

    yok tiksiniyormuş, midesi bulanıyormuş yok çingeneler semtiymiş, yok pipi kafalılarmış, yok medeniyetsizler ülkesiymiş...

    haydi, orada yaşayanlara "kurtarılması gereken" gözüyle bakanlarla birlikte ümraniyede yaşayanları başka bir gettoya sürelim, nasıl olsa arazi değerlendi, kaliteli binalar da yapılıyor, metro geldi gelecek, o halde ümraniye halkı, burada yaşamayı haketmiyorsunuz! ağaoğlu sakinleri, exen malikleri, soyak hissedarları sizlerden daha çok yakışıyor buralara.defolun gidin!

    tutarsızlığın bir göstergesi olarak, ümraniye'ye çingeneler semti diyen yazar; acaba sulukule'den çingeneler atıldığında, sevinç çığlıkları mı attı? öyle ya nasıl olsa şehrin göbeğine hiç yakışmıyorlardı.

    başlığımız "viyana'da maç öncesi açık hava operasının ortasından geçen türk taraftarlar" olunca alınlarından öpersiniz, adamın biri küfrettiğinde sırf bu olay ümraniye'de geçtiği için ümraniye'yi yerden yere vurursunuz. terbiyesizlikse aynı terbiyesizlik.bunun milliyetle, memleketle ne alakası var?
    hiç de tutarlı değilsiniz kuzum...

    not: gün gelip de ümraniye'yi savunacağım aklıma gelmezdi.hamsi az önce kavağa çıktı.
hesabın var mı? giriş yap