• meme gibi bir seydir aslinda. herkes gostermenizi ister ama size direkt olarak soylemez, soylemeye cesaret edemez.

    ta ki gostermeye karar verdiginiz gune kadar. iste o gunden sonra nasilsa bir kere gosterdiniz diye hep gostermek zorundaymissiniz gibi bir tavirla karsilasirsiniz. "hadi kizim hadiiii. gostermedigin sey degil... onceden nasil gosterdin simdi de gostereceksin" seklinde cirkin bir yaklasimi olur insanlarin. "benim degil mi? gosteririm gostermem" diyemezsiniz.

    o nedenle dikkat etmek lazim gosterirken... memeyi de toleransi da.
  • (bir kişiye, bir düşünceye) katlanma, (bir düşünceyi) kaldırma, (birini, bir düşünceyi) çekme. katlanım ya da dayanım olarak karşılanabilir, hoşgörü olarak çevirmek mübah olmayabilir.
  • keşke hayatımda sadece hoşgörü, kıyak anlamında kalsaydı dediğim; çizimlerde en büyük ölçüden en küçük ölçüyü çıkarınca bulunan ve tabloya yazılan hede. entrysini de girdiğime göre sınavda unutmamayı diliyorum.
  • 2 ilaca hem farmakokinetik yani enzimleri indükler hem de farmakodinamik tolerans gelişir yani reseptör sayısı azalır.

    1- alkol

    2-barbitüratlar'dır.
  • insanların keyfine göre hareket etmesi sonucunda sınırları zorlanabilendir. bazen düşük bazen yüksek olabilir, anbean değişebilir, kendinizi iyi hissettiğiniz bir anda herhangi bir heves kırılmasıyla birden bire aşağılara düşebilir. hele ki sözlük içerisinde yazıyorsanız sizin canınızı sıkmak için pusuda bekleyen kim bilir kimler vardır. bilemezsiniz, çünkü buradaki eksi butonu adeta kendilerinin sinsiliklerini ve haset duygularını gizlemek için var olmuştur. çünkü çoğu entry'nizde yazılanları okumaz bile, çünkü çoğunun derdi rumuzunuzdur. ve o rumuzu görür görmez alarm verirler.

    keşke iyiliğin ve güzelliğin tesir edebildiği bir kalbiniz olsaydı da burada olmak bazen bu kadar yorucu olmasaydı.

    bu entryyi niçin yazdığımı merak eden yazarlar olursa dün sevgi üzerine yazdığım entrynin edit kısmına gidebilirler. burada olmayı yorucu kılmayanlara sevgiler...
  • hoşgörü ile aynı şey değildir. hoşgörü de farklı olanı sevgi vardır, benimseme vardır. toleransın türkçe karşılığı tahammüldür. zira toleransta, kişiyi veya durumu beğenmediğiniz halde katlanma, sorumluluğunu yüklenme vardır. tahammül de arapça'da hamal ile aynı kökten gelip, bir şeyi yüklenmek anlamını taşır. hoşgörünün karşılığı ise müsamaha olabilir. çünkü müsamaha, semahatten gelir ve iyiliğini isteme, cömertlik gösterme anlamı taşır.
  • insanların size karşı davranış biçimini etkileyen parametrelerden biri.

    ne kadar çok tolerans gösterirseniz o kadar çok saygısızlık ile ödüllendirilirsiniz.
  • ciki$i teknik bir terimdir. sonralari benzetim ve mantik yolu ile sosyal olgular icin de kullanilir hale gelmi$tir.
    tolerans : bir sistemin veya makinanin, kuruldugu ve i$letildigi amacta bir sapma olmaksizin, kullandigi girdilerdeki hatalara veya donu$me surecindeki aksakliklara dayanma gucu.
  • ilaclar tarfindan olusan etkilere (kalp atim hizindan oforiye kadar) karsi vucudun tolerans gelistirmesi, bu nedenle ayni etkiye ulasmak icin dozu arttirma gerekliligi (bkz: alkol) (bkz: alkol komasi), bir de bunun tersi vardir (bkz: ters tolerans)
  • kaybedildikten sonra geri kananımı zor olan şeylerden. bir kere bitti mi yok tekrar geri gelmiyor.
hesabın var mı? giriş yap