• bilgi üniversitesi'nde master programındaki history in design dersini veren, çok ermiş kişi.

    yaklaşık 3 saat aralıksız konuşur. bir cümlesinden bile sıkılmadığınız ve dersin bittiğini bile farketmediğiniz insan*. (bir diğer örnek: selim koyuncu)

    ders bittikten sonra dönüp sorusu olan var mı sorusu akabinde kimseden çıt çıkmayınca "bu kadar mükemmel anlatmış olamam yahu" diyerek gönüllerimizi fethetmiş kişi. e karşınızda derya deniz, konusunda yarmış bir hoca olunca soracak neyiniz kalıyor ki, zaten herşey olanca açıklığıyla anlatılmış durumda zaten *
  • genellikle "ho haa ha haaaaaaayyyyyttt" diye kendine ve her seye gulebilen, yunan mitolojisinden firlamis gorunumuyle sempatik yaradilisli, "ulan her seyi okudum yedim yuttum, sadece sureli yayinlari ve gazeteleri takib etmem yeterli artikin" rahatligiyla, okul koridorlarinda iki eli cebinde paytak paytak yuruyup islik calan mimarlik medyasi yaraticisi.
  • rumeli hisarı'nın orta yerine yeniden inşa edilen mescid hakkındaki şu bakış açısıyla 'ama eskiden orda cami vardi rererö'cülere güzel bir cevap vermiş kişidir.

    "buradaki mesele kamusal bir sanat alanını yok ederek mahallesi ve cemaati olmayan bir yere mescit yapmaya çalışmaktır. mimarlık üzerinden ideolojik bir inatlaşma yaşanıyor. hisardaki tiyatro alanı 50 yılı aşkın süredir sanatsal etkinlikler için kullanılıyordu. kapısında bilet kesilen bir müzeye insanlar ibadet için mi gidecek? rumeli hisarı’nın birkaç adım ilerisinde 18. yüzyıldan kalma bir mescit varken, tiyatro alanına dini eser yapmak alenen ideolojik bir davranıştır” *
  • kendisinin bir kitabında yaptığı ciddi sayılabilecek bir hataya yönelik düzeltme çabalarına dair kısa bir hikaye: https://twitter.com/…ksn/status/1581682733947842560

    yedek link: https://threadreaderapp.com/…81682733947842560.html
  • şurada çok güzel bir söyleşisi var, "18. yüzyıldan bu yana istanbul’da modern ailenin ve evin doğuşu" başlığı altında geçmişten günümüze türkiye'de, bu toplumda ev veya aile denilen şeyin nasıl değiştiğini, ezelden beri olduğunu sandığımız bazı şeylerin aslında osmanlı'da modernleşmenin ve farklı kültürlerin etkilerinin sonucu olduğunu çeşitli örneklerle çok güzel bir şekilde anlatıyor.
  • son zamanlarda gördüğüm haber değeri en büyük olan şey bülent tanjuyla birlikte şu listedeki varlığıdır.
  • (şimdilik) 11 yıllık mimarlık eğitimi maratonumda, çok güzel uğur tanyeli taklidi yapabilecek bir konumdayım. gayet de mutluyum. -zaten kadife ceket giymemden de huylanır oldum.
  • kulak arasına bir defne dalı koysan üstüne de büyükçe krem rengi bir perde kumaşı atıversen "platon gelmiş!" diyerek korku içinde bağırabileceğimiz bi insan kendisi (bkz: http://www.arkitera.com/…rtanyeli/images/sugur2.jpg) ve (bkz: http://v.hdm-stuttgart.de/…minare/ie2003/platon.jpg) zaten işkilleniyorum, 15. yy mimarlarının aralarındaki geyik muhabbetlerinden falan bahsetmeye başladı derste, korkutuyo bu adam beni. bi de "sizce 5. yy'da yaşamış bi insan yapılarını ne düşünerek yapıyordu?" ya da "çağdaş ve modern arasındaki fark ne olabilir?" gibi üstüne metrelerce kalınlıkta kitap yazılmış ya da yazılabilir soruları sınıfta sorup 5 sn içinde cevap almazsa morali bozuluyor "ya anlamıyorum ben neden böylesiniz ahhohhohoh : (" falan yapıyor (evet üzgün bi şekilde gülebiliyor), ağzı sakallarının arasında kayboluyor.
    en çok kullandığı kelimeler arasında periferi, modernleşme, dekonstrüktivist/postkoloniyel söylem, sorunsal, inşa etmek, aktör, metinlerarası falan gibi şeyleri sıralayabiliriz, ki bunları yalnızca derste ya da yazılarında değil günlük hayatında da feci şekilde kullanıyor kendisi (gerçekten), hatta bence ailece oturup vitruvius'u blondel'i falan çekiştiriyor bile olabilirler, şaşırmam.
    ayrıca son derece de mutlu mesut (en azından öyle görünüyor) ve feci şekilde güleryüzlü, durmaksızın gülen, gülmedğinde gülümseyen, gülümsemediğinde ise gözleriyle gülümsenebilecek bişeler arayan bi insan. bu kadar şey bilip bu kadar çok düşünmeye rağmen hala böylesine mutlu kalabilmesinin kıskanılası bi özellik olduğunu düşünüyorum. bi de çok şanslı hissediyorum, ilerde gururla "uğur tanyeli hocamdı benim!" diyeceğim günler olcak çünkü.
  • " gençler bugün vatan için ne yaptınız" sorusuyla kapıdan içeri giren (hangi kapı?), sanılandan çok daha fazla matrak ve hoşsohbet bir insan
hesabın var mı? giriş yap