• nasıl bir imajı varsa bizim memlekette;

    iş arkadaşıyla yolda yürümekteyiz. arkadaş uzaktan bir akrabasına rastlar. nabersin ne edersin muhabbetinin ardından rastlanan kişi arkadaşa "haftaya görüşelim mi" mealli bir soru yöneltir, arkadaş ise müsait olamayacağını iş için ülke dışında olacağını soyler. "nereye gidiyorsun" sorusuna da gayet dürüstçe "uganda" diye cevap verir. uzaktan akraba ise "yalan söyleme olm insan hiç ugandaya gider mi görüşmek istemiyorsan görüşme" gibisinden bir cevap verir.

    orası da bir memleket lan, yapmayın öyle çok ayıp...
  • istanbuldan uganda'ya gidiş için birkaç alternatif söz konusu.
    amsterdam, mısır ya da dubai aktarmalı olarak entebbe'ye gidebilirsiniz.

    ben amsterdam aktarmalı olarak gittim. sabah 05:35 - 08:30 istanbul amsterdam ve ardından 11:00 - 20:30 amsterdam - entebbe yolcuğundan sonra, arabayla yaklaşık olarak 1 saat daha devam edip, uganda'nın başkenti kampala'ya varabildim.
    uganda için vizeyi kapıda alabilirsiniz. kısa süreli kalacaksanız sanırım 50 dolara, 1 aya kadar vize alınabiliyor.

    kampala'da konaklama için yeterli alternatifiniz var. risk almayayım diyorsanız sheraton'da kalabilirsiniz.
    sheraton haricinde de kalınabilecek oteller var. kabira club, hintliler tarafından işletiliyor ancak kaldığım 15 gün boyunca herhangi bir sıkıntı yaşamadım. uganda'ya gidecekseniz, bu alternatifi değerlendirebilirsiniz.

    kampala, ekvator çizgisinde olduğundan, hava sıcaklığı tüm yıl boyunca 20-30 derece arasında seyrediyor.
    yağmur günde birkez, en fazla 1 saat boyunca yağıp, havayı serinletiyor.
    ayrıca, tüm sene boyunca güneş saat 19:30 - 19:45 arasında batıyor.
    yani yanınıza kazak, mont filan almanıza gerek yok.
    güneş gözlüğünü sakın unutmayın.

    sabah kahvaltınızı otelde yapacağınızı varsayarak, direk restoran listesiyle devam ediyorum.
    her yerde olduğu gibi, uganda'da da türk restoranı bulmak mümkün.
    efendy's adında bir türk restoranı ve bu restoranın hemen yanında türk'lerin işlettiği bir kafe var.
    ayrıca, türk'lerin işlettiği kyoto adında bir çin restoranı olduğu söylendi.
    bunlar haricinde, shoprite isimli alışveriş merkezinin içinde good africa coffee isimli yerde de güzel yemekler bulunabilir.
    son olarak, garden city alışveriş merkezinin üst katında, iran, küba ve lübnan mutfaklarının yer aldığı bir food court bulunuyor.
    sonuç olarak, eğer kısa süreliğine gittiyseniz, yemek sıkıntısı çekmeden idare etmeniz mümkün.

    para birimi olarak shilling kullanıyorlar.
    garden city içinde exchange ofis bulmak mümkün.
    100 dolardan aşağısını bozdurursanız, daha düşük bir kurdan dönüşüm yapıyorlar.
    o nedenle, en az 200 dolar bozdurmaya çalışın.
    ayrıca, dolarlarınız 2001 yılından sonra bastırılmış olsun.

    eğlence mekanları olarak, rock garden, bubbles ve obligato'yu sayabilirim.
    ayrıca türk'ler tarafından işletilen bir casino mevcut.

    şehir içi ulaşımda, 3 alternatif söz konusu.
    taksiler; kısa mesafeler için en fazla 10000 shilling yeterli.
    minibüsler; binmeyin bence.
    motorsikletler; bu macerayı seviyorum derseniz kullanılabilir.

    uganda'da insanların büyük kısmı oldukça fakir.
    derme çatma kulübelerde yaşayan birçok insan gördüm.
    küçük bir kısım ise, inanılmaz güzellikte evlerde oturuyor.

