• daft punk üyelerinin açıklamalarına göre random access memories albümünün, 250'den fazla ses ögesinden oluşan en kompleks şarkısı.(1) de homem-christo şöyle demiş: "touch albümün merkezi gibi, diğer şarkıların hatıraları bu şarkının etrafında dönüp duruyorlar."(2)
  • --- spoiler ---

    ilk bölümün zirve noktası; cep telefonundaki kızının fotografının peşinde olan ingiliz'in, tokyo'da dev ekranlarda gördüğü sahne.*

    --- spoiler ---
  • hayal aleminin derinliklerine dalmanıza neden olan ve içindeki her bir geçişte sizi farklı bir boyuta sokan şarkı demeye dilimin varmadığı daft punk masalı. tabiri caizse yeni bir bohemian rhapsody'dir.
  • tek kelime ile efsane olmus daft punk şaheseri. tabi paul williams ın da hakkını yememeli.

    touch, ı remember touch
    pictures came with touch
    a painter in my mind
    tell me what you see

    a tourist in a dream
    a visitor it seems
    a half-forgotten song
    where do ı belong?
    tell me what you see
    ı need something more

    kiss, suddenly alive
    happiness arrive
    hunger like a storm
    how do ı begin?

    a room within a room
    a door behind a door
    touch, where do you lead?
    ı need something more
    tell me what you see
    ı need something more

    hold on
    ıf love is the answer you hold

    touch, sweet touch
    you've given me too much to feel
    sweet touch
    you've almost convinced me ı'm real
    ı need something more
  • 3:23'te başlayan piyano & trompet ikilisine bayıldığım, taze ve her daim taze kalacak gibi gözüken şarkı. kanımca random access memories'in en iyisi.
  • şu ana kadar random access memories'ten en az 6 parçayı zamanında "albümdeki en iyi şarkı budur" diye etiketlemişimdir. ama hiçbir zaman bunlar arasında touch yoktu. paul williams'ın sesini itici bulurdum her zaman.

    son 3 haftadır falan kulaklığı ne zaman taksam dinlediğim ilk şarkı touch oluyor.

    ve sanmıyorum ki hayatımda beni bir şarkı ile bu kadar farklı duygulara sokacak başka bir şarkı daha olsun. aynı şarkıda karamsarlık, mutluluk, aşk, acı ve realitenin kaçınılmazlığını hissettirebiliyor. çok garip geliyor bu kadar farklı duyguları çok kısa aralıklarla hissetmek.

    özellikle 4.13'te başlayan "hold on, if love is the answer you are home" kısmı transa bile geçirebiliyor.

    fazlasıyla ilginç, fazlasıyla experimental bir şarkı.
  • eski 24 günlerinin hatırına kiefer sutherland'ın bir damn it patlattığı dizi. o değil de bu dizi ya efsane olur, ya da çok pis sıçar.
  • bir selocanın hayatını anlatan dizi film.
  • son on yıldır hayatımızın bir parçası olan bu dizi olgusuna bir türlü bağlanamamış, sıkı takipçileri anlayamamıştım.
    hiçbir diziye alışamamış ya da tam anlamıyla sevememiş olmamı kendi eksikliğim olarak değerlendirmiş ve diğer insanları kıskanmıştım.
    bu dizinin hayatımdaki büyük bir boşluğu dolduracağına karşı olan inancım sonsuz.
    çocukluğumda kara şimşeği beklerkenki o naif heyecan geldi oturdu böğrüme.
    bir thundercats tadı, şu işaret parmaklarını birleştirip zamanı durduran kız güzelliği....

    ben bir touch izleyicisiyim, evet, dokunmak candır.

    düzeltme: iki bölüm izleyebildim. thundercats'in yeni versiyonuna başlayacağım. umutluyum.
  • ikinci bölümü izledim ve bana göre değilmiş.

    --- spoiler ---

    ilk bölümdeki karakterler üzerinden yürüyecek sanıyordum olayları ama öyle değilmiş. her bölüm çok çılgın birleştirmeler olacak anladığım kadarıyla. tamamen kurgu olmasına rağmen bu tip dizilerden en azından kendi içinde tutarlı olmasını bekliyorum. oha çocuğa bak napıyo yeaa ne saçma demiyorum ama ırak'lı bebeye o fırın nasıl gitti, o bombayı patlatmadığı için ebesini niye skmediler gibi soruların çok havada kalması hoşuma gitmiyor. ikinci bölümdeki hintli arkadaş külleri serptikten sonra elleri kelepçeli bi şekilde ekip otosuna bindirilseydi mesela çok datlı olurdu bence.

    çocuğu telefon edince mafyalığa da lanet olsun kötü adamlığa da diyip tevbe eden abiyi hiç saymıyorum gtk.

    --- spoiler ---

    izlemiyorum artık anasını satiim. çok tutarsa falan tükürdüğümü yalar izlerim kimseye de söylemem noolcak sanki, kim bilecek? kimse bilemez sonuç olarak izlerim yani hayret bişii.
hesabın var mı? giriş yap