aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • simdi oncelikle filmi cok dikkatli bir sekilde izledim ve basliktaki hicbir entryi okumadim. konu ilgimi cektigi icin film hic sikmadi. ama eminim mitoloji okumamis bir insan gercekten sikilirdi.
    sanirim yalnizca karakterlerin ve olaylarin nasil verildigini merak ettigim icin bu sekilde izledim. izlerken bircok yerde olaydan kopuldugunu gordum. amerika'yi yeniden kesfediyormus gibi olmak istemem fakat bunlari sizin icin tek tek yazdim sevgili okurlar.
    iste geliyor:

    --- spoiler ---

    1- filmin baslarinda paris ve helena'nin tanisikliginin bir nevi tesaduf eseri oldugunu goruyoruz. halbuki paris, tanricalar arasinda yapilan guzellik yarismasinda aphrodite'i sectiginde aphrodite ona helena'yi vaat etmisti. bu sekilde helena ile tanismislardi.

    2- filmde paris ile menelaus bir duelloya tutusuyor. paris kaciyor ve kardesi hector menelaus'u bicakliyor. halbuki gercekte menelaus'un yaralanisi athena'nin bir okcuyu kiskirtmasi sonucu (athena burada agamemnon gibi yalnizca savas cikmasini istiyor) okunu atan bir okcu sayesinde yaralaniyor. bakin yaralaniyor diyorum. filmde oldugu gibi orada can vermiyor. ayrica mitolojiye gore paris kacarken aphrodite onu bir bulutun icine sakliyor. bu tarz fantastik ogelerin kullanimi neredeyse sifira indirilmis. yonetmenin tercihidir, saygi duymak lazim.

    3- ajax filmde savas alaninda hector ile duellodayken can veriyor. halbuki normalde olen akhilleus'un hephaistos tarafindan yapilmis zirhini odysseus'a kaptirinca uzuntuden saga sola zarar verdikten sonra bu yaptiginin zalimce oldugunu dusunup kendi kendini olduruyor.

    4- akhilleus'un ikinci defa savasa girmesi filmde kuzeninin olmesine baglanmis. evet gercekte de mermydon'larin kiyafetleri truvalilari korkutmak icin kullaniliyor ama bu kuzen olayi biraz sonradan eklenmis gibi olmus. halbuki akhilleus normalde annesiyle konustuktan ve annesi hephaistos'a kilic ve kalkan yaptirdiktan sonra ikinci kez savasa giriyordu. filmde hephaistos olayi da atlanmis. gerci bu yonetmenin tercihi tabii.

    5- filmde agamemnon ile akhilleus'un arasi hic duzelmiyor. halbuki aslinda once agamemnon savasi kazanamayacagini anladiginda akhilleus'u cagirmayi dusunuyor. hatta ona onlarca bakire ve ganimet vaat ediyor ama akhilleus bunu kabul etmiyor. en son annesi ile konusup savasmaya karar verince agamemnon ile barismayi kabul ediyor. ulkemiz daha onemli cart curt deyip savasa giriyor. ayrica agamemnon da bu hediyeleri kabul etmezsen olmaz deyip ona bir gemi dolusu altin falan veriyor. burada bu olaylarin hepsi atlanmis.

    6- hector akhilleus tarafindan oldurulunce filmde direkt truva ati olayina geciliyor. halbuki gercekte bu olaydan sonra once amazonlar akhilleus'un hector'u saygisizca tasimasiyla ateslenen ve sebebi aslinda huzursuzluklari gidermek olan niyetlerini eyleme dokup savasa giriyorlar. daha sonra amazonlarin lideri can veriyor. bundan sonra tam yunanlar ustunluk saglarken bir de habesliler truva ile birlikte savasa girip yunanlari geri puskurtuyor. bunlar hep es gecilmis.

    7- filmde truva ati yapildiginda bir salgin varmis havasi verilmis ve truva atinin sehre alinmasi gerektigini savunan adam da kralin sag kollarindan biri. ayrica sonradan gordugumuz uzere yunanlar orada bir koyda saklaniyor. halbuki gercekte ortada salgin falan yok. yunanlar bozcaada'ya gidiyorlar, ve truvali susu verilmis yunan bir savasci "bu at sizin poseidon icin sehrinize sokmaniz gereken bir rerorero" dedikten sonra at sehre aliniyor.

    8- filmde truva ati sehre sokuldugunda icinde akhilleus da oluyor ve hatta o gece paris'in o meshur okuyla topugundan vurulup can veriyor. halbuki gercekte akhilleus'un paris tarafindan oldurulmesi truva operasyonundan cok daha oncedir. truva ati sehre girdiginde akhilleus falan kalmamistir ortalikta.

    9- savas yunanlar tarafindan kazanildiktan sonra filmde helena ile paris muhtesem bir happy ending ile sehirden uzaklasiyorlar. halbuki gercekte paris, filmde hic bahsedilmeyen ve yunanlar acisindan akhilleus'tan sonra ikinci bir kurtarici olan philoktetes tarafindan atilan zehirli bir okla kasiklarindan vuruluyor. daha sonra onu iyilestirebilecek tek kadin olan eski esine gidiyor. o iyilestirmeyi reddediyor ve paris ida daginda can veriyor.

    10- filmde menelaus zaten hector tarafindan olduruldugu icin filmin sonuna yetisemiyor. halbuki gercekte truva ati operasyonunda yer aliyor ve truva'yi ele gecirdikten sonra helena'yi geri aliyor. hatta helena ile sevisiyorlar ve helena bunu isteyerek yapiyor. ek olarak agamemnon da kahin cassandra'yi alip goturuyor. cassandra'dan da hic bahsedilmemis.