    uganda'da çok sayıda beyaz insan olduğunu göreceksiniz. bunların büyük kısmı, yardım şirketlerinde çalışıyorlar.
    gönüllü olduğunu iddia eden insanların aslında ne kadar iki yüzlü ve sahtekar olduklarını anlamak için uganda'ya gitmek yeterli.
    her yaştan avrupa'lı kadınlar, şehrin en iyi otellerinde ya da en lüks evlerinde kalıyor. altlarında çalıştıkları yardım kuruluşlarının cipleri var ve sözde afrika'ya yardım götürüyorlar. sonra, çarşıda dolaşırken, üzerinde un yazan çadırların satıldığını görebiliyorsun. ya da malaria ilaçları el altından piyasada güzel paralara satılıyor.

    yani, yardımlar afrika'ya ulaşıyor evet. ama, yardımı götüren yardımseverler, onları devletin adamlarına veriyor, onlar da bu yardımları kafalarına göre satıyorlar. düzen kurulmuş anlayacağınız.

    uganda'da beyazlara dokunmanın büyük suç olduğunu duydum. muhtemeln böyle bir şey var çünkü, gece geç saatlerde bile, dışarıda tek başına gezen, motorsiklete binen beyazlar gördüm ve hatta ben de geç saatlerde dışarda bir sıkıntı yaşamadan kalabildim.

    yazacak çok şey var ancak şimdilik toparlayabildiklerim bunlar.
    vakit bulunca yeni şeyler eklerim.

    uganda, kulağa çok garip gelebilir, ancak gittiğinizde sevebilirsiniz, en azından büyük sıkıntı yaşamazsınız.

    şimdiden iyi yolculuklar.
  • pek bir sempatik bayrağa sahip ülke. komutan olup da ordularımla işgal edecek olsam, bayraklarını gördükten sonra ordumla ülkenin çevresinden dolaşır, geçerken de yanaklarından birer makas alır "sempatik misiniz olum" derim.
  • aşağılama argümanı olarak kullanılan bu ülkenin cumhurbaşkanı, an itibariyle türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı ile yan yana basın toplantısı düzenlemişlerdir. bilin bakalım hangisi ingilizce konuşabiliyor?
  • 5 kişi bindiğimiz takside, binişimizden itibaren 10 dakka aralıksız espri yapan taksiciyle aramda geçen muhabbetin kahramanıdır.
    - memleket nere yeğenim
    + uganda. (kimse gülmez tek başıma ehe ehe derim)
    - kürt müsün ? (çok büyük bir ciddiyetle)
  • az once cnn international da ugandanin baskani musevesi midir nedir o amcayla roportaj yayinlandi. adam diyor ki "afrikanin degerlerine saygi gosterin. yaptigimiz yanlissa bu yanlisi biz kendimiz buluruz sizin disardan mudahale etmenize gerek yok." muhabir kisisel olarakta gaylere tavriniz var mi diye sordu eleman oyle bi ofcourse dediki noluyor dedim. sonra da they're disguisting dedi. kanun ciktiktan bigun sonra da uganda gazetelerinden biri 200 tane gayin listesini vermisler yani hedef gostermisler.

    bizim tiplerle nekadar cok benziyor degil mi?
  • türkçede cümle içinde kullanımı, 'uganda'da bile', 'uganda bile'nin ötesine hiçbir zaman geçememiş, milletçe kendimizi her boktan üstün gördüğümüz için (kemal kara sağolsun) aşağılaya aşağılaya bir hal olduğumuz afrika ülkesi.

    inşallah günün birinde, bir uganda büyükelçisi çıkar da, 'bakın uganda'da bile...' diye lafa başlayan o kimseye canlı yayında lafını yedirir. can-ı gönülden temenni ediyorum bunu.
  • millet conquest victory ya da cultural victory'e kasarken sessiz sedasız uzay gemisini yapıp oyunu bitirmeyi amaçlayan devlet:
    http://www.observer.ug/…tid=78:topstories&itemid=59

    gizli saklı yürüttüğünüz bu planın yılların civilization'cusunun gözünden kaçabileceğini mi sandınız ey ugandalılar?
  • http://www.tofocus.info/…ages/flags/uganda-flag.gif

    bayrağının mükemmel olduğu ülke. çizgi film gibi bayrağı varsa bir ülkenin, o ülkenin vatandaşları çok eğleniyor demektir. tezim bu!..
    günün birinde kendi ülkem olursa, şekerlerden oluşan bir bayrak yapacağım ona. "şerbet candyland. şeker gibi ülke" sloganıyla çılgınsal bir sükse yapacağım.
  • güzel kafa bulduk ya zamanında*

    yarınki işim, uganda'dan gelmiş üst düzey bir heyete ankaramızı gezdirmek olacak...
hesabın var mı? giriş yap