• sene 2002 yada 2003.kurumun laboratuvarlarında araştırma geliştirme ve radyoizotop üretimi için cobalt 60 kaynağına ihtiyaç duyuluyor.merkeze bu ihtiyaç için bildirim yapıldıktan sonra istekte bulunan uzmanlara cobalt 60 kaynağından iki adet teslim ediliyor.uzmanlar önce şaşırıyorlar.biz bir tane istemiştik acaba ikinci için başka bir planları mı var? diye.merkezde çalışan ve satın almalarla ilgilenen komisyondan gelen cevap aynen şudur:"birini bitirdikten sonra diğerini kullanacaksınız."

    not:radyoaktif maddelerin yarılanma ömründen,iki radyoaktif maddenin kaba tabirle aynı anda tükendiğinden ve radyoaktivitesinden bi haber çalışanları olan tam da türkiye'yi özetleyen kurumdur.olay tamamen gerçektir.
  • geçenlerde bu kurum başkanlığı'nda bir işim vardı. daha doğrusu çalıştığım şirket, koltuğumun altına projeleri sıkıştırıp yolladı. git oradaki mühendisle konuş, kafasına takılan sorular varmış dediler.

    atladım arabaya gittim. nizamiyeden içeriye girmek için teşebbüs ettim, fakat izin vermediler. dışarıya park edip, içeriye girdim. mühendisin bulunduğu binayı tarif ettiler.

    binaya girdim. girişte fuaye gibi bir bölüm ve hemen karşısında da bir giriş kapısı daha var. oraya yöneldim, fakat güvenlik durdurdu. içeri giremezmişim. kantindeki dahili telefondan, arama yapacamışım, görüşme yapacağım kişi buraya gelecekmiş ve dışarda göreşecekmişiz. ne yalan söyleyeyim, buna biraz bozuldum. sanki anasını satayım içeride uranyum zenginleştiriyorlar.

    neyse üzerinde bir parmak kir birikmiş telefondan, mümkün mertebe az temas ile görevliye ulaştım ve aşağıya indi. benim işim, özellikle istedikleri ölçekli paftalarla ilgili, görevlilinin sorabileceği soruları yanıtlamak. baktım mühendis geldi. elinde cetvel var. biraz paftaları inceledikten sonra, cetvelle ölçü alarak, kağıt üzerindeki ölçüleri kontrol etmeye başladı. çıktı biraz karışık olduğu için ve ölçü almalarını kolaylaştımak için "size bunun dijitalini göndereyim istersiniz, daha kolay olur" dedim. mühendis "yok biz öyle çalışmıyoruz. kağıt üzerinden ölçmemiz lazım" dedi. ve görüşme bitti.

    düşünüyorum, yarın öbür gün nükleer santral yapılırken de, projeler acaba böyle mi inceleyecekler? veya yakıt çubuklarını reaktöre koymadan önce "acaba taşeron bize giydiriyor mu?" endişesiyle, kumpasla ölçüm mü yapacaklar? veya ne bileyim, reaktörün içine fi tarihinden kalma bir yönetmeliğe uymak zorunda olduklarını düşünerek şöyle bir şey mi yaptıracaklar:

    ..........n.....g
    .....a...............ı
    y.......................n

    başbakanımız, dünyadaki en iyi nükleer santrali yaptıracağını söylüyor da; atom enerjisi kurumu'nun daha ne yaptığı belli değil. yarın nükleer enerjiye geçicez, adamlar daha sanki elektrik enerjisine geçememiş gibi elle ölçüm yapıyorlar.
  • - yoğurt molasııııı!!!
  • nedense springfield nükleer santrali* tadında işletildiğine dair şüphelerim olduğu kurum...
    - zekai abi bak yemyeşil parladım yaw yine...
    + ya olm kaç kere dedim o izotoplarla oynama iş açacaksın dertsiz başımıza!
  • babamın anlattığına göre bu kurumun çalışanları 70 li yıllarda kurumun bahçesinde basketboll maçı falan yaparlarlarmış,mesai saatleri boyunca ne yapsınlar atom bombası yapacak halleri yok ya.
  • bu kurumda çalışmak herkes gibi benim de hayalim.

    mesela gel deseler bugün giderim ve bir ekmek kırıntısını meyve bıçağının ucuyla bölmeye başlarım. mesai 8-5.

    1 haftaya kalmaz ikiye böle böle atoma ulaşabilirim. evet bunu yapabilirim.

    peşin edit: o meyve bıçağının ucu bir noktadan sonra kalın kaçar diyen arkadaş sana söylüyorum. mikroskop teknolojisinden sonuna kadar faydalanacaaz.
  • memleketimin diğer kurumları gibi işlerini çok iyi yapmaktadırlar,
    beş yıldır bilindiği halde radyoaktif atıklara neden müdahale edilmediğine dair hala bir açıklama yok...

    "europium 152: etkisi 100 yıl sürer
    taek’in raporlarına göre, fabrikadaki radyoaktif kaynağın europium 152 adı verilen izotop olduğu anlaşılıyor. bu izotop türkiye’de bulunmuyor" . türkiye'de bulunmuyorsa izmir'e nasıl geldi? eminim bu da biliniyordu ama müdahale edilmedi..

    taek'in nükleer sessizliği
  • günde üç beş çay demleyip, pohaça yemekten beyinleri hamura dönmüş, adıyla, yaptığı işle, uzaktan yakından alakası olmayan memurları barındıran kurum.
  • izmir gaziemir'de bulunan nükleer çöplük skandalıyla ilgili resmi sitesinde şu linkteki basın açıklamasını yapmış kurum. basın açıklamasında oldukça can alıcı bir bölüm var:

    "daha önceki yıllarda çeşitli derinliklere kadar yapılan kazılarda ve açılan kuyularda yapılan ölçümler sonucunda homojen olmamakla birlikte radyoaktif bulaşma olduğu tespit edilen, atıkların gömüldüğü ve üzeri toprakla örtülmüş sahada toprak yüzeyinde doğal seviyelerde olduğu, ..."

    insanın aklına bazı sorular geliyor haliyle:

    1- daha önceki yıllarda yapılan ölçümler sonucu tespit edilen radyoaktif bulaşma seviyesiyle ilgili bölge halkı bilgilendirildi mi?
    2- geçmişte ölçülen radyoaktivitenin homojen olmadığı belirtilmiş. hani bölgede ne kadardı? zira 15 ve 200 µr/saat arasında fark var
    3- ilgili atıkların gömülmesi aşamasında ilgili başta bölgenin, ve dahi kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmez miydi?

    bunlarla beraber ilgili basın açıklamasının yapılma sebebi olarak "mevcut durumda değişiklik olup olmadığının tespiti ve halkın endişelerinin izalesi" gösterilmiş. acaba bu skandal bir şekilde basına yansımasaydı ve sonucunda halk endişelenmeseydi önceden radyoaktif olduğu bilinen bir bölgenin ölçümü 'mevcut durum tespiti' amacıyla gerçekten de yapılacak mıydı?

    neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir rapora imza atmışlardır sonuç olarak. gerçi nükleer enerjinin elle tutulacak tarafı yok ama o başka başlığın konusu.
  • atom, kurum ve türkiye diye anlamsız tanımla olarak kendini göstermiş, türkiyemizin idari acizliğinin örneği kurum. http://www.radikal.com.tr/…id=1110451&categoryid=77
hesabın var mı? giriş yap