    *

    --- spoiler ---

    ama en nihayetinde bu bir film ve yonetmenin kafasindan gecenlerin yansitildigi bir ortam. belgesel degil. bu tur farkliliklardan ve eksiklerden oturu filmi elestirmek biraz sacma. her detay eklenilip film 4 saat falan da yapilabilirdi ama bu da gider miydi bilinmez. bircok kisi icin 160 kusur dakika bile yeterince fazla zaten. bence yine de oldukca aydinlatici bir film olmus. ilgiyle izledim.
  • irlandali $arkici sinead o connor'ın "the lion and the cobra" albumundeki, best of'unda da yer alan cok guzel bir $arkisi . ayrica white label trance mix'i de bulunmaktadir, o da ayri bir guzeldir .

    *

    i'll remember it
    in dublin in a rainstorm
    and sitting in the long grass in summer
    keeping warm
    i'll remember it
    every restless night
    we were so young then
    we thought that everything
    we could possibly do was right
    then we moved
    stolen from our very eyes
    and i wondered where you went to
    tell me when did the light die
    you will rise
    you'll return
    the phoenix from the flame
    you will learn
    you will rise
    you'll return
    being what you are
    there is no other troy
    for you to burn
    and i never meant to hurt you
    i swear i didn't mean
    those things i said
    i never meant to do that to you
    next time i'll keep my hands to myself instead
    oh, does she love you
    what do you want to do?
    does she need you like i do?
    do you love her?
    is she good for you?
    does she hold you like i do?
    do you want me?
    should i leave?
    i know you're always telling me
    that you love me
    just sometimes i wonder
    if i should believe
    oh, i love you
    god, i love you
    i'd kill a dragon for you
    i'll die
    but i will rise
    and i will return
    the phoenix from the flame
    i have learned
    i will rise
    and you'll see me return
    being what i am
    there is no other troy
    for me to burn
    and you should've left the light on
    you should've left the light on
    then i wouldn't have tried
    and you'd never have known
    and i wouldn't have pulled you tighter
    no i wouldn't have pulled you close
    i wouldn't have screamed
    no i can't let you go
    and the door wasn't closed
    no i wouldn't have pulled you to me
    no i wouldn't have kissed your face
    you wouldn't have begged me to hold you
    if we hadn't been there in the first place
    ah but i know you wanted me to be there oh oh
    every look that you threw told me so
    but you should've left the light on
    you should've left the light on
    and the flames burned away
    but you're still spitting fire
    make no difference what you say
    you're still a liar
    you're still a liar
    you're still a lawyer

    *
  • truvalıların türk olduklarını şüphe götürmez şekilde ispatlayan filmdir. paris, helen'in odasına girdiğinde kıza dediği laf akıldaki bütün tereddütleri yok etmektedir.

    helen: burada olman doğru değil
    ve
    paris: dün gece öyle demiyordun ama..

    aheuaehuah türk işte ya var mı daha ötesi.. bu arada kaç sene geçti üstünden, uzun bi değerlendirme yapmaya artık pek gerek kalmadı ama sadece aşil'le hektor'un altı haftada çekilmiş, baya da güzel koreografisi düzenlenmiş düellosu benim nezdimde bu filmi a sınıfı film kategorisine koymaya yetmektedir. başka her bulunacak kusur o mükemmel düello sayesinde gözümde önemsizleşmiştir. spartacus'le drabbah'nın kavgaları bi zamanlar neydiyse benim için bu yeni düello da o seviyededir çünkü.. neyse işte öyle*.
  • sinead o connor'in john creamer and stephane k tarafindan mixlenerek yeniden piyasaya cikan ve ortaligi yikan sarkisi..
  • sinead o'connor'ın muhteşem seslendirdiği şarkı. şarkıdaki her geçiş her bir hesaplaşma her bir yakarış ancak bu kadar hissettirilebilir. muh-te-şem. şarkı boyunca defalarca değişen o hislerin hepsi ruhumda bir yankı buldu. şarkıyı da kendi yazmış eğer doğru bilgiyi edinebildiysem. defalarca 6.30 dakika boyunca dinlerken defalarca bir hikayeyi yaşıyorum ve defalarca tamamlıyorum. sinead'la birlikte çığlık atıyor, sonra fısıltıyla susuyorum. o her çığlığın herbiri de birbirinden farklı tonda. keşke onun hissettirdiklerini kelimeye dökecek yeteneğim olsaydı. bu kadının sesindeki enerjinin sözlerimde bir yansımasını bulabilseydim.
  • bugün bu apple yetkili servisi troy’a batarya değişimi için gittim telefonumun 1 hafta kalması gerektiğini söylediler. niye dedim? bataryanın sipariş edilmesi gerekiyormuş. vereyim ücretini sipariş edin batarya geldiğinde çağırın getireyim değişin diyorum olmaz diyorlar.

    daha büyük bir saçmalık görmedim.

    işinizin olmaması gereken bir firmadır.
  • "men rise and fall like winter wheat but these names will never die. let them say i lived in a time of hector, tamer of horses. let them say i lived in a time of achilles"
  • kutudan hasarlı çıkan iphone 15 için çamura yatan firma.

    alişverişi kesinlikle tavsiye etmem.

    calişan üslubu berbat, musteri hizmetleri birbirinden habersiz.

    mecburen alacaksaniz da mutlaka ürün açılımıni mağazada yapın. yoksa paranizi çöpe atmanın zevkinu tadarsınız.
  • apple ıphone 12 geri alım kampanyası adı altında tamamen sorunsuz apple ıphone x cihaza 300 lira fiyat biçen firma. sahi yok pahasına insanların ellerindeki sağlam ürünleri toplamaya ne deniyordu?
hesabın var mı? giriş yap