• dünya kültür mirası ayağını yapanların "oo hacım güzel yermiş bura yea" diye çökmek istedikleri mekan.

    http://www.hurriyet.com.tr/…anat/haber/21613350.asp
  • kapısının önünde nöbet tutan askerlerin kaldırılıp yerine özel güvenlik şirketi elemanlarının geçirilmesi ile eski önemini kaybetmiş gibi gelen...
  • az evvel trt arşiv serisinden bir dvd almak üzere gittiğim ve fakat içerideki güvenlik görevlisinin "o bölümdeki arkadaşlar fuara gittiler, on gün sürecekmiş" demesiyle dumur olduğum radyodur.
  • taskisla, haydarpasa, akm derken nihayet buraya da gözlerini dikti, tüccar zihniyetiyle siyaset yapan sikke manyaklari. zira, direnis cetin olacaga benzer. buyrun trt calisanlarinin "radyo evimizi vermeyiz" baslikli basin aciklamasi davetine :

    "kafalarına koydular bir kez: eninde sonunda toplumsal belleğimizi yok edecek, hatırlamaya değer tüm anılarımızı ortadan kaldıracaklar.

    bir yandan geleneksel değerlerin yegâne savunucusuymuş gibi yapacaklar, bir yandan da güçlerinin yettiği tüm değerleri sinsice yok edecekler. gün geçmiyor ki, bir varlığımıza saldırmasınlar, bir değerimizi satılığa çıkarmasınlar!

    bir vapurlara takıyorlar kafalarını, bir güzelim haydarpaşa garına...
    önce taşkışla ve akm'ye diktiler gözlerini, şimdi de istanbul radyosuna...

    peki ne istiyorlar bu şehirden, bu ülkeden, bizden?
    tabii ki rant!

    daha çok, daha çok, daha çok kâr için yapamayacakları şey, satamayacakları değer yok!
    açacakları her bir ihale gözlerini kamaştırıyor, sözü edilen paralar başlarını döndürüyor.

    ***

    geçenlerde mehmet barlas, nihayet baklayı ağzından çıkardı: "... kunt beyaz radyo binası da, kanımca eski anlamını kaybetmiş yapılardan biridir. günümüz dünyasında radyo yayıncılığı için önünde askerlerin nöbet tuttuğu, içinde köhne stüdyo ve salonların bulunduğu bir binaya ihtiyaç yoktur. (...) keşke mümkün olsa ve istanbul radyosu binası da bir kamu ihalesiyle satılıp, yerine görkemli, modern bir otel yapılabilse. görülen o ki taksim'den başlayan ve taşlık'a uzanan alanda ve vadide bulunan taşınmazlar büyük değer ifade ediyor. swissotel'den sonra hilton'un da büyük bir rekabet içinde satılması bunun kanıtı. akm ve radyo gibi kamuya ait binaların bu açıdan yeniden yapılandırılmaları, hem aklın hem de ekonominin gereğidir." (sabah gazetesi, işte insan, 14.8.2005)

    bu sözümüz, barlas'a ve sözcülüğünü yaptığı rantperverlere:
    kentlere kimliğini veren kimi yapılar, toplumun belleğidir.
    istanbul radyosu da bu kişilikli binalardan biridir.
    türkiye'nin kültür tarihinin yaşandığı o koridorları, ülkenin en önemli sanatçılarına okul olmuş o stüdyoları, en güçlü kalemlerimizin oyunlarının provasının yapıldığı o odaları çıkarıp atın bu toplumun belleğinden.
    elinizde kalacak belleksiz toplum, bundan sonra dayatacaklarınıza çok daha kolay uyum sağlayacak, çok daha kolay güdümünüze girecektir.

    çünkü, anıları yok edilen toplum, aidiyet duygusunu da yitirir.
    hiç kimse artık "bu şehir benim" diyemeyecek.
    yapılacak o büyük ve modern otellerin lobilerinde bir akşamüstü "drink"i almak için parası da
    olmayacak üstelik.

    ama onun da keyfini sizler sürersiniz mutlaka.

    ***

    bizler, sığ dizileriniz, cıvık televoleleriniz, magazinleştirdiğiniz haberlerinizle yozlaştırdığınızı zannettiğiniz bir güruh değiliz. bizler, radyo ile doğduk, radyo ile büyüdük. sizin kâr üzerine kurduğunuz hayalleriniz varsa, bizim de başka bir dünya hayalimiz var!

    aklınızdan bile geçirmeyin!

    ne taşkışla'yı, ne haydarpaşa'yı, ne radyoevini almanıza izin vereceğiz.

    anı defterlerimizi çalamazsınız!

    radyoevine sahip çıkan herkesi
    basin açiklamamiza
    davet ediyoruz.

    trt çalişanlari

    25 ağustos 2005 perşembe
    saat: 13.30
    radyoevi önü
    harbiye/istanbul
  • trt çalışanları radyo yayınını açık havada yapacak. herkes davetli bu eyleme.

    “radyoevimizi vermiyoruz” basın açıklamasına çağrı

    beraber ve solo şarkılar... türküler... oyun havaları...
    trt hafif müzik ve caz orkestrası...
    sürpriz konuklar...
    32 kısım tekmili birden, 4 ekim perşembe günü saat 13.30'da radyoevi önünde...

    duyduk ki birleşmiş milletler radyoevimiz’e talip olmuş.
    dünya kültür mirası listeleri hazırlayan birleşmiş milletler, nasıl bir kültür hazinesinin üzerine oturmak istediğinin farkında mı?
    daha bir yıl önce unesco’nun 13 şubat’ı “dünya radyo günü” olarak kabul ettiği bir ortamda, birleşmiş milletler, istanbul radyoevi’nin boşaltılmasını, koca bir tarihin, koca bir kültürün kapının önüne konulmasını nasıl açıklayacak?

    bu bina, "radyo" olmak üzere tasarlandı, projelendirildi, inşa edildi ve 1949’da hizmete girdi.
    özel bir mimariye sahip, kentin ve cumhuriyet türkiye’sinin sembol yapılarından biri.

    koridorlarında türkiye'nin kültür tarihinin izleri var. stüdyoları, meşk odaları, ülkenin en önemli sanatçılarına okul oldu. en güçlü kalemlerimizin oyunları bu binada sese kavuştu, can buldu. bu binanın hafızası hepimizinkinden büyük, zengin ve kıymetli.

    tarihimizi, kültür belleğimizi yok edemezsiniz!

    biz radyoevimizi vermiyoruz!

    ve herkesi 4 ekim 2012 perşembe günü saat 13.30’da sesimize ses katmaya radyoevimizin önüne davet ediyoruz.

    “radyoevimiz bizim de evimiz” deyin, “kültür belleğimizi yitirmek istemiyoruz” deyin.

    bu mücadele hepimizin mücadelesi…

    trt çalışanları
  • cumartesi akşamı, pazar sabahı huzur devşirdiğim radyo. orada kalmalı. dağılmamalı. birleşmiş milletlere maslakta gökdelenlerin orada bir kule veriniz, yoksa yapınız.
  • tadilatmış.. çok duyduk biz bu palavraları. zamanında atatürk kültür merkezini de tadilat yalanıyla 10 sene kapalı tutup sonra yıkmışlardı. şimdi sahibi şaibeli bir müteahhite vermişler rantını.

    yahu bir tane tarihi yapıyı bırakında yerinde kalsın be. yüz yılı aşkın kurumları alakasız yerlere alakasız binalara sürdünüz yeter artık. nasıl tarihe zerre saygısı olmayan bir döneme denk geldik. avrupa'da 300-400 yıldır aynı yerinde aynı işlevi görev yapılar kurumlar mevcut.

    kendine muhafazakar diyenlerin para için yıkmadıkları talan etmedikleri kalmadı. yazık.
  • doğduğum ve ilk radyo anonsunu 3 yaşında yaptığım muhteşem yüksek tavanlı - bana boyum 70-80cm iken bu tavanlar 15 metre yükseklikte gibi gelirdi - labirent koridorlu - hala koridorlarda kaybolmak olasıdır - birçok makina tanımama neden mekandır.

    ilk anons:
    gonga vurulur, bu bir kan anonsudur; ahanda ben 3 yaşında şunu demişimdir:
    - gooongggg! taze bir bebek için kan aranıyor!

    ampex, nagra, bant, bant takmak, teknisyen nedir, canlı radyo yayını nasıl yapılır, bant kaydı nasıl olur, tekrar yapılınca da montaj nasıl yapılır, söyleşi yapma sanatı, bir müzik programı nasıl yapılır, sizin seçtikleriniz programı için, müzik çartları nasıl hazırlanır - her hafta babama binlerce top 20 müzik lisesi gelirdi; bu listeler kartlarda yazılı olur, posta ile yollanırdı, ben de bu kartları değerlendirip, o haftanın top 20 listesini çıkarmakta babama yardım ederdim - radyo programı sırasında ses, diksiyon nasıl bu kadar değişir de; anam babam bana evde bir şey anlatırken, nasıl bu kadar hem sıradan hem de yine süper bir türkçe ile konuşur, bantlarda bir yer nasıl araya kağıt da konup belirgin edilir; bu kadar 33 ve 45 lik plak nasıl olur da eve gelir, nasıl olur da bu kadar ünlü müzisyen, sanatçı bizim eve gelir, - küçük yaşta ünlü sanatçıların da bir insan olduğunu da öğrendim - kocaman bir stüdyoda konuklu canlı eğlence progamı nasıl yapılır, işte ve işte tüm bunları öğrendiğim muhteşem mekandır; burası bir okuldur - okuldu mu desek acaba - ...

    yüksek tavanları, labirent koridorları, radyo programcıları, yapımcıları, sunucuları ile çocukluğumun unutamadığım anlarını yaşatan radyo günleridir...
  • mesut cemil studyosunda her ay canli yayın var yillardir ve hic bir sefer studyodaki ses ayarlama isini duzgun yaptiklarini gormedim. bir sefer studyoda ses yuksek olur bi dahakinde orkestra sesi gelmez, otekinde sunucu duyulmaz...
    nasil beceriliyor hayret...
hesabın var mı? giriş yap